Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Portekiz Dışişleri Bakanı Sayın Augusto Santos Silva İle Ortak Basın Toplantısı, 18 Ekim 2017, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Değerli basın mensupları, değerli konuklar; bugün ülkemizi ziyaret eden Portekiz Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva’yı Bakanlığımızda ve Ankara’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Kendisiyle yaptığımız görüşmede ikili ilişkileri, Türkiye-AB ilişkilerini ve bazı önem verdiğimiz güncel konuları birlikte değerlendirme fırsatı bulduk. Biraz sonra Sayın Cumhurbaşkanımız bizleri kabul edecekler. Daha sonra çalışma yemeğinde yine hem ikili ilişkileri, hem de bölgesel konuları değerlendirmeye devam edeceğiz.

Ben öncelikle Portekiz’de meydana gelen orman yangınlarında hayatını kaybeden Portekiz vatandaşları için duyduğumuz üzüntüyü bir kere daha vurgulayarak değerli dostum Augusto’ya ve Portekiz halkına başsağlığı diliyorum, yaralananlara da şifalar diliyoruz.

Biraz önce bir mutabakat zaptı imzaladık diplomatik arşiv alanında işbirliğine dair. İki bakanlık arasındaki işbirliğimizi de bu anlamda güçlendireceğiz ve ileriye yönelik ortak çalışmalar yapacağız.

Portekiz bizim için çok önemli bir ülkedir, Avrupa-Atlantik ekseninde ilişkilerimize çok önem verdiğimiz bir ülkedir. Siyasi ilişkilerimiz mükemmel düzeydedir. Ekonomik ilişkilerimizi güçlendirmek için çalışıyoruz. Değerli dostum Augusto aynı zamanda ekonomik ilişkilere de bakıyor ve bu sabah Ekonomi Bakanımızla da görüşme gerçekleştirdi.

Dün İstanbul’da iş dünyasının temsilcileriyle biraraya geldi, Türk firmalarının Portekiz’de hem proje üstlenmesi bakımından, hem de yatırımlar bakımından ilgi gösterdiğini görüyoruz. Bazı Portekiz firmaları da Türkiye’de yatırım yapmak için ilgi gösteriyor, bundan mutluluk duyuyoruz.

Portekiz, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine her zaman tam destek vermiştir. Portekiz’le tüm bu konuları, Türkiye-AB ilişkilerini samimi bir ortamda, güvene dayalı bir şekilde eksiğiyle, fazlasıyla sorunlar nedir, neler yapabiliriz, bunları her fırsatta değerlendiriyoruz, bugün de aynı anlayışla samimi bir ortamda bunları değerlendirdik.

Portekiz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’ye en güçlü ve demokrasiye en güçlü destek veren ülkelerin başında olmuştur, özellikle Avrupa Birliği içinde. Kendilerine bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Türkiye tabii Portekizce konuşan ülkelerin bölgesine de önem vermektedir. Brezilya’yla ilişkilerimiz keza çok iyi düzeydedir, diğer taraftan Afrika’daki Portekizce konuşan ülkelerle de işbirliğimiz çok iyi düzeydedir. Ama kurumsal olarak da Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğuna biliyorsunuz gözlemci olduk, bir statümüz var ve bu işbirliğimizi güçlendiriyoruz. Türkiye’de de Portekizce, özellikle Portekiz ve Brezilya’dan gelen futbolcuların da yarattığı sempatiyle çok ilgi var. Biliyorsunuz Ankara Üniversitesinde dün Portekizce kürsüsü açıldı ve diğer dillerin yanında bundan sonra Portekizce bölümünde de vatandaşlarımız, gençlerimiz Portekizce öğrenecek. Türk takımlarının Avrupa kupalarında, şampiyonlar liginde Portekiz takımlarıyla karşılaşması da ilginç bir tesadüf. Üç takımımız da gruplarında Portekiz takımlarıyla maç yapıyor. Porto’yu da Beşiktaş olarak yendiğimiz için biz mutluyuz, inşallah sizleri fazla üzmemişizdir. İşte bu spor da gerçekten ülkeler arasındaki, halklar arasındaki ilişkilerin ve duyguların gelişmesine, güçlenmesine katkı sağlıyor. Biz Portekiz’den gelen futbolcuların Türk futboluna önemli katkılar sağladığını da görüyoruz.

Bu düşüncelerle değerli dostum Augusto’ya hoş geldin diyerek sözü kendisine bırakıyorum.

PORTEKİZ DIŞİŞLERİ BAKANI AUGUSTO SANTOS SİLVA- (İNGİLİZCE KONUŞMA)

SORU- Sayın Bakan, Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nden bir heyet Türkiye’de vize krizine ilişkin bazı temaslarda bulunuyor Bakanlığınızda. Basında yer alan haberlerde heyetin krizin çözümü için bazı şartlar sunduğu belirtildi, doğru mudur acaba? Türk tarafı bugün bu görüşmelerde nasıl bir mesaj verecek ve bu görüşmelerin ardından bugün bu krizin çözülmesini bekliyor musunuz? Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İkinci soruyu da alalım.

SORU- Efendim, sorum Irak’la ilgili olacak, tabi ki Kerkük’teki gelişmelerle ilgili görüşlerinizi merak ediyoruz. Bunun yanı sıra, tabi ki Erbil’e karşı adımlar atılıyor ama, bir yandan da Irak Ordusunun Haşdi Şabiyle işbirliği yapıyor olması Ankara’yı endişelendiriyor mu? Bunun yanı sıra, Kuzey Irak’a yaptırımlar konuşuluyor, Başbakan da yeni yaptırımlar kapıda dedi…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunlar çok uzun sorular yalnız, bir soru sorun, çünkü gitmemiz lazım, Cumhurbaşkanımız bekliyor bizi haber geldi.

SORU- Kısaca toparlayacağım. Bu Habur Kapısının devri çalışmalarında Türk askerinin desteği söz konusu olacak mı? Bu hafta siz mi Bağdat’a gideceksiniz, yoksa Abadi mi gelecek?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum. Çok soru oldu, birini cevaplayacağım sadece, genel cevaplayacağım daha doğrusu. Şimdi vize konusuyla ilgili Amerika’dan bir heyet burada, bizim heyetimizle, Bakanlığımızdan, Adalet Bakanlığımızdan ve İçişleri Bakanlığından oluşan bir heyetimizle görüşmeler yapacaklar. Elbette burada bu krizin nasıl aşılabileceğini ve bundan sonra özellikle bazı konularda nasıl işbirliği yapılabileceğini de değerlendirecekler. Eğer kanunlarımıza, anayasamıza ve egemenliğimize uygun bir şey olursa tabi ki işbirliği yaparız. Ama Türkiye dayatmalara karşı boğun eğmez, kabul edemeyeceğimiz şartları baştan reddederiz. Ama Türkiye’de de bağımsız bir yargı var, nerede çalışırsa çalışsın bir kişi suç işliyorsa, mesleği de ne olursa olsun, eğer bununla ilgili de deliller varsa hukuki süreç işlemelidir, buna ne biz karışabiliriz, ne de başka bir ülke karışabilir. Ama bu konularda, bilgi paylaşımı dahil, nasıl işbirliği yaparız, bunları da değerlendirmekte fayda var.

Vize konusu bize göre gereksiz bir krizdi. Sivillerin, hiç ilgisi olmayan insanların bu konularda cezalandırılması doğru değil, diplomasi bakımından olgun bir tavır değil. Amerika’nın aldığı karara karşı bir karşılık vermemiz lazımdı, bu karşılığı da anında verdik. Ama bu tür lüzumsuz konuların iki müttefik ülkenin gündeminde olmaması gerektiğini düşünüyoruz ve bu konuyu da karşılıklı anlayış içinde aşabileceğimizi düşünüyoruz.

Diğer konuda ise, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi yanlış hesap yaptı ve tavsiyelerimizi dinlemedi. Oysa biz bugün karşılaştıkları sorunların olabileceğini kendilerine söylemiştik, Erbil’e gittiğim zaman Barzani’ye bizzat ben söyledim. Fakat bu hesap tabi ki Bağdat’tan döndü, daha fazla kazanım elde edeceğini düşündü olmadı. Kürtleri birleştireceğini düşündü, tam tersi Irak’ta Kürtleri maalesef böldü, şu anda büyük bir kaos, karmaşa var. Esasen Erbil’e gittiğimizde de Kürt partilerin çoğunun bu referanduma karşı olduğunu gördük, çünkü hepsiyle tek tek görüşmelerimiz oldu. Diğer taraftan referandumun geçersiz olduğu arazide görülmeye başladı. Kerkük Irak Anayasasına göre Merkezi Hükümete bağlı, burada bir fiili durum yaratmaya çalıştılar, kendilerine göre vali atadılar, kendilerine göre referandumlar yapıyorlar. Esasen anayasaya göre burası Merkezi Yönetimin sınırları içinde. Elbette burada hakimiyetin sağlanması, meşruiyetin sağlanması doğaldır, ama burada yaşayan tüm insanlar da huzur içinde yaşamalı; Kürtler, Türkmenler, Araplar ve diğer etnik unsurlar. Önemli olan buruya huzurun gelmesidir, oldubittilerin olmamasıdır. Biz her zaman söylüyoruz, Irak’ın sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü destekliyoruz, attığımız ve atacağımız adımlarda da Bağdat’ın kendi attığı adımlar ve bize yönelik talepleri, bizden talepleri, istekleri her zaman kriterdir, kriter olacaktır, bundan sonra da böyle olacaktır. Bağdat’la da temaslarımız devam ediyor, önümüzdeki süreçte ziyaretler ne tarafta olacak, kim gelecek, kim gidecek, bunları da sizlerle paylaşacağız.

Çok teşekkür ediyorum.