DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- … Bazı Avrupa Birliği ülkelerinin, artık
bazı diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ve henüz Avrupa Birliği üyesi
olmayan Türkiye gibi ülkelerin sahibi, patronu olmadıklarını anlaması
gerekiyor. Ve seçim öncesi popülizmin hiç kimseye faydası yoktur. Almanya
da, Türkiye gibi bir ülkeyle ilişkilerini nasıl sürdüreceği konusunda daha
dikkatli olması gerekiyor. Almanya bizim için bir müttefiktir, dosttur,
Alman halkı da öyledir. Ama seçim öncesi bu tür popülist yaklaşımları doğru
bulmuyoruz.
Malta’da ve diğer platformlarda dostum, altını çizerek söylüyorum, dostum
Sigmar Gabriel bana Almanya’nın Türkiye’ye yönelik çok ciddi hatalarının
olduğunu, dolayısıyla Almanya’nın hangi adımları lazım geldiğini bana
sormuştur, bana söylemiştir. Ben de, tek taraflı adımlar sağlıklı olmaz,
kalıcı olmaz, birlikte adım atalım. Siz bir adım atarsanız, biz iki adım
atarız demiştim. Ama şimdi kamuoyunda seçim öncesinde görüyoruz ki tam
tersi bir tutum içinde. Efendim, işte hayır diyen yüzde 50’ye yakın ya da
yüzde 48’den de sorumluyuz diyor, hangi hadle bunu söylüyorsunuz?
Demokratik sistemlerde evet diyen olur, hayır diyen olur, o partiye oy
veren olur, bu partiye oy veren olur, dolayısıyla bunların hepsi bizim
vatandaşımızdır. Siz Türkiye’nin valisi misiniz, Türkiye sizin sömürgeniz
mi siz bu insanlardan sorumlusunuz? Yani haddini aşan Almanya’dan
açıklamalar görüyoruz. Şimdi Gabriel’in partisine oy vermeyen, ona karşı
olan insanlardan biz sorumluyuz diyebilir miyiz Türkiye olarak? O yüzden
ülkelerin egemenliğine saygı duymaları gerekiyor. Öyle görünüyor ki, bazı
ülkeler AB içindeki yine diğer üye ülkelerin egemen ülke olduklarını
kabullenmekte zorlanıyorlar, bence buna alışmaları gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.
Sonuç olarak tekrar söylüyorum; Almanya bizim dostumuzdur ve kazan-kazan
anlayışıyla ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Seçimler gelir-geçer, ama
ilişkiler ve dostluklar kalıcıdır, ona göre dikkatli davranmalarını tavsiye
ediyorum.