Birçok dinsel ve etnik grubun birarada yaşadığı Lübnan’daki siyasi yapı,
ülkenin kurucu belgesi olarak tanımlanan ve 1943 yılında üzerinde
mutabakata varılan Ulusal Pakt çerçevesinde, siyasi görevlerin mezhepler
arasında nüfuslarıyla orantılı olarak paylaştırılması esasına göre
oluşturulmuştur. Ulusal Pakt ile Cumhurbaşkanının Maruni, Meclis Başkanının
Şii, Başbakanın Sünni olması ve Parlamento üyelerinin Hıristiyanlar ile
Müslümanlar arasında 6/5 oranında paylaşılması kararlaştırılmıştır.
1970’li yılların başlarında nüfusları artan Müslümanlar ülke yönetiminde
daha fazla hak ve Meclis’te eşit temsil taleplerinde bulunmuşlardır. 1967
Savaşı’ndan sonra Lübnan’da sayıları giderek artan Filistinli mülteciler de
demografik yapının değişmesine yol açmıştır. Lübnan iç savaşının
(1975-1990) önemli nedenlerinden biri olarak görülen bu siyasi yapı, 1989
yılında imzalanan “Taif Anlaşması”yla kısmen değiştirilmiştir. Sözkonusu
Anlaşmayla, Hıristiyan toplumundan seçilen Cumhurbaşkanının yetkileri
kısıtlanmış, Meclis’te Hıristiyan ve Müslüman milletvekillerinin sayıları
eşitlenmiş ve kendi içlerinde mezhep temelinde bölüştürülmüştür.
Lübnan’daki rejim “Parlamenter Demokratik Cumhuriyet” olup, kuvvetler
ayrılığı ilkesine dayanmaktadır. Ancak, sistem siyasi parti/ideoloji değil,
din/etnik grup temelinde kurulduğundan, uygulamada önemli kararlar ancak
oydaşmayla alınabilmektedir. Aşamalı olarak, dinsel/mezhepsel temele
dayanmayan bir yapıya gidilmesi Taif Anlaşması sonrasında Anayasaya
eklenmiş bir hedef olarak yer almıştır.