Asya-Pasifik Ülkeleri İle İlişkiler

Asya-Pasifik bölgesi, son 20 yıldır gerçekleştirdiği kayda değer değişimle dünyanın jeopolitik merkezine oturmayı başarmıştır. Bu değişim, küresel ölçekte güç dengelerini de yeniden biçimlendirmektedir. Küresel düzlemde 21. yüzyılın belirleyici temasının “Asya’nın Yükselişi” olacağı açıkça görülmektedir. Temelde ekonomik dinamiklerle başlayan bu dönüşümün siyasi, askeri ve kültürel alanlarda da tamamlayıcı unsurlarının belirginleşmeye başladığı gözlemlenmektedir. Asya’nın yükselişi önceleri daha çok Çin merkezli algılanmakla birlikte, özellikle ekonomik anlamda tüm Asya-Pasifik coğrafyasının bir kalkınma hamlesi içinde olduğu ve günümüzde Asya-Pasifik ülkelerinin, geleceğin önemli aktörleri olarak görülmeye başlandığı hususu da genel kabul görmektedir. Asya kıtası dünya nüfusunun %60’ını ve dünya ekonomisinin neredeyse %40’ını kapsamaktadır. Bu bağlamda anılan bölgedeki siyasi, askeri ve ekonomik gelişmelerin küresel ölçekte etkisi olmaktadır.

Bölgenin giderek artan siyasi ve ekonomik önemine bağlı olarak, zamanında “Asya-Pasifik bölgesine açılım politikası”nı uygulamaya koyan ülkemiz, 2019 Ağustos ayında açıkladığı “Yeniden Asya Girişimi”yle Asya ülkeleriyle ilişkilerini bütüncül ve kapsamlı bir strateji temelinde geliştirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, ihracat pazarlarımızın çeşitlendirilmesi, ülkemize doğrudan yabancı yatırım çekilmesi ve siyasi pozisyonlarımıza uluslararası alanda destek sağlanması amaçlarına yönelik olarak Güneydoğu Asya ülkeleri ve bölgedeki başat kuruluş olan ASEAN ile ilişkilerimizin geliştirilmesine önem atfedilmektedir.

“İnsani ve Girişimci” dış politikamız çerçevesinde ilişkilerimizi geliştirmeye önem verdiğimiz Asya-Pasifik bölgesine yönelik öncelikli hedeflerimiz, sayısız farklılıklar barındıran bu coğrafyaya ilişkin odaklı ve uygulanabilir, kendi içinde bütünlüğe sahip ve ülkemizin artan olanak ve yeteneklerinin yanı sıra son derece dinamik bir dönüşümden geçmekte olan bölgenin gerçekleri de göz önünde tutularak belirlenmektedir.

Asya-Pasifik bölgesine yönelik stratejimizin başlıca hedefi, Türkiye’nin Asya kıtasının tümüyle güçlü siyasi ve ekonomik ilişkileri bulunan bir ülke konumuna getirilmesidir.

Bu çerçevede, ülkemizden ve bölge ülkelerinden uzun yıllardır gerçekleştirilmeyen Devlet ve Hükümet Başkanı ile Dışişleri Bakanı düzeyinde çok sayıda karşılıklı üst düzey ziyaret gerçekleştirilmiştir.

Ülkemiz 2010 yılından bu yana sırasıyla ÇHC, Endonezya, Güney Kore, Japonya, Malezya ve Singapur ile ilişkilerini stratejik düzeye yükseltmiştir.

Ülkemizin bölgedeki görünürlüğünün arttırılması amacıyla 2012 yılında açılan Nepido (Myanmar) Büyükelçiliğimizin ardından 2013 yılında Bandar Seri Begavan (Brunei) ve Punom Pen (Kamboçya), 2017 yılında ise Viyentiyan (Laos) Büyükelçiliklerimiz açılmış ve böylece bölgedeki Büyükelçiliklerimizin sayısı 15’e yükselmiştir.

Ülkemiz, başta BM olmak üzere G-20, İİT ve MIKTA gibi diğer uluslararası platformlarda da bölge ülkeleriyle yakın işbirliği içinde çalışmaktadır.

Pasifik Adaları Forumu’na (PAF) daha önce Kalkınma Ortağı olan ülkemiz, Temmuz 2014’te düzenlenen 45. Pasifik Adaları Forumu Liderler Toplantısı sırasında PAF’a Diyalog Ortağı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, Pasifik Ada Ülkelerine yönelik olarak 9-11 Nisan 2008 tarihlerinde İstanbul’da Türkiye-Pasifik Adaları Dışişleri Bakanları Toplantısı, 7-8 Haziran 2014 tarihlerinde ise yine İstanbul'da Türkiye-Pasifik'teki Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri Dışişleri Bakanları Toplantısı düzenlenmiştir. İklim değişikliğinin Pasifik Ada Devletleri üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin telafisi amacıyla PAF bünyesinde ahiren oluşturulan Pasifik Dayanıklılık Aracı’na 2021 yılında ülkemizce katkıda bulunulmuştur. Ülkemiz, Asya İşbirliği Diyaloğu (ACD)’na da Eylül 2013’te üye olmuş, Şanhay İşbirliği Teşkilatı’na ise Diyalog Ortağı olarak katılmıştır.

Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz, bölgenin kazanmaya başladığı ekonomik öneme paralel olarak, son on yılda kayda değer bir gelişme göstermiştir. Bu çerçevede; bölge ülkeleriyle 2004 yılında 17 milyar Dolar olan toplam ticaret hacmimiz 2021 yılında 75 milyar Dolar’ı aşmıştır. Diğer taraftan, bölge ülkelerinden ülkemize doğrudan yatırım çekilmesi de ülkemizin kalkınmasına önemli katkıda bulunmaktadır. 2002-2011 döneminde bölge ülkelerinden ülkemize doğrudan yapılan kümülatif yatırım miktarı 2,1 milyar Dolar seviyesinde iken 2017 yıl sonu itibariyle bu rakam 7,6 milyar Dolar’a ulaşmıştır. Öte yandan, ekonomik ve ticari işbirliğinin dengeli bir seviyeye kavuşturulması ve çeşitlendirilmesi bağlamında bölge ülkeleriyle (Güney Kore, Singapur ve Malezya) Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) imzalanmıştır.

Ülkemiz, 2010 yılında bölgedeki en önemli uluslararası kuruluşlarından biri olan ve dünyanın sekizinci büyük ekonomisini oluşturan Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nin (ASEAN) Dostluk ve İşbirliği Antlaşması’na (ASEAN/TAC) taraf olmuştur. 2017 yılında ise ülkemizle ASEAN arasında Sektörel Diyalog Ortaklığı ilişkisi tesis edilmesi kararı, Sayın Bakanımızın Manila’da düzenlenen 50. ASEAN Dışişleri Bakanları Toplantısına katıldığı ve ASEAN’ın 50. yıldönümünün kutlandığı bir dönemde alınmıştır.

Ülkemiz, Güney Tayland görüşmelerini desteklemekte ve Güney Filipinler Barış Süreci bağlamında 2014 yılında tesis edilen Bağımsız Silah Bırakma Organı’nın (IDB) Başkanlığını kuruluşundan bu yana yürüterek etkin şekilde katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, Uygur Türklerinin, Rohinga Müslümanlarının ve Myanmar’daki Müslümanların genel durumu yakından takip edilmektedir. Bu bağlamda, Bangladeş’teki sığınmacı kamplarında bulunan ve sayıları 1 milyonu aşan Rohinga Müslümanlarına 2012 yılından bu yana, sağlık, altyapı, eğitim, barınma ve temel insani ihtiyaçları da kapsayan 70 milyon Dolar değerinde insani yardımda bulunulmuştur.

Türkiye, gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınma ve büyüme yolundaki çabalarını da desteklemekte olup, özellikle TİKA aracılığıyla yapılan kalkınma yardımları diğer bölgelerde olduğu gibi Asya-Pasifik bölgesinde de görünürlüğümüze katkı sağlamaktadır. Ülkemiz, kalkınma yardımlarının yanısıra, Kovid-19 salgını sürecinde gelen talepler doğrultusunda bölge ülkelerine tıbbi malzeme ve teçhizat yardımında da bulunmaktadır.