Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun İran Dışişleri Bakanı Sayın Cevad Zarif ile Ortak Basın Toplantısı, 29 Ocak 2021, İstanbul

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları; bugün dost ve kardeş İran Dışişleri Bakanı kardeşim Cevad Zarif’i İstanbul’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Burada İstanbul’da birkaç ay önce de yine kendisiyle bir araya gelmiştik.

Bugünkü görüşmelerimizde ikili ilişkileri enine boyuna ele aldık. Maalesef ticaretimizde bir düşüş var, bunu tersine çevirmemiz gerekiyor. Ulaştırmayla ilgili, lojistikle ilgili bazı konular vardı, bunları hallettik. Önümüzdeki günlerde ortak komisyonu toplayarak ekonomik ilişkilerimizi ve ticaretimizi artırmak için daha fazla gayret sarf edeceğiz.

Ayrıca, pandemi sebebiyle gerçekleştiremediğimiz diğer toplantıları nasıl gerçekleştirebileceğimizi ve ne zaman gerçekleşebileceğini konuştuk. İkili düzeyde ziyaretlerimiz olacak. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey Toplantısını İran’da gerçekleştireceğiz. Ayrıca, Astana formatında üçlü zirve yine İran-Tahran’da olacak. Diğer taraftan, Türkiye-İran-Azerbaycan üçlü mekanizmalarımız var. Tüm bu toplantıları, Dışişleri Bakanları düzeyinde ve liderler düzeyinde toplantıları gerçekleştirmek için hazırlıkları da bugün başlatmış olduk.

Bugün yine kardeşim Cevad Zarif’le bizleri de yakından ilgilendiren bölgesel konuları ve bu konulardaki işbirliğimizi değerlendirdik, görüş alışverişinde bulunduk. Suriye’deki son durum, bugün Cenevre’de sona erecek Anayasa Komitesinin beşinci toplantısı ve Suriye’deki genel durum. Aynı şekilde Irak, Körfez ve özellikle de Güney Kafkasya’daki gelişmeleri birlikte ele aldık.

Güney Kafkasya’da şimdi bir ateşkes var, hepimiz bu ateşkesin kalıcı olmasını istiyoruz. Sadece istemek yetmez, katkı sağlamamız gerekiyor. Ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in önerisi, yine Sayın Putin’in desteklemesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diğer liderlerin de desteklemesiyle 3+3 formatta Güney Kafkasya’yla ilgili bir işbirliği planlıyoruz. Kardeşim Cevad Zarif, bu çerçevede Türkiye’ye gelmeden önce Azerbaycan, Rusya, Ermenistan ve Gürcistan’ı da ziyaret etti ve bu konularda o ülkelerle de görüş alışverişinde bulundu, bunları da bugün kendi aramızda değerlendirdik.

Güney Kafkasya’daki barış ve istikrar herkesin yararınadır ve bu bölgedeki normalleşme yine özellikle bölge ülkelerinin yararına olacaktır, ama en çok da Ermenistan ve Ermenistan halkı faydalanacaktır. Dolayısıyla Ermenistan’ın da bu doğrultuda yapıcı adımlar atmasını bekliyoruz.

Değerli basın mensupları; biz özellikle İran, ABD ve Avrupa üçlüsüyle imzalanan nükleer anlaşmaya başından beri destek verdik, öncesi de katkı sağladık. Maalesef Trump yönetimi bu anlaşmadan çekildi, umarım Biden yönetimi ile ABD tekrar bu anlaşmaya geri döner ve bu konudaki ülkeler arasındaki işbirliği tekrar bu şekilde tesis edilmiş olur ve böylece inşallah kardeş İran’a yönelik yaptırımlar-ambargolar da kalkmış olur. Ve bugün kardeşim Cevad Zarif’e Türkiye olarak her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu da vurguladık.

Bugün Cuma namazından sonra Sayın Cumhurbaşkanımız da kardeşim Cevad Zarif ve bizi kabul edecekler, dolayısıyla görüşmelerimize devam edeceğiz.

Bu duygularla kardeşime bir kere daha hoş geldin diyerek sözü kendisine veriyorum.

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEVAD ZARİF- Çok teşekkür ederim. Bismillahirrahmanirrahim. Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla bütün basın mensuplarına selam ve saygılarımı sunuyorum ve günaydınlar diliyorum. Cuma sabahınız hayırlı olsun.

Son birkaç ay içinde ikinci kez değerli kardeşim Sayın Çavuşoğlu’yla görüştüğüm için, konuştuğumuz için çok çok mutluyum ve inşallah bugün Cuma namazından sonra da Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etme şerefine ermiş olacağım.

Bizim için İran İslam Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilişkileri çok çok önemlidir. Aynı zamanda İran ve Türkiye halkı için ve de bölge halkı için karşılıklı menfaatle dolu, yararla dolu bir ilişkidir. İran ve Türkiye zor günlerde birbirlerinin yanında olmuşlar. Biz zor günlerde arkadaş olmanın kıymetini iyi biliyoruz. Ve umarım Amerika’da terör devleti gittikten sonra İran ve Türkiye halkını ve bölge halkını daha güzel günler bekliyor olacaktır. Maalesef biz bugün ikili ilişkiler hakkında konuştuk, maalesef koronavirüs nedeniyle ve ambargolar nedeniyle ikili ilişkilerimizde biraz azalma görüyoruz ticaret hacmimizde. Ancak biz buna inanıyoruz iki ülkenin de liderlerinin kararıyla ve isteğiyle kesinlikle daha önceki güzel günlere bu ticaret ilişkilerini geri götüreceğiz. Biz bugün transit, ticaret ve enerji konularındaki işbirliğini ele aldık, çok güzel ve yapıcı konuşmalarımız oldu. En temel amacımız karşılıklı olarak iki ülkede faaliyet yapan şirketler ve insanların sorunlarını çözmek oldu. Bizim için Türkiyeli şirketlerin İran’da varlığı çok önemlidir, Türk şirketlerini İran’a bekliyoruz. Aynı zamanda umarız ki bunlar herhangi bir sıkıntı yaşamadan kendi işlerini, faaliyetlerini İran’da sürdürebilirler. Biz Sayın Erdoğan’ı İran’a bekliyoruz ve inşallah yakın zamanda da bunun tarihini netleştireceğiz. Hem stratejik ortak işbirliği zirvemizi yapacağız hem de üçlü zirvenin devamını yapacağız. Biz aynı zamanda Astana formatındaki işbirliklerimize devam ediyoruz ve bu formatta çok mutluyuz ki Suriye halkının acılarını biraz dindirmişizdir, biraz azaltmışızdır. Türkiye, İran ve Rusya Federasyonu olarak Anayasa Komitesi çerçevesinde zaten bu faaliyetler devam ediyor. Tabii ki orada beklediğimiz kadar çok hızlı çalışmalar ilerlemiyor, ancak yine de önemlidir. Bugün Suriye’de savaşın yerini diyalog almıştır. İnşallah çok yakında zamanda İran-Türkiye ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları Toplantısını İran’da gerçekleştireceğiz. İran’la Türkiye’nin Kafkasya konusundaki işbirlikleri kesinlikle bölge halkının, bölge ülkelerinin çok yararına olacaktır. Türkiye-Azerbaycan ve Rusya Cumhurbaşkanlarının önerdiği platform ve işbirliği çerçevesinde benim bir beş ülkeye bir ziyareti başlattım, Türkiye’deki dostlarımla istişarelerde bulunarak bu ziyareti başlattım. Ve bugün diğer ülkeleri ziyaret ettikten sonra burada olduğum için çok mutluyum. Azerbaycan, Rusya, Ermenistan ve Gürcistan’ı ziyaretimde ben her zaman şuna vurgu yaptım: Geçmişi geleceğe giden bir yol olarak görmeliyiz ve bunu olumlu bir şekilde kullanmalıyız. Şu anda ki var olan ateşkes daha kalıcı hale gelmelidir ve ticaretin ekonomik ilişkilerin canlanmasını sağlamalıdır. Şu anda aslında zemin her altı ülke için de hazırlanmıştır. Biz bölgenin ve bu altı ülkenin de daha kalkınması için faaliyetler yapabiliriz. Hem kara yolları anlamında, demir yolları, enerji anlamında, farklı alanlarda işbirliği yapabiliriz. Ve ben çok iyimserim bu konuda, umarım ki bazı ülkelerin bazı mülahazalarına rağmen bu iş gerçekleşir ve bu işbirliğimizi ilerletiriz. Ben dört ülke ziyaretimde konuştuklarımla ilgili bilgileri değerli kardeşim Mevlüt Bey’le paylaştım. Burada konuştuklarımızla, diğer ülkelerle aynı şekilde paylaşacağım ve umarım ki bu güzel ortamı işbirliği yapmak için bu ortamı sağlamış oluruz.

Bir kez daha siz Türk halkına misafirperverliğiniz için çok çok teşekkür ediyorum. Ve son depremde yaşanan can kayıpları için başsağlığı diliyorum.

SORU- (Mikrofonsuz Konuşma)

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Mikrofon var mı ya da maskenizi çıkarıp biraz daha yüksek sesle.

SORU- … son durumlarıyla ilgili. Ayrıca, korsanların beklentisi nedir, bu görüşmelerle ilgili bir gelişme var mı, bilgi alabilir miyiz? Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Belki sorunuzun tamamını cevaplamam mümkün değil, ama dün memnuniyet verici bir haber aldık. Mürettebat ve kaptan şirketle, Boden şirketinin yetkilileriyle temasa geçtiler ve 15 kardeşimizin hepsinin de sağlık durumunun iyi olduğunu öğrendik. Onun dışında tabii başlayan süreç ve detayları hakkında bilgi vermem mümkün değil, ama güzel haberleri inşallah yakında alacağız, bir süreç var devam ediyor. Diğer taraftan, gemide üç tane mürettebatımız vardı, yeni ekip gitti dün bölgeye ulaştılar. Yine Librevil’den aynı şekilde geminin olduğu liman şehrine de ulaştılar ve 3 vatandaşımız da bugün Türk Hava Yollarıyla Türkiye’ye dönecekler 4’üncü kaptan ve 2 vatandaşımız.

Bildiğiniz gibi bir Azerbaycan vatandaşı kardeşimiz de maalesef vefat etmişti, dün öğleden önce cenaze Bakü’ye ulaştı Türk Hava Yollarıyla aynı şekilde.

Bu vesileyle özellikle Gabon yetkililerine ve de Cumhurbaşkanına çok teşekkür ediyoruz, kendi uçağını tahsis etti cenazenin Librevil’e gelmesi için. Sayın Cumhurbaşkanımız da Gabon Cumhurbaşkanı Ali Bongo Ondimba’yı arayarak bizzat teşekkür ettiler.

Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın yine talimatıyla kurumlarımız arasında bir çalışma grubu oluşturduk ve Gabon’a ve bölgeye gönderiyoruz, bazı ülkelere ziyarette bulunacaklar. Maalesef bu bölgede, özellikle bu Gine Körfezinde korsanların gemilere saldırısı ilk değil, son da olmayacak gibi, çok saldırılar oldu. Bundan sonra özellikle bizim gemilerimize yönelik, bu gemi bizim değil, ama personel bizim ve diğer gemilere yönelik saldırıların önlenmesi konusunda neler yapılabilir, bunu da bölge ülkeleriyle ele alacağız. Tabii Gabon’a da özellikle heyetimiz bizzat giderek Türkiye’nin teşekkürlerini iletmiş olacak; verebileceğim bilgiler bunlar. Teşekkür ediyorum.

SORU- İran Devlet Televizyonu Türkiye Temsilcisiyim. Öncelikle kendi Bakanımıza hoş geldin diliyorum. Sayın Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanına selamlar ve saygılarımı sunuyorum.

Bölge ve dünyanın geçmişte ve bugündeki gelişmelerine bakarak, Türkiye ve İran’ın gelecekteki ilişkilerinin vizyonunu nasıl görüyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Soru her iki Bakana mı?

TERCÜMAN- Her iki Bakana.

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEVAD ZARİF- İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye her zaman en zor koşullarda birbirleriyle ilişki halinde olmuşlar ve her zaman yine de bu ilişkilerine devam edecekler.

Bugün bizim yeni işbirliği yapma fırsatlarımız var, özel fırsatlar önümüzdedir, sadece Suriye üzerinde değil Kafkasya bölgesinde de bunu yapacağız.

Aynı zamanda bugün Afganlı kardeşlerimizin talebi üzerine Afganistan, Türkiye ve İran 3’lü toplantılarını işbirliği üzerine konuştuk.

İran ve Türkiye arasındaki işbirliği alanları çok geniştir, çok fazladır ve inşallah Amerika’nın daha mantıklı tutumuyla bu ilişkileri daha da genişleteceğiz, daha da derinleştireceğiz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum sorunuza. Kardeşim Cevad Zarif’in söylediği gibi iki kardeş ve komşu ülke olarak ilişkilerimizi her zaman geliştirmek için çaba sarf ediyoruz ve en zor zamanlarda hep dayanışma içinde olduk ve Türkiye olarak Amerika’nın yaptırımlarına karşı da duruşumuz bellidir. Bu ilişkileri önümüzdeki süreçte daha da geliştirmemiz lazım, pandemi sonrasına kendimizi iyi hazırlamamız gerekiyor. Bir taraftan ticaret, yatırımlar, lojistik konuları, işte Gürbulak kapısında ilave tedbirler alarak geçişleri daha da hızlandırdık.

Aynı şekilde iki ülke arasındaki iyi ilişkiler bölgenin istikrarı ve huzuru için de, hatta ekonomik kalkınması için de önemli. O nedenle geçmişte Türkiye-İran-Azerbaycan, daha sonra Türkiye-İran-Azerbaycan-Gürcistan 3’ül ve 4’lü mekanizmaları hayata geçirdik, şimdi Afganistan’la 3’lü bir mekanizma kurmak için -Afganistan da çok istiyor- çalışıyoruz. Bölgede yine Irak, Suriye’nin istikrarı için çaba sarf ediyoruz, biraz önce Astana formatından bahsettik. Şimdi Güney Kafkasya’da bu 3+3 formatıyla bölgede barışı kalıcı hale getirmek istiyoruz.

Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Bugün dünyada zorluklar var, zorlukların çoğu da bizim bölgemizde, o nedenle biz hem ikili ilişkilerimizi güçlü tutmamız lazım, hem de bölgenin istikrarı için işbirliğimizi güçlendirmek lazım ve bunun için çalışıyoruz.

SORU- Öncelikle konuk Bakana hoş geldiniz diyorum ülkemize. 5+1 ülkeleriyle yoğun görüşmelerden sonra nükleer enerji konusunda anlaşma imzalamıştınız. 2018 yılında dönemin Amerikan Başkanı Donald Trump tek taraflı olarak ülkesini bu anlaşmadan çektiğini ilan etti. Bu yılın başında da siz yeniden nükleer çalışmalara başladığınız duyurdunuz. Şimdi bu bir blöf müydü, yoksa artık bundan sonra nükleer silaha ulaşana kadar İran çalışmalarını sürdürecek mi?

Ayrıca, biz de Türkiye olarak S-400 füzeleri aldığımız için Rusya’dan yine Amerika Birleşik Devletleri’nin CAATSA yaptırımlarına muhatap olmuştuk. Amerikan yaptırımına uğramış iki komşu ülke bu konuda somut bir yardımlaşma adımı olarak ne atacak? Teşekkür ederim.

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI CEVAD ZARİF- Birincisi, biz Amerika’nın Türkiye’ye yaptığı ambargoları net bir şekilde ve çok açık bir dille kınadık ve onlara en ufak bir şekilde değer vermiyoruz. Maalesef Amerika ambargo uygulamaya alışmıştır ve Amerika’nın bu politikaları hem bütün dünyayı, hem de Amerika’nın kendisinin zararına tamamlanacaktır.

Kapsamlı eylem planıyla ilgili aslında birçok uzun bir müzakere süreci oldu, Amerika, İran ve diğer Avrupa ülkeleri bütün detaylarıyla bütün konuları ele aldılar, konuştular ve daha sonra bir anlaşmaya vardılar, bu anlaşma da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandı. O gün konuştuğumuz anlaşmada var olmayan konular üzerine zaten tartışılmıştır ve anlaşmada olmasın diye karara varılmıştır. Bu nedenle bugün yeni maddeler oraya eklenemez. Bu anlaşma zaten tam olarak bir güvensizlik çerçevesinde yazıldı. Tam güvensiz bir ortamda yazıldığı için bazı mekanizmalar öngörüldü. Eğer bir taraf taahhütlerini yerine getirmezse, karşı taraf da yine taahhütlerini yerine getirmeyecektir diye zaten bu yazıldı anlaşmada.

Sizin de dediğiniz gibi Amerika sadece tek taraflı olarak bu anlaşmadan çıkmadı. Bu anlaşmadan çıkmakla birlikte de bu anlaşmaya bağlı kalan ülkelere baskı da uygulamaya başladı ve biz zaten bunu yaşadık. Birçok Türk firması veya birçok Türk insanı zaten bu ambargolarla karşı karşıya kaldılar. Bu aslında tamamen yasa dışı bir davranıştı. İran’ın yaptıkları sadece Amerika tarafının yaptıklarının telafisi olarak yapıldı. Ve İran’ın nükleer silah elde etmek istiyor diye anlamına gelmiyor. Biz inanç olarak da, stratejik olarak da nükleer silahı kabul etmiyoruz, karşıyız ve onu kesinlikle bir güvenlik aracı olarak görmüyoruz. Hatta bütün nükleer silahların bu silahlara sahip olan ülkeler tarafından hepsinin tamamen yok edilmesinden yanayız. Ancak bir kez daha vurgulamak istiyorum, Amerika tek taraflı bu kapsamlı eylem planından çekilmiştir ve verdiği taahhütleri ihlal etmiştir. Ve şu anda da bu anlaşmaya geri dönmek ve taahhütlerini yerine getirmek Amerika için bir görevdir. Amerika taahhütlerini yerine getirdiği an ve biz bunun işlediğini, yararını gördüğümüz an biz de taahhütlerimizi yerine getirmeye hazırız. Zaten bu da İran İslam Cumhuriyeti’nin en üst düzey liderlik kademesinde İran Dini Lideri tarafından da onaylanmıştır, söylenmiştir. Amerika’nın yeni devletinin iddiaları, İran’ın nükleer anlaşmaya geri dönmesi şeklindedir. Bu iddialar kesinlikle herhangi bir, uygulanır bir yanı yoktur ve mantıklı da değil. Mantıklı olan şudur: Anlaşmadan çıkan anlaşmaya geri döner, biz zaten anlaşmanın içindeyiz, biz de gereğini yaparız.