12 Mayıs; 2004 -;;DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ NAMIK TAN'IN;HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISI

TAN:

Bugünkü basın brifingimize hoş geldiniz. Hepinizi her zaman olduğu gibi sevgiyle selamlıyorum. Benim herhangi bir açıklamam olmayacak. Sadece kısa bir hatırlatma yapacağım size.

O da, İKÖ Dışişleri Bakanları Konferansı, bildiğiniz üzere, Haziran ayının 14-16’sında İstanbul’da yapılacak. Buna ilişkin bir akreditasyon duyurusunu toplantı bittikten sonra sevgili arkadaşlarımız sizlere dağıtacaklar.

Bunun dışında benim söyleyeceğim bir husus yok. Sorularınız olacaksa onları memnuniyetle cevaplamaya çalışayım. ------------

SORU: Güney Kıbrıs’ı Türkiye’nin tanıyıp tanımadığı henüz açıklanmadı ama şimdi Kıbrıslı Türkler, Türk vatandaşı Kıbrıslıların Kıbrıs pasaportları var. O pasaportları onlar, geçen yıl Dışişleri’nin elinde bir genelge vardı. Türkiye’den çıkışlarda kullanamıyorlardı. Mutlaka Türk pasaportu kullanmaları gerekiyordu. Bu arkadaşların yaptığı birtakım başvurular olduğunu öğrendik, Dışişleri Bakanlığına. Bilmiyorum sizin bilginiz var mı? Bu pasaport ve vize işlemleri için herhangi bir çalışması sözkonusu mudur, Dışişleri Bakanlığı’nın? Yeni bir düzenleme sözkonusu gündeme gelecek midir?

CEVAP: Tanıma konusunda geçen hafta gayet açık bir takım bilgileri size sundum. Bu söylediğiniz hususları bilmiyorum. Onları araştırır, ilgili dairesinden sorar, size bilgi veririm.

SORU: Bush yönetiminin Suriye’ye karşı bazı yaptırımlar uygulayacağı belirtiliyor. Türkiye bu tür yaptırımların uygulanmasının, bu bölgede yaşanan sorunların çözümüne yardımcı olacağını düşünüyor mu?

CEVAP: Bu yaptırımlar konusunda benim bilgim yok. Onlara bir bakmamız lazım. Ondan sonra tepkimizi veririz.

SORU: Rum basınında bazı haberler var. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs konusunda yeni bir plan üzerinde çalışmaya başladığı yönünde. Ankara’ya gelen, Bakanlığa gelen herhangi bir sinyal var mı acaba?

CEVAP: Bu hususları BM Genel Sekreteri’nin, BM Güvenlik Konseyi’ne sunacağı rapor kamuoyuna açıklandığında göreceğiz ve değerlendirmemiz o zaman olacaktır. Zira, bugünkü haberler, benim izleyebildiğim kadarıyla, BM Genel Sekreterinin Güvenlik Konseyi’ne sunacağı karar çerçevesinde verilmekte.

BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi’ne sunacağı raporla ilgili size bir-iki şey söyleyebilirim. Bu raporun önümüzdeki günlerde sunulması bekleniyor. Böylece Konsey’in bir karar alması için mekanizma devreye girecek. Biliyorsunuz geçen defa BMGK Dönem Başkanı bir basın açıklaması yaptı. Brügenstok’dan bu yana BMGK’ne iki defa sözlü bilgi verildi. Bu bilgiler BMGS’nin siyasi yardımcısı Prendergast ve özel temsilci De Soto tarafından verildi. BMGS’nin raporunda objektif bir tespit yapılmasını ve Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafının bu süreçteki olumlu ve yapıcı tutumunun tescilini bekliyoruz. Bunun doğal sonucu olarak da bugüne kadar KKTC’ne uygulanan haksız ambargo ve izolasyonun kaldırılması yönünde somut adımlar atılmasını da tabiatıyla bekliyoruz.

SORU: Bir adım ilerisini düşünürsek 557 ve 141 sayılı Güvenlik Konseyi kararlarının –bunlar KKTC’nin tanınmasının önünde en büyük iki tane engel- kaldırılması için bir girişim ya da nabız yoklama olacak mı, yoksa sadece politika bu aşamada izlenen sorunun kaldırılması yönünde mi olacak?

CEVAP: Tanıma yönündeki beklentilerimizi, tutumumuzu biraz önce de ifade ettiğim gibi daha önce açıkladık. Bunun ötesinde bir şey söylemek şu aşamada doğru olmaz kanaatindeyim.

SORU: İran’daki havaalanının kapatılmasını ve sonradan açılması sürecinde son olarak gelinen noktada TAV’ın devre dışı bırakıldığı yönünde birtakım haberler var. Acaba bu doğru mu? Eğer böyleyse bu konuda Dışişleri’nin herhangi bir girişimi olacak mı? İşletmenin TAV’a verilmeyeceği ve yerel şirketler tarafından yapılacağı ve havaalanının açılmasının da yabancı sermayeli bir şirketin İran’dan ayrılması olduğu yönünde.

CEVAP: Konu hakkında değişik düzeylerde girişimler sürmekte, sorunun süratle çözümlenmesine ilişkin beklentimiz çeşitli platformlarda, her seviyede dile getirilmektedir. Türk şirketlerinin İran’da üstlendikleri işlerden en önemlilerinden birinin bu şekilde bir çıkmaza girmesi ve şirketin mağdur edilmesi diğer şirketler nezdinde de caydırıcı etki yapabilecektir. Ekonomik ilişkilerimiz de böyle bir durumdan olumsuz etkilenecektir.

Sorunun İran’ın iç işleyişinden, kurumlararası işleyişiyle ilgili teknik konulardan kaynaklandığı anlamaktayız. Türkiye olarak İran ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi arzusundayız. İran tarafı da bugüne dek Türk yatırımcıların İran’da iş yapmalarını teşvik etmekteydi. Dolayısıyla burada bir çelişki olduğunu da görüyoruz. Sorunun kısa sürede giderileceğine inanmaktayız.

SORU: Türk şirketi, İran basınında yer alan haberlere göre, ................. bir açıklama yapmış ve “Siyonist çevrelerle hiçbir ilişkim yoktur” demiş. Yani böyle bir açıklama mı var?

CEVAP: Benim bu tür ayrıntılara girmem sözkonusu değil. Bu konudaki görüşlerimizi size gayet açıklıkla belirttim.

SORU: Başbakan’ın Ermenistan’la Türkiye’nin iyi ilişkiler istediğini belirten açıklamaları oldu. Koçaryan sanırım zirve için gelmiyor Türkiye’ye. Tüm bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir açılım var mı ilişkilerde? Nasıl iyi ilişkiler kurulacak?

CEVAP: Ermenistan ile ilişkilerimizin iyi olmasını gayet tabii isteriz. Kafkasya ve Ermenistan bizim için önemli bir bölgedir. Burada kronik sorunlar mevcuttur. Bunların çözümü için herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Tek başına Türkiye’nin gayretleri yeterli değildir.

SORU: YÖK konusunda hükümet ve üniversiteler arasında ciddi bir tartışma yaşanıyor. Bu tartışmaya Genelkurmay dahil olmuşken, AB Türkiye Temsilcisi’nden de bir açıklama geldi ve “Ordunun bu yönde bir açıklama yapmasının gereksiz olduğunu” söyledi. Bu konuda AB uyum sürecinde, herhangi bir diğer AB ülkelerinden tepki geliyor mu size? Bir de AB Temsilcisinin bu açıklamasını nasıl buluyorsunuz?

CEVAP: Çok kısaca bir-iki şey belki söylenebilir. Yabancı ülke ve kuruluş temsilcilerinin bulundukları ülkede gözetilmesi gereken davranış kodu bulunmaktadır. Biz buna özen gösterilmesini bekleriz.

SORU: İran’daki olayın negatif yönde birtakım ekonomik yansımaları olabileceğine işaret ettiniz. Acaba burada TAV’ın geri dönmemesi durumunda Türkiye birtakım ekonomik yaptırımlar ya da İran’la ticareti durdurmak gibi önlemler mi düşünüyor? Biraz açabilir misiniz?

CEVAP: Bu konuda söyleyeceklerimi söyledim. Bunu ötesinde bir yorumda bulunmam doğru olmaz. Onun için beni bağışlayın.

SORU: Ürdün’deki toplantı ile ilgili bir bilgi var mı? Ürdün’deki Irak’a komşu ülkelerin parlamento meclis başkanları toplantısı ile ilgili bir background bilgi var mı?

CEVAP: O konuda bende bilgi yok ama derlerim. Sanıyorum yeni oldu o. O konuda size bilahare bilgi sunarım.

SORU: Son anayasa değişiklik paketi ile YÖK’teki Genelkurmay temsilcisi, askeri temsilci olayı kaldırıldı. YÖK taslağı ile ilgili Genelkurmay Başkanımız açıklama yaptı. Az önce siz de söylediniz Kretschmer açıklamasına cevabınız var. Ama bu bizim AB sürecini etkilemez mi, bu tür açıklama?

CEVAP: Benim bu konuda daha öteye söyleyecek bir sözüm yok.

SORU: Cidde’deki toplantıdan KKTC adına önemli bir gelişme var mı?

CEVAP: Bu toplantılar daha devam etmekte bildiğim kadarıyla. Oraya giden heyetimiz de –yine bildiğim kadarıyla- Cuma günü buraya dönecekler. Dolayısıyla haklısınız, o konuda da size kapsamlı bilgi sunacağım.

SORU: Kıbrısla ilgili olarak, AB’nin çıkardığı tüzüğün ardından komisyonun birtakım çalışmalar yapması gerekiyordu. Bu çalışmaların geldiği aşamaya ilişkin herhangi bir bilgi var mı sizde?

CEVAP: Temaslarımız komisyon düzeyinde, AB düzeyinde her seviyede devam ediyor. İzliyoruz. Daha henüz somut birtakım hususlar ortaya çıkmış değil. Takip ediyoruz.

SORU: Başbakan’ın Yunanistan gezisinde de gündeme geldi. Heybeli Ada Ruhban Okulunun açılmasıyla ilgili olarak karşılıklı bir görüş birliği oluştu taraflarda, bizim anladığımız kadarıyla. Bu yönde herhangi bir çalışma başlatıldı mı?

CEVAP: Benim bir bilgim yok.

Başka sorunuz olmadığını anlıyorum. Hepinize teşekkür ediyorum.