19 Nisan 2007, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman’ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

 

BİLMAN: Değerli arkadaşlar, haftalık basın toplantımıza hoş geldiniz. Müsaade ederseniz, dün yaptığımız bir açıklamayı hatırlatarak başlamak istiyorum.

Biliyorsunuz, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Dışişleri Bakanları Konseyi 16. Toplantısı Belgrad’da yapılacak. Sayın Bakanımız, bu toplantıya katılmak üzere yarın Belgrad’a seyahat edecek. Yine bildiğiniz gibi,KEİ Örgütü’nün Dönem Başkanlığı’nı üye ülkeler altı aylık sürelerle üstleniyorlar. Dönem Başkanlığı şu anda Sırbistan’da. Sayın Bakanımız, yarın yapılacak toplantı vesilesiyle Türkiye adına Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (KEİ) Dönem Başkanlığı’nı Sırbistan’dan devralacak. Böylece başkanlık altı ay süreyle Türkiye’ye geçmiş olacak.

Toplantı sırasında ayrıca, üç adet mutabakat muhtırası imzalanması sözkonusu. Bunlar Karadeniz Çevre Otoyol Projesi ve Karadeniz’de Deniz Otoyollarının Geliştirilmesi Mutabakat Muhtıraları ile Karadeniz Ekonomik İşbirliği Ülkeleri Dışişleri Bakanlıkları Diplomasi Akademileri arasında işbirliğine dair muhtıra olacak.

Daha evvel açıkladığımız üzere, toplantı vesilesiyle, Karadeniz Çevre Otoyol Projesinin tanıtımı amacıyla KEİ ülkelerinin katılımıyla oluşturulan bir TIR Konvoyu Belgrad’dan yola çıkacak. Sayın Bakanımız, bu konvoyun yola çıkma törenine de katılacaklar. TIR konvoyunun 7500 km.den fazla bir mesafeyi Karadeniz etrafında dolaşarak İstanbul’a gelmesi ve turu İstanbul’da sonuçlandırması öngörülüyor. Tabii ki Sayın Bakanımız, toplantı vesilesiyle bazı KEİ Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler yapma imkanı da bulunacak.

Sorularınıza geçebiliriz.

……………..

SORU: İran Dışişleri Bakanı Mutteki’nin Ankara ziyaretiyle ilgili bir sorum olacak. İran tarafından Türkiye’ye Kuzey Irak’ta ABD tarafından esir alınan 5 İranlı diplomat için Türkiye’nin devreye girmesi yönünde bir talep geldi mi? Eğer geldiyse Türkiye’nin bu konuda bir planı var mıdır ?

CEVAP: Bildiğiniz gibi, dün İran Dışişleri Bakanı ülkemize çok kısa bir ziyarette bulundu ve iki görüşme gerçekleşti. Bu görüşmelerin başbaşa gerçekleştiğini siz de biliyorsunuz. Bendeki bilgilere göre, İran tarafı bu görüşmeler sırasında tabiatıyla Irak’ta tutulan İranlı şahıslar hakkındaki görüşlerini bize anlattı. Bu konuda biz İran’ın görüşlerini biliyoruz. ABD‘nin de görüşlerini biliyoruz. Bendeki bilgilere göre arabulucuk konusunda bir talep olmadı. Ama takdir edersiniz ki görüşmeler başbaşa geçmiştir. Bunun ötesinde şu anda söyleyecek bir husus bulunmamaktadır.

SORU: Muttaki, İran’ın Kahire’deki Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısına katılıp katılmayacağı konusunda birşey söyledi mi?

CEVAP: Sayın Muttaki, bizimle yaptığı görüşmelerde İran’ın bu konudaki görüşlerini izah etti. Zannediyorum ki İran Dışişleri Bakanı buradan Suriye’ye gittiğinde, Şam’da havaalanında bu konuda İran’ın tutumunu açıklamış. Bendeki bilgiye göre galiba İran Dışişleri Bakanı bu konuyu değerlendirdiklerini, henüz bir karar almadıklarını söylemiş; Suriye’de yapmış olduğu açıklamalara bakmanız daha uygun olur.

SORU: Geçen hafta Irak’a bir nota verdik. Bu notaya herhangi bir cevap geldi mi? Birinci sorum bu olacak. İkinci sorum, bu notaya cevap yerine, cevap niteliği taşıyacak herhangi bir tavır, politika değişikliği ya da sinyal ya da mesaj Bağdat yönetiminden Ankara’ya iletildi mi?

CEVAP: Irak’a geçtiğimiz günlerde güvenlik konusunda verdiğimiz notada, daha evvel açıklamış olduğum üzere, Türkiye’nin Irak hükümetinden beklentileri gayet açık bir şekilde sıralanıyor. Dolayısıyla Irak hükümetinin mutlak suretle bize yazılı bir cevap vermesi gerekmiyor. Öyle bir kural yok. Ama bizim Irak merkezi hükümetinden beklentimiz, notamızda yer alan beklentilerin karşılanması; bu konuda, notamızda belirttiğimiz gibi kararlı, acil adımlar atılmasıdır. İkinci sorunuza gelince, bildiğiniz gibi, notamızı takip eden saatlerde Sayın Başbakanımızla bir telefon görüşmesi oldu. Onun haricinde şu anda bende bir somut bilgi yok.

SORU: Bu ayın sonunda Pakistan ve Afganistan Devlet Başkanlarının Türkiye’de bir araya gelecekleri söyleniyor. Bu konuda bir bilginiz var mı?

CEVAP: Doğrudur. Sayın Dışişleri Bakanımızın bildiğiniz gibi Pakistan ve Afganistan’a yakın bir zaman önce bir ziyareti olmuştu. Afganistan’daki temasları sırasında, Türkiye’nin her iki ülkeyle de mevcut kapsamlı ve dostane kardeşlik ilişkisi dikkate alınarak, Afgan tarafı bu konuda Türkiye’nin yardımcı olup olamayacağına dair bir hususu ifade etmiştir. Bunun üzerine, Sayın Bakanımız gerekli temasları yürütmüş ve onun arkasından Sayın Cumhurbaşkanımızın da mutabakatıyla her ülke Cumhurbaşkanlığına bir davet iletilmiştir. Bu daveti Türkiye’nin her iki ülkeyle olan çok yakın ilişkileri çerçevesinde, her iki taraf olumlu karşıladılar. İki ülkenin Cumhurbaşkanlarının önümüzdeki günlerde, tahmin ediyorum 29 Nisan’da Türkiye’ye varmaları ve 30 Nisan’da bazı görüşmeler yapılması gündemde. Taraflara yardımcı olabilirsek bundan memnuniyet duyacağız.

SORU: Hangi konular ele alınacak?

CEVAP: Konular bellidir, iki ülke arasındaki ilişkiler görüşülecektir.

SORU: Nerede olacak?

CEVAP: Ankara

SORU: Birincisi, bizden kimse katılacak mı bu görüşmeye? İkincisi de bugün basında görmüşsünüzdür, Barzani’nin Türkiye sınırında Türk haberleşmesini takip edecek şekilde bir elektronik dinleme altyapısı oluşturduğu haberi var. Bu konuda bir bilginiz var mı? Yani Türkiye’nin bir tespiti ve rahatsızlığı var mı?

CEVAP: İkinci sorunuzu hemen yanıtlayayım. Bu konuda bende bir bilgi yok. Gerekli araştırmalar tabii ki ilgili makamlarımız tarafından yürütülür. Ankara’da yapılacak Pakistan-Afganistan buluşmasında Türkiye’nin de yer alması öngörülüyor.

SORU: Basında, Kürdistan Demokratik Partisi’nin Dış İlişkiler Sorumlusu Safin Dizayi’nin hafta başında Ankara’ya geldiği ve bazı temaslar yaptığına ilişkin haberler yer aldı. Bu temaslara ya da gelişine ilişkin bir bilginiz var mı?

CEVAP: Bahsettiğiniz şahsın sık sık Türkiye’ye geldiğini biliyorsunuz. Ama bendeki bilgilere göre bu son seyahati sırasında resmi bir teması olmadı.

SORU: İki sorum olacak. İlk sorum, Kıbrıs Rum Kesiminin petrol arama ihaleleriyle ilgili olarak Rusya’nın da sürece müdahil olduğu ve gerek Lucoil, gerek Gaz Prom şirketlerinin Rumlarla çeşitli görüşmeler yaptığı belirtiliyor. Bu konuda acaba Ankara’ya ulaşan bir şey ya da Rus yetkililerle kurulan bir temas var mı?

CEVAP: Rusya’nın bu konuya müdahil olduğuna dair bir bilgi yok elimde. Ama bu konuda bizim yaptığımız açıklamaları hatırlayacaksınız. Gayet nettir. Uluslararası alanda hukuki anlamda tartışmalı olan eylemlerde bulunan Rum tarafının bu şekilde ortaya koyduğu çağrılara kulak verilmemesi gerektiğini defalarca ifade ettik. Rum tarafının tüm ada adına bu şekilde hareket etmesinin hukuki olarak mümkün olmadığını ilan ettik. Yine Bakanlığımızca yapılan açıklamalarda Rum tarafının ihale davetiyle ilgilenebilecek olan şirketlerin de bu hususu gözönünde bulundurmaları gerektiğini hatırlattık. Dolayısıyla o ülke veya bu ülke konusuyla ilgilenmiyoruz. Önemli olan, genel olarak bizim ortaya koyduğumuz hususlara dikkat edilmesidir.

SORU: Sayın Bakanın Sırbistan’a gideceğini söylediniz. Basında o gezi sonrasında ise hükümetin seçimlere giderken tüm yurtdışı gezileri iptal ettiğine ilişkin haberler okuyoruz ya da konuşuluyor. Resmi bir planlama var mıydı? Mayıs-Haziran dönemi için iptal edilen geziler sözkonusu mudur? Ya da geziler gündeme alınmamış mıdır?

CEVAP: Bu konuda resmi bir çalışma yok. Devlette devamlılık esastır. Dün örneğini gördünüz. Daha evvel planlanmamış olmasına karşı bir ülkenin Dışişleri Bakanı Türkiye’ye bir ziyarette bulundu. Gerektiği takdirde her türlü yurtdışı ziyaret veya Türkiye’ye yurtdışından ziyaret gerçekleştirilir.

SORU: Mısır’da yapılacak olan toplantıya, İran’ın ve Türkiye’nin yüksek düzeyli memurlarla katılabileceği yönünde bazı haberler var. Türkiye en azından hangi seviyede toplantıya katılacağının kararını net olarak verdi.

CEVAP: Kısa cevabım hayır, Türkiye henüz bu kararı vermedi. Takdir edersiniz ki Türkiye içinde bulunduğumuz günlerde, sizin de izlediğiniz gibi, çok önemli iç gelişmeler yaşamakta. Bu toplantı için önerilen tarihler de bildiğiniz gibi 3-4 Mayıs 2007’dir. Bu tarihlere yaklaştıkça değerlendirmeler yapılacak. Henüz daha bir karar alınmadı.

SORU: AB’nin gündemindeki ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele konusundaki karar taslağı üzerinde üye ülkelerin anlaşmaya vardıkları belirtiliyor ve kararın yarın Lüksemburg’da yapılacak Adalet ve İçişleri Bakanları toplantısında kabul edilmesi de bekleniyor. Bu konuda görüşünüz nedir ve girişimleriniz devam etmekte midir?

CEVAP: Öncelikle şunu belirtmek isterim. Türkiye, yabancı düşmanlığının önlenmesi hususunu destekleyen bir ülkedir. Tabiatıyla biz de bu konuda hassasiyet gösteriyoruz. Ama burada üzerinde durulması gereken husus, AB’nin kendi içinde yapılacak bu hukuki çalışmanın uluslararası hukukla uyumlu olup olmayacağıdır. Yine biliyorsunuz ki bu bahsettiğiniz çalışma, AB üye ülkeleri arasında yürütülmektedir. Yani bizim içinde yer aldığımız, müzakerelerine katıldığımız bir çalışma değildir. Ancak, AB’ne katılım müzakerelerini yürüten bir ülke olarak, tabiatıyla Sayın Başbakanımız, Sayın Bakanımız, yetkililerimiz, hukuk müşavirlerimiz, uzmanlarımız, Avrupa Birliği uzmanlarıyla, yetkilileriyle, siyasi liderleriyle biraraya geldiği zaman bu konudaki görüşlerimiz dile getiriliyor. Ama ortaya çıkacak sonucu, tabiatıyla Avrupa Birliği belirleyecek. Bizim AB’nin dikkatini çekmeye çalıştığımız husus, ortaya çıkacak düzenlemelerin daha evvel özellikle soykırım suçu anlamında uluslararası alanda yapılmış olan ve herkesin kabul ettiği, BM tarafından onaylanmış hukuki çerçeveye uygun olmasıdır. Biz bu görüşlerimizi çok ciddi şekilde dile getirdik; getirmeye de devam edeceğiz.

SORU: Irak’a dönmek gerekirse, biliyoruz ki Amerika, Türkiye ve Irak arasında Terörle Mücadele Koordinatörlüğü diye bir kurum kuruldu. Ancak uzun süreden beri bunun bir işlerliğinin kalmadığı söyleniyor. Acaba bu kurum işlerliğini yitirdi mi artık ve eğer yitirmediyse yakın süreçte herhangi bir temas öngörülüyor mu?

CEVAP : Yakın süre içinde olabilecek bir temas hakkında bende herhangi bir bilgi yok. Ama terörle mücadele konusunda, özellikle Irak’tan Türkiye’ye yönelik sızmaların terör faaliyetlerinin, bazı gruplarca yapılan eylemlerin engellenmesi konusunda bizim görüşlerimiz her zaman hem ABD’ne, hem Irak hükümetine iletilmiştir. Bundan sonra da iletilmeye devam edecektir. Bunun için çok değişik forumlar, değişik temaslar vardır.

SORU: Mahmur kampının kapatılmasına yönelik süreç hakkında da bilgi verebilir misiniz?

CEVAP: BM çerçevesinde görüşmeler yürütülmektedir. Bildiğim kadarıyla sonuncusu bundan on gün veya iki hafta evvel kadar yapıldı. Tabii Türkiye de buna katıldı. Şu anda bunun ötesinde bir gelişme yok. Çalışmalar devam ediyor.

SORU: ABD ‘nin Nevada eyaletinde 24 Nisan Ermeni soykırımı günü ilan edildi. Özellikle 1999 sonrasında pek çok sayıda ülke Ermeni soykırımını kabul etme yolunda adımlar attı. Bu da Türk Dışişleri Bakanlığının gerekli diplomatik faaliyetleri yürütememesi yorumlanıyor. Bu tip eleştiriler var. Siz gerek Nevada’da alınan bu kararı, gerek Dışişleri Bakanlığına yönelik eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Bu eleştiriler haksızdır. Bunu açıkça söylemek gerekir. Gerek Dışişleri Bakanlığımız, gerek parlamenterlerimiz, siyasi makamlarımız, akademik çevrelerimiz, hatta işadamlarımız bu konuda uluslararası alanda çok ciddi çalışmalar yürütmektedirler. Ancak biliyorsunuz, yerel seviyede bahsettiğiniz şekilde alınan kararlar, belli çıkar gruplarının izlediği politikalar sonucunda alınabilmektedir. Önümüzdeki dönemde çalışmalarımız devam edecektir.

Geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum, iyi ve güzel haberler yakalayınız.