DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok kıymetli basın mensupları, bugün
Ankara’da Venezuela Dışişleri Bakanı sevgili dostum Jorge Arreaza’yı
ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.
Sözlerime devam etmeden önce dünkü gerçekleştirilen yerel seçimlerin
ülkemiz, demokrasimiz, istikrarımız ve geleceğimiz için hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum ve inşallah şehirlerimizin de kalkınmasına vesile olur.
Değerli dostum ve mevkidaşım Arreaza ile 21 Eylül’de Caracas’ta biraraya
gelmiştik, BM Genel Kurulu öncesi Venezuela’yı ziyaret etmiştim ve ikili
ilişkilerimizi tüm boyutuyla değerlendirme fırsatı bulmuştuk.
Bildiğiniz üzere Venezuela, Latin Amerika açılım politikamız çerçevesinde
bizim için çok önemli bir ortaktır. Ve bölgedeki en eski
büyükelçiliklerimizden birisi olan Caracas Büyükelçiliğimiz 60 yılı aşkın
süredir faaliyet gösteriyor. Venezuela ile en başından beri hep dostane
ilişkiler içinde olduk ve birbirimize saygı duyarak ilişkilerimizi her
zaman geliştirmek için birlikte çalıştık. Özellikle son yıllarda artan
karşılıklı ziyaretler de ilişkilerimizin daha da gelişmesine vesile oldu.
Sayın Maduro defalarca ülkemize geldi ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan da geçen Aralık ayında Venezuela’yı Arjantin’deki G-20
Zirvesinden sonra ziyaret etmişti ve bu ziyaret de ilişkilerimizin
potansiyelini değerlendirme bakımından son derece faydalı olmuştur. Biz
Venezuela ile ilişkilerimizi her alanda geliştirme arzusundayız, bu
kararlılığımız tamdır.
Maalesef Venezuela 23 Ocak’tan beri zor günler geçiriyor.
Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’nun 23 Ocak’taki açıklaması ve kendisini
temelsiz bir şekilde geçici Cumhurbaşkanı ilan etmesiyle başlayan sürecin
Venezuela’da istikrar, refah, barış ve güvenliği tehdit ettiğini
düşünüyoruz.
Türkiye olarak devletlerin iç işlerine karışmama ve halk iradesine saygı
ilkeleri çerçevesinde Maduro Yönetimini Venezuela’nın meşru hükümeti olarak
tanıyoruz. Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanımız Cumhurbaşkanı Maduro’yu
arayarak desteğini açıklayan ilk liderlerden olmuştur. Meşru hükümetleri
değiştirmek için yabancı müdahalelere, demokratik olmayan yöntemlere ve tek
taraflı yaptırımlara başvurulmasını doğru bulmuyor ve buna karşıyız. Tek
taraflı yaptırımlar sadece geniş halk kitlelerini mağdur ediyor. Her
vesileyle Venezuela Hükümeti ile muhalefet ve uluslararası toplum
arasındaki iletişim kararlarının açık tutulması gerektiğini vurguluyoruz.
Ve bugün Venezuela’ya yönelik özellikle tek taraflı adım atmaya çalışan ve
oradaki mevcut durumu görmezden gelen ülkelere de bu tavsiyemizi
yineliyoruz, her fırsatta kendilerine bu görüşümüzü açık bir şekilde
iletiyoruz. Kapsayıcı ve sürdürülebilir bir çözüme bu ülkenin anayasası ve
kanunları çerçevesinde ancak Venezuelalılar tarafından diyalog yoluyla
ulaşılabileceğini düşünüyoruz. Diyalog, müzakere ve uzlaşıyı dışlayan her
türlü yöntem son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Allah korusun, bu
tür müdahaleler ülkeyi bir kaosa sürükleyebilir ve muhtemel olumsuz
sonuçların sadece Venezuela ile sınırlı kalmayacağı da aşikârdır.
Dolayısıyla Venezuela’daki herhangi bir olumsuz durum, tüm Latin Amerika
bölgesini, hatta Karayipler bölgesini bile etkileyebilir. Ve Venezuela’nın
dayanışma içinde bu zor günleri de aşacağına inanıyoruz. Önemli olan, bu
işbirliğini tüm ülkelerle sürdürmektir. Biz Venezuela ile işbirliğimizi
önümüzdeki süreçte de sürdürmeye devam edeceğiz, Venezuela’yı desteklemeye
devam edeceğiz ve Venezuela halkının yanındayız. Sayın Maduro’yu da
Venezuela Devletinin meşru Cumhurbaşkanı olarak görüyoruz, aynı şekilde
yönetimini de.
Bu düşüncelerle sizlere de çok teşekkür ediyorum. Jorge’ye hoş geldin
diyerek sözü kendisine bırakmak istiyorum.
VENEZUELA DIŞİŞLERİ BAKANI JORGE ARREAZA- Çok teşekkür ediyorum sevgili
dostum Mevlüt Çavuşoğlu.
Gerçekten böylesine bir günde bugün Türkiye’de, Ankara’da olmak çok önemli
bir durum. Özgür Türk halkının dün akşam gerçekleştirmiş olduğu demokratik
bir seçimin sonuçlarını hep beraber gördük. O yüzden de kardeş Türk halkına
her zaman en iyi dileklerimizi iletmeyi borç biliyoruz.
İlişkilerimize gelecek olursak, gerçekten tarihi bir andayız ilişkilerimiz
açısından. Sevgili dostumun da söylediği gibi, Venezuela ile Türkiye
arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihi 60 yılı aşkın olsa da son üç-dört
yılda 60 senede yaptığımızdan 5-6 kat mislini yapmış durumdayız.
Biz çok müteşekkiriz, çünkü Venezuela’nın gerçekten ekonomik savaşla karşı
karşıya kaldığı ve zor günlerden geçtiği dönemlerde gerek Türk Hükümeti,
gerekse Türk halkı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hem bize
kollarını, hem de kalplerini açarak büyük dostluk örneği sergilediler.
Rakamlara bakacak olursak, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin son
yıllarda yapılan artışla birlikte son derece yukarı ivme kazandığını ve en
üst noktaya geldiğini görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanımız Nicolas Maduro’nun
Türkiye’ye yapmış olduğu seyahatler, gerekse Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
Caracas Venezuela’ya yapmış olduğu ziyaretle de görüyoruz ki siyasi irade
anlamında da iki ülke ilişkilerin en üst seviyesini yaşamaktadırlar.
Sevgili dostum Mevlüt Çavuşoğlu’na da söylediğim gibi, her ne kadar
ilişkilerimizde son derece yüksek bir ivme kazanmış olsak da, önümüzdeki
dönemde iki ülke arasında gerçekleşmesi için çalıştığımız stratejik
ortaklığın daha ilk adımlarını atıyoruz. Bu bağlamda Sayın Recep Tayyip
Erdoğan ve Hükümetinin Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda yaşamış olduğu zor
günlere de zaten bakacak olursak, Sayın Nicolas Maduro’nun kendisine destek
veren ilk dünya liderlerinden biri olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde
Venezuela’da yaşanan siyasi sıkıntılarda da Sayın Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan her zaman bizim yanımızda olan en önemli dünya liderlerinden
biri olmuştur.
Dünya jeopolitiği hakkında da sayın dostumla istişarelerimiz oldu ve şu
anda dünya jeopolitiğinin tam göbek noktasında, orta noktasında Venezuela
olduğu konusunda hemfikiriz.
Şu anda ülkemizde yaşanmakta olan şey, yasal olmayan yollardan ülkenin
yönetimini ele geçirerek ülkenin sahip olduğu zengin kaynakları bir şekilde
elde etme hırsına bağlıdır. Bu bağlamda Türkiye de, Birleşmiş Milletler’de
üye olan diğer birçok ülke gibi, Venezuela’nın iç işlerine karışılmaması ve
Venezuela’nın kendi tarihini kendi belirleme hakkına, kendi ifade hakkına
saygı duyan milletlerden biri olmuştur.
Aynı şekilde Birleşmiş Milletler’de çok taraflı yürüttüğümüz siyasi
istişarelerin ve ortaklıkların yanı sıra ülkelerimiz arasındaki dostluğun
ve işbirliğinin daha da ileriye gitmesi için de eş zamanlı olarak çalışmaya
devam edeceğiz.
Çok teşekkür ediyorum sevgili kardeşim Mevlüt Çavuşoğlu. Her zaman
göstermiş olduğunuz dostluğa, kardeşliğe ve ev sahipliğine bir kere daha
teşekkür etmek isterken belirtmek istiyorum ki gerek Cumhurbaşkanımız
Nicolas Maduro, gerek Hükümetimiz, gerekse Venezuela halkı her zaman
yanınızdadır, bize sonuna kadar güvenip inanabilirsiniz.
SORU- CNN Türk, Sena Alkan. İki sorum olacak, ilk sorum her iki Bakana da.
Venezuela’nın karışıklık yaşadığı bir dönemde Venezuela Dışişleri Bakanını
Türkiye’de görüyoruz. Venezuela’nın bu ziyaretten beklentisi nedir?
İkinci sorum da bu kapsamda Venezuela ile Türkiye arasında bir altın
ticareti olduğu konuşuluyor, Amerika Birleşik Devletleri’nden de bu
ticarete ilişkin dahli olan şirketlere karşı bir yaptırım açıklaması var.
Bu ticarete ilişkin ne söylemek istersiniz?
Sayın Bakanım size de, Washington ziyaretiniz olacak NATO kapsamında 4
Nisan’da. Amerika Birleşik Devletleri’nden S-400, F35 açıklamaları geliyor.
Gittiğinizde gündeme neleri getireceksiniz, neleri konuşacaksınız?
Çok teşekkür ederim.
VENEZUELA DIŞİŞLERİ BAKANI JORGE ARREAZA- Şu anda az önce de ifade ettiğim
gibi, Venezuela son derece zorlu bir krizin içerisinde. Bu krizi biz
aslında 60 yıldan beri Küba’da yaşanan ambargoya da biraz benzetebiliriz,
ama bu daha ısrarcı ve daha saldırgan bir yapıya sahip. Bu noktada Amerika
Birleşik Devletleri Hükümetinin dünyayı kontrol eden yegâne güç olduğunu
düşünmek ya da bunu savunmak çok da doğru olmayacaktır. Bu noktada iki dost
ve iki kardeş bağımsız ülkenin ki şu anda Türkiye ve Venezuela’dan
bahsediyorum, her ne olursa olsun ticari ilişkilerini artırmak ve
ilişkilerini her geçen gün bir adım daha ileriye taşımak adına alternatif
yollar bulmak için durmadan çalışacaklarını da söylemek gerekir. Bu noktada
Türkiye ile Venezuela arasındaki ilişkilerin son derece elastiki bir yapısı
olduğunu da söylemek gerekir. Karşımıza çıkan herhangi bir zorluğa göre
mutasyona, değişikliğe uğrayıp ileri gitmeye devam eden bir ilişki yapısına
sahibiz, bunu da hiçbir şey de, hiç kimse de engelleyemeyecek.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Biz Türkiye olarak tek taraflı alınan bu tür kararlara karşıyız. Ve
uluslararası hukuka aykırı bir şekilde bir ülkenin içişlerine müdahale
edilmesine de karşıyız. Ve o ülkede gerçekleştirilen seçimlerin yok
sayılması, hangi ülke olursa olsun kaosa yol açabilir, hatta Allah korusun
iç savaşa bile sürükleyebilir.
Diğer taraftan, bir ülkedeki rejimi değiştirmek için veya istediği kararı
alabilmek için, istediğini yapabilmek için o ülkenin insanlarını
cezalandırmak da insani değildir. Venezuela’da şimdi Maduro yönetimini
sevmeyebilirsiniz, ama tüm Venezuelalıları cezalandırarak bir netice almaya
çalışmak insani değildir.
Diğer taraftan ticaretin kurallarını Dünya Ticaret Örgütü belirler ve buna
uygun bir şekilde bağımsız ülkeler kendi arasında ticaret yapar. Kalkıp her
ülkeye karşı bu konuda yaptırım uygulayacağım, diğerine bunu yapacağım,
bugün tüm dünya bu tek taraflı alınan kararlar karşısında çok rahatsız,
bunu görüyoruz. Kendi para biriminde bile yapılması doğru değildir.
Amerika’nın dolarla ticareti engellemeye çalışması bile, uluslararası
hukuka aykırıdır, ticaret kurallarına aykırıdır. Hadi onu geçtik, bu sefer
altınla yapılan ticarete de karşıyım diyor. Şimdi bu nedir? Ben büyük
ülkeyim, tüm kuralları ben belirlerim, böyle olmamalıdır. Biz uluslararası
hukuka inanıyoruz, etkin çok taraflılığa inanıyoruz. Bir ülkenin tek başına
aldığı kararları doğru bulmuyoruz.
Jorge’nin de söylediği gibi, iki bağımsız devlet olarak, ülke olarak tüm
alanlarda ilişkilerimizi geliştirmek için çalışıyoruz. Buna ekonomik
ilişkiler de dahil, işbirliği de dahil, ticaret de dahil. Ve bu çabalarımız
sayesindedir ki ikili ticaret hacmimiz gözle görülür bir şekilde artmıştır.
Hele hele Venezuela halkının çektiği sıkıntıları görürken, o ülkeyle
ticaret yapmamamız düşünülemez. Bizim bu konulardaki tutumumuz gayet net.
Washington’a yapacağım ziyaretle ilgili bir soru sordunuz. Esasen bugün
öğleden sonra New York’a hareket edeceğim. Yarın New York’ta BM Genel
Kurulu toplanıyor. Yeni Zelanda’daki bu İslam düşmanlığı içeren hain terör
saldırısından sonra sadece İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları
Toplantısını düzenlemedik, ayrıca BM Genel Kurulunun da toplanması için bir
çağrıda bulunduk ve yarın 2 Nisan’da Genel Kurul toplanıyor, biz de oraya
gidip bir konuşma yapacağız.
Ve yine New York’ta bizim için çok anlamlı bir tören olacak. Biliyorsunuz
hemen BM karşısında 32 katlı, yerin üstünde 32 kat, aşağıda eksi 4 kat, bir
de yukarıda 3 kat da bu tesisatlar için var, bir gökdelen inşa ediyoruz,
yeni bir Türk Evi binası. Bu inşaatın kaba kısmı bitti, yani kaba inşaat
tamamlandı. New York’ta bu tür projelere yerel yönetim bir tören
düzenleniyor, buna plaka takma mı diyorlar, buna benzer bir tabir
kullanıyorlar ama, neticede kaba inşaat bittiği zaman bu tür törenler tüm
önemli projeler için gerçekleştiriliyor, ona da katılmış olacağız. Orada
Türk toplumuyla biraraya geleceğiz ve bazı yerel yönetimde başarılı olmuş
vatandaşlarımızla da yine biraraya geldikten sonra Washington’a hareket
edeceğiz. Washington’da biliyorsunuz NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı
var. Bu vesileyle çok sayıda dışişleri bakanıyla da şimdiden görüşmek için
teyitleştik ve orada ikili görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz, Pompeo’yla
da bir görüşme yapacağız. Sayın Bolton’la da görüşme konusunda teyitleştik,
saatini arkadaşlarımız ayarlamaya çalışıyorlar, birkaç seçenek var.
Diğer taraftan, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısına katılacağız. Ve daha
sonra Kuzey Carolina’da Nobel Ödülünü kazanan Aziz Sancar’ın laboratuvarını
ziyaret edeceğiz ve kendisini orada eşleriyle beraber şu anda kurmaya
çalıştığı Türk Merkezini de ziyaret edeceğiz, buna benzer bazı bölgede
temaslarımız da olacak, onları da gerçekleştirdikten sonra ülkemize
inşallah dönmüş olacağız.
SORU- Öncelikle Sayın Bakanımıza. Siz de sahada seçim kampanyası boyunca
çalıştınız, kesin olmayan sonuçlara göre birtakım illerde yerel yönetimde
parti değişiklikleri olduğu gözlendi. Değerlendirmeniz nedir Türkiye
genelinde ve arzu ederseniz ilinizde?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Dışişleri Bakanıyım, ama kampanya yapmayı da seviyorum, AK Parti’nin
kurucularından bir tanesiyim, 4 dönemde Antalya’yı Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde temsil etme onurunu yaşadım. Referandumlarda, Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde ve yerel seçimlerde, 17 senede çok sayıda kampanyaya katıldım,
halkla beraber olmak için önemli bir fırsat.
Her şeyden önce, gerçekten ülkemizde gerçekleştirilen tüm seçimler
demokratik bir ortamda gerçekleşiyor. Aynı zamanda şeffaf seçimleri ve
halkımızın özgürce iradesini yansıtabileceği seçimleri gerçekleştirmenin
mutluluğunu yaşıyoruz. Dünkü yerel seçimler de bu anlamda Türk demokrasisi
için çok önemlidir. Katılım oranına baktığımız zaman da halkımız gerçekten
ülke yönetimi ve şehirlerin yönetimi için her zaman arzuludur, yani
demokrasiye bağlılığını bir kere daha göstermiştir. Tabii seçimlerde kazana
da olacak, kaybeden de olacak dolayısıyla, vatandaşlarımız o şehirleri kime
teslim edeceği konusunda özgür iradesini yansıtıyor. Doğu’da, Güneydoğu’da
bugün HDP’nin kalesi denilen yerlerde bile açık ara farkla AK Parti
seçimleri kazandı. AK Parti’nin kaybettiği seçim bölgeleri de oldu,
maalesef bunlardan bir tanesi de benim şehrim Antalya. Ama halkımızın
tercihine de saygı duymamız gerekiyor. Seçimler demokratik olgunluk içinde
gerçekleşti, seçim kampanyasında bazen retorik yükseliyor bunlar doğaldır.
Hep olmamasını tercih ederiz, ama seçim ortamında oluyor. Ama seçimden
sonra yapılan açıklamalara baktığımız zaman gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın
özellikle balkon konuşması ve verdiği demeçler, gerekse diğer adayların ve
siyasi partilerin açıklamalarına da baktığımız zaman da bu olgunluğu
görüyoruz, bu ülke bizim. Ben Dışişleri Bakanı olarak ülkenin istikrarını
çok önemsiyorum ve bu seçimlerde vatandaşlarımız Türkiye’nin istikrarına,
bekasına oy vermiştir. Ve sonuçlara baktığımız zaman açık ara partimiz yine
bu seçimleri kazanmıştır. Cumhur İttifakı olarak diğer ittifakla
kıyaslandığı zaman da aradaki fark çok büyüktür. Dolayısıyla, halkımız
bekaya ve Türkiye’nin istikrarına oy vermiştir, ama sonuçta ülkemiz
kazanmıştır, inşallah şehirlerimiz kazanacaktır ve demokrasimiz kazanıyor;
seçimleri bu şekilde değerlendiriyorum.
Çok teşekkür ediyorum.