RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV- Ankara kilit partnerimizden bir
tanesidir ticaret ve ekonomi alanında. Ticaret hacmimiz emin bir şekilde
artıyor, geçen seneye nazaran yüzde 40 oranında arttı ve 22 milyar doları
aşmış bulunuyor.
Bizim ortak bir görüşümüz, olumlu bir görüşümüz var enerji alanındaki
işbirliğiyle ilgili. Şu an Türk Akımı’ndan bahsediyorum, her iki ülkemiz
için de stratejik önem taşıyan bir projedir ve Avrupa’nın enerji alanındaki
güvenliği için de önemli bir projedir. Türkiye’de Akkuyu Nükleer Güç
Santralinin birinci reaktörünün inşaatı başlatıldı. Rus uzmanları inşa
ediyor bu santrali biliyorsunuz.
Sanayi ortaklıkların geliştirilmesine ihtiyacımız var. Demir-çelik sanayi,
tarım, bankacılık, askeri teknik alanında bunlara ihtiyacımız var. Enerjik
bir şekilde ikili ticaretimizdeki engellerin kaldırılmasına yönelik çabalar
sarf etme konusunda mutabakat sağladık.
2019 senesinde karşılıklı kültür ve turizm yılı yapılacak Rusya’nın ve
Türkiye’nin. Bu da, bizim kültüreli ilişkilerimizin gelişmesine katkı
sağlayacaktır. Rusya’dan Türkiye’ye turistik akım artıyor. Geçen sene
Türkiye’yi 4 milyon 700 bin Rus vatandaşı ziyaret etti, bu da 2014
senesinin rekor göstergelerinin önüne geçti bu rakam. Ve bu sene 5 milyonun
üzerine çıkacaktır bu gösterge.
Kendi adımıza Rusya’nın karşılıklı olarak iki ülke vatandaşları için, Türk
vatandaşları için daha doğrusu seyahat rejiminin kolaylaştırılması
konusunda görüşmeler yapmaya hazırız. Bununla ilgili bir istişare
mekanizması oluşturulacak.
Uluslararası konulara da değindik. Elbette bugün ilgi odağımız Suriye
meselesi oldu. Astana formatı çerçevesinde hem üst düzeyde, hem de yüksek
düzeyde uzmanlar seviyesinde elde edilen mutabakatların hayata nasıl
geçirildiğine değindik. Soçi’de Ulusal Suriye Diyalog Kongresi gerçekleşti.
Bunun neticeleri, Anayasal Komitesinin kurulması olacak ve olabildiğince
hızlı bir şekilde bu hedefe ulaşmaya çalışacağız. Ve tabii ki hem Rusya,
hem Türkiye Suriyeli mültecilerin evlerine dönüşü, hak ettikleri güvenli
bir şekilde dönüşlerini sağlayacağız. Bütün bu süreçler ortamı istikrara
kavuşturacaktır ve siyasi çözümün başlatılması, siyasi sürecin
başlatılmasına olumlu, elverişli zemin sağlayacaktır. Ve tabii ki ortak
planlarımızın arasında oradaki teröristlerin yuvalarının köklerinin
kazınması, Suriye Arap Cumhuriyetindeki durumun istikrara ve barışa
kavuşması.
Bugünkü görüşmelerimize çalışma yemeğinde devam edeceğiz, daha başka
konular konusunda da görüş alışverişinde bulunacağız; Kafkaslar, Orta Asya,
Karadeniz bölgesi, Ukrayna meselesi ve diğer konulara odaklanacağız. Batı
Balkanlar’da da Rusya ve Türkiye süreçleri olumlu bir şekilde
etkileyebilecekler diye düşünüyorum.
Ben mevkidaşıma göstermiş olduğu işbirliğinden dolayı teşekkür etmek
istiyorum, sözümü kendisine aktarıyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli dostum Sergey’e çok
teşekkür ediyorum. Gerçekten bir kere daha Moskova’da bulunmaktan ve bugün
değerli dostum Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la ve heyetlerimizle
görüşmekten mutluluk duyuyorum.
10 gün önce Ankara’da beraberdik ve o gün Büyükelçiler Konferansımıza
hitabından sonra yaptığımız görüşmede bazı konuları gündeme getirmiştik. 10
gün içinde bizde bayram tatili olmasına rağmen görüştüğümüz konuların
takibi arkadaşlarımız tarafından çok iyi bir şekilde yapıldığını bugün
toplantıda da gördük her iki tarafta da. İşte ilişkilerimizi bu şekilde her
alanda en üst düzeye çıkarmak için yoğun gayret sarf ediyoruz. Liderlerimiz
sık sık telefonda görüşüyor, sık sık bir araya geliyorlar. Güney Afrika’da
BRICS Zirvesinde ikili görüşmede söyledikleri gibi bu yakın işbirliği ve
dostluk bazı ülkeleri ve kişileri de kıskandırmıyor değil. Ama biz bölgede
istikrar için, ekonomik kalkınma için iki ülke arasındaki ilişkileri de
geliştireceğiz, bölgesel konulardaki işbirliğimizi de artıracağız ve daha
geniş alanlara da yayacağız. Rusya bizim için stratejik bir ortaktır,
önemli bir ortaktır.
Sergey Lavrov’un söylediği gibi enerjiden tarıma, turizmden yine ticarete
ve sanayiye kadar, savunma sanayiine kadar birçok alanda ilişkilerimiz
sürekli gelişiyor ve somut projeleri hayata geçiriyoruz. Ve önümüzdeki
süreç içinde sadece vizyon değil, yine somut projeler ortaya koyuyoruz.
İleriki yıllarda Türkiye-Rusya ilişkileri her alanda iyi olacak. Halklar
arasındaki temasımız gerçekten özellikle kültürel ilişkilerimiz önemli.
Türkiye’den Rusya’ya gelen işadamlarımızın buradaki yatırımları, son
zamanlarda Rus işadamlarının Türkiye’deki yatırımları ve ticaretimizin
artması da ilişkilerimizin geldiği noktanın başka bir göstergesi.
Yine Rusya’dan gelen turist sayısının sürekli artması bizleri memnun
ediyor. Antalyalı birisi olarak beni tabii ki daha da fazla memnun ediyor.
Bu sene 6 milyon civarında Rus dostumuzu Türkiye’de ağırlamaktan mutluluk
duyacağız. Gelecek sene kültür ve turizm yılı olacak her iki ülkede de ve
bu sayının daha da artacağını düşünüyoruz. Sayın Duma Başkanı Volodin’in
Partimizin Kongresine katılması, Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm
partimizi ve bizleri mutlu etmiştir.
Önümüzdeki süreçte siyasi alanda yine temaslarımızı sürdüreceğiz. İkili
ilişkilerin yanında bölgesel konulardaki işbirliğimiz önemli. Bugün dostum
Sergey Lavrov’la Suriye’yi konuştuk. Tabii Suriye’de bir taraftan ateşkesi
devam ettirmek için, Astana Anlaşmasını ve ruhunu devam ettirmek için
birlikte çalışmaya devam etmemiz lazım. Diğer taraftan, siyasi süreç için
çabalarımızı da artırmamız gerekiyor. Anayasa Komisyonu konusunda listeler
verildi, bir an önce Anayasa Komisyonunun oluşturulması ve çalışmalara
başlaması Suriye’nin geleceği için önemlidir, biz bu süreci destekliyoruz.
Önümüzdeki günlerde üç garantör ülkenin heyetleri De Mistura ile de bir
araya gelecek ve Astana formatındaki toplantıların da bir an önce tekrar
yapılmasında fayda var. Soçi formatındaki üçlü liderler zirvesi önümüzdeki
günlerde İran’da gerçekleşecek. Bir taraftan liderlerimizin çabaları,
bizlerin çabası ve sahada aktif olan askerlerimizin, istihbaratımızın
işbirliği Suriye’nin geleceği bakımından önemlidir.
Yine İdlib bölgesi çatışmasızlık alanlarından bir tanesiydi ve bunun bu
şekilde korunması Suriye için de terörle mücadele için göçmen akımının
durdurulması ya da insani bakımdan da çok önemlidir. Bunu biz de kendi
aramızda görüştük, ama askerlerimiz ve istihbaratlarımız da bu konuda nasıl
birlikte çalışabiliriz ve burada çatışmaları nasıl durdurabiliriz,
hepimizin endişelerini nasıl karşılayabiliriz, bunları da görüşmeye devam
ediyorlar.
Tabii bizim işbirliğimiz sadece Suriye ile sınırlı değildir; Kafkasya’dan
Balkanlar’a, Orta Asya’ya kadar tüm geniş coğrafyamızda yakın işbirliğimiz
var ve biz bu işbirliğimizi daha da güçlendirmek için önümüzdeki süreçte
çalışmaya devam edeceğiz.
Ben her zamanki misafirperverliği ve dostluğu için Sergey Lavrov’a
huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum.
SORU- Benim sorum size olacak Sayın Sergey Bey, vize meselesiyle ilgili
olacak benim sorum; Türk vatandaşlarına yönelik anladığım kadarıyla bugün
bu konuyu görüştünüz. Sayın Çavuşoğlu da az evvel bu konuda bir açıklama
yaptı, yani bir mutabakat sağladığınızı söyledi. Biz somut adımları ne
zaman göreceğiz bu mutabakatla ilgili? Belki bir ay sonra, belki iki ay
sonra olacak, yani bir takvim var mı bununla ilgili?
RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV- Biz tatilin bitiminde, yani herkes
tatil yapmıyor burada, biz çalışıyoruz, ama birçok uzmanımız şu an izin
tatillerinde bulunuyor. Bu izinleri bitince kendilerine talimatlar
vereceğiz, masaya yatıracaklar bu konuyu ve ileride atılacak olan adımları
görüşecekler. Aslında mutabakat sağlamak o kadar zor değil, örneğin tır
sürücüleri, uluslararası karayolu taşımacılığıyla ilgilenen sürücüler
zorluk çekiyor. Yanılmıyorsam 2017 senesinin ya Haziran ya da Temmuz ayında
bu kategori için vizelerin kaldırılmasını teşvik etmiştik karşılıklı
olarak. Bunu çok hızlı yapabileceğiz. Bir grup Türk vatandaşlarımızı,
arkadaşlarımızı ilgilendiren bir kategori daha, hususi pasaport
taşıyıcıları, hizmet pasaportlarının yanı sıra hem Türkiye’de, hem Rusya’da
var. Bunların yanı sıra hususi pasaportlar var Türkiye’de sadece
Türkiye’nin devlet sisteminde kullanılıyor. Ve biz geçen ay
meslektaşlarımıza bir nota gönderdik ve yine hizmet pasaportları ve hususi
pasaport taşıyıcıları için de vizelerin kaldırılabileceği yönündeydi bu
nota. Umarım en kısa sürede konuyla ilgili haberleri alacaksınız, müjdeyi
alacaksınız.
SORU- Merhabalar, Russia Today televizyon kanalını temsil ediyorum.
Suriye’yle ilgili olacak benim sorum her iki bakana da. İdlib’deki meseleyi
nasıl değerlendiriyorsunuz, oradaki karar ne olacak, yani Guta, Dera ve
başka bölgelerde olduğu gibi bir ateşkes rejimi mi ilan edilecek, yoksa
askeri bir çözüm mü olacak? …El Nusra ve Heyeti Tahrir el-Şam gibi
teröristlerin çeşitli grupları var orada ve de bu bağlamda Moskova ile
Ankara arasında muhaliflerin listeleriyle ilgili bir anlaşmazlıklar varmış,
bu doğru mu?
RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV- İlk soruyla ilgili sadece şunu
doğrulayabilirim: Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’yla, dostumla burada az evvel bir
açıklama yaptık biz. Biz bu meseleyi görüşüyoruz, tabii çok yönlü bir
problem bu. Orada birçok sivil var ve silahlı muhalifler de var. Bu silahlı
muhalifler çözüm sürecine katılmayı arzuluyor. Fakat on binlerce militan
var orada. Heyeti Tahrir el-Şam ve El Nusra’ya mensup militanlar bunlar ve
bu bölgeyi denetim altına almaya çalışıyorlar. Ve Türk Cumhuriyeti’nin de
ayrıştırılması için sarf ettiği çabaları engellemeye çalışıyorlar. Yani
sağlıklı muhalefeti silahlı gruplardan ayrıştırma sürecini engelliyorlar.
Bütün bu meseleler dışişleri bakanlıkları arasında görüşülüyor. Bu konulara
bugün de yoğunlaştık. Ve bizim askerlerimizin arasında da görüşülüyor.
Türkiye’nin Milli Savunma Bakanı Türkiye’nin bugün Moskova’da
istihbaratçılarla görüşmeler yapıyor konuyla ilgili ve bu konuyu da
görüşeceğiz, bütün meslektaşlarımın da katılacağı bir toplantı yapacağız
dolayısıyla. Az sonra bununla ilgili bilgiyi paylaşabileceğiz sizinle.
Anayasal komitesinin oluşturulması konusunda Staffan de Mistura bununla
ilgileniyor. Moskova ile Ankara arasında sözde muhalifler listeleriyle
ilgili anlaşmazlıklar ortaya çıkmış deniyor. Fakat bu doğru değil. Rusya
muhaliflerin listelerini zaten hazırlamadı, bu konuyu Türkiye koordine etti
ve bizim mevcut listeyle ilgili herhangi bir sorunumuz yok, Staffan de
Mistura’nın hazırladığı listeyle ilgili.
DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İdlib, Astana Anlaşması içinde
çatışmasızlık bölgelerinden bir tanesiydi. Şu anda geriye kalan tek
çatışmasızlık bölgesi diyebiliriz. Burada 3 milyondan fazla sivil yaşıyor.
Diğer bölgelerden, Halep olsun, Humus, Doğu Guta olsun, koridor açıldığı
zaman maalesef sadece siviller değil, ellerinde silahlarıyla bazı radikal
gruplar da İdlib bölgesine gelmiştir. Bu radikal gruplar ılımlı muhalefeti
de rahatsız etmekte ve oradaki sivil halkı da rahatsız etmektedir. Biz de
gözlem noktalarımızı oluştururken zorluklar çıkarmışlardır bu radikal
gruplar. Dolayısıyla elbette teröristlerle diğer insanları ayırt etmemiz
lazım, bunları ayırmamız lazım. Bizim için terör örgütlerinin hepsi
aynıdır, hepsiyle de mücadele etmek gerekiyor.
Diğer taraftan, tabii burada askeri bir çözüm bir felaket olur. Sadece
İdlib bölgesi için Suriye’nin geleceği bakımından da bir felaket olur. Ve
çatışmalar uzun sürebilir, ama olan masum insanlara olur, 3,5 milyon
civarındaki sivil nereye gidecek? Bizde zaten 3,5 milyon şu anda sivil var,
bugüne kadar resmi rakamları söylüyorum, 31 milyar Dolar para harcamışız.
Ve diğer taraftan tabii bu radikal grupların, teröristlerin etkisiz hale
getirilmesi de hepimiz için önemli. Yani Türkiye için de önemli, çünkü
bizim hemen sınırımızın diğer tarafında, ilk önce bize tehdit
oluşturuyorlar. Ama içlerinde yabancı terörist savaşçılar da var, bu Rusya
için de önemli, diğer Batı ülkeleri için de önemli, herkes için önemli.
Dolayısıyla bu ikisini çok iyi ayırt etmek lazım, yani sivil insanlarla
terörist gruplar.
Biz inanıyoruz ki Astana Anlaşmasına sadık kalacağız ve burada birlikte
çalışarak bir taraftan endişeleri ortadan kaldıracağız, diğer taraftan
İdlib’in bu çatışmasızlık bölgesi olarak kalması için gerekli çalışmayı
sürdüreceğiz.
Tabii Suriye’nin geleceği için Anayasa Komisyonu çok önemli. Şimdi listeler
verildi, biz muhalefet adına listeyi verdik ve Rusya ve İran da rejim adına
listeyi De Mistura’yla paylaştılar. Bir an önce bu listeler içinden anayasa
komisyonunun oluşturulup çalışmalara başlaması gerekiyor. Yani siyasi çözüm
için bir anayasa şart. Biz bu çalışmalara katkı sağlayacağız. O nedenle
biraz önce söylediğim gibi, üç garantör ülkenin temsilcileri önümüzdeki
günlerde De Mistura’yla görüşmek için Cenevre’ye gidecekler. Teşekkür
ederim.
SORU- Siz açıkladınız gerçeği, bu konuda Rusya diyor ki; hem siyasi, hem de
askeri destek veririm diyor Suriye rejiminin olası bir İdlib operasyonuna.
Bu konuda Türkiye’nin tavrı net aslında. Ne demek istersiniz tekrar
değerlendirmede bulunmak isterseniz İdlib operasyonu konusunda? Siz çok
kararlısınız, diyorsunuz ki; orada bir katliam olabilir, o yüzden dikkat
etmemiz lazım. Rusya da hem siyasi, hem askeri destek vermeye hazırız
diyor. Bu konudaki değerlendirmenizi almak isterim.
DIŞİŞLERİ BAKANI SAYIN MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii biz bu konuları Rus
dostlarımızla konuşuyoruz, her düzeyde konuşuyoruz. Cumhurbaşkanımız
Erdoğan Sayın Başkan Putin’le bu konuları Güney Afrika’da da görüştüler.
Askerlerimiz, savunma bakanlarımız, istihbaratlarımız görüşüyor. Burada
önemli olan, biraz önce söylediğim gibi Rusya’nın endişelerinin ortadan
kaldırılması. Yani burada radikal grupların Türkiye’ye de, oradaki
Rusya’nın mevcudiyetine ya da üssüne yönelik de bir tehdit oluşturmaması
gerekiyor ve bu konuda bizim birlikte çalışmamız gerekiyor. Fakat bazı
radikal grupları etkisiz hale getirme için tüm İdlib’e saldırmak yine
yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olmak demektir ve 3,5 milyon insanın
tekrar evini terk etmesi demektir. Bu tam bir felaket olur, insani dram
olur, Astana ruhunu ortadan kaldırır. Yine hem Türkiye’nin, hem Rusya’nın,
hepimizin Suriye konusundaki güvenirliliğini de yok eder, imajımız da
zedelenir işin doğrusu. O nedenle İdlib’e saldırmak yerine birlikte ne
yapabiliriz, endişeleri nasıl ortadan kaldırırız ve buranın istikrarını
nasıl koruruz bu konuda çalışmamız lazım. Zaten görüşmelerimizin de amacı
bu yöndedir.
SORU- Sergey Bey, size olacak benim sorum. Tahran’da yapılacak olan
zirvenin, Rusya-Türkiye-İran zirvesinin bir tarihi var mı, tarihi belli
oldu mu? Astana formatıyla ilgili bu formatı genişletmeyi düşünüyor
musunuz?
RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV- Şu an gerginliğin düşürülmesi değil
Suriye’nin kalkınması gündemdedir. Bu tarih belli, bu tarihi kısa bir
sürede açıklayacağız. Bunu protokolcüler yapacak, basın temsilcileri
yapacak, basın sözcüleri yapacak.
Rusya-Türkiye-İran zirvesinin gündemiyle ilgili şunu ifade edebilirim:
Muhtemelen konuları tüm yönleriyle ele alacaklar, gerginliğin düşürülmesi,
çatışmasızlık rejimiyle ilgili meseleler, örneğin İdlib’le ilgili son
derece çetrefil hale geldi. Çatışmasızlık bölgesi kurulduğunda hiç kimse bu
İdlib bölgesini … Nusra’yı barındırmak için oluşturmadı. Ve canlı zırh
olarak kullanıyorlar oradaki sakinleri, oradaki sivilleri. Sürekli oradan
Suriye ordusuna saldırılar düzenleniyor. Onlarca, yaklaşık 50 insansız hava
aracı oradan havalanıp Rus Hmeymim Üssü’ne saldırmak üzere harekete geçti,
bundan da bahsettik. Elbette bu ayrıştırmayı yapmak için elimizden geleni
yapmamız lazım ve riskleri en aza düşürmemiz gerekiyor siviller için olan.
Elbette bunlar da görüşmelerimizde olacak, zirvedeki görüşmelerde olacak.
Astana formatının genişletilmesine gelince, bunun güncel bir konu olduğunu
zannetmiyorum. Birçok imkân var elimizde, herhangi bir yapısal değişikliğe
başvurmadan, Astana formatını, Soçi formatını genişletmeden, örneğin
Suriye’yle ilgili küçük grup diye adlandırdığımız dört ülkenin üye olduğu
bir grup var, bölgenin ülkeleri bunlar. Ve Sayın Cumhurbaşkanı Macron,
Astana formatıyla bu küçük grup arasında temasların kurulmasını teklif
ediyor. Hedeflerimizi çok iyi kavramamız lazım. Bu temaslar 2254 BMGK
kararını esas alacaksa bu çok faydalı bir süreç olacak.
Suriye’yi destekleme grubu da var, uluslararası bir grup. Bu gruba yaklaşık
30 ülke dahildir ve durumu etkileyebilen, nüfuzlu bütün ülkeler Suriye’nin
kalkınmasına yardımcı olabilir, Suriye’nin ekonomisinin gelişimine katkı
sağlayabilir. En önemlisi, daha önce mutabakat sağladığımız 2254 BMGK
kararını esas almamız. Garantör ülkeler bu şekilde hareket ediyor, bu
kararı esas alıyor, bunun için verimli olabiliyoruz, ileride de olacağız
umarım.
Sayın meslektaşlarım, basın açıklamamızı burada tamamlamaya müsaade
veriniz, katılımlarınız için teşekkür ediyorum.