No: 286, 12 Aralık 2012, AB Genel İşler Konseyi Sonuçları Hk.

AB Genel İşler Konseyi’nin genişleme ve bu bağlamda AB’ye katılım sürecimiz dahil Türkiye-AB ilişkilerini de içeren sonuçları dün (11 Aralık 2012) yayınlanmıştır.

Sonuçlarda AB’nin Türkiye ile ilişkilerinin önemi vurgulanmış, ülkemizin dinamik ekonomisi ve stratejik konumuyla AB için üye adayı ve kilit önemde bir ortak olduğu belirtilmiş, etkin ve güven verici katılım müzakerelerinin Türkiye-AB ilişkilerinin tüm potansiyelini gerçekleştirmesine imkan vereceğine işaret edilmiştir. Bu çerçevede, sonuçlarda yer verilen, katılım müzakerelerinin yeniden ivme kazanmasının her iki tarafın da çıkarına olduğu yönündeki değerlendirme tarafımızdan da paylaşılmaktadır. Ayrıca, yoğunlaşmasından memnuniyet duyulduğu belirtilen Türkiye ve AB arasındaki düzenli siyasi diyaloga tarafımızdan da önem verilmektedir.

Ülkemizin siyasi reform sürecine bağlılığının Genel İşler Konseyi’nce bu vesileyle teslim edilmesi ve bu çerçevede yeni Anayasa çalışmaları dahil başlıca adımlara değinilmiş olması da önemli bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın yaşam standartlarını daha da geliştirmek yönünde reformlarımıza kararlılıkla devam edileceğinden şüphe duyulmamalıdır.

AB ile gündemimizdeki bir diğer konu terörizmle mücadeledir. AB’nin ve üye ülkelerin, Genel İşler Konseyi sonuçlarında ifade edildiği üzere, ülkemizle tam bir dayanışma içinde hareket etmesi önem taşımaktadır. Ortak tehdide karşı sürdürülen bu mücadelede işbirliğimizin daha da geliştirilmesi temel arzumuzdur.

Vatandaşlarımıza AB ülkelerine girişlerinde vize muafiyeti sağlanması başlıca beklentimizdir. Aday ülkeler arasında vatandaşlarına vize muafiyeti uygulanmayan yegane ülke Türkiye’dir. Bu gayrı adil durumun düzeltilmesi için gerekli adımların AB tarafından daha fazla gecikilmeden atılmasını ümit ediyoruz. Bu çerçevede AB’nin tarafımıza ileteceği “yol haritası” incelenecektir. Öte yandan, AB’nin bu konuyu yasadışı göçmenler bağlamında ülkemiz ve AB arasında Geri Kabul Anlaşması imzalanmasıyla ilişkilendirmesi ve öncelikle bu Anlaşmanın tarafımızdan uygulanmasını talep etmesi anlaşılır bir durum değildir. Ülkemizin yasadışı göç bakımından kaynak ülke olarak telaffuz edilmesi keza gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Türkiye yasadışı göç yolu üzerinde olan ve yasadışı göçle mücadele eden bir ülkedir. Bu konularda AB ile diyalogumuz sürdürülecektir.

Genel İşler Konseyi sonuçlarının Kıbrıs konusuna ilişkin bölümü, AB’nin bu konuda taraf haline geldiğini bir kez daha ortaya koyar niteliktedir. Bu konudaki görüşlerimiz, Komisyon’un Türkiye 2012 İlerleme Raporu vesilesiyle yapılan açıklama dahil, müteaddit kereler AB’nin dikkatine getirilmiştir. GKRY’nin AB’ye gayrımeşru biçimde üye olarak kabul edilmiş olması Ada’daki kapsamlı çözüm gayretleri bakımından da ciddi bir zafiyet oluşturmaktadır. Beklentimiz, önümüzdeki dönemde AB içinde bu konuda sağduyulu ve öngörülü bir tutumun benimsenmesidir. Mevcut durum GKRY dahil hiç kimsenin çıkarına değildir.

Çokboyutlu ve derin bir nitelik taşıyan ve yaklaşık 50 yıllık geçmişi bulunan AB ile ilişkilerimizi muhafaza etmeyi ve daha da ileriye taşımayı amaçlıyoruz. Bu temel stratejik tercihimiz doğrultusunda AB’nin de mevcut taahhütleri çerçevesinde ortak çıkarlarımıza hizmet edecek ve katılım sürecimize ivme kazandıracak adımları atmasını bekliyoruz.