DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları; bugün dost ve
kardeş İran Dışişleri Bakanı kardeşim Cevad Zarif’i İstanbul’da
ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Burada İstanbul’da birkaç ay
önce de yine kendisiyle bir araya gelmiştik.
Bugünkü görüşmelerimizde ikili ilişkileri enine boyuna ele aldık. Maalesef
ticaretimizde bir düşüş var, bunu tersine çevirmemiz gerekiyor.
Ulaştırmayla ilgili, lojistikle ilgili bazı konular vardı, bunları
hallettik. Önümüzdeki günlerde ortak komisyonu toplayarak ekonomik
ilişkilerimizi ve ticaretimizi artırmak için daha fazla gayret sarf
edeceğiz.
Ayrıca, pandemi sebebiyle gerçekleştiremediğimiz diğer toplantıları nasıl
gerçekleştirebileceğimizi ve ne zaman gerçekleşebileceğini konuştuk. İkili
düzeyde ziyaretlerimiz olacak. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey
Toplantısını İran’da gerçekleştireceğiz. Ayrıca, Astana formatında üçlü
zirve yine İran-Tahran’da olacak. Diğer taraftan, Türkiye-İran-Azerbaycan
üçlü mekanizmalarımız var. Tüm bu toplantıları, Dışişleri Bakanları
düzeyinde ve liderler düzeyinde toplantıları gerçekleştirmek için
hazırlıkları da bugün başlatmış olduk.
Bugün yine kardeşim Cevad Zarif’le bizleri de yakından ilgilendiren
bölgesel konuları ve bu konulardaki işbirliğimizi değerlendirdik, görüş
alışverişinde bulunduk. Suriye’deki son durum, bugün Cenevre’de sona erecek
Anayasa Komitesinin beşinci toplantısı ve Suriye’deki genel durum. Aynı
şekilde Irak, Körfez ve özellikle de Güney Kafkasya’daki gelişmeleri
birlikte ele aldık.
Güney Kafkasya’da şimdi bir ateşkes var, hepimiz bu ateşkesin kalıcı
olmasını istiyoruz. Sadece istemek yetmez, katkı sağlamamız gerekiyor. Ve
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in önerisi, yine Sayın Putin’in
desteklemesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diğer liderlerin de
desteklemesiyle 3+3 formatta Güney Kafkasya’yla ilgili bir işbirliği
planlıyoruz. Kardeşim Cevad Zarif, bu çerçevede Türkiye’ye gelmeden önce
Azerbaycan, Rusya, Ermenistan ve Gürcistan’ı da ziyaret etti ve bu
konularda o ülkelerle de görüş alışverişinde bulundu, bunları da bugün
kendi aramızda değerlendirdik.
Güney Kafkasya’daki barış ve istikrar herkesin yararınadır ve bu bölgedeki
normalleşme yine özellikle bölge ülkelerinin yararına olacaktır, ama en çok
da Ermenistan ve Ermenistan halkı faydalanacaktır. Dolayısıyla
Ermenistan’ın da bu doğrultuda yapıcı adımlar atmasını bekliyoruz.
Değerli basın mensupları; biz özellikle İran, ABD ve Avrupa üçlüsüyle
imzalanan nükleer anlaşmaya başından beri destek verdik, öncesi de katkı
sağladık. Maalesef Trump yönetimi bu anlaşmadan çekildi, umarım Biden
yönetimi ile ABD tekrar bu anlaşmaya geri döner ve bu konudaki ülkeler
arasındaki işbirliği tekrar bu şekilde tesis edilmiş olur ve böylece
inşallah kardeş İran’a yönelik yaptırımlar-ambargolar da kalkmış olur. Ve
bugün kardeşim Cevad Zarif’e Türkiye olarak her türlü desteği vermeye hazır
olduğumuzu da vurguladık.
Bugün Cuma namazından sonra Sayın Cumhurbaşkanımız da kardeşim Cevad Zarif
ve bizi kabul edecekler, dolayısıyla görüşmelerimize devam edeceğiz.
Bu duygularla kardeşime bir kere daha hoş geldin diyerek sözü kendisine
veriyorum.
İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEVAD ZARİF- Çok teşekkür ederim.
Bismillahirrahmanirrahim. Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla bütün basın
mensuplarına selam ve saygılarımı sunuyorum ve günaydınlar diliyorum. Cuma
sabahınız hayırlı olsun.
Son birkaç ay içinde ikinci kez değerli kardeşim Sayın Çavuşoğlu’yla
görüştüğüm için, konuştuğumuz için çok çok mutluyum ve inşallah bugün Cuma
namazından sonra da Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etme şerefine ermiş
olacağım.
Bizim için İran İslam Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilişkileri
çok çok önemlidir. Aynı zamanda İran ve Türkiye halkı için ve de bölge
halkı için karşılıklı menfaatle dolu, yararla dolu bir ilişkidir. İran ve
Türkiye zor günlerde birbirlerinin yanında olmuşlar. Biz zor günlerde
arkadaş olmanın kıymetini iyi biliyoruz. Ve umarım Amerika’da terör devleti
gittikten sonra İran ve Türkiye halkını ve bölge halkını daha güzel günler
bekliyor olacaktır. Maalesef biz bugün ikili ilişkiler hakkında konuştuk,
maalesef koronavirüs nedeniyle ve ambargolar nedeniyle ikili
ilişkilerimizde biraz azalma görüyoruz ticaret hacmimizde. Ancak biz buna
inanıyoruz iki ülkenin de liderlerinin kararıyla ve isteğiyle kesinlikle
daha önceki güzel günlere bu ticaret ilişkilerini geri götüreceğiz. Biz
bugün transit, ticaret ve enerji konularındaki işbirliğini ele aldık, çok
güzel ve yapıcı konuşmalarımız oldu. En temel amacımız karşılıklı olarak
iki ülkede faaliyet yapan şirketler ve insanların sorunlarını çözmek oldu.
Bizim için Türkiyeli şirketlerin İran’da varlığı çok önemlidir, Türk
şirketlerini İran’a bekliyoruz. Aynı zamanda umarız ki bunlar herhangi bir
sıkıntı yaşamadan kendi işlerini, faaliyetlerini İran’da sürdürebilirler.
Biz Sayın Erdoğan’ı İran’a bekliyoruz ve inşallah yakın zamanda da bunun
tarihini netleştireceğiz. Hem stratejik ortak işbirliği zirvemizi yapacağız
hem de üçlü zirvenin devamını yapacağız. Biz aynı zamanda Astana
formatındaki işbirliklerimize devam ediyoruz ve bu formatta çok mutluyuz ki
Suriye halkının acılarını biraz dindirmişizdir, biraz azaltmışızdır.
Türkiye, İran ve Rusya Federasyonu olarak Anayasa Komitesi çerçevesinde
zaten bu faaliyetler devam ediyor. Tabii ki orada beklediğimiz kadar çok
hızlı çalışmalar ilerlemiyor, ancak yine de önemlidir. Bugün Suriye’de
savaşın yerini diyalog almıştır. İnşallah çok yakında zamanda İran-Türkiye
ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları Toplantısını İran’da gerçekleştireceğiz.
İran’la Türkiye’nin Kafkasya konusundaki işbirlikleri kesinlikle bölge
halkının, bölge ülkelerinin çok yararına olacaktır. Türkiye-Azerbaycan ve
Rusya Cumhurbaşkanlarının önerdiği platform ve işbirliği çerçevesinde benim
bir beş ülkeye bir ziyareti başlattım, Türkiye’deki dostlarımla
istişarelerde bulunarak bu ziyareti başlattım. Ve bugün diğer ülkeleri
ziyaret ettikten sonra burada olduğum için çok mutluyum. Azerbaycan, Rusya,
Ermenistan ve Gürcistan’ı ziyaretimde ben her zaman şuna vurgu yaptım:
Geçmişi geleceğe giden bir yol olarak görmeliyiz ve bunu olumlu bir şekilde
kullanmalıyız. Şu anda ki var olan ateşkes daha kalıcı hale gelmelidir ve
ticaretin ekonomik ilişkilerin canlanmasını sağlamalıdır. Şu anda aslında
zemin her altı ülke için de hazırlanmıştır. Biz bölgenin ve bu altı ülkenin
de daha kalkınması için faaliyetler yapabiliriz. Hem kara yolları
anlamında, demir yolları, enerji anlamında, farklı alanlarda işbirliği
yapabiliriz. Ve ben çok iyimserim bu konuda, umarım ki bazı ülkelerin bazı
mülahazalarına rağmen bu iş gerçekleşir ve bu işbirliğimizi ilerletiriz.
Ben dört ülke ziyaretimde konuştuklarımla ilgili bilgileri değerli kardeşim
Mevlüt Bey’le paylaştım. Burada konuştuklarımızla, diğer ülkelerle aynı
şekilde paylaşacağım ve umarım ki bu güzel ortamı işbirliği yapmak için bu
ortamı sağlamış oluruz.
Bir kez daha siz Türk halkına misafirperverliğiniz için çok çok teşekkür
ediyorum. Ve son depremde yaşanan can kayıpları için başsağlığı diliyorum.
SORU- (Mikrofonsuz Konuşma)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Mikrofon var mı ya da maskenizi çıkarıp
biraz daha yüksek sesle.
SORU- … son durumlarıyla ilgili. Ayrıca, korsanların beklentisi nedir, bu
görüşmelerle ilgili bir gelişme var mı, bilgi alabilir miyiz? Teşekkür
ederim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Belki sorunuzun
tamamını cevaplamam mümkün değil, ama dün memnuniyet verici bir haber
aldık. Mürettebat ve kaptan şirketle, Boden şirketinin yetkilileriyle
temasa geçtiler ve 15 kardeşimizin hepsinin de sağlık durumunun iyi
olduğunu öğrendik. Onun dışında tabii başlayan süreç ve detayları hakkında
bilgi vermem mümkün değil, ama güzel haberleri inşallah yakında alacağız,
bir süreç var devam ediyor. Diğer taraftan, gemide üç tane mürettebatımız
vardı, yeni ekip gitti dün bölgeye ulaştılar. Yine Librevil’den aynı
şekilde geminin olduğu liman şehrine de ulaştılar ve 3 vatandaşımız da
bugün Türk Hava Yollarıyla Türkiye’ye dönecekler 4’üncü kaptan ve 2
vatandaşımız.
Bildiğiniz gibi bir Azerbaycan vatandaşı kardeşimiz de maalesef vefat
etmişti, dün öğleden önce cenaze Bakü’ye ulaştı Türk Hava Yollarıyla aynı
şekilde.
Bu vesileyle özellikle Gabon yetkililerine ve de Cumhurbaşkanına çok
teşekkür ediyoruz, kendi uçağını tahsis etti cenazenin Librevil’e gelmesi
için. Sayın Cumhurbaşkanımız da Gabon Cumhurbaşkanı Ali Bongo Ondimba’yı
arayarak bizzat teşekkür ettiler.
Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın yine talimatıyla kurumlarımız arasında bir
çalışma grubu oluşturduk ve Gabon’a ve bölgeye gönderiyoruz, bazı ülkelere
ziyarette bulunacaklar. Maalesef bu bölgede, özellikle bu Gine Körfezinde
korsanların gemilere saldırısı ilk değil, son da olmayacak gibi, çok
saldırılar oldu. Bundan sonra özellikle bizim gemilerimize yönelik, bu gemi
bizim değil, ama personel bizim ve diğer gemilere yönelik saldırıların
önlenmesi konusunda neler yapılabilir, bunu da bölge ülkeleriyle ele
alacağız. Tabii Gabon’a da özellikle heyetimiz bizzat giderek Türkiye’nin
teşekkürlerini iletmiş olacak; verebileceğim bilgiler bunlar. Teşekkür
ediyorum.
SORU- İran Devlet Televizyonu Türkiye Temsilcisiyim. Öncelikle kendi
Bakanımıza hoş geldin diliyorum. Sayın Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanına selamlar ve saygılarımı sunuyorum.
Bölge ve dünyanın geçmişte ve bugündeki gelişmelerine bakarak, Türkiye ve
İran’ın gelecekteki ilişkilerinin vizyonunu nasıl görüyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Soru her iki Bakana mı?
TERCÜMAN- Her iki Bakana.
İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEVAD ZARİF- İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye her
zaman en zor koşullarda birbirleriyle ilişki halinde olmuşlar ve her zaman
yine de bu ilişkilerine devam edecekler.
Bugün bizim yeni işbirliği yapma fırsatlarımız var, özel fırsatlar
önümüzdedir, sadece Suriye üzerinde değil Kafkasya bölgesinde de bunu
yapacağız.
Aynı zamanda bugün Afganlı kardeşlerimizin talebi üzerine Afganistan,
Türkiye ve İran 3’lü toplantılarını işbirliği üzerine konuştuk.
İran ve Türkiye arasındaki işbirliği alanları çok geniştir, çok fazladır ve
inşallah Amerika’nın daha mantıklı tutumuyla bu ilişkileri daha da
genişleteceğiz, daha da derinleştireceğiz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum sorunuza. Kardeşim
Cevad Zarif’in söylediği gibi iki kardeş ve komşu ülke olarak
ilişkilerimizi her zaman geliştirmek için çaba sarf ediyoruz ve en zor
zamanlarda hep dayanışma içinde olduk ve Türkiye olarak Amerika’nın
yaptırımlarına karşı da duruşumuz bellidir. Bu ilişkileri önümüzdeki
süreçte daha da geliştirmemiz lazım, pandemi sonrasına kendimizi iyi
hazırlamamız gerekiyor. Bir taraftan ticaret, yatırımlar, lojistik
konuları, işte Gürbulak kapısında ilave tedbirler alarak geçişleri daha da
hızlandırdık.
Aynı şekilde iki ülke arasındaki iyi ilişkiler bölgenin istikrarı ve huzuru
için de, hatta ekonomik kalkınması için de önemli. O nedenle geçmişte
Türkiye-İran-Azerbaycan, daha sonra Türkiye-İran-Azerbaycan-Gürcistan 3’ül
ve 4’lü mekanizmaları hayata geçirdik, şimdi Afganistan’la 3’lü bir
mekanizma kurmak için -Afganistan da çok istiyor- çalışıyoruz. Bölgede yine
Irak, Suriye’nin istikrarı için çaba sarf ediyoruz, biraz önce Astana
formatından bahsettik. Şimdi Güney Kafkasya’da bu 3+3 formatıyla bölgede
barışı kalıcı hale getirmek istiyoruz.
Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Bugün dünyada zorluklar var, zorlukların
çoğu da bizim bölgemizde, o nedenle biz hem ikili ilişkilerimizi güçlü
tutmamız lazım, hem de bölgenin istikrarı için işbirliğimizi güçlendirmek
lazım ve bunun için çalışıyoruz.
SORU- Öncelikle konuk Bakana hoş geldiniz diyorum ülkemize. 5+1 ülkeleriyle
yoğun görüşmelerden sonra nükleer enerji konusunda anlaşma imzalamıştınız.
2018 yılında dönemin Amerikan Başkanı Donald Trump tek taraflı olarak
ülkesini bu anlaşmadan çektiğini ilan etti. Bu yılın başında da siz yeniden
nükleer çalışmalara başladığınız duyurdunuz. Şimdi bu bir blöf müydü, yoksa
artık bundan sonra nükleer silaha ulaşana kadar İran çalışmalarını
sürdürecek mi?
Ayrıca, biz de Türkiye olarak S-400 füzeleri aldığımız için Rusya’dan yine
Amerika Birleşik Devletleri’nin CAATSA yaptırımlarına muhatap olmuştuk.
Amerikan yaptırımına uğramış iki komşu ülke bu konuda somut bir yardımlaşma
adımı olarak ne atacak? Teşekkür ederim.
İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEVAD ZARİF- Birincisi, biz Amerika’nın Türkiye’ye
yaptığı ambargoları net bir şekilde ve çok açık bir dille kınadık ve onlara
en ufak bir şekilde değer vermiyoruz. Maalesef Amerika ambargo uygulamaya
alışmıştır ve Amerika’nın bu politikaları hem bütün dünyayı, hem de
Amerika’nın kendisinin zararına tamamlanacaktır.
Kapsamlı eylem planıyla ilgili aslında birçok uzun bir müzakere süreci
oldu, Amerika, İran ve diğer Avrupa ülkeleri bütün detaylarıyla bütün
konuları ele aldılar, konuştular ve daha sonra bir anlaşmaya vardılar, bu
anlaşma da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandı. O gün
konuştuğumuz anlaşmada var olmayan konular üzerine zaten tartışılmıştır ve
anlaşmada olmasın diye karara varılmıştır. Bu nedenle bugün yeni maddeler
oraya eklenemez. Bu anlaşma zaten tam olarak bir güvensizlik çerçevesinde
yazıldı. Tam güvensiz bir ortamda yazıldığı için bazı mekanizmalar
öngörüldü. Eğer bir taraf taahhütlerini yerine getirmezse, karşı taraf da
yine taahhütlerini yerine getirmeyecektir diye zaten bu yazıldı anlaşmada.
Sizin de dediğiniz gibi Amerika sadece tek taraflı olarak bu anlaşmadan
çıkmadı. Bu anlaşmadan çıkmakla birlikte de bu anlaşmaya bağlı kalan
ülkelere baskı da uygulamaya başladı ve biz zaten bunu yaşadık. Birçok Türk
firması veya birçok Türk insanı zaten bu ambargolarla karşı karşıya
kaldılar. Bu aslında tamamen yasa dışı bir davranıştı. İran’ın yaptıkları
sadece Amerika tarafının yaptıklarının telafisi olarak yapıldı. Ve İran’ın
nükleer silah elde etmek istiyor diye anlamına gelmiyor. Biz inanç olarak
da, stratejik olarak da nükleer silahı kabul etmiyoruz, karşıyız ve onu
kesinlikle bir güvenlik aracı olarak görmüyoruz. Hatta bütün nükleer
silahların bu silahlara sahip olan ülkeler tarafından hepsinin tamamen yok
edilmesinden yanayız. Ancak bir kez daha vurgulamak istiyorum, Amerika tek
taraflı bu kapsamlı eylem planından çekilmiştir ve verdiği taahhütleri
ihlal etmiştir. Ve şu anda da bu anlaşmaya geri dönmek ve taahhütlerini
yerine getirmek Amerika için bir görevdir. Amerika taahhütlerini yerine
getirdiği an ve biz bunun işlediğini, yararını gördüğümüz an biz de
taahhütlerimizi yerine getirmeye hazırız. Zaten bu da İran İslam
Cumhuriyeti’nin en üst düzey liderlik kademesinde İran Dini Lideri
tarafından da onaylanmıştır, söylenmiştir. Amerika’nın yeni devletinin
iddiaları, İran’ın nükleer anlaşmaya geri dönmesi şeklindedir. Bu iddialar
kesinlikle herhangi bir, uygulanır bir yanı yoktur ve mantıklı da değil.
Mantıklı olan şudur: Anlaşmadan çıkan anlaşmaya geri döner, biz zaten
anlaşmanın içindeyiz, biz de gereğini yaparız.