13 Nisan 2005, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan´ın Haftalık Olağan Basın Toplantısı

Değerli arkadaşlarım, bugünkü basın brifingimize hoş geldiniz. Hepinizi her zaman olduğu gibi sevgiyle selamlıyorum. Sorularınıza geçmeden önce size bir açıklama okuyacağım. Bu açıklamayı toplantı sonrasında sizlere dağıtacağız.

“Sayın Bakanımızın, Yunanistan’ın To Vima gazetesine önceki gün verdiği bir mülakatta, vaki sorular üzerine, Ege’deki sorunlara ilişkin olarak belirttiği hususların bugünkü basın haberlerine doğru şekilde yansımadığı müşahede edilmiştir.

Hatırlanacağı üzere, Sayın Bakanımız, geçen hafta “casus belli” konusuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Türkiye’nin bu çerçevedeki politikasında herhangi bir değişiklik olmadığını açıklıkla ifade etmiştir.
 
Nitekim, Sayın Bakanımız To Vima gazetesine verdiği mülakatın orijinal metninde muhabirin “TBMM Başkanının ‘casus belli’ ile ilgili açıklamaları zihinleri karıştırmıştır. Tam olarak ne oluyor? Sizin bir itirazınız var mı buna?” şeklindeki sorusunu aynen şöyle yanıtlamıştır:

“ Yunanistan ile  Türkiye arasında bir karşılıklı anlayış mevcuttur ve bunun devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

Sayın Bakanımızın yukarıdaki ifadelerinde sözü edilen “karşılıklı anlayış” 1997 Temmuz ayında Madrid’de dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel ile Yunanistan Başbakanı Sayın Kostas Simitis arasında varılan mutabakat olup, sözkonusu mutabakat halihazırda geçerliliğini korumaktadır. Bu çerçevede, Türkiye’nin konuyla ilgili politikasında herhangi bir değişiklik sözkonusu değildir.”

Başkaca bir açıklamam olmayacak, sorularınız varsa bunları cevaplandırmaya gayret edeyim.

.............................

SORU: Moliviyatis’in Ankara ziyareti sırasında Kardak kayacıkları adası etrafında bazı olağan dışı gelişmeler olduğu yönünde bilgiler var. Şu anda sizin elinizdeki verilere göre son durum nedir, yaşanmakta olan gerginlik sona ermiş midir?

CEVAP: Değerli arkadaşlarım, Yunanistan Dışişleri Bakanı Sayın Moliviyatis’in ziyaretini Türk-Yunan diyalog ve işbirliğinin ileriye götürülmesi, aramızdaki sorunlar konusunda görüş alışverişinde bulunulması ve ilişkilerimize yeni bir ivme kazandırılması bakımından önemli ve başarılı bir ziyaret olarak addediyoruz. Türkiye ve Yunanistan arasında, dün de sizlere bizzat Sayın Bakanların beyanları vasıtasıyla yansıtıldığı şekilde, atılan olumlu adımların mevcut olduğu bir ortamda, Türkiye’nin Ege’de huzur ve sükunetin korunmasına önem atfettiği hepinizin malumudur. Dün, gerçekten de, belirttiğiniz şekilde, Kardak civarında bir olay yaşanmıştır. İlgili makamlarımızdan aldığımız bilgiler çerçevesinde, bir Yunan balıkçı teknesi sabah saatlerinde Kardak bölgesinde karasularımıza girmiştir. Bunun üzerine bir Sahil Güvenlik Botumuz bölgeye intikal etmiştir. Sahil Güvenlik Botumuzun bölgeye intikal etmesinin akabinde bu defa bir Yunan Sahil Güvenlik Botu Kardak’a gelmiştir. Yunan Botu karasularımızdan ayrılmamıştır. Bunun üzerine Türk Sahil Muhafaza Botu da bölgede kalmıştır. Bu durum bu sabah saatlerine kadar devam etmiştir. Tabiatıyla her iki Bakan, dün olayların başlangıcından itibaren, bu konuyu ele almışlar ve durumun sükunete kavuşturulması konusunda anlayış birliğine varmışlardır. Neticede, bu sabah itibariyle durum normale avdet etmiştir. 

Diğer taraftan, özellikle Yunan basın ve yayın organlarında iddia edilenin aksine Türk Hava Kuvvetleri’nin Ege’de tansiyonu arttırıcı, istisnai bir faaliyeti varit olmamıştır. Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın ziyaretinin devam ettiği şu sırada Türk Hava Kuvvetleri rutin uçuşlarını sürdürmektedirler.

SORU: Namık Bey, iki bakanın akşam saatlerinde görüştüğünü ve bir mutabakata vardığını söylemiştiniz. Ancak, olay sabah saatlerinde tatlıya bağlanmış. Bunun bir sebebi var mıdır?

CEVAP: Bir nedeni yok, bu bir süreçtir, ilgili makamlar talimatlandırılmıştır. Neticede durum normale dönmüştür.

SORU: Durum normale döndü derken iki bot da oradan çekildi mi demek istiyorsunuz,  karasularımıza giren Yunan botu mu çekildi demek istiyorsunuz, yoksa dünkü gibi, dün de zaten kontrol altındaydı durum, acaba bu şekilde devam mı ediyor? Normale girmesi derken, gemiler çekildi mi acaba?

CEVAP: Gemiler çekilmiştir.

SORU: Namık Bey, sabah saatlerinde de görüşmelerin sürdüğü belirtildi.  Gemilerin çekilmesi hangi mutabakat üzerinde kurulmuştur? Yani iki gemi aynı anda mı çekilmiştir, yoksa biri diğerini beklemiş midir. Mutabakat nedir?

CEVAP: Her iki gemi de aynı anda çekilmişlerdir.

SORU: Sorunun kaynağı olan balıkçı teknesi dün sabah ayrıldıktan sonra, gemilerin 24 saat boyunca aynı anda çekilme gibi bir egzersizi gerçekleştirememesini neye bağlıyorsunuz?

CEVAP:  Elbette, bir takım görüşmelerin olduğu hepinizin malumudur. Biraz önce de ifade ettim. Bu çerçevede bir süreç cereyan etmiştir.

SORU: Bu mutabakat bundan sonrasını da kapsıyor mu, sadece bu özel durumla mı ilgili? Geçmişte bir mutabakat olduğunu biliyoruz, Kardak civarında ya da Kardak bölgesinde dolaşılmaması şeklinde. Bu mutabakat bakanlığın bundan sonrasına ilişkin de bir şey içeriyor mu?

CEVAP: Durum normale avdet etmiştir. Bu, durumun normale avdetini sağlamak üzere gerçekleştirmiş bir anlayış birliğidir.

SORU: Bakanların teması akşamdan sonra,  herhalde sabaha kadar sürdü. Sabah telefonla mı görüşüldü? Biraz bilgi verir misiniz? Konuyla ilgili olarak bakınca,  iki Bakanın mutabakat sağlaması görüşmeler sırasında, burada ortak açıklamaları öncesinde mi başladı adım veya akşam yemeği sırasında mı ve bu sabah da bir temas oldu mu?

CEVAP: Durum normale avdet edinceye kadar elbette gerekli temaslar sürdürülmüştür.

SORU:  Namık Bey, kusura bakmayın, sürekli aynı şeyi soruyoruz ama dünkü temaslar bakan düzeyinde mi oldu bu sabaha kadar yoksa daha alt düzeyde mi?

CEVAP: Gereken her seviyede olmuştur.

SORU: Kuzey Irak’tan, Erbil’den ve Süleymaniye’den İstanbul’a direkt uçak seferlerin başlaması yönünde Ankara’ya gelen herhangi bir talep var mı? Bugün basına yansımış bazı haberler vardı?

CEVAP: Evvelce size bu konuda yine bir soru üzerine bilgi vermiştim. Bu hususta bugüne kadar bize herhangi bir resmi talep olmamıştır. Yine, malumunuz olduğu üzere, o bölgedeki havaalanlarının uluslararası uçuşlara elverişli olduğuna dair ortada bir belge de mevcut değildir.

SORU: Namık Bey bu 18-19 Nisan’daki Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı’na bir hafta var. Yani  olabilecek mi, erteleme sözkonusu mu?

CEVAP: Hayır, bugün itibariyle herhangi bir erteleme sözkonusu değildir. Toplantı daha önce sizlere açıkladığımız tarihlerde yapılacaktır. 

SORU:  Başbakan Erdoğan’a Norveç’te bir saldırı gerçekleşti. Bu saldırı öncesinde ziyaret için Dışişleri Bakanlığı’nın Norveç’ten istediği protokol ve güvenlik önlemleri konusunda biraz bilgi verir misiniz? Bunun sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Norveç hükümeti sizce yeterince güvenlik önlemi aldı mı?

CEVAP:  Tabiatıyla, Sayın Başbakanımıza böyle bir saldırı olması üzüntü vericidir ve bizim bunu tasvip etmemiz asla düşünülemez. Gerekli tedbirlerin alınması konusunda biz elimizden gelen girişimlerin hepsini yapmış durumdayız ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Biz bu çirkin saldırıyı yapanların, saldırının faillerinin cezalandırılmasını elbette isteriz.

SORU:  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanmasına ilişkin kararının Ankara’ya resmen iletildiği, bunun bir siyasi parti lideri tarafından da duyulduğu kamuoyuna açıklandı. Böyle bir karar Bakanlığa iletilmiş midir? Ya da bu kararla ilgili gelişmeler nelerdir?

CEVAP: Bu konuda sizlere kısaca bilgi vereyim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı henüz açıklanmamıştır. Ne zaman açıklanacağı da belli değildir. Yine hepinizin bildiği üzere AİHM yeniden yargılama kararı vermez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edilip edilmediğine karar verir ve bu karar yargı kanadından, yani AİHM’den hükümetler kanadına, yani bakanlar komitesine gider ve orada ele alınır. Bu komite ilgili hükümetin ne yapması gerektiği hususunda karar alır. Yine, belki hatırlayacaksınız, Daire kararı 12 Mart 2003’te verilmiştir. Tarafların başvurusu üzerine konu Büyük Daireye yani halk arasındaki tabiriyle Temyize götürülmüştür. 9 Haziran 2004’te Büyük Daire önünde duruşma yapılmıştır. Şimdi Büyük Dairenin kararının açıklanması beklenmektedir. Bu kararın içinde bulunduğumuz dönemde açıklanması konusunda, AİHM Başkanı, bir basın toplantısında kendisine vaki bir soru üzerine, “önümüzdeki dönemde açıklanması öngörülüyor” şeklinde bir cevap vermiştir. Dolayısıyla, bu aşamada bu karar beklenmektedir.

SORU:  Bu kararın beklenilen şekilde gelmesi, yani sözleşmenin bir maddesi ya da birkaç maddesinin ihlal edildiği yönünde bir görüş bildirilmesi durumunda Türkiye’nin önündeki seçenekler nelerdir?

CEVAP:  Bu karar alınmadan bu sorduğunuz soru çerçevesindeki konulara girilmesi belki doğru değil, onu gereği şekilde değerlendirir, karar alındıktan sonra sizlere de bilgi veririz.

SORU:  Bu yeniden yargılanma konusu, Türkiye’nin getirdiği bazı istisnalar var.  Yani AİHM’in adil yargılama olmadığını düşündüğü konularda. Bunlara getirilen istisnalar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı mı, bunlara istisnaları Türkiye’nin kaldırması gerekiyor mu?  Dışişleri’nin bu konuda bir görüşü var mı?

CEVAP: Söylediğim gibi, bunları ileride sizle görüşür ve sorduğunuz sorulara daha ayrıntılı ve kapsamlı cevaplar veririz.

Evet, başkaca sorunuz olmadığını anlıyorum ve hepinize çok teşekkür ediyor, bugünkü basın brifingimizi kapatıyorum.