Sayın Bakanımızın Avrupa Günü Vesilesiyle Yayımladıkları Mesaj, 9 Mayıs 2014

Avrupa Birliği’ne adaylık statümüzün tescil edildiği 1999 yılından bu yana tüm Avrupa halklarıyla birlikte kutladığımız 9 Mayıs “Avrupa Günü”, Avrupa’nın ortak çıkar ve değerler temelinde bütünleşmesinin sembolüdür.

Avrupa Günü, Avrupa bütünleşmesinin bugünkü durumunun değerlendirilmesi ve geleceğine ilişkin planların ele alınması açısından da bir vesile teşkil etmektedir.

64 yıldır devam etmekte olan Avrupa bütünleşme sürecinde önemli başarılara ulaşılmıştır. 6 ülke ile başlayan bütünleşme süreci, bugün 28 üyeyi içine almaktadır. Avrupa entegrasyonu hem genel bir barış ortamının oluşmasına hem ekonomik refahın yükselmesine katkıda bulunmuştur.

Avrupa Birliği, 500 milyonun üstündeki nüfusu ve 17 trilyon ABD Dolarını aşan gayrisafi yurtiçi hâsılası ile, dünyanın en büyük ekonomisi konumundadır. Ekonomik refah düzeyi ve gelir dağılımındaki adalet açısından da mukayeseli olarak ileri bir noktadadır.

Avrupa Birliği’nin bu ekonomik performansını sürdürebilmesi, ekonomik ve mali krizi takiben ortaya çıkan belirsizlikleri yapısal reformlar ve tedbirlerle aşması, Birliğin yakın ekonomik ve ticari ortağı olarak dileğimizdir.

Öte yandan, Avrupa genelinde ekonomik ve mali krizin tetiklediği yabancı düşmanı ve ırkçı eğilimler son dönemlerde dikkat çekici boyutlara varmıştır. Kültürel çeşitlilik Avrupa Birliği’ni güçlendiren ve zenginleştiren en önemli faktörlerden biridir. Avrupa Birliği’nin farklı kültürleri barındıran daha geniş bir coğrafyayı kapsaması, krizin üstesinden gelmesi ve yükselen ekonomiler karşısında rekabet gücünü koruyabilmesi açısından da önem taşımaktadır. Bu nedenlerle Birlik, cazibe merkezi olma özelliğini tehlikeye atacak gelişmeleri önlemek doğrultusunda gerekli adımları atmalıdır.

Avrupa Birliği, Türkiye’nin katılım sürecine de bu geniş perspektiften bakmalı, içinde bulunduğumuz küresel dönüşüm sürecinde ülkemizin Birliğe yapacağı katkıları gözönünde bulundurmalıdır.

Türkiye’nin AB üyeliği aynı zamanda tarihin akışına da uygun bir gelişme olacaktır. Ülkemiz, tarih boyunca Avrupa’daki gelişmelerden etkilenmiş ve kıtadaki gelişmeleri etkilemiştir. Avrupa’nın güvenliği için geçmişte büyük fedakarlıklar yapmış, Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden çizildiği her dönemde kıtamızda barış ve istikrarın sağlanması doğrultusunda rol üstlenmiştir. Bugün de aktif dış politikasıyla Avrupa’nın siyasi istikrarına ve güçlü bir küresel aktör haline gelmesine katkı sağlayabilecek ülkelerin başında yer almaktadır.

Ayrıca Türkiye, ekonomik ve siyasi açıdan, AB ile Ortaklık Anlaşması’nın imzalandığı 1963 yılında olduğundan farklı bir noktadadır. Küresel ve bölgesel düzeydeki değişimlere de paralel olarak özellikle geçtiğimiz on sene içinde ülkemizde siyasi ve ekonomik alanda önemli reformlar yapılmıştır. Reformlar, ülkemizi birçok alanda Avrupa standartlarına uygun hale getirmiştir ve uyum süreci kararlılıkla devam ettirilmektedir.

Katılım müzakerelerinin siyasi engellere tabi tutulmadan, teknik bir süreç olarak ilerletilmesi ve sonuçlandırılması asli beklentimizdir.

Avrupa Birliği ile aramızda geçen Aralık ayında başlatılan vize diyaloğunun başarıyla sonuçlandırılması halinde, Türk halkı ile Birlik üyesi ülkelerin halkları birbirlerini daha iyi tanıyacak ve yakınlaşacaklar; ticaret, turizm, kültür, bilim ve sanat gibi alanlarda karşılıklı etkileşim de artacaktır. Hükümetimizin bu alandaki çalışmaları sürecektir.

Türkiye, tarihi, coğrafi, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel açılardan her zaman Avrupa’nın bir parçası olmuştur. Çağdaş Avrupa’ya da her alanda katkıda bulunmaya, Avrupa projesinin ilerletilmesine yardımcı olmaya devam edecektir.

Bu düşüncelerle, vatandaşlarımızın ve tüm Avrupalıların 9 Mayıs Avrupa Günü’nü kutluyorum.