DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok kıymetli basın mensupları, yaklaşık
2 yıl aradan sonra tekrar Makedonya’da bulunmaktan büyük bir mutluluk
duyuyorum. Ocak ayında çok kıymetli dostum Nikola Dimitrov’un Ankara’ya
yaptığı ziyarete iade-i ziyarette bulunmaktan da ayrıca mutluluk duyuyorum.
Misafirperverlik için dostum Nikola’ya ve Bakanlığına ve özellikle de
Protokol’e çok teşekkür ediyorum.
Bugün ve dün akşam yaptığımız toplantılarda ikili ilişkilerimizi gözden
geçirdik. Mükemmel siyasi ilişkilerimiz var. Doğal müttefikiz. Ama şimdi
NATO’da da resmi bir şekilde müttefik olacağız.
Biraz önce toplantıda da söylediğim gibi, esasen Makedonya NATO’ya davet
edilmeden önce de doğal bir müttefikliğimiz vardı ve tüm Makedonya’nın
adının geçtiği belgelerde Türkiye’nin Makedonya’yı o günkü adıyla, anayasal
adıyla tanıdığı vurgulanmıştır.
Bundan sonraki süreçte de desteğimiz devam edecektir. Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından Makedonya’nın NATO üyeliğinin onaylanması, benim bu
ziyaretimden önce onaylanması da beni ayrıca mutlu etmiştir. Buradan Meclis
Başkanımıza ve Milletvekillerimize de çok teşekkür ediyorum. Seçimlerden
dolayı bir gecikme olmuştu, ama şimdi bu süreç tamamlandı. Diğer ülkelerde
de tamamlandıktan sonra inşallah Makedonya resmen NATO’nun resmi üyesi
olacak, resmi müttefikimiz olacak.
Makedonya’nın ve Batı Balkanların Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyonu
sadece ülkeler için değil bölgenin istikrarı için de hayati derecede
önemlidir. İnşallah Makedonya en kısa süre içinde Ekim ayında Avrupa
Birliği’yle katılım müzakerelerine de başlamış olur. Biz bu süreci de güçlü
bir şekilde destekliyoruz her ne kadar Avrupa Birliği üyesi olmasak da.
Ve ikili ilişkilerimize baktığımız zaman ikili ticaret hacmimiz düzeyli bir
şekilde, istikrarlı bir şekilde yükseliyor, artıyor. Ama 1 Milyar Dolar
hedefimize ulaşmak için de biraz daha gayret sarf etmemiz lazım.
Şu anda Makedonya’da 100 civarında Türk firması var. Ve baktığımız zaman
firmalara gerçekten hepsi de, birçoğu Türkiye’nin en güçlü firmaları.
Makedonya’ya Türk firmalarına verdikleri destek için çok teşekkür ediyoruz.
Makedonya’nın ekonomik olarak da ulaşmak istediği hedeflere firmalarımızla
birlikte elimizden gelen desteği vereceğiz.
Biraz önce TİKA’nın projesinden bahsettik, gerçekten bu anlamda da kendi
aramızdaki, iki Bakanlık arasındaki işbirliğinin de güçlenmesinden mutluluk
duyuyoruz. İki kardeş ülkeye yakışır bir şekilde. Ve arşivlerin dijital
ortama taşınması bugünün gerçekten bir ihtiyacıdır, ve inşallah
araştırmacılar için de ciddi bir fırsat olacaktır. Diğer taraftan TİKA’nın
Makedonya genelinde 900’den fazla projeyi hayata geçirmesi kalkınma
alanında da Makedonya’ya verdiğimiz önemin göstergesidir, hiç ayrım
yapmaksızın Makedonya’nın her bölgesinde, yaklaşık 100 milyon Dolarlık
projeyi TİKA’mız hayata geçirmiştir. Şimdi Yunus Emre Enstitümüz de aynı
şekilde Türkiye Maarif Vakfı’yla Makedonya’yla her alanda, eğitim, kültür
alanında da bağlarımızı güçlendirmek istiyoruz. Ve Makedonya’da da aynı
hassasiyetin olduğunu görmekten de gerçekten mutluluk duyuyoruz.
Ve bölgesel konuları konuştuk, Suriye’deki durumu birlikte değerlendirdik,
terörle mücadelede neler yapabiliriz bunu konuştuk.
Dün 3 yıl önce hain darbe girişiminin anma törenlerine katıldım, hem
Türkiye’de hem de Makedonya’da. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra
Makedonya’nın ve Makedonya halkının Türkiye’ye verdiği desteği ve de
Türkiye’yle dayanışmasını unutmamız mümkün değil milletimiz olarak da. Ama
bu FETÖ terör örgütü sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde 160’dan
fazla ülkede yuvalanmıştır. Makedonya da bunlardan bir tanesidir. Bu terör
örgütüyle mücadele sadece Türkiye için önemli değildir, yani bizimle
dayanışma bakımından önemli değildir ama Makedonya’nın ve faaliyet
gösterdiği ülkelerin güvenliği ve istikrarı bakımından da önemlidir. Ve bu
terör örgütü yalnız değildir, dışarıdan destek alıyor, dolayısıyla
Makedonya ve diğer dost ülkelere yönelik de bir tehdit oluşturuyor, şu anda
o baskı yapan bazı ülkelerin de yarın Makedonya veya diğer dost ülkeler
herhangi bir zorlukla karşılaştığı zaman yardıma gelmezler gene Türkiye
gelir. Dolayısıyla FETÖ konusunda da artık somut adımları dost
Makedonya’dan görmek istiyoruz. Bu tür konuları, olumsuz konuları konuşmak
yerine daha pozitif gündeme odaklanarak işbirliğimizi, dostluğumuzu,
dayanışmamızı daha ileri noktalara taşımak istiyoruz. Cumhurbaşkanımız
Erdoğan’ın da bu konudaki kararlılığı vardır ve bu yıl içinde
Cumhurbaşkanımızın ziyaretini birlikte organize edeceğiz,
Cumhurbaşkanlarımız Sarayevo’da görüştüler ve yine Sayın Cumhurbaşkanımız
Makedonya’ya yapacağı ziyareti bir kere daha teyit etti, bunun
zamanlamasını ve hazırlığını dostum Nikola’yla beraber biz yapacağız ve o
ziyaretin de iki ülkenin dostluğuna yakışır bir şekilde, başarılı olmasını
istiyoruz, çok teşekkür ediyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye’nin ihtiyacı olan hava savunma
sistemi S-400 Türkiye’ye gelmeye başladı, parça parça. Ve önümüzdeki yılın
başında da aktif hale gelecek. Süreç seyrinde işliyor. Bu konuda ABD’nin
biliyorsunuz bir rahatsızlığı vardı, ama biz onlara ortak bir çalışma grubu
kuralım, sizin endişeleriniz varsa NATO da içinde olsun, değerlendirelim
dedik, ama Amerika buna yanaşmadı çünkü konu teknik değil, konu başka bir
ülkeden Rusya’dan alamazsın alırsın meselesi. Ama Başkan Trump’ın G-20’deki
açıklamaları gayet net, ortada. O güne kadar değişik kurumlardan çatlak
sesler geliyordu, şimdi de ara sıra geliyor, ama burada bizim muhattabımız
bir ülkenin Başkanıdır, Trump’tır, onun da pozisyonu gayet net, açık.
Biz bu tür konuların Amerika gibi ülkelerle aramızda problem yaratmasını
istemiyoruz, çünkü biz egemen, bağımsız bir ülkeyiz ve bizim ihtiyacımız
olan bir hava savunma sistemini alıyoruz, saldırı sistemi değil. Bizim
bölgemizdeki tehditleri sizler de takip ediyorsunuz.
Diğer taraftan, NATO Genel Sekreterinin, hatta Amerikalı olan NATO Genel
Sekreter Yardımcısının açıklamaları ortada, her müttefik kendi savunma
sistemini istediği yerden alır, NATO’nun da buna itirazı yoktur. Teknik
konuları da biz her zaman zaten NATO üyesi olarak hassasiyetle ele
alıyoruz. Yani aldığımız S-400 sistemi NATO sistemlerine, F-35 dahil bir
tehdit oluşturmuyor, tamamen Türkiye kontrolünde, bizim kontrolümüzde
olacak bir sistemdir ve savunma ihtiyacı duyduğumuz zaman kullanılacak bir
sistemdir. Yani gereksiz gerginlik yaratmaya gerek yok, zaten bitmiş bir
anlaşma, artık teslim süreci de başlamıştır ve tamamlanıncaya kadar devam
edecektir.
Teşekkür ederim.
SORU- Anadolu Ajansı, benim sorum Sayın Bakana.
Avrupa Birliği dün bir yaptırım kararı aldı, bu karar hakkında Bakanlığınız
tarafından hızlı bir şekilde açıklama yapıldı, yapılan açıklamada bu
kararın 15 Temmuz hain darbe girişiminin 3’üncü yıldönümünde alınmasının
manidar olduğu kaydedildi. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyim?
Teşekkür ederim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Esasen buna yaptırım demek, bu işi çok ciddi almak demektir, çok da ciddiye
almaya gerek yok, çünkü IPA kesintilerini zaten daha önce yapmışlardı,
bunlar basit şeyler, bizi etkileyecek şeyler değildir. Sivil havacılık
görüşmeleri de zaten Rum kesimi yönünden durdurulmuştu, dolayısıyla aynı
şeyi tekrar ediyorlar. Yan geçmişte de bazı fasılları Rum kesimi bloke
etti, Avrupa Komisyonu da aynı şeyleri bloke etti ya da Fransa, yani aynı
şeylerin tekrarıdır.
Diğer taraftan Yatırım Bankası’na da işte gözden geçir diyor, yani bunun da
bağlayıcılığı yoktur. Ama şu bakımdan önemlidir: Merkez Bankası’na ya da
bankalara siyasetçilerin müdahale etmesini her zaman Avrupa Birliği
eleştirir, serbest piyasa ekonomisi der, şimdi bankaya böyle talimatlar
verir gibi ya da tavsiyeler veriyor, bu da Avrupa Birliği’nin başka bir
çelişkisi.
Üst düzey görüşmeler olsun olmasın, bunların hiçbir ehemmiyeti yok. Avrupa
Birliği’nin bize ihtiyacı var, onlar göç konusu olsun, diğer konularda
mecburen bize gelecekler, temasta bulunacaklar, başka kaçarı yok, yani bu
aldıkları kararların uygulamasının da mümkün olmadığını kendileri de
biliyor. Ha, neden? Rum Kesimini tatmin etmek için, yani saçma sapan
dayanışma anlayışıyla Rum Kesiminin ve Yunanistan’ın baskısıyla böyle
affedersiniz kıytırıktan kararlar almak durumunda kaldılar. Yani bu tabiri
kullanmak zorundayım, gerçekten de öyle.
Fakat Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği yöneticileri 15 Temmuz hain darbe
girişiminden sonra hemen Türkiye’ye gelmedikleri için pişman olduklarını
söylüyorlar, fakat ben bu konuda samimi olmadıklarını dün bir kere daha
gördüm. Bize konuştuğumuz arkadaşlarımızın hepsi, Dışişleri Bakanlarının
hepsi, Mogherini’nin kendisi de böyle bir şeyin gündemde olmadığını dün
toplantıya girerken söyledi, konuştuğumuz arkadaşlar da, hepsi de böyle bir
şey mümkün olmayacak dedi. Yani ne kadar güvenilir insanlar olduğu da ya da
ülkeler olduğu da açıkça ortadadır.
Sorun ne? Sorun, burada Kıbrıs Türk halkının Ada etrafındaki haklarının
garanti altına alınmaması, yani paylaşım konusunda Rum Kesimi AB üyeliğini
de suistimal ederek şımarık bir çocuk gibi bunu yapmak istememektedir. Biz
yıllarca uyarı yaptık, eğer siz bunu yapmazsanız, Avrupa Birliği yapmazsa
veya Birleşmiş Milletler yapmazsa garantör ülke olarak biz Kıbrıs Türk
halkının hakkını koruyacağız ve artık biz de sondaja başlayacağız dedik ve
başladık. Şimdi bundan sonraki süreçte, açık, net söylüyorum, kendilerine
de söyledik, eğer Türkiye’ye yönelik böyle bir kararlar alırsanız
faaliyetlerimizi artıracağız. Buradan da söylüyorum ki, orada 3 gemimiz
var, 4’üncü gemiyi de inşallah Doğu Akdeniz’e en kısa zamanda göndereceğiz.
Türkiye’yle böyle yöntemlerle baş edemeyeceklerini anlasınlar. Bizim kıta
sahanlığımız içinde ne yapacağımıza zaten biz karar veririz, ama Kıbrıs
Türk halkının hakkını garantiye almadıkları sürece biz oradaki
faaliyetlerimizi artırmaya devam edeceğiz, bunu da bu şekilde bilsinler.
Rum Kesimi de diğer taraftan Avrupa Birliği’ni arkasına almasın, Türk
tarafıyla otursun, burada da saçma sapan bir paragraf var, neymiş efendim,
Rum Kesiminin Türkiye Cumhuriyeti’yle diyalog kurmasını destekliyoruz.
Bizim muhatabımız bu anlamda Rum Kesimi değildir, Kıbrıs’taki kalıcı bir
çözüm için gayriresmi görüş alışverişlerimiz oluyor, o başka bir şey, zaten
KKTC’yle koordineli yapıyoruz, ama burada, paylaşım için Rum Kesiminin
muhatabı KKTC’dir, oradaki yöneticilerdir, bir an önce aklını başına
alsınlar ve hakça paylaşım için masaya otursunlar. Aksi takdirde Kıbrıs
Türk halkının hakkını da kimseye yedirmeyiz, ne Avrupa Birliği’ne
yediririz, ne de Rum’a veya başka bir ülkeye yediririz.
SORU- Makedonca soruluyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum. Evet bugünkü
görüşmelerimizde bölgesel konuları ele aldık. Özellikle Batı Balkanların
istikrarı konusunda Makedonya’yla Türkiye’nin görüşleri tamamen görüşleri
örtüşüyor. Gerek iç siyasette gerekse ülkeler arasındaki problemlerde biz
diplomasiden yanayız, diyalogdan yanayız, uzlaşıdan yanayız. Ve bu anlamda
da Makedonya’nın iç siyasette attığı olumlu şekilde buluyoruz ve
destekliyoruz. Sırbistan’la Kosova arasında biz Türkiye olarak bu iki ülke
hangi anlaşmaya varırsa biz onu destekleriz. Yani dışarıdan şu konuda
anlaşın, bu konuda anlaşın diye bir dayatmada bulunmak bizim dış politika
anlayışımızla uyuşmaz. Ama her iki ülkeyle çok iyi ilişkilerimiz var, hem
Sırbistan’la hem Kosova’yla mükemmel ilişkilerimiz var. Ve Sayın
Cumhurbaşkanımız da tansiyonu düşürmek için sürekli her iki ülkenin
liderleriyle de temasta. Biz de bu diplomasiyi yürütüyoruz. İyi
başlamışlardı, fakat birden maalesef gerginlik arttı, tırmandı. Bunu
tersine çevirmemiz lazım. Bu anlamda yapıcı olarak üzerimize düşeni yapmaya
çalışıyoruz, yapmaya hazırız. Ve iki ülkenin varacağı her türlü mutabakatı,
anlaşmayı biz güçlü bir şekilde destekleriz.
SORU- Makedonca soruluyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Geleneksel olarak
çok iyi ilişkilerimiz var. Ve biz bu ilişkilerimizin daha da gelişmesinden
yanayız, bozulmasını hiçbir zaman düşünmediğimiz gibi. Bağlarımızın daha da
güçlenmesini istiyoruz. Şunu söylemek isterim, Türkiye dostlarının
aleyhinde olan hiçbir örgütü ülkesinde barındırmaz. Biz bu konuda çok
hassasız, hangi ülke olursa olsun Ve ama FETÖ konusu, dediğim gibi sadece
Makedonya’nın da sorunu değil, bu terör şebekesi 160’dan fazla ülkeye
yerleşmiş ve arkasında destekler var, değişik ülkeler ve istihbaratları
destekliyor. Ve ülkelere de FETÖ konusunda adım atmayın diye baskı da
yapıyorlar, biz bunu da görüyoruz. Ama biz kendi aramızda gayet samimi bir
şekilde tüm boyutlarıyla ele alıyoruz, istihbaratlarımız kendi arasında
görüşmelerini yapıyor, devam eden yargı süreçleri var, beklentilerimiz
ortada ve isimlerle ilgili bilgi paylaşımını Cumhurbaşkanları da
Sarajevo’da yaptı. Biz de kendi aramızda konuştuk, yani samimi bir şekilde
bu süreci yürüttüğümüzü söyleyebilirim ve bu yapıcı yaklaşımından ve
işbirliğinden dolayı da Nikola’ya ve tüm Makedon yetkililerine çok teşekkür
ediyorum. Zaman Makedonya’nın kapanması örneğin önemli adımlardan bir
tanesidir, ama bir şeyi de kabul edelim ki burada da iyi yuvalanmışlar,
Makedonya’nın güvenliği ve istikrarı bakımından da bu şebekenin burada
güçlenmemesi lazım tam tersi bu şebekenin Makedonya’dan da temizlenmesi
Makedon halkı için de Makedonya’nın geleceği için de hassastır, önemlidir,
bir dost olarak bunu da söylemek durumundayız, çünkü biz yaşadık.
Dostlarımızın yaşamasını istemeyiz. 160 ülkede durup dururken, boşu boşuna
bu şebeke yer bulmamıştır. Birileri kullanıyor ve destekliyorlar,
mücadelemizde de bunu değişik ülkelerde, Afrika’da olsun her yerde
Güneydoğu Asya’da, Latin Amerika’da bunlarla yaptığımız mücadelede de halen
o desteğin belli ülkelerde, dışarıdan gelen desteğin devam ettiğini de
maalesef görüyoruz.
SORU- Makedonca soruluyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi, varsayımlar üzerine konuşmak
istemeyiz. Yani Makedonya bizim için dost bir ülkedir. Makedonya’nın NATO
üyeliğini en güçlü şekilde destekleyen ülke Türkiye olmuştur. Ve bu süreçte
de yine Türkiye, Meclisten onaylamıştır ve Makedonya’nın NATO üyeliği
seyrinde devam ediyordur ve bu süreçte yapabileceğimiz bir şey varsa onu da
yapmaya hazır olduğumuzu dostum Nikola’ya da biraz önce zaten ilettim. Yani
burada varsayımlar üzerine konuşmak doğru olmaz, ama beklentilerimiz
ortada, bunun için de birlikte çalışıyoruz. Ve bu çalışma neticesinde de
somut adımları atmak, somut adımları görmek istiyoruz. Bu konudaki
beklentilerimizi zaten dost Makedonya Yönetimi gayet iyi biliyor. Önemli
olan önümüzdeki süreçte bu çalışmaları birlikte devam ettirmektir ve netice
almaktır.