Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Feridun H. Sinirlioğlu'nun Beşinci Büyükelçiler Konferansı’nın Açılışında Yaptığı Konuşma, 2 Ocak 2013, Ankara

Sayın Bakanlarım,

Sayın Büyükelçiler,

Sevgili Meslektaşlarım,

Değerli Konuklar,

Büyükelçiler Konferansının beşincisi vesilesiyle sizlerle biraraya gelmekten mutluluk duyuyorum.

Bu toplantıların iki temel amacı var: Geçtiğimiz yılın muhasebesini yapmak ve yeni yıla ilişkin önceliklerimiz üzerinde birlikte düşünmek.

Tarihin akışının hızlandığı zor bir yılı geride bıraktık. Önümüzdeki yıl en az geride bıraktığımız kadar zorlu olacak. Akdeniz’in güneyinde, kuzeyinde, doğusunda ve batısında büyük bir dönüşümün işaretleri gözüküyor. Böylesine kritik tarihi değişim dönemlerinde günü kurtarmaya çalışmak bir politika seçeneği değildir. Bunu tercih edenler yarını kaybederler. Tarihin öznesi olacaksanız gelecek inşa edilirken sürecin parçası olmak durumundasınız. Sayın Bakanımızın da işaret ettiği bu tespitler bizlere rehber olmaktadır.

Türkiye, coğrafi konumu ve tarihi derinliğiyle dün olduğu gibi bugün de Akdeniz havzasında belirleyici bir oyuncudur ve yarın da böyle kalacaktır. Türk diplomasisi her zaman bu bilinçle hareket etmiştir ve etmeye de devam etmektedir.

Değerli konuklar,

İmparatorluk geçmişimiz, Cumhuriyet dönemi birikimlerimiz ve demokrasi tecrübemiz tarihten aldığımız zengin mirası oluşturuyor. Bu mirasın, bu emanetin taşıyıcıları olarak bölgemiz ve ötesinde istikrar ve güvenliğin tesisine katkıda bulunuyoruz ve bulunacağız.

Dış politikada gerçekçiyiz ama aynı zamanda geniş ufukluyuz ve böyle olmak durumundayız. Ekonomik gücümüz artıyor. Dünya ekonomisinden daha büyük pay alıyoruz. Dış politikamız artık buna göre de boyutlanıyor. Bir taraftan işadamlarımız için yeni pazarlar aranmasında bir araç oluyor, öte yandan ekonomimiz büyüdükçe, zenginleştikçe insanlığa karşı sorumluluklarımız da artıyor. İnsani diplomasi alanında bu sorumluluklarımıza uygun önemli adımlar atıyoruz. Bu nedenle bu yıl Konferansımızın teması olarak “insani diplomasi” yi seçtik. Türkiye son yıllarda bu alanda önemli sorumluluklar üstlenmiş ve 10 yıl önce 85 milyon Dolar olan dış yardımlarımız bugün beş kıtada 100 küsur ülkeye yönelik olarak 3,5 milyar Dolar düzeyine çıkmıştır.

Değerli konuklar,

Önümüzdeki yıl, dış politikamızın önceliklerine uygun çalışmalarımızı, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını en üstte tutarak, Türkiye’yi temsil ettiğimiz her yerde yedi gün yirmi dört saat sürdüreceğiz.

Türkiye artık geleceğe daha bir umutla ve güvenle bakmakta, Türk diplomasisi modern Türkiye’nin önemli teminatlarından biri olmaya devam etmektedir. Bundan sonra da ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla işbirliği içinde, Türkiye’nin küresel barışa katkılarını en üst düzeye çıkarmak, ulusal çıkar ve değerlerimizi etkin şekilde korumak ve Türk milletine layık bir dış politikayı insani diplomasi dahil tüm unsurlarıyla hayata geçirmek için çaba sarf edeceğiz.

Sözlerime bu noktada son vermeden önce, başta görevleri başında şehit düşenler olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm mensuplarımızı da bu vesileyle saygıyla anıyor, aziz hatıraları önünde eğiliyorum. Dışişleri Bakanlığı’nın, dış politikamızın ve esasen Türkiyemizin bugün ulaştığı noktada hepsinin unutulmaz katkıları bulunmaktadır.

Bu düşüncelerle hepinize bir kez daha hoş geldiniz diyor ve konuşmasını yapmak üzere Sayın Bakanımızı kürsüye davet ediyorum.