Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Venezuela Dışişleri Bakanı Sayın Jorge Arreaza ile Ortak Basın Toplantısı, 1 Nisan 2019, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok kıymetli basın mensupları, bugün Ankara’da Venezuela Dışişleri Bakanı sevgili dostum Jorge Arreaza’yı ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Sözlerime devam etmeden önce dünkü gerçekleştirilen yerel seçimlerin ülkemiz, demokrasimiz, istikrarımız ve geleceğimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum ve inşallah şehirlerimizin de kalkınmasına vesile olur.

Değerli dostum ve mevkidaşım Arreaza ile 21 Eylül’de Caracas’ta biraraya gelmiştik, BM Genel Kurulu öncesi Venezuela’yı ziyaret etmiştim ve ikili ilişkilerimizi tüm boyutuyla değerlendirme fırsatı bulmuştuk.

Bildiğiniz üzere Venezuela, Latin Amerika açılım politikamız çerçevesinde bizim için çok önemli bir ortaktır. Ve bölgedeki en eski büyükelçiliklerimizden birisi olan Caracas Büyükelçiliğimiz 60 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyor. Venezuela ile en başından beri hep dostane ilişkiler içinde olduk ve birbirimize saygı duyarak ilişkilerimizi her zaman geliştirmek için birlikte çalıştık. Özellikle son yıllarda artan karşılıklı ziyaretler de ilişkilerimizin daha da gelişmesine vesile oldu. Sayın Maduro defalarca ülkemize geldi ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da geçen Aralık ayında Venezuela’yı Arjantin’deki G-20 Zirvesinden sonra ziyaret etmişti ve bu ziyaret de ilişkilerimizin potansiyelini değerlendirme bakımından son derece faydalı olmuştur. Biz Venezuela ile ilişkilerimizi her alanda geliştirme arzusundayız, bu kararlılığımız tamdır.

Maalesef Venezuela 23 Ocak’tan beri zor günler geçiriyor.

Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’nun 23 Ocak’taki açıklaması ve kendisini temelsiz bir şekilde geçici Cumhurbaşkanı ilan etmesiyle başlayan sürecin Venezuela’da istikrar, refah, barış ve güvenliği tehdit ettiğini düşünüyoruz.

Türkiye olarak devletlerin iç işlerine karışmama ve halk iradesine saygı ilkeleri çerçevesinde Maduro Yönetimini Venezuela’nın meşru hükümeti olarak tanıyoruz. Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanımız Cumhurbaşkanı Maduro’yu arayarak desteğini açıklayan ilk liderlerden olmuştur. Meşru hükümetleri değiştirmek için yabancı müdahalelere, demokratik olmayan yöntemlere ve tek taraflı yaptırımlara başvurulmasını doğru bulmuyor ve buna karşıyız. Tek taraflı yaptırımlar sadece geniş halk kitlelerini mağdur ediyor. Her vesileyle Venezuela Hükümeti ile muhalefet ve uluslararası toplum arasındaki iletişim kararlarının açık tutulması gerektiğini vurguluyoruz. Ve bugün Venezuela’ya yönelik özellikle tek taraflı adım atmaya çalışan ve oradaki mevcut durumu görmezden gelen ülkelere de bu tavsiyemizi yineliyoruz, her fırsatta kendilerine bu görüşümüzü açık bir şekilde iletiyoruz. Kapsayıcı ve sürdürülebilir bir çözüme bu ülkenin anayasası ve kanunları çerçevesinde ancak Venezuelalılar tarafından diyalog yoluyla ulaşılabileceğini düşünüyoruz. Diyalog, müzakere ve uzlaşıyı dışlayan her türlü yöntem son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Allah korusun, bu tür müdahaleler ülkeyi bir kaosa sürükleyebilir ve muhtemel olumsuz sonuçların sadece Venezuela ile sınırlı kalmayacağı da aşikârdır. Dolayısıyla Venezuela’daki herhangi bir olumsuz durum, tüm Latin Amerika bölgesini, hatta Karayipler bölgesini bile etkileyebilir. Ve Venezuela’nın dayanışma içinde bu zor günleri de aşacağına inanıyoruz. Önemli olan, bu işbirliğini tüm ülkelerle sürdürmektir. Biz Venezuela ile işbirliğimizi önümüzdeki süreçte de sürdürmeye devam edeceğiz, Venezuela’yı desteklemeye devam edeceğiz ve Venezuela halkının yanındayız. Sayın Maduro’yu da Venezuela Devletinin meşru Cumhurbaşkanı olarak görüyoruz, aynı şekilde yönetimini de.

Bu düşüncelerle sizlere de çok teşekkür ediyorum. Jorge’ye hoş geldin diyerek sözü kendisine bırakmak istiyorum.

VENEZUELA DIŞİŞLERİ BAKANI JORGE ARREAZA- Çok teşekkür ediyorum sevgili dostum Mevlüt Çavuşoğlu.

Gerçekten böylesine bir günde bugün Türkiye’de, Ankara’da olmak çok önemli bir durum. Özgür Türk halkının dün akşam gerçekleştirmiş olduğu demokratik bir seçimin sonuçlarını hep beraber gördük. O yüzden de kardeş Türk halkına her zaman en iyi dileklerimizi iletmeyi borç biliyoruz.

İlişkilerimize gelecek olursak, gerçekten tarihi bir andayız ilişkilerimiz açısından. Sevgili dostumun da söylediği gibi, Venezuela ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihi 60 yılı aşkın olsa da son üç-dört yılda 60 senede yaptığımızdan 5-6 kat mislini yapmış durumdayız.

Biz çok müteşekkiriz, çünkü Venezuela’nın gerçekten ekonomik savaşla karşı karşıya kaldığı ve zor günlerden geçtiği dönemlerde gerek Türk Hükümeti, gerekse Türk halkı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hem bize kollarını, hem de kalplerini açarak büyük dostluk örneği sergilediler.

Rakamlara bakacak olursak, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin son yıllarda yapılan artışla birlikte son derece yukarı ivme kazandığını ve en üst noktaya geldiğini görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanımız Nicolas Maduro’nun Türkiye’ye yapmış olduğu seyahatler, gerekse Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Caracas Venezuela’ya yapmış olduğu ziyaretle de görüyoruz ki siyasi irade anlamında da iki ülke ilişkilerin en üst seviyesini yaşamaktadırlar.

Sevgili dostum Mevlüt Çavuşoğlu’na da söylediğim gibi, her ne kadar ilişkilerimizde son derece yüksek bir ivme kazanmış olsak da, önümüzdeki dönemde iki ülke arasında gerçekleşmesi için çalıştığımız stratejik ortaklığın daha ilk adımlarını atıyoruz. Bu bağlamda Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümetinin Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda yaşamış olduğu zor günlere de zaten bakacak olursak, Sayın Nicolas Maduro’nun kendisine destek veren ilk dünya liderlerinden biri olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde Venezuela’da yaşanan siyasi sıkıntılarda da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her zaman bizim yanımızda olan en önemli dünya liderlerinden biri olmuştur.

Dünya jeopolitiği hakkında da sayın dostumla istişarelerimiz oldu ve şu anda dünya jeopolitiğinin tam göbek noktasında, orta noktasında Venezuela olduğu konusunda hemfikiriz.

Şu anda ülkemizde yaşanmakta olan şey, yasal olmayan yollardan ülkenin yönetimini ele geçirerek ülkenin sahip olduğu zengin kaynakları bir şekilde elde etme hırsına bağlıdır. Bu bağlamda Türkiye de, Birleşmiş Milletler’de üye olan diğer birçok ülke gibi, Venezuela’nın iç işlerine karışılmaması ve Venezuela’nın kendi tarihini kendi belirleme hakkına, kendi ifade hakkına saygı duyan milletlerden biri olmuştur.

Aynı şekilde Birleşmiş Milletler’de çok taraflı yürüttüğümüz siyasi istişarelerin ve ortaklıkların yanı sıra ülkelerimiz arasındaki dostluğun ve işbirliğinin daha da ileriye gitmesi için de eş zamanlı olarak çalışmaya devam edeceğiz.

Çok teşekkür ediyorum sevgili kardeşim Mevlüt Çavuşoğlu. Her zaman göstermiş olduğunuz dostluğa, kardeşliğe ve ev sahipliğine bir kere daha teşekkür etmek isterken belirtmek istiyorum ki gerek Cumhurbaşkanımız Nicolas Maduro, gerek Hükümetimiz, gerekse Venezuela halkı her zaman yanınızdadır, bize sonuna kadar güvenip inanabilirsiniz.

SORU- CNN Türk, Sena Alkan. İki sorum olacak, ilk sorum her iki Bakana da.

Venezuela’nın karışıklık yaşadığı bir dönemde Venezuela Dışişleri Bakanını Türkiye’de görüyoruz. Venezuela’nın bu ziyaretten beklentisi nedir?

İkinci sorum da bu kapsamda Venezuela ile Türkiye arasında bir altın ticareti olduğu konuşuluyor, Amerika Birleşik Devletleri’nden de bu ticarete ilişkin dahli olan şirketlere karşı bir yaptırım açıklaması var. Bu ticarete ilişkin ne söylemek istersiniz?

Sayın Bakanım size de, Washington ziyaretiniz olacak NATO kapsamında 4 Nisan’da. Amerika Birleşik Devletleri’nden S-400, F35 açıklamaları geliyor. Gittiğinizde gündeme neleri getireceksiniz, neleri konuşacaksınız?

Çok teşekkür ederim.

VENEZUELA DIŞİŞLERİ BAKANI JORGE ARREAZA- Şu anda az önce de ifade ettiğim gibi, Venezuela son derece zorlu bir krizin içerisinde. Bu krizi biz aslında 60 yıldan beri Küba’da yaşanan ambargoya da biraz benzetebiliriz, ama bu daha ısrarcı ve daha saldırgan bir yapıya sahip. Bu noktada Amerika Birleşik Devletleri Hükümetinin dünyayı kontrol eden yegâne güç olduğunu düşünmek ya da bunu savunmak çok da doğru olmayacaktır. Bu noktada iki dost ve iki kardeş bağımsız ülkenin ki şu anda Türkiye ve Venezuela’dan bahsediyorum, her ne olursa olsun ticari ilişkilerini artırmak ve ilişkilerini her geçen gün bir adım daha ileriye taşımak adına alternatif yollar bulmak için durmadan çalışacaklarını da söylemek gerekir. Bu noktada Türkiye ile Venezuela arasındaki ilişkilerin son derece elastiki bir yapısı olduğunu da söylemek gerekir. Karşımıza çıkan herhangi bir zorluğa göre mutasyona, değişikliğe uğrayıp ileri gitmeye devam eden bir ilişki yapısına sahibiz, bunu da hiçbir şey de, hiç kimse de engelleyemeyecek.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Biz Türkiye olarak tek taraflı alınan bu tür kararlara karşıyız. Ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde bir ülkenin içişlerine müdahale edilmesine de karşıyız. Ve o ülkede gerçekleştirilen seçimlerin yok sayılması, hangi ülke olursa olsun kaosa yol açabilir, hatta Allah korusun iç savaşa bile sürükleyebilir.

Diğer taraftan, bir ülkedeki rejimi değiştirmek için veya istediği kararı alabilmek için, istediğini yapabilmek için o ülkenin insanlarını cezalandırmak da insani değildir. Venezuela’da şimdi Maduro yönetimini sevmeyebilirsiniz, ama tüm Venezuelalıları cezalandırarak bir netice almaya çalışmak insani değildir.

Diğer taraftan ticaretin kurallarını Dünya Ticaret Örgütü belirler ve buna uygun bir şekilde bağımsız ülkeler kendi arasında ticaret yapar. Kalkıp her ülkeye karşı bu konuda yaptırım uygulayacağım, diğerine bunu yapacağım, bugün tüm dünya bu tek taraflı alınan kararlar karşısında çok rahatsız, bunu görüyoruz. Kendi para biriminde bile yapılması doğru değildir. Amerika’nın dolarla ticareti engellemeye çalışması bile, uluslararası hukuka aykırıdır, ticaret kurallarına aykırıdır. Hadi onu geçtik, bu sefer altınla yapılan ticarete de karşıyım diyor. Şimdi bu nedir? Ben büyük ülkeyim, tüm kuralları ben belirlerim, böyle olmamalıdır. Biz uluslararası hukuka inanıyoruz, etkin çok taraflılığa inanıyoruz. Bir ülkenin tek başına aldığı kararları doğru bulmuyoruz.

Jorge’nin de söylediği gibi, iki bağımsız devlet olarak, ülke olarak tüm alanlarda ilişkilerimizi geliştirmek için çalışıyoruz. Buna ekonomik ilişkiler de dahil, işbirliği de dahil, ticaret de dahil. Ve bu çabalarımız sayesindedir ki ikili ticaret hacmimiz gözle görülür bir şekilde artmıştır. Hele hele Venezuela halkının çektiği sıkıntıları görürken, o ülkeyle ticaret yapmamamız düşünülemez. Bizim bu konulardaki tutumumuz gayet net.

Washington’a yapacağım ziyaretle ilgili bir soru sordunuz. Esasen bugün öğleden sonra New York’a hareket edeceğim. Yarın New York’ta BM Genel Kurulu toplanıyor. Yeni Zelanda’daki bu İslam düşmanlığı içeren hain terör saldırısından sonra sadece İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısını düzenlemedik, ayrıca BM Genel Kurulunun da toplanması için bir çağrıda bulunduk ve yarın 2 Nisan’da Genel Kurul toplanıyor, biz de oraya gidip bir konuşma yapacağız.

Ve yine New York’ta bizim için çok anlamlı bir tören olacak. Biliyorsunuz hemen BM karşısında 32 katlı, yerin üstünde 32 kat, aşağıda eksi 4 kat, bir de yukarıda 3 kat da bu tesisatlar için var, bir gökdelen inşa ediyoruz, yeni bir Türk Evi binası. Bu inşaatın kaba kısmı bitti, yani kaba inşaat tamamlandı. New York’ta bu tür projelere yerel yönetim bir tören düzenleniyor, buna plaka takma mı diyorlar, buna benzer bir tabir kullanıyorlar ama, neticede kaba inşaat bittiği zaman bu tür törenler tüm önemli projeler için gerçekleştiriliyor, ona da katılmış olacağız. Orada Türk toplumuyla biraraya geleceğiz ve bazı yerel yönetimde başarılı olmuş vatandaşlarımızla da yine biraraya geldikten sonra Washington’a hareket edeceğiz. Washington’da biliyorsunuz NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı var. Bu vesileyle çok sayıda dışişleri bakanıyla da şimdiden görüşmek için teyitleştik ve orada ikili görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz, Pompeo’yla da bir görüşme yapacağız. Sayın Bolton’la da görüşme konusunda teyitleştik, saatini arkadaşlarımız ayarlamaya çalışıyorlar, birkaç seçenek var.

Diğer taraftan, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısına katılacağız. Ve daha sonra Kuzey Carolina’da Nobel Ödülünü kazanan Aziz Sancar’ın laboratuvarını ziyaret edeceğiz ve kendisini orada eşleriyle beraber şu anda kurmaya çalıştığı Türk Merkezini de ziyaret edeceğiz, buna benzer bazı bölgede temaslarımız da olacak, onları da gerçekleştirdikten sonra ülkemize inşallah dönmüş olacağız.

SORU- Öncelikle Sayın Bakanımıza. Siz de sahada seçim kampanyası boyunca çalıştınız, kesin olmayan sonuçlara göre birtakım illerde yerel yönetimde parti değişiklikleri olduğu gözlendi. Değerlendirmeniz nedir Türkiye genelinde ve arzu ederseniz ilinizde?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Dışişleri Bakanıyım, ama kampanya yapmayı da seviyorum, AK Parti’nin kurucularından bir tanesiyim, 4 dönemde Antalya’yı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil etme onurunu yaşadım. Referandumlarda, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve yerel seçimlerde, 17 senede çok sayıda kampanyaya katıldım, halkla beraber olmak için önemli bir fırsat.

Her şeyden önce, gerçekten ülkemizde gerçekleştirilen tüm seçimler demokratik bir ortamda gerçekleşiyor. Aynı zamanda şeffaf seçimleri ve halkımızın özgürce iradesini yansıtabileceği seçimleri gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Dünkü yerel seçimler de bu anlamda Türk demokrasisi için çok önemlidir. Katılım oranına baktığımız zaman da halkımız gerçekten ülke yönetimi ve şehirlerin yönetimi için her zaman arzuludur, yani demokrasiye bağlılığını bir kere daha göstermiştir. Tabii seçimlerde kazana da olacak, kaybeden de olacak dolayısıyla, vatandaşlarımız o şehirleri kime teslim edeceği konusunda özgür iradesini yansıtıyor. Doğu’da, Güneydoğu’da bugün HDP’nin kalesi denilen yerlerde bile açık ara farkla AK Parti seçimleri kazandı. AK Parti’nin kaybettiği seçim bölgeleri de oldu, maalesef bunlardan bir tanesi de benim şehrim Antalya. Ama halkımızın tercihine de saygı duymamız gerekiyor. Seçimler demokratik olgunluk içinde gerçekleşti, seçim kampanyasında bazen retorik yükseliyor bunlar doğaldır. Hep olmamasını tercih ederiz, ama seçim ortamında oluyor. Ama seçimden sonra yapılan açıklamalara baktığımız zaman gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle balkon konuşması ve verdiği demeçler, gerekse diğer adayların ve siyasi partilerin açıklamalarına da baktığımız zaman da bu olgunluğu görüyoruz, bu ülke bizim. Ben Dışişleri Bakanı olarak ülkenin istikrarını çok önemsiyorum ve bu seçimlerde vatandaşlarımız Türkiye’nin istikrarına, bekasına oy vermiştir. Ve sonuçlara baktığımız zaman açık ara partimiz yine bu seçimleri kazanmıştır. Cumhur İttifakı olarak diğer ittifakla kıyaslandığı zaman da aradaki fark çok büyüktür. Dolayısıyla, halkımız bekaya ve Türkiye’nin istikrarına oy vermiştir, ama sonuçta ülkemiz kazanmıştır, inşallah şehirlerimiz kazanacaktır ve demokrasimiz kazanıyor; seçimleri bu şekilde değerlendiriyorum.

Çok teşekkür ediyorum.