Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Mülakat, 30 Haziran 2016, Brüksel

SUNUCU- İyi günler, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri 5 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’e yapmış olduğu ziyaretten itibaren yeniden ivme kazandı. Bu ivme sürecinin en önemli, en somut unsuru bugün yaşandı, Avrupa Birliği Türkiye’yle 16. faslı müzakereye açtı. 33 numaralı fasıl ile mali unsurlarla ilgili müzakereler resmen başladı.

Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri nereden geldi ve nereye gidiyor? Bundan sonra önümüzde gerek Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri, gerekse NATO zirvesi, Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantıları gibi önemli konular var, bu dönemde neler ele alınacak? Konuğumuz bu konudaki en yetkili isim. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte Brüksel’de Avrupa Birliği liderlerinin bulunduğu binadaki stüdyodayız.

Efendim, hoşgeldiniz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoşbulduk, iyi yayınlar.

SUNUCU- Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerine girmeden önce İstanbul’da meydana gelen terör saldırısıyla ilgili olarak bugün hükümetlerarası konferansta çok anlamlı bir olay yaşandı. Önce onunla, 1 dakikalık saygı duruşuyla başlamak istiyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, bugün Avrupa Birliği, Hollanda Dönem Başkanlığı ve Komisyon Türkiye’yle bir dayanışma örneği gösterdi ve toplantıya saygı duruşuyla başladık. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz.

Terörle mücadelede Avrupa Birliği’nden beklentilerimizi hem toplantıda, hem de basın toplantısında dile getirdik. Özellikle terör, teröristler ve terör örgütleri konusunda ayrım yapılmaması gerektiğini, Avrupa ülkelerinin de terörle mücadelede daha kararlı olması gerektiğini vurguladık ve rahatsız olduğumuz bazı çifte standartları da dile getirdik.

Terör saldırısı olduktan sonra gösterilen dayanışmadan memnunuz; ama sadece saldırı olduğu zaman değil, terörle mücadelede de aynı dayanışmayı ve işbirliğini beklemek bizim de hakkımızdır, esasen bu da elzemdir. Bugün değişik isimlerle terör örgütlerinin birbirleriyle bağlantıları var. Bugün PKK’yla DEAŞ terör örgütünün Türkiye’ye eşzamanlı saldırması tesadüf olamaz. Dolayısıyla terör örgütlerinin hepsiyle mücadelede kararlılığımızı göstermemiz lazım. Bu düşüncelerimizi, bu beklentilerimizi bu vesileyle vurguladık. Gösterdikleri dayanışma ve gönderdikleri taziye mesajları için sadece Avrupa Birliği’ndeki değil tüm dünyadaki dostlarımıza bir kere daha teşekkür ediyoruz.

SUNUCU- Şimdi aslında terörizmin tanımının Avrupa Birliği’yle Türkiye arasında görüş ayrılığına neden olduğunu düşünebilirdik, ama gördük ki İstanbul’daki bu eylemden dolayı birleştiren bir unsur oldu.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Doğru, birleştiren bir unsur oldu. Ama biraz önce söylediğim gibi, esasen terörle mücadelede de birleşmemiz gerekiyor. Terörün tanımıyla ilgili maalesef bugün dünyada kabul edilmiş uluslararası bir tanım yok, her ülkenin terörle mücadelede de farklı uygulamaları var. Örneğin bazı Avrupa Birliği ülkeleri tüm ülkede olağanüstü hal ilan ettiler, bazı kanunlarını gözden geçirdiler, daha katı kanunları getirmeyi değerlendiriyorlar. Biz bu kadar saldırıya rağmen olağanüstü hal ilan etmedik, bazı şehirlerde sokağa çıkma yasağı ilan ettik ki şehirlerde yaşayan, o mahallelerde yaşayan sivil vatandaşlarımız zarar görmesin. Çünkü PKK’nın böyle bir derdi yok, PKK sivilleri canlı kalkan da yapıyor.

Söylemek istediğim, bugün terörle mücadele ve tanım konusunda Avrupa içinde de farklılıklar var. Terörün uluslararası kabul edilmiş bir tanımı olması lazım ve terör örgütleri konusunda kesinlikle ayrım yapılmaması gerekiyor. İdeolojiye göre, inanca göre, bölgesine göre terör örgütleri arasında ayrım yapılmaz. Bizim en çok rahatsız olduğumuz şey, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde kendi ideolojisine yakın diye, Marksist ideolojiye yakın diye - ateist bir terör örgütü biliyorsunuz, o nedenle camilere ve kiliselere saldırıyor- PKK terör örgütünü terör listesinden çıkarmaya çalışan ve PKK terör örgütüne destek veren siyasi partiler, milletvekilleri, siyasetçiler var. İşte bu kabul edilemez, bizim de altını çizdiğimiz budur.

SUNUCU- Şimdi bu noktadan itibaren aslında, faslın açılışına da geleceğiz ama, terörden bahsetmişken vize muafiyetine değinmek istiyorum. Acaba vize muafiyetinde tek görüş ayrılığı olarak terörizmin tanımı mı kaldı, vize muafiyeti dosyasında bir gelişme yaşanabilecek mi? Avrupa Birliği’ni ikna edebilecek miyiz, onlar bizi ikna edebilecek mi, nedir son durum? Cumhurbaşkanı Ekim’i işaret etmişti.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Vize serbestisiyle ilgili 72 kriterden bize göre 69’unu yerine getirdik, Avrupa Birliği diyor ki 67. 67’yi kabul edelim, çünkü bazılarını kısmen yerine getirdiniz diyorlar. Geri kalan beş fasılla ilgili biz adım atabileceğimizi söyledik, ama bir tanesiyle ilgili, yani terörün tanımı ve terörle mücadele kanunlarıyla ilgili bir adım atmamızın sözkonusu olmayacağını, olamayacağını biz başından beri Avrupalı muhataplarımıza söylüyoruz. Gerek üye ülkelerin liderlerine ve bizim muhataplarımıza, gerekse buradaki komisyon ve konseydeki yetkililere bunları söylüyoruz.

Her şeyden önce, biraz önce de söyledim, her ülkenin farklı tanımı var, dolayısıyla hangi tanıma göre Türkiye’den böyle bir beklenti içindesiniz? Ayrıca, Türkiye terörle ilgili ceza kanunuyla ilgili kanunlarda, birçok kanunda, son 14 yılda dolaylı veya doğrudan çok önemli değişiklikler yaptı. Bu değişiklikleri Avrupa Birliği’nin, Avrupa Konseyi’nin tavsiyelerini dikkate alarak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de kararlarını gözeterek yapmıştır. Bu raporlarda da var. Dolayısıyla şu anda birçok terör örgütüyle aynı anda mücadele ederken, bizden terör kanunu ve tanımıyla ilgili bir adım atmamızı beklemeleri ya da istemeleri her şeyden önce hakkaniyetli değil, yanlış mesaj verir. Bunu anlatmak da zor. Ama ileride iklim müsait olduğu ve terör bittiği zaman biz bunları tekrar gözden geçiririz. Zaten bu anlamda da Avrupa Konseyi’yle aramızda Adalet Bakanlığı ve Avrupa Konseyi’nin birlikte çalıştığı bir gayriresmi çalışma grubu var; biz bu çalışma grubunu tekrar hareketlendirdik ve grubun son toplantısı 2 hafta önce yapıldı. Dolayısıyla bu konudaki işbirliğimiz ve görüşmelerimiz zaten devam ediyor. Hangi adımları atarız, hangi adımları atamayız, bunları biz değerlendiriyoruz. Ama böyle çok rijit bir yaklaşımı ve baskıyı da kabul etmemiz mümkün değil.

Bu konuda Avrupa Birliği anlayış gösterirse diğer 4 kriterle ilgili hangi adımları atacağımızı kendi aramızda görüştük. Avrupa Birliği Bakanımız ve Adalet Bakanımızla birlikle Dışişleri Bakanlığı’nda bir toplantı yaptık ve uzmanlarımızla beraber bu alanlarda atabileceğimiz adımları da belirledik. Avrupa Birliği’nin 2 ve 3 Haziran’da bizim uzmanlarımızla biraraya geldikleri toplantıda dile getirdikleri tavsiyeleri ya da somut önerileri de karşılamış oluyoruz. Ama sadece terör kanunu ve terörün tanımıyla ilgili konularda şu anda adım atmayacağımızı ve atamayacağımızı gayet net ve şeffaf bir şekilde söylüyoruz.

SUNUCU- Şimdi dış politikanın diğer meselelerine girmeden önce Avrupa Birliği, Türkiye’yle bugün 33 numaralı faslı, yani 16. faslı açmış oldu, rakamlarla konuşacaksak aslında yolun neredeyse yarısına geldik. Bundan sonra acaba müzakere süreci nasıl seyredecek? Çünkü Rum Kesimi’nin bloke ettiği, ama belki Kıbrıs sorunu çözülürse blokajın kalkacağı bazı başlıklar var, bir de siyasi engellere takılmış olan bazı başlıklar var. Bundan sonra yine ivmemiz devam edebilecek mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz Kıbrıs’ta bizim AB müzakere sürecimizden bağımsız olarak kalıcı ve adil bir çözüm istiyoruz. Bu konudaki tutumumuz da gayet net, desteğimizi de veriyoruz.

Diğer taraftan, Avrupa Birliği’yle tüm fasılları açabileceğimizi ve tüm fasılların açılış, müzakere ve kapanış kriterlerini yerine getirmeye hazır olduğumuzu da söylüyoruz. Bu aslında bir özgüvenin yansımasıdır. Avrupa Birliği’nden beklentimiz, her zaman şikayet ettiğimiz çifte standarttan uzak durması, Türkiye’ye adil yaklaşması ve müzakerelerin önündeki siyasi engellerin kaldırılmasıdır. Müzakerelerin önündeki siyasi engellerin sebebi biz değiliz. Dolayısıyla biz bir an evvel diğer fasılları da açmaya, müzakere etmeye, kapatmaya hazırız.

Bizim amacımız ne? Tam üyeliktir, tam üyelik için yola çıktık, Avrupa Birliği’yle bu anlamda mutabakat sağladık, dolayısıyla ahde vefa da var. Tam üyeliğin gerçekleşebilmesi için diğer fasılların da hızlı bir şekilde açılması lazım. Kaç yılda 16 fasıl açtık, 16 fasıl yarısı gibi gözükse de geçtiğimiz 10 yıl, 11 yıl içinde 16 faslın açılması esasen Avrupa Birliği’nin müzakere sürecindeki yavaşlığının, çekingenliğinin ve engellerin göstergesidir.

SUNUCU- Şimdi çok hızlı dış politika gelişmeleri yaşandı. İsrail’le bir barış süreci, bir mutabakat var, keza Rusya’yla da öyle. Önümüzde de bir Varşova- NATO Zirvesi var, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oraya katılacak, siz de katılacaksınız. Zirveden ne beklemek gerekiyor? İncirlik Üssü, Suriye ve alınacak önlemler çerçevesinde NATO Zirvesinden Türkiye’nin beklentilerinin ne yönde olması lazım?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Her şeyden önce, NATO’nun daha kararlı olması gerektiğini biz başından beri söylüyoruz. Karşı karşıya kaldığımız sınamalar ve tehditlere karşı NATO’nun kararlı olması lazım. Elbette diyalog önemli, diyalog ve caydırıcılığı birlikte başarmamız lazım.

Diğer taraftan, NATO’nun Türkiye’ye yönelik yükümlülükleri var, aldığı kararlar var ve özellikle füze kalkanı bakımından tüm Türkiye’yi kapsayacak bir şekilde gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz, bu anlamda da NATO’nun yükümlülükleri zaten var.

Diğer taraftan, karşı karşıya kaldığımız özellikle terör gibi sınamalara karşı da NATO’nun daha etkin olması gerekiyor. Bugün NATO Afganistan’da niye var? El Kaide ve Taliban gibi terör örgütleriyle mücadele Afganistan’a destek olmak için biz oraya gittik. Aynı kararlılığı DAEŞ’e karşı da göstermemiz lazım. Suriye ve Irak’ta bunu göstermemiz lazım. Yine Irak’ta ve Libya’da davet ederlerse, Irak’ta böyle bir davet var, yerel güçlerin, yani ulusal güçlerin eğitimi ve donatımı konusunda NATO’nun bir kararı var, bunun da uygulanması lazım.

Her örgütün aslında gücü ve etkisi örgütün genişlemesiyle de orantılıdır. Avrupa Birliği de genişleme sürecini durdurmamalıdır. Genişleme sürecini yavaşlattı, Avrupa içinde diğer sorunlar daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Esasen Avrupa Birliği tüm politikasını, vizyonunu reforme etmeli, yenilemelidir, aynı şekilde NATO da genişlemeye devam etmelidir. Biz Karadağ’ın NATO üyeliğine tam destek verdik ve Meclisimizden de Karadağ’ın NATO üyeliği anlaşmasını en kısa sürede inşallah onaylayacağız, Meclisten geçecek. Fakat Bosna Hersek, Makedonya ve de Gürcistan var, bu üç aday ülkenin de bir an evvel üye olması, üyelik sürecinin tıkanmaması, bu üç ülkenin üyelik arzusunu geri çevirmememiz ve heveslerini kırmamamız gerekiyor. Dolayısıyla genişleme konusunda NATO’nun daha kararlı olması gerektiğini de söyleyeceğiz.

Tabii ki NATO’nun güney ve doğu bölgelerindeki güven artırıcı tedbirleri de mutlaka yerine getirmesi gerekiyor. Dolayısıyla tüm bu düşüncelerimizi Sayın Cumhurbaşkanımız ve Milli Savunma Bakanımızla birlikte NATO Zirvesinde ve katıldığımız toplantılarda muhataplarımıza gündeme getireceğiz.

SUNUCU- NATO Zirvesinde Avrupa Birliği-NATO ilişkileri de bir taraftan ele alınacak, o çerçeveyi değerlendirmenizi istiyorum.

Önemli bir unsur daha var, sormadım belki; İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma ihtimalinin yüksek olmasından dolayı Türkiye’nin AB üyeliği konusunda bugüne kadar çok kesin bir destek veriyordu. Yeni partnerimiz kim olacak? Bizim AB üyeliğimizi destekleyen Hollanda mı olacak, o konuya bir değinebilir miyiz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Esasen Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan birkaç ülke olmuştur, İngiltere ise her zaman üyeliğimize destek veren ülkelerin başında olmuştur. O nedenle biz referandumda İngiltere’nin kalma yönünde bir karar vermesini beklerdik, arzu ederdik, ama halkın kararına da saygı duymamız lazım. Diğer taraftan şu anda AB içinde Türkiye’nin önemini bilen, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yapabileceği katkıları bilen çok sayıda üye ülke var; Orta Avrupa ülkeleri var, İtalya var, Portekiz var, İspanya var, İskandinav ülkeleri var, Hollanda var, çok sayıda ülke var. Dolaysıyla tek tek müttefik arama yerine ilkeler çerçevesinde, prensipler çerçevesinde, hedefler çerçevesinde esasen tüm ülkelerin bu desteği vermesini bekliyoruz. Biz de Avrupa Birliği’ne yapabileceğimiz katkıyı, Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizin bölgeye katkısını gündeme getiriyoruz. Biz Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi ve neden üye olmak istediğimizi hiçbir zaman saklamıyoruz. Ama Avrupa Birliği’nden de beklentimiz; Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yük olmayacağını ve Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu saklamaması, gerçekleri görmesi. Avrupa Birliği küresel bir aktör olmak istiyorsa bunu da başarmalı. Bu, NATO-Avrupa Birliği ilişkileri için de geçerli. Biz NATO-Avrupa Birliği ilişkilerini destekliyoruz ama Avrupa Birliği’nin bu konuda da daha yapıcı olması lazım. Özellikle de NATO’yla anlaşmaya varıldığı gibi, Avrupa Birliği üyesi olmayan müttefiklerin AB’nin karar mekanizmalarında yer almasına izin vermesi lazım. Bugüne kadar Türkiye, NATO içindeki rolümüzün yanında, Avrupa Birliği’nin birçok barış kuvveti dâhil güvenlik politikalarında ve uygulamalarında hep yer almıştır. Ama Türkiye, Avrupa Birliği güvenlik politikaları karar mekanizmalarının içinde engellemeler sebebiyle yer alamamıştır. Biz zaten Mayıs ayındaki son NATO Dışişleri Bakanları Konsey Toplantısında Türkiye-Avrupa Birliği-NATO ilişkileri konusunda gayri resmi bir belgeyi dağıttık ve düşüncelerimizi paylaştık.

Bugün Avrupa Birliği’nin esasen başaramadığı konulardan bir tanesi de güvenlik politikasıdır. Kendi güvenlik politikası, güvenlik gücü yok. NATO’ya doğrudan erişimi mi güçlendirelim ya da kendi gücümüzü mü oluşturalım, bu konuda hep kararsızlık olmuştur. Ama geldiğimiz noktada NATO-Avrupa Birliği ilişkileri bölgemizin güvenliği ve istikrarı bakımından da önemlidir.

SUNUCU- Çok kısa kapanışa gideceğiz artık, çünkü vaktimiz kalmadı. Soçi’ye gideceksiniz, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Toplantısı çerçevesinde ne beklemek gerekiyor Soçi’den ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği’nden? Yani Rusya ile Türkiye arasındaki buzlar hakikaten eridi mi, status quo ante Kasım 2015’te miyiz? Çok kısa değerlendirmenizi rica ediyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz uçak düşürme hadisesinden sonra da Rusya’yla olan ilişkilerimizin önemine vurgu yaptık ve bu sorunu aşmak istediğimizi her zaman vurguladık. Üzüntülerimizi belirttik ve istemediğimiz bir olayın gerçekleştiğini de söyledik. Esasen Cumhurbaşkanımızın gönderdiği mektup da bunları içeriyor. Rusya’nın da karşı adım atmasıyla -ki ilişkiler düzelecekse karşılıklı adımlar atmak gerekiyor- olumlu karşılık vermesiyle ve dün Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin’le telefon görüşmesiyle birlikte yeniden normalleşme süreci başladı. Elbette Türkiye-Rusya ilişkileri ticari, siyasi, ekonomik ilişkiler ve bunların hepsi önemli. Turizm ve diğer birçok alanda da işbirliğimiz var, bu konudaki yasakların kalkması da çok önemli. Özellikle Antalya milletvekili olduğum için turizmin önemini ve Türkiye ekonomisine katkısını biliyorum. Rusya’dan gelen misafirlerimizin de Türkiye’de ne kadar mutlu olduğunu ve bu kaliteyi hiçbir yerde bulamadığını biliyoruz, bunu bize de anlatıyorlar.

Diğer taraftan tabii bölgesel konular var, mesela Suriye konusu. Biz Rusya’yla daha önce farklı görüşlerimiz olduğu dönemde bile Suriye konusunda diyaloğu hiç kesmedik ve farklı görüşlerimizi yakınlaştırmak için çaba sarf ettik. Bundan sonraki süreçte de böyle olacaktır. Ateşkesin tam ve kalıcı olarak sağlanması, insani yardımlar ve siyasi müzakereler ve terör örgütleriyle mücadele konusunda zaten koalisyon içinde de Uluslararası Suriye Destek Grubu içinde de önemli çalışmalarımız devam ediyor. Biz başından beri her zaman Suriye’de kalıcı bir çözüm için İran’ın ve Rusya’nın da önemli rol oynaması gerektiğini ve çözümün mutlaka içinde olması gerektiğini söyledik. Bu görüşlerimiz 24 Kasım’dan bu yana yaşadığımız süreçte de hiç değişmedi. Yanlış olduğu zaman tabii ki görüşlerimizi söyledik, eleştirilerimizi yaptık, bu doğaldır. İsrail’le de ilişkilerimizi biz normalleştirdik, çünkü iki şartımızı yerine getirdi. Ama yarın İsrail, Filistin’de, Gazze’de bir saldırı yaparsa, haksızlık yaparsa ya da bu yerleşimleri devam ettirirse biz yine eleştirilerimizi söyleriz, sessiz kalmayız, o başka. Rusya’yla ilgili farklı görüşlerimizi bundan sonra da diyalog yoluyla aşma konusunda çaba sarf edeceğiz. Çünkü yarından itibaren doğrudan bu diyalog tekrar tesis edilmiş olacak. Lavrov’la da tüm bunları, ikili ilişkileri ve bölgesel konuları samimi bir ortamda görüşmeyi umut ediyorum.

SUNUCU- Sorularımızı yanıtladığınız için çok çok teşekkür ederim. Daha çok soru vardı, NATO, Ege’den tutun İsrail’e kadar, ama onu bir sonraki söyleşide umarım değerlendiririz.

Efendim, konuğum Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ydu, kendisiyle hem Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri, ama hem de NATO Zirvesi, Rusya’yla ilişkiler, Karadeniz Ekonomik İşbirliği konularını da ele aldık. Sorular bizden, yanıtları kendisine ait, yorum ise sizlere ait.

Bir sonraki özel röportajda görüşünceye dek hoşça kalın.