[Westdeutsche Zeitung gazetesinde yayımlanan Almanca mülakatın resmi olmayan Türkçe tercümesidir.]
1. Sayın Çavuşoğlu, Almanya hakkında konuşurken geçen seneye kıyasla, daha sakinsiniz. Berlin’le kriz bitti mi?
Mevlüt Çavuşoğlu: Tamamen bittiğini söyleyemem. Bakın, Almanya’yı eleştirmemiz gerekirse, eleştiririz. Ama bu Almanya’dan nefret ettiğimiz veya Almanya’nın düşmanı olduğumuz anlamına gelmez. Bazen gerilim yüksek olabilir. Fakat biz durumu yatıştırmak zorundayız. Geçen yıl önemli gelişmeler kaydettik. Eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile başladık ve şimdi de Heiko Maas ile aynı anlayışla devam edeceğimize güveniyorum.
2. Türkiye’de hala yedi Alman tutuklu bulunmakta. Dışişleri Bakanlığına göre, siyasi sebeplerden dolayı tutuklu tutuluyorlar.
Çavuşoğlu: Bu doğru değil. Burada açık konuşmam lazım. Türkiye’de hiç kimse siyasi sebeplerden dolayı tutuklu değildir. Fakat bizim yasalarımız var ve suç işleyen hiç kimsenin dokunulmazlığı yoktur.
3. Sınır Tanımayan Gazetecilerin basın özgürlüğü listesinde Türkiye’nin 178 ülkeden 157. sırada olmasını adil bulmuyorsunuz yani?
Çavuşoğlu: Bu adil değil. Bu insanların suçlamalarını ve suçlarını araştırmadılar. Aralarından bazıları gerçekten de banka soygunculuğu yaptı. Bazıları terör örgütü PKK’ya silah taşıdı. Ayrıca bazı ülkeler, sözüm ona gazetecileri, Türkiye’de ajan olarak kullanıyor. Yakalandıkları zaman baskı yapmaları kolaylaşıyor. Oh, Türkiye gazetecileri tutukluyor! Fakat aslında istihbarat için çalışıyorlardı.
4. Bana bir örnek verebilir misiniz? Bir tane bile Türkiye’ye ajan olarak gelen gazeteci tanımıyorum.
Çavuşoğlu: Siz tanımazsınız, ben tanıyorum.
5. Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ile özgür ve adil bir seçim yapılabilir mi?
Çavuşoğlu: OHAL seçim propagandasını etkilemez. OHAL, partilerin organizasyonlarının sayılarını kısıtlamaz. Bunu da her gün görüyorsunuz zaten. Özgür ve adil bir seçim sözkonusu.
6. Yeni Alman Hükümeti, Türkiye’ye silah ihracatına izin vermiyor. Bunu anlıyor musunuz?
Çavuşoğlu: Biz NATO müttefikiyiz ve bu tür kısıtlamaları yapmamalıyız. Bunun için bir sebep yok. Afrin operasyonunda şunu gördük, özellikle PKK’yı destekleyen siyasetçileri olan partiler, örneğin Sol Parti, Yeşiller hatta bazı Sosyal Demokratlar bile Federal Meclis’te gürültü yaptılar. Belki bundan dolayı bir geri durma olabilir. Fakat biz Sigmar Gabriel ile ilişkilerimizde her türlü kısıtlamaları ve engelleri aşmamız gerektiği yönünde anlaştık.
7. Rheinmetall şirketinin, Türk Altay Panzerinin yapımında muhtemel katkıda bulunması Almanya için tatsız bir konu. Hükümetiniz hala Alman şirketleriyle Panzer yapmakta istekli mi?
Çavuşoğlu: Evet, Türkiye’deki şirketler panzerleri Rheinmetall ile yapmak istiyorlar. Yani bence böyle bir işbirliği cazip olur. Bakın, Türkiye olarak NATO müttefiklerimizle ortak üretim ve teknoloji transferi isteriz. Fakat alternatifler çok. Bundan dolayı, böyle işbirliklerini karşılıklı baskı aracı olarak kullanmamalıyız. Örneğin biz şimdi, silah işbirliğimizi İngiltere ile genişletiyoruz ve burada da Rolls-Royce şirketi katkı sağlıyor.
8. Altay Panzerini, Türk şirketi BMC ile Türkiye’de müşterek teşebbüsü olan Rheinmetall şirketi ile mi yapmak istiyorsunuz?
Çavuşoğlu: Tabii ki. Rheinmetall ve Türk şirketleri şimdiye kadar olan işbirliğinden çok memnun. Rheinmetall temsilcisi ile Türkiye’de görüştük. Kendisi Alman arkadaşım. Rheinmetall Türkiye’de olmaktan çok mutlu. İki taraf için de avantajlı. Burada siyasi engellerin olmaması gerekir.