Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanı Sayın Nikola Dimitrov ile Ortak Basın Toplantısı, 16 Temmuz 2019, Üsküp

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok kıymetli basın mensupları, yaklaşık 2 yıl aradan sonra tekrar Makedonya’da bulunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Ocak ayında çok kıymetli dostum Nikola Dimitrov’un Ankara’ya yaptığı ziyarete iade-i ziyarette bulunmaktan da ayrıca mutluluk duyuyorum. Misafirperverlik için dostum Nikola’ya ve Bakanlığına ve özellikle de Protokol’e çok teşekkür ediyorum.

Bugün ve dün akşam yaptığımız toplantılarda ikili ilişkilerimizi gözden geçirdik. Mükemmel siyasi ilişkilerimiz var. Doğal müttefikiz. Ama şimdi NATO’da da resmi bir şekilde müttefik olacağız.

Biraz önce toplantıda da söylediğim gibi, esasen Makedonya NATO’ya davet edilmeden önce de doğal bir müttefikliğimiz vardı ve tüm Makedonya’nın adının geçtiği belgelerde Türkiye’nin Makedonya’yı o günkü adıyla, anayasal adıyla tanıdığı vurgulanmıştır.

Bundan sonraki süreçte de desteğimiz devam edecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Makedonya’nın NATO üyeliğinin onaylanması, benim bu ziyaretimden önce onaylanması da beni ayrıca mutlu etmiştir. Buradan Meclis Başkanımıza ve Milletvekillerimize de çok teşekkür ediyorum. Seçimlerden dolayı bir gecikme olmuştu, ama şimdi bu süreç tamamlandı. Diğer ülkelerde de tamamlandıktan sonra inşallah Makedonya resmen NATO’nun resmi üyesi olacak, resmi müttefikimiz olacak.

Makedonya’nın ve Batı Balkanların Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyonu sadece ülkeler için değil bölgenin istikrarı için de hayati derecede önemlidir. İnşallah Makedonya en kısa süre içinde Ekim ayında Avrupa Birliği’yle katılım müzakerelerine de başlamış olur. Biz bu süreci de güçlü bir şekilde destekliyoruz her ne kadar Avrupa Birliği üyesi olmasak da.

Ve ikili ilişkilerimize baktığımız zaman ikili ticaret hacmimiz düzeyli bir şekilde, istikrarlı bir şekilde yükseliyor, artıyor. Ama 1 Milyar Dolar hedefimize ulaşmak için de biraz daha gayret sarf etmemiz lazım.

Şu anda Makedonya’da 100 civarında Türk firması var. Ve baktığımız zaman firmalara gerçekten hepsi de, birçoğu Türkiye’nin en güçlü firmaları. Makedonya’ya Türk firmalarına verdikleri destek için çok teşekkür ediyoruz. Makedonya’nın ekonomik olarak da ulaşmak istediği hedeflere firmalarımızla birlikte elimizden gelen desteği vereceğiz.

Biraz önce TİKA’nın projesinden bahsettik, gerçekten bu anlamda da kendi aramızdaki, iki Bakanlık arasındaki işbirliğinin de güçlenmesinden mutluluk duyuyoruz. İki kardeş ülkeye yakışır bir şekilde. Ve arşivlerin dijital ortama taşınması bugünün gerçekten bir ihtiyacıdır, ve inşallah araştırmacılar için de ciddi bir fırsat olacaktır. Diğer taraftan TİKA’nın Makedonya genelinde 900’den fazla projeyi hayata geçirmesi kalkınma alanında da Makedonya’ya verdiğimiz önemin göstergesidir, hiç ayrım yapmaksızın Makedonya’nın her bölgesinde, yaklaşık 100 milyon Dolarlık projeyi TİKA’mız hayata geçirmiştir. Şimdi Yunus Emre Enstitümüz de aynı şekilde Türkiye Maarif Vakfı’yla Makedonya’yla her alanda, eğitim, kültür alanında da bağlarımızı güçlendirmek istiyoruz. Ve Makedonya’da da aynı hassasiyetin olduğunu görmekten de gerçekten mutluluk duyuyoruz.

Ve bölgesel konuları konuştuk, Suriye’deki durumu birlikte değerlendirdik, terörle mücadelede neler yapabiliriz bunu konuştuk.

Dün 3 yıl önce hain darbe girişiminin anma törenlerine katıldım, hem Türkiye’de hem de Makedonya’da. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Makedonya’nın ve Makedonya halkının Türkiye’ye verdiği desteği ve de Türkiye’yle dayanışmasını unutmamız mümkün değil milletimiz olarak da. Ama bu FETÖ terör örgütü sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde 160’dan fazla ülkede yuvalanmıştır. Makedonya da bunlardan bir tanesidir. Bu terör örgütüyle mücadele sadece Türkiye için önemli değildir, yani bizimle dayanışma bakımından önemli değildir ama Makedonya’nın ve faaliyet gösterdiği ülkelerin güvenliği ve istikrarı bakımından da önemlidir. Ve bu terör örgütü yalnız değildir, dışarıdan destek alıyor, dolayısıyla Makedonya ve diğer dost ülkelere yönelik de bir tehdit oluşturuyor, şu anda o baskı yapan bazı ülkelerin de yarın Makedonya veya diğer dost ülkeler herhangi bir zorlukla karşılaştığı zaman yardıma gelmezler gene Türkiye gelir. Dolayısıyla FETÖ konusunda da artık somut adımları dost Makedonya’dan görmek istiyoruz. Bu tür konuları, olumsuz konuları konuşmak yerine daha pozitif gündeme odaklanarak işbirliğimizi, dostluğumuzu, dayanışmamızı daha ileri noktalara taşımak istiyoruz. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın da bu konudaki kararlılığı vardır ve bu yıl içinde Cumhurbaşkanımızın ziyaretini birlikte organize edeceğiz, Cumhurbaşkanlarımız Sarayevo’da görüştüler ve yine Sayın Cumhurbaşkanımız Makedonya’ya yapacağı ziyareti bir kere daha teyit etti, bunun zamanlamasını ve hazırlığını dostum Nikola’yla beraber biz yapacağız ve o ziyaretin de iki ülkenin dostluğuna yakışır bir şekilde, başarılı olmasını istiyoruz, çok teşekkür ediyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye’nin ihtiyacı olan hava savunma sistemi S-400 Türkiye’ye gelmeye başladı, parça parça. Ve önümüzdeki yılın başında da aktif hale gelecek. Süreç seyrinde işliyor. Bu konuda ABD’nin biliyorsunuz bir rahatsızlığı vardı, ama biz onlara ortak bir çalışma grubu kuralım, sizin endişeleriniz varsa NATO da içinde olsun, değerlendirelim dedik, ama Amerika buna yanaşmadı çünkü konu teknik değil, konu başka bir ülkeden Rusya’dan alamazsın alırsın meselesi. Ama Başkan Trump’ın G-20’deki açıklamaları gayet net, ortada. O güne kadar değişik kurumlardan çatlak sesler geliyordu, şimdi de ara sıra geliyor, ama burada bizim muhattabımız bir ülkenin Başkanıdır, Trump’tır, onun da pozisyonu gayet net, açık.

Biz bu tür konuların Amerika gibi ülkelerle aramızda problem yaratmasını istemiyoruz, çünkü biz egemen, bağımsız bir ülkeyiz ve bizim ihtiyacımız olan bir hava savunma sistemini alıyoruz, saldırı sistemi değil. Bizim bölgemizdeki tehditleri sizler de takip ediyorsunuz.

Diğer taraftan, NATO Genel Sekreterinin, hatta Amerikalı olan NATO Genel Sekreter Yardımcısının açıklamaları ortada, her müttefik kendi savunma sistemini istediği yerden alır, NATO’nun da buna itirazı yoktur. Teknik konuları da biz her zaman zaten NATO üyesi olarak hassasiyetle ele alıyoruz. Yani aldığımız S-400 sistemi NATO sistemlerine, F-35 dahil bir tehdit oluşturmuyor, tamamen Türkiye kontrolünde, bizim kontrolümüzde olacak bir sistemdir ve savunma ihtiyacı duyduğumuz zaman kullanılacak bir sistemdir. Yani gereksiz gerginlik yaratmaya gerek yok, zaten bitmiş bir anlaşma, artık teslim süreci de başlamıştır ve tamamlanıncaya kadar devam edecektir.

Teşekkür ederim.

SORU- Anadolu Ajansı, benim sorum Sayın Bakana.

Avrupa Birliği dün bir yaptırım kararı aldı, bu karar hakkında Bakanlığınız tarafından hızlı bir şekilde açıklama yapıldı, yapılan açıklamada bu kararın 15 Temmuz hain darbe girişiminin 3’üncü yıldönümünde alınmasının manidar olduğu kaydedildi. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyim?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Esasen buna yaptırım demek, bu işi çok ciddi almak demektir, çok da ciddiye almaya gerek yok, çünkü IPA kesintilerini zaten daha önce yapmışlardı, bunlar basit şeyler, bizi etkileyecek şeyler değildir. Sivil havacılık görüşmeleri de zaten Rum kesimi yönünden durdurulmuştu, dolayısıyla aynı şeyi tekrar ediyorlar. Yan geçmişte de bazı fasılları Rum kesimi bloke etti, Avrupa Komisyonu da aynı şeyleri bloke etti ya da Fransa, yani aynı şeylerin tekrarıdır.

Diğer taraftan Yatırım Bankası’na da işte gözden geçir diyor, yani bunun da bağlayıcılığı yoktur. Ama şu bakımdan önemlidir: Merkez Bankası’na ya da bankalara siyasetçilerin müdahale etmesini her zaman Avrupa Birliği eleştirir, serbest piyasa ekonomisi der, şimdi bankaya böyle talimatlar verir gibi ya da tavsiyeler veriyor, bu da Avrupa Birliği’nin başka bir çelişkisi.

Üst düzey görüşmeler olsun olmasın, bunların hiçbir ehemmiyeti yok. Avrupa Birliği’nin bize ihtiyacı var, onlar göç konusu olsun, diğer konularda mecburen bize gelecekler, temasta bulunacaklar, başka kaçarı yok, yani bu aldıkları kararların uygulamasının da mümkün olmadığını kendileri de biliyor. Ha, neden? Rum Kesimini tatmin etmek için, yani saçma sapan dayanışma anlayışıyla Rum Kesiminin ve Yunanistan’ın baskısıyla böyle affedersiniz kıytırıktan kararlar almak durumunda kaldılar. Yani bu tabiri kullanmak zorundayım, gerçekten de öyle.

Fakat Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği yöneticileri 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra hemen Türkiye’ye gelmedikleri için pişman olduklarını söylüyorlar, fakat ben bu konuda samimi olmadıklarını dün bir kere daha gördüm. Bize konuştuğumuz arkadaşlarımızın hepsi, Dışişleri Bakanlarının hepsi, Mogherini’nin kendisi de böyle bir şeyin gündemde olmadığını dün toplantıya girerken söyledi, konuştuğumuz arkadaşlar da, hepsi de böyle bir şey mümkün olmayacak dedi. Yani ne kadar güvenilir insanlar olduğu da ya da ülkeler olduğu da açıkça ortadadır.

Sorun ne? Sorun, burada Kıbrıs Türk halkının Ada etrafındaki haklarının garanti altına alınmaması, yani paylaşım konusunda Rum Kesimi AB üyeliğini de suistimal ederek şımarık bir çocuk gibi bunu yapmak istememektedir. Biz yıllarca uyarı yaptık, eğer siz bunu yapmazsanız, Avrupa Birliği yapmazsa veya Birleşmiş Milletler yapmazsa garantör ülke olarak biz Kıbrıs Türk halkının hakkını koruyacağız ve artık biz de sondaja başlayacağız dedik ve başladık. Şimdi bundan sonraki süreçte, açık, net söylüyorum, kendilerine de söyledik, eğer Türkiye’ye yönelik böyle bir kararlar alırsanız faaliyetlerimizi artıracağız. Buradan da söylüyorum ki, orada 3 gemimiz var, 4’üncü gemiyi de inşallah Doğu Akdeniz’e en kısa zamanda göndereceğiz. Türkiye’yle böyle yöntemlerle baş edemeyeceklerini anlasınlar. Bizim kıta sahanlığımız içinde ne yapacağımıza zaten biz karar veririz, ama Kıbrıs Türk halkının hakkını garantiye almadıkları sürece biz oradaki faaliyetlerimizi artırmaya devam edeceğiz, bunu da bu şekilde bilsinler.

Rum Kesimi de diğer taraftan Avrupa Birliği’ni arkasına almasın, Türk tarafıyla otursun, burada da saçma sapan bir paragraf var, neymiş efendim, Rum Kesiminin Türkiye Cumhuriyeti’yle diyalog kurmasını destekliyoruz. Bizim muhatabımız bu anlamda Rum Kesimi değildir, Kıbrıs’taki kalıcı bir çözüm için gayriresmi görüş alışverişlerimiz oluyor, o başka bir şey, zaten KKTC’yle koordineli yapıyoruz, ama burada, paylaşım için Rum Kesiminin muhatabı KKTC’dir, oradaki yöneticilerdir, bir an önce aklını başına alsınlar ve hakça paylaşım için masaya otursunlar. Aksi takdirde Kıbrıs Türk halkının hakkını da kimseye yedirmeyiz, ne Avrupa Birliği’ne yediririz, ne de Rum’a veya başka bir ülkeye yediririz.

SORU- Makedonca soruluyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum. Evet bugünkü görüşmelerimizde bölgesel konuları ele aldık. Özellikle Batı Balkanların istikrarı konusunda Makedonya’yla Türkiye’nin görüşleri tamamen görüşleri örtüşüyor. Gerek iç siyasette gerekse ülkeler arasındaki problemlerde biz diplomasiden yanayız, diyalogdan yanayız, uzlaşıdan yanayız. Ve bu anlamda da Makedonya’nın iç siyasette attığı olumlu şekilde buluyoruz ve destekliyoruz. Sırbistan’la Kosova arasında biz Türkiye olarak bu iki ülke hangi anlaşmaya varırsa biz onu destekleriz. Yani dışarıdan şu konuda anlaşın, bu konuda anlaşın diye bir dayatmada bulunmak bizim dış politika anlayışımızla uyuşmaz. Ama her iki ülkeyle çok iyi ilişkilerimiz var, hem Sırbistan’la hem Kosova’yla mükemmel ilişkilerimiz var. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız da tansiyonu düşürmek için sürekli her iki ülkenin liderleriyle de temasta. Biz de bu diplomasiyi yürütüyoruz. İyi başlamışlardı, fakat birden maalesef gerginlik arttı, tırmandı. Bunu tersine çevirmemiz lazım. Bu anlamda yapıcı olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz, yapmaya hazırız. Ve iki ülkenin varacağı her türlü mutabakatı, anlaşmayı biz güçlü bir şekilde destekleriz.

SORU- Makedonca soruluyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum. Geleneksel olarak çok iyi ilişkilerimiz var. Ve biz bu ilişkilerimizin daha da gelişmesinden yanayız, bozulmasını hiçbir zaman düşünmediğimiz gibi. Bağlarımızın daha da güçlenmesini istiyoruz. Şunu söylemek isterim, Türkiye dostlarının aleyhinde olan hiçbir örgütü ülkesinde barındırmaz. Biz bu konuda çok hassasız, hangi ülke olursa olsun Ve ama FETÖ konusu, dediğim gibi sadece Makedonya’nın da sorunu değil, bu terör şebekesi 160’dan fazla ülkeye yerleşmiş ve arkasında destekler var, değişik ülkeler ve istihbaratları destekliyor. Ve ülkelere de FETÖ konusunda adım atmayın diye baskı da yapıyorlar, biz bunu da görüyoruz. Ama biz kendi aramızda gayet samimi bir şekilde tüm boyutlarıyla ele alıyoruz, istihbaratlarımız kendi arasında görüşmelerini yapıyor, devam eden yargı süreçleri var, beklentilerimiz ortada ve isimlerle ilgili bilgi paylaşımını Cumhurbaşkanları da Sarajevo’da yaptı. Biz de kendi aramızda konuştuk, yani samimi bir şekilde bu süreci yürüttüğümüzü söyleyebilirim ve bu yapıcı yaklaşımından ve işbirliğinden dolayı da Nikola’ya ve tüm Makedon yetkililerine çok teşekkür ediyorum. Zaman Makedonya’nın kapanması örneğin önemli adımlardan bir tanesidir, ama bir şeyi de kabul edelim ki burada da iyi yuvalanmışlar, Makedonya’nın güvenliği ve istikrarı bakımından da bu şebekenin burada güçlenmemesi lazım tam tersi bu şebekenin Makedonya’dan da temizlenmesi Makedon halkı için de Makedonya’nın geleceği için de hassastır, önemlidir, bir dost olarak bunu da söylemek durumundayız, çünkü biz yaşadık. Dostlarımızın yaşamasını istemeyiz. 160 ülkede durup dururken, boşu boşuna bu şebeke yer bulmamıştır. Birileri kullanıyor ve destekliyorlar, mücadelemizde de bunu değişik ülkelerde, Afrika’da olsun her yerde Güneydoğu Asya’da, Latin Amerika’da bunlarla yaptığımız mücadelede de halen o desteğin belli ülkelerde, dışarıdan gelen desteğin devam ettiğini de maalesef görüyoruz.

SORU- Makedonca soruluyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi, varsayımlar üzerine konuşmak istemeyiz. Yani Makedonya bizim için dost bir ülkedir. Makedonya’nın NATO üyeliğini en güçlü şekilde destekleyen ülke Türkiye olmuştur. Ve bu süreçte de yine Türkiye, Meclisten onaylamıştır ve Makedonya’nın NATO üyeliği seyrinde devam ediyordur ve bu süreçte yapabileceğimiz bir şey varsa onu da yapmaya hazır olduğumuzu dostum Nikola’ya da biraz önce zaten ilettim. Yani burada varsayımlar üzerine konuşmak doğru olmaz, ama beklentilerimiz ortada, bunun için de birlikte çalışıyoruz. Ve bu çalışma neticesinde de somut adımları atmak, somut adımları görmek istiyoruz. Bu konudaki beklentilerimizi zaten dost Makedonya Yönetimi gayet iyi biliyor. Önemli olan önümüzdeki süreçte bu çalışmaları birlikte devam ettirmektir ve netice almaktır.