Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sayın Burak Özügergin'in Haftalık Olağan Basın Toplantısı, 10 Temmuz 2008

Arkadaşlar hoş geldiniz, günaydın hepinize.



Öncelikle dünkü saldırıda hayatlarını kaybeden güvenlik görevlilerimiz hakkında dün bir açıklama yapmıştık. Bu olay bizi derinden üzmüştür; onu tekrar hatırlatmak isterim. Güvenlik görevlilerimize rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz.



Onun dışında bir duyurum olacak sizlere. Daha sonra da mutad olduğu üzere sizlerden gelecek soruları yanıtlamaya çalışırım. Öncelikle, önümüzdeki hafta Ankara’da bir Büyükelçiler konferansı olacak. Bu konuda size bilgi vermek isterim.



Yurtdışında görevli bulunan Büyükelçi ve Daimi Temsilcilerimiz ile merkezde görevli Büyükelçilerimizin katılımıyla Bakanlığımız tarafından 15-18 Temmuz 2008 tarihleri arasında Ankara’da “Türk Dış Politikası Yönelimler ve Öncelikler” temalı bir Büyükelçiler konferansı düzenlenecektir. Biliyorsunuz bir süredir bu tür konferanslar bölgesel temalar çerçevesinde düzenlenmekteydi. Bu tür konferanslar belli başlı bazı ülkeler tarafından yapılmaktadır. Fakat bu kere ilk kez bütün Büyükelçilerimizin katılımıyla geniş çaplı olarak yapılması kararlaştırılmıştır. Toplantının temel amacı nedir? Türk Dış Politikasını ilgilendiren temel konularda kısa ve orta vadede izlenmesi gereken hareket tarzına ilişkin seçenekleri ortaya çıkarmaya yönelik bir görüş alışverişine imkan sağlanması. Bunu yaparken de merkez ve dış teşkilatımız arasındaki eşgüdümün güçlenmesini sağlamaktadır.



Benim duyurum bundan ibaret. Sizden soru varsa onları alayım.





SORU : Burak bey, bu fikrin nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi verebilir misiniz?



CEVAP: Sayın Bakanımız göreve geldikten sonra bu fikri kendisi ortaya attı. Tabii ki Bakanlığımız yönetimiyle eşgüdüm halinde, böyle bir fikri, bildiğim kadarıyla kendisi ortaya attı. Konferans 4 gün sürecek. Avrupa, Balkanlar, Amerika, Ortadoğu, Afrika’yı ilgilendiren aklınıza gelen her tür konuda hem bölgesel, hem tematik konular çerçevesinde görüş alışverişinde bulunulacak. Enerji güvenliği konuşulacak. Su ve çevre politikalarına ilişkin dış politikalarımızı ilgilendirilen konulara girilecek. Yani kısacası Dışişleri Bakanlığı, ne işle ilgileniyorsa bütün konularda hem Ankara’da, hem yurtdışında görev yapan Büyükelçilerimizin katılımıyla doyurucu bir program ortaya çıkacak.



Konferansta ortaya çıkan görüşler ve belirlenen dış politika hedef ve önceliklerimiz hakkında sizlere de peyderpey bilgi sunmayı öngörüyoruz.



SORU: Ağrı dağında kaçırılan üç tane Alman dağcı konusunda bir gelişme var mı?



CEVAP: Bu konuda güvenlik güçlerimiz titizlikle incelemeleri sürdürmekte. Dışişleri olarak, Almanya Büyükelçiliği, Berlin Büyükelçiliğimiz de Almanya Dışişleri Bakanlığıyla yakın işbirliği halindedir. Bu konuda bir şey söylemek için biraz erken. Ama bilgi edindikçe sizlere bilgi vermeye devam ederiz.



SORU: Akdeniz Birliği zirve toplantısı. Katılım konusunda bazı tereddütlerimiz vardı. Başbakan katılıyor. Bu tereddütlerimiz giderildi mi?



CEVAP: Öncelikle biliyorsunuz Başbakanlıktan bir açıklama yapıldı dün. Sayın Başbakanın bu zirveye katılımının, 12-13 Temmuz tarihleri itibariyle katılımının öngörüldüğüne ilişkin bilgi verildi. Hatırlarsanız zirveye varmadan önce projenin ortaya çıkış biçimi hakkında bizim tereddütlerimiz olduğunu daha önce de ifade etmiştik. Aradan geçen süre zarfında irili ufaklı birçok toplantı yapıldı. Bu tereddütlerimizin büyük ölçüde giderildiğini tesbit ettik. Şunu söylemek lazım, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Sayın Başbakanımızla bir telefon görüşmeleri oldu. Sayın Başbakanımızı katılmakta olduğu G-8 Zirvesi vesilesiyle Japonya’dan aradı. Benim edindiğim izlenim Sayın Başbakanımızın tereddütlerini giderici mahiyette, gerekli açıklamaların geldiği yönünde.



SORU: Yönetim biçimi, oylama sistemi, eşbaşkanlık olup olmayacağı gibi bazı kesin olmayan hususlar vardı. Önceki basın toplantısında dile getirmiştiniz. Bu hususlarda ilerleme var mı?



CEVAP: Onüçündeki toplantı, daha ziyade sembolik bir anlam taşıyor. Birliğin mekanizmaları, yeri, eşbaşkan, sekretaryanın yapısı vs konularda henüz içi doldurulmuş değil. Bize göre bu zirvenin daha çok sembolik bir anlamı olacak. Sonbaharda bir Bakanlar toplantısı yapılacak. Bakanlar toplantısında projenin daha da netleşmesi bekleniyor.



Türkiye gibi Akdeniz’de ağırlığı olan bir ülkenin katılmasının daha doğru olacağı değerlendirilmesi yapıldığı için katılıyoruz. Biliyorsunuz AB Komisyonu sekretarya görevini üstlendi. Gerek dönem başkanı Fransa, gerek diğer ortaklarımız nezdinde bu konuyu takip etmeye ve önem verdiğimiz konularda lehimize şekillendirmeye yönelik gayretlerimiz sürecek.



SORU: Basın organlarında, İstanbul’da yaşanan terör saldırısı sırasında Amerikalıların içeriye kaçtığı, polislere yardımcı olmadığı yönünde yorumlar çıktı. Dışişleri Bakanlığının bu konuda söyleyecek bir şeyi var mı?



CEVAP: Bu konuda herhangi bir yorumda bulunmam doğru olmaz herhalde. Çünkü olayların ne şekilde geliştiğinin kamuoyuna açıklanması işlerini tabiatıyla İçişleri Bakanlığımız ve diğer birimlerimiz yürütmekte. Bu bakımdan Dışişleri Bakanlığının görev sahasına girmeyen bir konuda herhangi bir şey söylemekte doğrusu biraz çekiniyorum.



SORU : Sayın Başbakan Irak’a gitti. Gündemde neler var?



CEVAP: Sayın Başbakanımız ki Sayın Bakanımız da refakat etmekte kendilerine. Bugün Irak’a günübirlik bir ziyarette bulunmakta. Çok fazla ayrıntısına şu aşamada girmem mümkün değil, ama şunu sanırım söyleyebilirim: Sayın Başbakanımızın bu ziyaret esnasında Irak Cumhurbaşkanı Talabani, Cumhurbaşkanı yardımcıları El Haşimi ve Abdülmehdi, Başbakan El Maliki ve Irak Ulusal Meclisi Başkanı Mahmut El Meşhadani ile görüşmesi öngörülüyor. Ziyaretin seyrine ilişkin ayrıntılı bilgi kamuoyumuzla ayrıca paylaşılacaktır.



SORU: Ergenekon soruşturması konusunda diğer yabancı ülke dışişleri bakanlıklarından Türkiye’den bilgi istendi mi ve dış basının bakışını da bu olayda nasıl değerlendiriyorsunuz?



CEVAP: Bize, görebildiğim kadarıyla, örneğin ne Avrupa Konseyinden ne Avrupa Birliği’nden herhangi bir yaklaşım olmamıştır. Yani, bilgi talep etme mahiyetinde bir yaklaşım olmamıştır. Bunun dışında sanırım fazla bir şey söyleyemeyeceğim.



SORU: Bu Büyükelçiler konferansının zamanlaması, yani bir yandan Ergenekon soruşturması sürüyor, kapatma davası var. Bir yandan AB reform süreci, Fransa’nın başkanlığı kaygıları var. Bu anlamda bu konferansın zamanlaması özellikle mi buna getirildi. Tüm dünyadaki Büyükelçiler ve buradaki Büyükelçilerin ortak bir politika oluşturması açısından?



CEVAP: Servet beyin sorusunu da yanıtlarken sanırım şimdi sorduğunuz sualin kısmen cevabını vermiştim. 100’den fazla Büyükelçinin Türkiye’ye davet edilerek burada Türk Dış Politikası’nı ilgilendiren temel konular konusunda bir toplantı yapılması meselesi öyle bir iki aya sığacak iş değil. Bu proje aylar önce kararlaştırılmış bir proje. Temmuz’da yapılmasının arkasında pratik sebepler de aramak lazım. Büyükelçilerimizin bulundukları ülkelerdeki yoğunlukları, programları, Ankara’nın trafiğini de düşünmek lazım. Haziran’a kadar Avrupa, Amerika çalışır. Dünyanın diğer bölgelerinde de trafik yoğunluğu vardır. Onun için en uygun zaman, aylar öncesinden Temmuz olarak tespit edilmiştir.



SORU : Kıbrıs’taki son görüşmeleri Dışişleri Bakanlığı nasıl değerlendiriyor, siz nasıl bakıyorsunuz? Bir de bir sorum daha var. Avrupa Konseyi’nin kararına Dışişleri Bakanlığından çok büyük tepki gelmemişti. Şimdi Türkiye’de parti kapatılırsa Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınması öngörülen bir karar çıktı AKPM’den. Bu konuda Dışişleri Bakanlığı’nın herhangi bir çalışması var mı karar ne olursa olsun gibisinden?



CEVAP: Biliyorsunuz 2008 yılının Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm bulunması yolunda bir fırsat penceresi sunduğuna ilişkin düşüncelerimizi zaman içerisinde söyleye geldik. 21 Mart’ta liderler buluştular. Bu başlangıcın iyi sonuçlar getirebileceğini düşündük ve kapsamlı müzakerelere biran önce başlanması gerektiğini düşündüğümüzü söyledik. Temel parametreleri tekrarlamakta fayda var. BM Genel Sekreterinin iyi niyet misyonu çerçevesinde, iki kesimli, iki tarafın siyasi eşitliğine dayanan, iki kurucu devletin eşit statüsünü içeren, yerleşik BM parametreleri temelinde oluşturulacak yeni bir ortaklık devletinin çatısı altında adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm istiyoruz. Temel parametreler bunlar. Buna, tabi şunu da ilave etmek lazım. Bulunacak bir çözümde Türkiye’nin etkin garantisinin sürmesini de beklemek lazım.



SORU: Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın Sayın Cumhurbaşkanımızı davetini resmi olarak da ilettiler. Türkiye bu daveti ne çerçevede değerlendirecek? İlişkilerde yeni bir açılım olacak mı?



CEVAP: Hatırlarsanız, bir önceki toplantımızda Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın Sayın Cumhurbaşkanımızı bir maçı birlikte izlemeye davet edeceğine dair haberlerden söz etmiştik. Bu davet resmi kanallardan bize ulaştı. Değerlendireceğiz daveti. Normalizasyon konusuna gelince, Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın geçtiğimiz günlerde uluslararası basında yankı bulan bazı ifadeleri oldu. Taze bir başlangıç yapılması ve ilişkilerin normalizasyonunun zamanının geldiği ve hatta şöyle bir ifade kullandığı bize iletildi, eğer doğruysa tabii, iki ülke arasında normal ilişkilerin tesisinden başka bir alternatif yoktur dendiği bize ulaştı. Hatırlarsanız, Ermenistan’daki seçimlerden hemen sonra mektup teatileri olmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Sayın Bakanımız, karşıtlarıyla mektup teatileri yaptılar. Eğer doğru ise, Ermenistan Cumhurbaşkanının bu ifadelerini memnuniyetle karşılıyoruz.



Başka soru var mı? Çok teşekkürler.***