19 Temmuz 2005, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan’ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

TAN: Değerli arkadaşlarım bugünkü basın brifingimize hoşgeldiniz.  Her zaman olduğu gibi hepinizi içten sevgiyle selamlıyorum. Bugün benim  yapacak bir açıklamam yok. Sorularınız varsa bunları  cevaplandırmaya gayret edeyim.

………………


SORU: AB Genel İşler Konseyi Toplandı. Türkiye Müzakere Çerçeve Belgesi hakkında tartışmalar oldu ve Protokolün imzalanması gerektiği konusunda çeşitli açıklamalar yapıldı. Protokolün imzası için ne bekleniyor? Müzakere Çerçeve Belgesinin hala onaylanmamış olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Müzakerelerin Çerçevesi Belgesi konusunda bu son toplantıda herhangi bir tartışma veya görüşme cereyan etmemiştir. Burada genişlemeden sorumlu Komiser Rhen bir sunuş yapmıştır ve bir anlamda Müzakerenin Çerçevesi Belgesini takdim etmiştir. Şimdi bu belge yine hepinizin bildiği üzere üye ülkeler tarafından incelenecek ve değerlendirilecektir. Bizim de bu meyanda Dönem Başkanıyla ve Komisyonla temaslarımız sürecektir. Müzakerelerin Çerçevesi Belgesinin bu toplantıda onaylanması zaten beklenmemekteydi. Üzerinde bir tartışma olması da beklenmemekteydi. Dolayısıyla görüşmelerimiz ve temaslarımız  önümüzdeki günlerde, özellikle Eylül ayı içerisinde, daha yoğun bir şekilde olmak üzere devam edecektir. Belgenin onayının müzakerelerin başlamasından önce gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Protokole gelince; protokol ile ilgili sürecin sonuçlandırılması yakın bir zaman içerisinde beklenmektedir. Biz bu konuyu Dönem Başkanı İngiltere ile ve Komisyonla ele almaktayız. Yakın bir zaman içerisinde de bunun imzalanması mümkün olabilecektir. Sürekli ifade ettiğimiz üzere Protokolün imzalanması konusunda bizim bir sorunumuz yoktur. Bu konuda taahhüdümüz vardır. Bunu yakın bir zaman içerisinde sonuçlandıracağız.

SORU: Protokolün imzalanmasının Kıbrıs Rum kesiminin tanınması anlamına gelmeyeceği biliniyor Türkiye tarafından  ancak bu konuda Dönem Başkanlığı ve Komisyon ile Türkiye arasında bazı anlaşmazlıklar, bazı fikir ayrılıkları bulunduğu da basına yansıdı. Buna ilişkin söyleyeceğiniz bir şey var mı? Nasıl bir deklarasyon olacak belli oldu mu acaba?

CEVAP: Bu konuda arada bir gerginlik olduğuna dair basında çıkan haberler doğru değildir. Bu bir süreçtir, konu görüşülmüştür ve her iki taraf da imzaya hazır olduklarını birbirlerine bildirmişlerdir. Dolayısıyla bir sorun yoktur. Önümüzdeki günlerde gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra imza tarihine ilişkin sizlere bilgi vereceğiz. Ayrıca, imzalandıktan sonra da size gerek süreç gerek yapacağımız deklarasyona ilişkin ayrıntılı ve kapsamlı bilgi vereceğiz.

SORU: İmzayla ilgili prosedür bir açıklık kazandı mı ? Yani mektup teatisi şeklinde olup, kimlerin imza atacağı ve bu deklarasyonun protokole bir ek şeklinde mi, yoksa bizim yapacağımız ayrı bir açıklama şeklinde mi olacağı yönünde. Bununla ilgili teknik bir ayrıntı verebilir misiniz?

CEVAP: Bütün bu konular, biraz önce ifade ettiğim üzere, görüşülmüş ve görüşülmektedir. Hepimiz birlikte göreceğiz nasıl olacağını. Şimdiye kadar yaptığımız açıklamaları dikkatle okursanız orada bunların unsurlarını göreceksiniz. Ancak sizlere bu süreç tamamlanmadan ayrıntılı bilgi verme imkanım olamayacak.
 
SORU: Müzakereler Çerçevesi Belgesinin hangi yöntemle onaylanacağına ilişkin de dünkü toplantıda bir netlik oluşması bekleniyordu. Ancak bu olmadı.  Bu konuda en azından bize verebileceğiniz bir bilgi var mı? Yani yine Genel İşler Konseyi olarak mı onaylanacak yoksa eğer COREPER’de uzlaşma sağlanırsa metin üzerinde bunun başka Bakanlar Toplantısında işte Tarım olabilir, Ulaştırma olabilir onaylanması mümkün müdür?

CEVAP: Bu  belgenin onayına ilişkin yöntem bellidir. Size söylediğim gibi yöntem konusunda bir müzakere cereyan etmedi. Yani  Müzakerelerin Çerçevesi Belgesinin sunulmasından başka bir tartışma veya görüşme olmadı o toplantıda. Bunun yöntemi de bellidir. Ancak, size biraz önce ifade ettiğim gibi bu belge üzerinde diğer ülkelerin de bir takım değerlendirmelerde bulunması gerekiyor. Ondan sonra bunun ne şekilde ele alınacağı AB Mekanizmaları çerçevesinde bellidir, bunda bir sorun yoktur.

SORU:Irak İçişleri Bakanı açıklamalarında Türkiye’nin sınır ötesi bir operasyon yapabilmesi için Irak Parlamentosunun onayının gerekeceğini söylemişti. Ayrıca, PKK konusunda yapılan üçlü görüşmelere Iraklı Kürtlerin de katılmasını istemişti. Bunu değerlendirebilir misiniz?

CEVAP: Irak’ın toplantılarda nasıl temsil edileceği bellidir. Hepinizin bildiği gibi Irak’ta, gelişen Iraklılık kimliği çerçevesinde, bir tane Irak hükümeti vardır ve  onlar da kendilerini temsilen kimi gönderiyorlarsa o kişi gelip katılır toplantıya. Sizin spesifik olarak sorduğunuz soru çerçevesinde değil ancak görüşlerimi ifade ediyorum.

Irak İçişleri Bakanının açıklamalarını sordunuz bir de yanılmıyorsam. Biliyorsunuz Irak hükümeti ile biz bu konuları ele almaktayız. Irak’ın güvenlik ve istikrarı için gösterdiğimiz hassasiyetin benzerinin Bağdat tarafından da Türkiye’nin güvenliği için gösterilmesini bekleriz. Benim bu aşamada söyleyebileceğim budur.

SORU: Aynı Bakanın açıklamaları vardı, İstanbul saldırılarının faillerinin Irak’ta bir hapishanede tutulduklarına ilişkin. Kendisi bu haberleri de doğrulamadı. Türkiye’nin böyle bir başvurusu da bizi gelmedi dedi. İade anlamında söylüyorum. Irak’tan böyle bir yanıt aldık mı? Herhangi resmi bir yanıt geldi mi?

CEVAP: Biliyorsunuz o konuda gayet ayrıntılı bir şekilde açıklamalar yapıldı. En yetkili makamlarımız açıklamalar yaptılar, bizler de yaptık.  Daha fazla o konulara veya bir polemiğe girmeye gerek görmüyorum. Ayrıca yanıt geldiğine ilişkin benim bir bilgim yok.

SORU: PKK konusunda Irak Dışişleri Bakanı kadar Amerikan tarafından da bir takım açıklamalar geliyor. Sınır ötesi operasyonun Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta telaffuz ettiği sınır ötesi operasyonun gerçekleşmesi konusunda bir takım uyarılarda bulunuyorlar. Bu noktada bizim Amerika’dan da beklentilerimiz vardı. Ancak uyarılarını yineliyorlar. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyoruz?

CEVAP: ABD’nin PKK terörü konusundaki yaklaşımı gayet açıktır. ABD, PKK’yı terör örgütü olarak ilan eden ve bunu yıllardır teyit eden ülkelerin başında gelmektedir. Dolayısıyla terörle mücadele konusunda, özellikle PKK ile mücadele konusunda, ABD ile işbirliğinde en ufak sorun yaşadığımızı söyleyemeyiz. Ancak, bu sınır ötesi harekat konusunda bizzat Sayın Başbakanımız bizim bu konuya ilişkin görüşlerimizi açıklıkla ifade etmişlerdir. Sayın Başbakanımızın söylediklerini tekrar etmek istemiyorum. Ancak Türkiye gerekli gördüğü tedbiri, gerekli gördüğü zamanda elbette alır. Bunun aksi de düşünülemez.

SORU: Bazı haberlerde istihbarat bilgilerine dayanarak İngiltere’deki saldırıları gerçekleştiren iki intihar bombacısının geçen sene THY’na ait bir uçakla Pakistan’a uçtuğu ve yine İngiltere’ye girişinde Türkiye üzerinden Londra’ya gittiği yolunda bilgiler yeralıyor. Acaba İngiliz makamlarından bu kişilerin Türkiye’de kalış sürelerinin araştırılması yada bu konuda soruşturma yürütülmesi gibi bir talep geldi mi acaba?

CEVAP: Bu bir basın haberidir. Ben de bugün bunu gördüm. Ama bunun ötesinde bir bilgim yok. Ancak  bize bilgiler gelirse sizlerle paylaşırım.

Başkaca sorunuz olmadığını anlıyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum ve toplantımızı kapatıyorum.