BN:20 - 26 Ekim 2007, Avrupa Birliği Adalet Divanı´nın 20 Eylül 2007 tarihli “Tüm ve Darı Kararı” Hakkında Basın İçin Bilgi Notu

1. Avrupa Birliği Adalet Divanı olarak da bilinen Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın İngiliz makamlarınca iş kurma amacıyla yerleşme izin başvuruları reddedilen Veli Tüm ve Mehmet Darı adlı vatandaşlarımız hakkında aldığı 20 Eylül 2007 tarihli karara ilişkin olarak bazı basın yayın organlarında yayınlanan haber ve yorumlar üzerine, Bakanlığımız tarafından 29 Eylül 2007 tarih ve 18 sayılı Basın Bilgi Notu ile, sözkonusu haber ve yorumların aksine, kararın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Avrupa Birliği ülkelerine, ilgili ülkelerin rızası olmaksızın vizesiz seyahat etmelerini ve Birlik üyesi ülkeler arasında serbest dolaşımlarını mümkün kılmadığı hususunda kamuoyuna bilgi sunulmuştu.

Konuya ilişkin süregelen tartışmalar çerçevesinde, kamuoyuna daha geniş bir açıklama yapılması ihtiyacı doğmuştur. Divan’ın 20 Eylül 2007 tarihli kararına ilişkin değerlendirmelerimiz ikinci maddede sunulmaktadır.

2. Veli Tüm ve Mehmet Darı isimli vatandaşlarımız vize almadan gittikleri İngiltere’ye varışlarında sığınma talebinde bulunmuşlardır. Söz konusu taleplerin incelenmesi aşamasında İngiltere’ye geçici olarak kabul edilen vatandaşlarımız, iş kurma amacıyla yerleşme izni istemişlerdir. İngiliz makamları ise bu talepleri reddetmiştir.

Vatandaşlarımız, başvurularının reddi aleyhine İngiltere’de yargı yoluna gitmişler ve Türkiye ile AB arasında imzalanan 1970 tarihli Katma Protokol’ün 41(1) maddesi uyarınca kendilerine izin verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Anılan madde “ Akit Taraflar (Türkiye ve AB üye ülkeleri), aralarında, yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edimine yeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar” hükmünü içermektedir.

İngiltere’de davaya bakan Mahkeme ve Temyiz Mahkemesi Tüm ve Darı lehine karar vermiştir. Son temyiz aşamasında ise Lordlar Kamarası, Divandan ön karar temin etmek üzere yargılama sürecini durdurmuş ve Katma Protokol’ün 41(1) maddesinin yorumlanmasını Avrupa Birliği Adalet Divanı’ndan istemiştir.

Divan 20 Eylül 2007 tarihinde aldığı kararla davayı anılan vatandaşlarımız lehinde sonuçlandırmıştır.

Kararda, İngiltere’ye iş kurma amacıyla yerleşmek isteyen Türk vatandaşlarına Katma Protokol’ün sözkonusu maddesi uyarınca, yerleşim serbestisini daha zor koşullara bağlayan 1994 tarihli Göç mevzuatının değil, 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuatının uygulanması gerektiğine hükmedilmiştir. Katma Protokol’ün 41(1) maddesi, İngiltere bakımından, Protokol’ün yürürlüğe girdiği ve aynı zamanda İngiltere’nin de AB üyeliğinin başladığı 1 Ocak 1973 tarihi itibariyle geçerlidir.

Öte yandan kararda, Katma Protokol’ün sözkonusu maddesinin Türk vatandaşlarına doğrudan AB üye devletlerine giriş hakkı bahşetmediği, böyle bir hakkın Ortaklık kuralları çerçevesinde değil, ulusal yasalarla düzenlediği vurgulanmaktadır (Madde 54).

İngiltere İçişleri Bakanlığı, Tüm ve Darı davasında vatandaşlarımızı savunan avukatlık firmasının talebi üzerine, “Kararı müteakip, Katma Protokol’ün yürürlüğe girdiği 1973 yılında geçerli olan mevzuat çerçevesinde, kendi namına çalışma izni almak üzere (suistimaller hariç) Türkiye’den vize başvurusu yapılabileceğinin ilke olarak kabul edildiğini, ilgili yönergelerde değişiklik çalışmalarının başlatıldığını” yazılı olarak bildirmiştir.

Tüm ve Darı davası hakkında verilen karar, sadece davanın tarafları ve dava konusu olay üzerinde etkilidir. Bu davanın benzer konularda ve tüm AB üyesi devletlerde yeknesak bir uygulama yaratacağını veya yaratması gerektiğini söylemek hukuken mümkün değildir. Yeni ihlaller halinde ilgili kişilerin yeni davalar açması gerekir.

Bu kararın, vatandaşlarımızın vize almadan İngiltere’ye veya bir başka AB üye ülkesine seyahat edebilecekleri şeklinde yorumlanması mümkün değildir. Karar, Türk vatandaşlarının İngiltere’ye girişlerine izin verme konusunda İngiltere’nin yetkisini ortadan kaldırmamaktadır. Bir başka deyişle, İngiltere, gerekli işlemleri tamamlamadan seyahate çıkan vatandaşlarımızı ülkesine kabul etmeme yetkisine sahip olmayı sürdürmektedir. Aynı durum, diğer AB üye ülkeleri açısından da geçerlidir.

Sonuç olarak, İngiltere’ye veya bir başka AB üye ülkesine ekonomik bir faaliyet anlamında iş kurmak amacıyla yerleşmek veya bu ülkede hizmet sunmak isteyen vatandaşlarımız ile kuruluşlarımızın bu aşamada, gitmek istedikleri ülkenin bu konularda geçerli mevzuatı doğrultusunda başvuruda bulunmalarında yarar olduğu değerlendirilmektedir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.