DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok değerli basın mensupları, bugün
ülkemizde Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin’i ağırlıyoruz. Sevgili
dostum Pavlo’ya ülkemize hoş geldiniz demek istiyorum.
Bu sabah TBMM Başkanımızla da görüşme gerçekleştirdiler, Meclisimizi
ziyaret ettiler.
Ve biz bugün kendi aramızda yaptığımız toplantılarda ikili ilişkilerimizi,
bölgesel konuları değerlendirdik. Daha sonra çalışma yemeğinde de yine bazı
konuları hep birlikte ele alacağız. Ve öğleden sonra 14:30 gibi Sayın
Cumhurbaşkanımız Pavlo’yu kabul edecekler.
Ukrayna’yla ilişkilerimiz mükemmel düzeyde, her alanda samimi, güzel bir
işbirliğimiz var. Amacımız, bu ikili ilişkilerimizi ve işbirliğimizi daha
da ileri noktalara götürmektir. Ve Ukrayna’yla Yüksek Düzeyli Stratejik
İşbirliği Konseyi mekanizmamız var, bu ziyaret esasen önümüzdeki aylarda
gerçekleşecek olan bu zirvenin hazırlığı niteliğindedir aynı zamanda.
Ve Ukrayna’yla ticaretimiz geçen sene yüzde 7 oranında arttı, ama 10 milyar
dolar hedefimize ulaşmak için daha çok çalışmamız gerekiyor ve Serbest
Ticaret Anlaşması müzakerelerini kazan-kazan anlayışıyla her iki tarafın da
yararına olacak şekilde bir an önce tamamlayıp imzalamamızda fayda var.
Tabii 4 milyar olan ikili ticaret hacmimizi 10 milyar dolara ulaştırmak
için var olan mekanizmalarımızı da en etkin bir şekilde kullanmamız
gerekiyor, karma ekonomik komisyonu gibi, iş forumu gibi, iş konseyi gibi
önemli mekanizmalarımız var. Bu konuda da gerçekten iki tarafta da
kararlılık var.
Geçen sene Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında rekor bir artış
oldu, son 2 sene içinde rekor bir artış oldu. Özellikle pasaportla değil
kimlikle karşılıklı seyahatlerin yapılabilmesi, vatandaşlarımızın kimlikle
seyahat edebilmesi bu rakamın artmasında büyük bir etken oldu. Bu konudaki
işbirliği için de sevgili dostum Pavlo’yu ve tüm Dışişleri Bakanlığını
tebrik etmek istiyorum ve onlara teşekkür ediyorum.
Elbette üzerinde durmamız gereken konular var, bunlardan bir tanesi
FETÖ’yle mücadele. FETÖ’yle mücadele konusunda da istişarelerimiz devam
ediyor, Ukrayna’da da maalesef Türkiye’den kaçan ve orada değişik
bölgelerde faaliyet göstermeye çalışan FETÖ unsurları var. Bu konuda
Ukrayna Dışişleri Bakanlığının ve yönetiminin gösterdiği hassasiyeti de
memnuniyetle karşılıyoruz. Önümüzdeki süreçte yine uzmanlardan oluşan bir
heyet Türkiye’ye gelecek, bu konudaki işbirliğimizden de somut bir netice
almak istiyoruz.
Kırım ve Kırım Tatarları konusu da ortak davamızdır, ortak konumuzdur. Biz
Ukrayna’nın sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde
destekliyoruz ve Kırım’ın ilhakını hiçbir zaman tanımadık, tanımayacağımızı
da her vesileyle vurguluyoruz.
Ukrayna ile savunma sanayi alanında, diğer alanlarda da güçlü bir
işbirliğimiz var, bu işbirliğimizi somut adımlarla daha da güçlendirmek
istiyoruz ve karşılıklı temaslarımız, ziyaretlerimiz var. Bugünkü
görüşmelerimizde bunları da değerlendirme fırsatı bulduk.
Elbette Kırım Tatarlarının haklarının korunması konusunda da onlara
vereceğimiz destek konusunda da Ukrayna Yönetimiyle işbirliği içindeyiz ve
bu konudaki adımları önümüzdeki süreçte yine atmaya devam edeceğiz.
Tüm bu konuları değerlendirdik, yine çalışma yemeğimizde daha detaylı bir
şekilde bazı konularda değerlendirme fırsatımız olacak ve zirvenin
hazırlığını da yapmış olacağız. İmzalayacağımız anlaşmaların müzakerelerini
de zirveden önce tamamlamamız gerekiyor, bu konuları da gözden geçireceğiz.
Ben bu duygularla tekrar Pavlo’ya hoş geldin diyerek sözü kendisine
bırakmak istiyorum.
UKRAYNA DIŞİŞLERİ BAKANI PAVLO KLİMKİN- … (Yabancı Konuşma)
SORU- A Haber Kanalından Sena Alkan.
Sayın Bakanım, sorum size olacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron YPG terör örgütü mensuplarını Elize
Sarayında ağırladı. Aynı zamanda YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu SDG ile
Türkiye arasında arabulucu olabiliriz dedi ve destek sözü verdik dedi.
Ardından Fransa basınında Fransa Münbiç’e asker gönderecek, Fransa ve ABD
anlaştı açıklamaları geldi. Dakikalar önce Elize Sarayı bunu yalandı, ancak
siz de Fransız mevkidaşınızla görüştünüz, hangi mesajları verdiniz?
Türkiye’nin yanıtı ne olacak?
İkinci sorum da; Amerikan Başkanı Donald Trump “Suriye’den çekileceğiz,
biraz da bölgedeki ülkeler ilgilensin” dedi. Amerikan Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü de konuya ilişkin bir bilgiye sahip değiliz açıklamasında bulundu.
Siz bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili soruya ben de şunu eklemek
isterim. Bugüne kadar insanlarımızın önündeki engelleri kaldırdık, yani bu
sadece vize serbestisi değil, onun da ötesine geçtik, kimlikle seyahatin
önünü açtık. Ben inanıyorum ki, yine kazan-kazan anlayışıyla her iki
tarafın yararına olacak şekilde ürün ve hizmetlerin önündeki engelleri de
yine birlikte kaldıracağız ki işadamlarımız ve üreticilerimiz karşılıklı
olarak kazansınlar, ticaretimiz artsın.
Fransa’ya gelecek olursak; her şeyden önce bugün Dışişleri Bakanı Le
Drian’e de söyledim, bir terör örgütünün en üst düzeyde karşılanması,
esasen Fransa’nın terör örgütleri konusunda çifte standart içinde olduğunun
göstergesidir.
Diğer taraftan kendisine şunu da sordum: Fransa’ya da terör saldırısında
bulunan kişileri ya da temsilcilerini Cumhurbaşkanımız burada Ankara’da
Külliye’de ağırlasa Fransa ne düşünür? Bu terör örgütü Fransa’ya
saldırmamış olabilir, YPG’den bahsediyorum, ama YPG ve PKK Türkiye’de 40
bin kişinin ölümüne sebep olan bir terör örgütüdür, YPG ve PKK arasında
hiçbir ayrım yoktur. Her zaman Fransa Suriye’deki gerçekleri diğer Batılı
ülkelerden daha iyi bildiğini söylüyoruz, bunu da çok iyi biliyor Fransa,
fakat maalesef dürüst değiller, dürüst olmadıklarında da yüzlerine
söylüyoruz.
Diğer taraftan, Fransa’nın SDG veya adının ne olduğu önemli değil, aynı
şey, yani bizimle teröristler arasında arabuluculuk yapma önerisi gerçekten
kabul edilemez bir öneri. Bu Fransa’nın her konuda ben bir arabuluculuk
yapıvereyim, her konuda bir rol alayım, hep böyle deniyor, işte Ortadoğu
konusunda, hep de ortada kalıyor. Çünkü sonuçta bir netice almak değil de,
ben de varım demek için yaptığı bugüne kadarki girişimlerin başka bir
boyutu ama, bu boyutu kabul edilemez. Diğer boyutlarına bir şey diyemeyiz.
Terör örgütüyle Türkiye arasında sen kimsin arabuluculuk yapacaksın? Bir
terör örgütüyle Türkiye arasında arabuluculuk yapma cüretini nereden
buluyorsun?
Ama genel anlamda şunu söylüyorum: Bir kişinin ya da bir ülkenin herhangi
bir konuda arabuluculuk yapabilmesi için, o kişinin ya da ülkenin; bir,
dürüst olması lazım. İki, güvenilir olması lazım. Daha da önemlisi,
tarafsız ve objektif olması lazım. Şimdi YPG’yi Elize Sarayı’nda ağırlayan
bir ülkenin ya da teröristlerle iç içe olan, onlara destek veren bir
ülkenin tarafsız olduğunu söylemek mümkün değil, sen zaten teröristlerin
tarafındasın. Dolayısıyla maalesef, yani bugüne kadar Cumhurbaşkanımız
Macron’la defalarca telefonda görüştü. Telefonda söyledikleriyle daha sonra
söyledikleri arasında çok farklar var, bunları defalarca kendilerine de
hatırlattık. Yani Türkiye’yle ilişkilerinizi sürdürmek için ve işbirliği
yapabilmek için, Suriye’de işbirliği yapabilmek için samimi ve dürüst
olacaksınız ve belli prensiplerde anlaşacağız.
Bir; YPG, PKK bir terör örgütüdür ve aynı terör örgütüdür.
İki; YPG’nin amacı DEAŞ’la mücadele değildir, Suriye’yi bölmektir.
Üç; YPG, PKK bugüne kadar birçok Suriyeliyi, özellikle de Suriyeli Kürtleri
sürgüne göndermiştir, elinden malını, mülkünü almıştır.
Dördüncüsü; YPG, PKK’yla mücadele bizim için vazgeçilmez bir durumdur, yani
hayati bir durumdur. Sınırımızın diğer tarafındaki terör örgütleriyle biz
mücadele etmek durumundayız. Ukrayna da terör örgütleriyle mücadele eder,
hakkıdır, Türkiye de sınırının içinde ve ötesindeki teröristlerle mücadele
eder.
Ayrıca, şunu da bugün söyledim: İkide bir kanton kelimesi, Afrin kantonu.
Bu, Birleşmiş Milletler’in kararlarına aykırıdır. Afrin’de veya Suriye’de
bugüne kadar ne zaman kanton oluştu da Afrin kantonu diyorsunuz? Türkiye’de
Edirne’ye kanton diyebiliyor musun ya da Korsika’ya Fransa’da ya da
Bretonya’ya kanton diyebiliyor musun? Nasıl onlara kanton diyemiyorsan,
Suriye’nin herhangi bir bölgesine kanton denmesi kabul edilemez. Yani bugün
maalesef Fransa bu konudaki objektifliğini tamamen yitirmiştir, Suriye
konusunda gerçekleri bilmesine rağmen farklı bir yolu tercih etmeye
başlamıştır. Fransa’nın Suriye konusunda bizimle işbirliği yapabilmesi
için, öncelikle o eskiden olduğu gibi doğru mecraya doğru tekrar dönmesi
gerekiyor. O nedenle Fransa’nın bugünkü yaptığı açıklamalar, dünkü yaptığı
açıklamalar birbirleriyle çelişen açıklamaların hiçbirisini biz ciddiye de
almıyoruz ve bu tür önerileri de daha baştan reddediyoruz.
Trump’ın açıklamasına gelince, Trump daha önce de bizimle görüşmelerinde de
Suriye’den çekilmek istediğini söylemişti gerek telefon görüşmelerinde,
gerekse yüz yüze görüşmelerde. Dünkü açıklama da kendisinin münferit bir
açıklaması olduğunu görüyoruz, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün yaptığı
açıklamadan bunu anlıyoruz. Fakat bu konudaki Amerika’nın gerçek niyetinin
ne olduğunu bugün Washington’daki çalışma grubu toplantılarında
anlayabiliriz. Bugün biliyorsunuz Müsteşarımızı gönderdik Washington’a
Tillerson yetkilerini Yardımcısına devrettiği için ve bugün
komisyonlarımız, çalışma gruplarımız da biraraya gelecek ve Sullivan’la
Müsteşarımız Ümit Yalçın da biraraya gelecek, bu toplantılarda böyle bir
niyetleri var mı, yok mu bunu öğrenmiş oluruz. Şimdilik sadece Trump’ın bir
açıklamasıdır.
Teşekkür ediyorum.