Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 06.04.2017

SUNUCU- Merhaba. Türkiye son yıllarda Suriye’deki iç savaşın etkisiyle çok hareketli bir dış politika gündemine sahip. Suriye, Irak ve Ortadoğu bir yana, Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’yle ilişkiler, Rusya’yla yaşanan beklenmedik karşılaşmalar ve taktik ittifaklar zaman zaman dış politikanın enerji grafiğini sürekli yüksek seviyede tutuyor.

NTV özel yayınında bu hareketli gündemin özüne inmeye, karmaşık görünen manzarayı netleştirmeye çalışacağız, bunu da konunun en önemli muhatabı ve yetkili ismi Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’yla birlikte yapacağız. Kendisi yayın konuğumuz efendim.

Çok teşekkür ederiz yayınımıza katıldığınız için.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ederim.

SUNUCU- Sayın Bakan, dilerseniz önce sıcak gündemin manşetleriyle başlayalım, İdlib. İdlib’de bir insanlık trajedisi yaşandı, 100’ün üstünde sivil katledildi ve kimyasal silahların yol açtığı bir katliam bu. Bu katliamın hemen ardından Fransa’nın çağrısıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplandı. Fakat bizim taktik ittifak yaptığımız Rusya, buradan bir karar çıkması ya da soruşturmaya yönelik kararı engelledi. Ve biz Rusya’yla hâlbuki Suriye’de barışın garantörlüğünü, ateşkesin garantörlüğünü üstlenmiş bir ülkeyiz. Siz Rusya’nın bu tavrını ve Suriye’deki İdlib’deki bu son gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Birleşmiş Milletler’de böylesine önemli bir konuda bile, bu kadar insanın öldürüldüğü kimyasal silahın kullanılmasından sonra bile, bir karar alamaması gerçekten Birleşmiş Milletler’in ve Güvenlik Konseyi’nin reformunun ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gösteriyor, o başka bir konu.

Diğer taraftan Suriye’de bu rejim ilk defa kimyasal silah kullanmadı, daha önce de kimyasal silah kullandı ve kırmızı çizgileri aşmıştı. Fakat o zaman da işte Rusya devreye girdi. Buradaki kimyasal silahları temizleyelim, denetleyelim. Birleşmiş Milletler gitti, tamam kimyasal silah kalmadı. Fakat ondan sonraki süreçte de klorin gazı ve diğer varil bombası, açlığa terk edilerek, birçok yöntemle insanlar öldürüldü, vahşice öldürüldü, 1 milyona yakın insanı öldürdü bu rejim. Buna rağmen son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkeler bile bu rejimin geleceğiyle ilgili halk versin demeye başladı. Her şeyi yapmasına rağmen bu rejimi meşrulaştırmak ya da meşruiyetini devam ettirmek için bu kadar esnek davranırsanız, zaten gözünü kırpmadan her türlü yöntemle insan öldürüyor, yine öldürüyor.

SUNUCU- Efendim, bir Astana süreci var Rusya’yla birlikte sürdürdüğümüz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bir Astana süreci var. Şimdi burada Rusya’nın bir kere rejime bu şekilde sahip çıkması son derece yanlıştır. Rusya rejimi destekliyor, rejimin daveti üzerine gitti. Bunu anlayabiliriz. Fakat Astana sürecinin öncesinde biz Ruslarla oturduk, Ruslarla muhalefeti biraraya getirdik, önce Halep’teki insanları kurtardık, onların birçok kısmı İdlib’e gitti…

SUNUCU- Ve Rusya’nın burada katkısı oldu.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii Rusya’nın burada katkısı oldu, Rusya burada sözünü tuttu ve daha sonra bu ateşkesi diğer alanlara da yayalım dedik. Müzakereler oldu, yine rejimle Rusya görüştü, Rusya aynı zamanda Ankara’da bizim de aracılığımızla, bizler de katıldık o toplantılara, muhalif güçlerle görüştüler, gruplarla. Ve en sonunda bir anlayış ortaya çıktı ve ateşkes. İki belge imzalandı. Birisi Astana süreciyle ilgili, birisi ateşkesin diğer çatışma bölgelerine de yayılması. Rejimin imzaladığı belgenin resmi garantörü Rusya oldu, muhalefetin imzaladığı belgelerin garantörü Rusya ile Türkiye oldu. Daha sonra Astana sürecinde, üçüncü Astana toplantısında İran’da resmi olarak rejimin ve diğer rejimin yanında olan grupların garantörü oldu…

SUNUCU- Ateşkesin garantisini üstlendiler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ateşkesi ihlal etmemesi konusunda garantisi oldu. Ateşkesin garantisi, ama kim ihlal edecek? Mutlaka bir taraf. Bu anlaşmaya göre rejim ateşkesi ihlal etmiştir. Rejimi destekleyen Hizbullah ve diğer gruplar da. Ve sürekli ihlaller oldu. Biz Ruslara defalarca söyledik. Eskiye göre durum çok iyi, ama ihlaller olmaya devam etti. O nedenle üçüncü Astana toplantısına muhalif grup gitmedi. Şimdi ise rejim bu sefer kimyasal silah kullandı ve tüm dünyanın kırmızı çizgilerini bir daha aştı. Rejimi destekleyebilirsin, ama böyle bir insanlık suçunu desteklemek doğru olmaz, arkasında duramazsın. Bunun arkasında duran herkes bu suça ortak olur, susan da suça ortak olur. Burada yüzlerce insan gördünüz işte, tüm hayvanlar, keçi-kuzu, neyse, kuşlar hepsi telef oldu gitti, 100’den fazla kadın-çocuk çırpına çırpına öldü, bunlar can değil mi? Bunlar için belki bu canların önemi yok, ama bunlar insan. O yüzden böyle bir uygulamanın arkasında durmak, kim durursa dursun ciddi bir hatadır, vahim bir hatadır, doğru da değildir.

SUNUCU- Görünen o ki İdlib şu anda Esad rejiminin öncelikli hedefleri arasında, yani burada zaman zaman çatışmalar meydana geliyor, bombardımanlar yapılıyor ve son gördüğümüz gibi bir kimyasal silah saldırısı var. Önümüzdeki dönemde buradaki sivillere yönelik saldırılar artabilir diye bir endişe taşıyor musunuz? Bu insanların özellikle Hatay’a doğru, Türkiye’ye doğru itilmesi, sürülmesi eğer gündeme gelirse, Türkiye’nin böyle bir krize hazırlığı var mı, bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz Türkiye olarak her türlü krize hazırız, bu önemli değil. Ama önemli olan nedir? Şu ateşkes sürecinde bile siyasi çözüm mü istiyorsun, askeri çözüm mü istiyorsun? İnsanların buraya İdlib bölgesine gitmesine izin veriyorsunuz, bazı diğer bölgelerde de göçe zorlandı, ve burada toplandıktan sonra buraya saldırmaya başlıyorsunuz. Bu nereye kadar gidecek? Siyasi çözüm olacak mı, insani durumlarda biz gereğini yapıyoruz zaten, yaparız da. Oradaki insanlara da yardım gönderiyoruz. Başka ülkeler veya uluslararası kurumlar, kuruluşlar yardım etmiş-etmemiş biz bakmıyoruz, biz elimizden gelen desteği veriyoruz, bunlar insan, bizim de sorumluluklarımız var, bunu yapıyoruz. Ama bizi esas endişeye sürükleyen, buradaki saldırılar devam edecek mi-etmeyecek mi?

SUNUCU- Devam ederse Astana’daki üçlü mekanizma bozulur mu?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Devam ederse Astana’nın da bir anlamı kalmaz, Cenevre’nin de bir anlamı kalmaz. Kimyasal silahların altında müzakere mi yapılır, siyasi müzakere mi yapılır? Zaten saldırılar devam ederken biz muhalefeti ikna etmekte çok zorlandık. Yani haklı noktaları çok, biz ona rağmen “yine de masada olun, söyleyin”. Fakat kimyasal silahların altında anlamlı bir müzakere olmaz, sonuç alıcı bir müzakere de olmaz.

SUNUCU- İdlib’de yaklaşık 3 milyona yakın sivilden söz ediliyor. Bunların Türkiye’ye doğru sürülmesi, itilmesi belki önümüzdeki yazı hepimize zehir edecek. AFAD mesela sınır boylarında özellikle bu bölgede bazı kamplar kurma gibi bir model geliştirmeye çalışıyordu, bir hazırlık o anlamda var mı somut bir şey?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz biraz önce de söyledim, her türlü duruma hazırız, güçlü bir ülkeyiz. Ama mesele bu değil, mesele bunu nasıl durdurabiliriz, buna kafa yoruyoruz, şimdi buna çaba sarf ediyoruz. Bu savaşı nasıl durduracağız, siyasi çözüm nasıl gelecek? İnsani konularda adım atarız, o problem değil. Her türlü hazırlığımız olur, o da problem değil. Fakat nereye kadar sürecek bu, bizim derdimiz başka. Biz 3 milyon insana sahip çıktık, biz sahip çıkıyoruz, başkaları yardım etti-etmedi bakmıyoruz, o noktanın üstünde ısrarla soruyorsunuz da, o mesele değil. Bu insanların nereye gittiği de önemli değil. Savaş duracak mı, kimyasal silahları nasıl durduracağız, kimyasal silahların kullanımını; dert bu, bunu durdurmamız lazım. Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil ki bu tüm dünyanın sorumluluğu. İşte Amerika tekrar dedi “kırmızı çizgi aşıldı”, bakalım bundan sonra ne yapılacak? Bu rejim durdurulmadığı sürece ve bu rejimin arkasında bu güçler olduğu sürece bu devam edecek, bunu durdurmamız lazım esas. Biz basit düşünüp de, yani basit değil bu, elbette her şeyin bir külfeti var, ama her şeyi kendi açımızdan hazır mıyız-değil miyiz? Mesele Türkiye’nin hazır olup olmaması değil ki, insanlık gidiyor orada, nesil, 1 milyon insan öldü, onu konuşalım. Türkiye yine elinden geldiği kadar, elinden gelenin hepsini yapar, bu millet de yapar, devlet de yapar; o problem değil. AFAD’ımız bugün dünyanın her yerine insani yardım götürüyor, Kızılay’ımız keza öyle. Burada bizim bir sıkıntımız yok. Sıkıntımız, bu savaş nasıl duracak? Kimyasal silahların kullanılması nasıl engellenecek, bizim derdimiz bu.

SUNUCU- Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz? Yani kırmızı çizgilerin ötesine geçti artık, kabul edilemez bir durum diyor. Sanki Trump Yönetimi bu konuda daha önce göstermediği büyük bir hassasiyetle olaya yaklaştığını gösteriyor. Nasıl buluyorsunuz bu açıklamayı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha önceki yönetim de kırmızı çizgilerin aşıldığını söyledi…

SUNUCU- Adım atamadı, evet.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ama bu sefer sadece ABD değil, yani Trump Yönetiminin bu açıklaması çok önemlidir, anlamlıdır, ama tüm dünya olarak biz buna artık dur dememiz lazım, bunu engellememiz lazım. Bu bakımdan bu açıklamayı, yani kırmızı çizgi aşılmıştır, gereken yapılmalıdır açıklamayı önemli buluyoruz ve destekliyoruz.

SUNUCU- Efendim, şimdi bir başka konuya, yine ama Suriye bağlamında bir başka konuya geçmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı sürekli Menbiç Harekâtının, en azından Fırat Kalkanı Harekâtının sona erdiğini, ama Menbiç, Suriye’nin diğer bölgeleri ve Kuzey Irak’ta bazı yeni harekât planlamalarının olduğunu ve olabileceğini aktarıyor özellikle mitinglerde. Menbiç’e yönelik bir hazırlık içerisinde mi Türkiye ve diğer bölgelerde böyle bir hazırlık var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye için Suriye’den ve Irak’tan kaynaklı tehditler devam ediyor, ülkemizi hedef alıyor. Bunun içinde DEAŞ var, bunun içinde YPG var ve bunun içinde PKK var. Dolayısıyla bu terör örgütlerine karşı bizim mücadelemiz devam edecek. Münbiç’te de olabilir, Suriye’nin diğer bölgelerinde de olabilir. Aynı şekilde Irak’ın Sincar bölgesi de olabilir, diğer bölgelerinde de olacak. Biz Türkiye olarak ülkemize ve vatanımıza, milletimize yönelik tehditleri bertaraf etmek durumundayız. Bunun için de bu bölgelerde de mücadelelerimiz devam edecek.

SUNUCU- Özellikle Menbiç’te hem Amerikan askeri unsurların, hem de Rus askeri unsurlarının bulunduğunu biliyoruz, uluslararası medyaya çok fazla da yansıyor. Böyle bir ortamda Menbiç’e ya da Amerikan askeri unsurlarının bulunduğu bölgeye müdahale zorlu bir komplikasyon ortaya çıkarabilir mi? Türkiye açısından daha Türkiye’yi zorlayacak bir durum ortaya çıkabilir mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bize yönelik bir tehdit varsa, biz bu tehdide yönelik hareket edeceksek, önce dostlarımıza deriz ki; “burada bize tehdit var, siz de buralardaysanız bir kenara çekilin” deriz, dememiz de lazım, genelde de böyle yapıyoruz zaten, her zaman böyle yapıyoruz. O sebeple buradan kaynaklanan, sadece Menbiç odaklı konuşmayın, yani konuşmayalım, Suriye’nin diğer bölgeleri, Afrin bölgesinden de bize saldırılar geldi, üç askerimiz şehit oldu. Yine Tel Abyad bölgesinden, diğer taraflardan Ayn el-Arap bölgesinden teröristler sızıp gelip canlı bombayı patlatıyorlar, YPG kamplarından geliyor. Keza PKK diğer tarafta. Biz, bize yönelik tehditlerle mücadele ederken, teröristlerle mücadele ederken herhalde bizim müttefiklerimiz, dostlarımız kalkan olmaz, olmaması da lazım, biz bunlarla konuşuruz.

Başka garip bir konu, bugün iki süper gücün, Rusya ve Amerika’nın bir terör örgütünü birbirine kaptırmama yarışına girmesidir.

SUNUCU- Yani PYD-YPG…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani YPG-PYD’den bahsediyoruz. Bir terör örgütü üzerinden bile rekabet var.

SUNUCU- Yani paylaşamıyorlar diyorsunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, paylaşamıyorlar. Niye destekliyorsun kardeşim? Ben vermezsem öteki gidecek, öteki de aynı şey; böyle olmaz. Bir terör örgütü üzerinden rekabet mi eder koca koca ülkeler? Terör örgütüyle mücadeleyi beraber yapmamız lazım. DEAŞ’a karşı gelin gücümüzü birleştirelim terör örgütleri üzerinden hesap yapacağınıza, beraber mücadele edelim. Rusya da gelsin, birlikte mücadele edelim.

SUNUCU- Bu çağrıyı daha önce çok sık yaptınız efendim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yaptık.

SUNUCU- Somut herhangi bir cevap alabildiniz mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi görüyoruz işte, rejim DAEŞ’le mücadele mi ediyor? Rejim “terörle mücadele ediyorum” diyerek muhalefete, muhalif gruplara saldırıyor. Diğer gruplar da öyle, İran’ın destekledikleri gruplar. Bunların hiç birisi DEAŞ’la mücadele etmiyor. İşte hava saldırılarının oranına bakın, ne kadar göstermelik DEAŞ’e, ne kadarı ılımlı muhalefete bugüne kadar? Şu ateşkes döneminde de böyle oldu. Oysa ateşkes muhalefetle rejim arasındaki bir ateşkes. Ateşkes DEAŞ’ı El-Nusra’yı kapsamıyor. Onlarla mücadeleye devam ediyor. Ama bakın ihlallere, hepsi muhalif gruplara yönelik rejimin saldırılarına baktığınız zaman.

SUNUCU- Rakka operasyonunda Türkiye’yle … ya da işbirliği konusunda uzun süredir bu tartışma devam etti. Ayak diretiyor görüntüsü var Amerikan yönetiminin özellikle. Bu konuda artık adım atmaktan vazgeçip başka bir model ya da bir yönelim söz konusu olabilir mi Ankara için?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bir önceki yönetim değişti. Bir önceki yönetim Münbiç’te de aynı şey söyledi, YPG’yle buraya girelim, sonra YPG çıkacak dedi. Biz “çıkmaz” dedik. “Biz çıkarırız hemen biter bitmez” dediler. 1 yılı geçti henüz hala oradalar. Neden çıkaramadınız ya da çıkarmak istemediniz? Diyoruz ki, “YPG bir yere giderse, orada DEAŞ’tan nefret ettiği için oraya gitmez, toprak kazanımı için gider kendisine. Suriye’yi bölmek mi istiyorsunuz, sınır bütünlüğünü mü destekliyorsunuz; siz önce bunu bize söyleyin. Ondan sonrasını konuşalım” diyoruz. “Suriye’nin sınır bütünlüğünü destekliyoruz” diyoruz. “Ama Suriye’yi bölmek için alanını genişletmeye çalışan YPG’ye de destek veriyorsunuz”. Yani en son Tillerson geldi, henüz bir karar verilmemiş. Ama tüm seçenekleri, olabilecek seçenekleri değerlendirdik. Onlar kendilerine göre ne görüyor, biz nasıl görüyoruz? Çok açık-somut önerilerde bulunduk. Biz kendi özel kuvvetlerimizin desteği ile o bölgenin insanlarıyla, yani kuvvetlerle DEAŞ’ı her yerden temizleyebiliriz. İşte örneği biz tek başımıza artı Özgür Suriye ordusu 2000 kilometrekareden daha fazla…

SUNUCU- Fırat Kalkanıyla?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Fırat Kalkanıyla temizledik, güvenli bölge oldu. 50 binden fazla, 60 bine yaklaşmıştır. İnsan gitti oraya, döndü, bizden döndü. Esas problem şu: Biz her şeyi açık konuşuyoruz, gizli-saklı konuşmuyoruz. Tabi yönetim değişti, ama arazideki siyasi ve askeri gruplara baktığımız zaman eski yönetimdeki insanlar, eski yönetimi de yani YPG’yle işbirliği yapmamız lazım diye ikna edenler, yani umarım bu yönetim…

SUNUCU- Sahadaki güçler ya da Amerikan yönetiminin askeri unsurları şu andaki Trump yönetimine etki edip biz bu şekilde devam edelim diye ikna ettiler mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayır, öyle söylemiyorum. Burada sahadaki kişiler aynı kişiler, daha önceki yönetime “YPG’nin dışında alternatif yok” diyenler aynı devam ediyor, sahada bunlar var. Dolayısıyla bunlar büyük olasılıkla bu tür çalışmaları da, yani bu tür telkinlerde de bulunuyorlardır. Ama şu anda ABD Yönetimi bize kesin bir karara varmadıklarını söylediler. Değişik alternatiflerden hangisini değerlendirebiliriz, hangisi olabilir? Bu konuların eksisini-artısını biz konuştuk, onların düşüncelerini de aldık. “Ama henüz bizim bir kararımız yok, karar vermedik, sizi dinlemeye geldik. Türkiye ne diyor, bunu dinlemeye geldik”.

SUNUCU- Fakat efendim, Kobani’ye bir askeri üs kurduklarını açıklıyorlar.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Uzun zamandan beri yapıyorlar bunu, yeni değil ki…

SUNUCU- Zırhlı birliklerini oraya naklediyorlar.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Uzun zamandan beri bunu yapıyorlar zaten.

SUNUCU- Yani bir Rakka operasyonu başlamış görünüyor aslında bir taraftan yavaş yavaş.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Rakka operasyonunda kuşatma var.

SUNUCU- Kuşatma başladı…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet. Yeni olay değil, eskiden beri o üs, o pist biliyorsunuz bir önceki yönetim döneminde kuruldu. Hala yani bunlar … karar vermedik derken, YPG’yle ilişkilerini kestiler demiyoruz zaten. Mevcut sahadaki kişiler YPG’yle işbirliğini devam ettiriyorlar. Bizim için Trump Yönetiminin YPG konusunda karar vermesi, hangi yönde karar vermesi; bize söyledikleri kendilerinin “biz henüz kararımızı vermedik”. Ama Menbiç’in etrafını kuşatan gruplara baktığımız zaman, içlerinde Arap da olsa büyük bir bölümü YPG’li. Şimdi ya Rakka’yı YPG’yle aldınız, girdi, ne zaman, ne kadar sürecek? Sonra ne oldu? YPG oradan çıkmayacak. Buranın yüzde 100’ü Arap, içinde Türkmenler de var, ama yüzde 99’u Arap. Yarın burası da YPG kontrolünde diğer Kürtleri de buralara sokmayacaklar. YPG’ye bağlı olmayan iki hafta önce 15 civarında sanırım siyasi Kürt Partisi’ni Suriye’de kapattılar, YPG’ye karşı olan. Onlara yaşam hakkı bile vermiyorlar diğer Kürtlere. Bizim Kürt vatandaşlarımızla veya yurt dışındaki kardeşlerimizle bir sıkıntımız yok, bizim sıkıntımız terör örgütleri YPG, PKK. Niye giriyor Rakka’ya YPG? Oraları kontrol etmek için. Suriye’nin geleceğini riske atıyorlar esasen bu yanlış stratejilerle. Hem terör örgütüyle omuz omuza görünüyorlar. Hem Suriye’nin geleceğini riske atıyorlar. Her bakımdan yanlıştır atılan adım yanlıştır. Eğer bu hatadan dönmezlerse zaten ilişkilerimizi de etkiler, etkiledi çünkü geçmiş dönemde. “Geçmiş dönemin hatalarını anladık” dediler. Anladıysak geçmiş dönemin hatalarını, onları tekrar etmememiz gerekiyor.

SUNUCU- Efendim, Kuzey Irak’ta yeni bir krizle karşı karşıyayız. Gerçi buraya geçmeden önce hemen şunu sormak istiyorum: Tillerson buradan gitti. Hala Türkiye’ye bir cevap bekleniyor değil mi? Yani nihayetinde Washington Yönetiminin Rakka operasyonu konusunda Türkiye’ye bir cevap vermesi gerekiyor. Siz bir beklenti içerisindesiniz değil mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Konuştuk, tabii ki cevap bekliyoruz. Ne yapacağız? Beraber mi yapacağız, onlar YPG’yle mi yapacak, bu kararı görmek isteriz.

SUNUCU- Evet, bu konuda bir açıklama yapmalarını bekliyorsunuz doğal olarak.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bir karar vermelerini bekleriz, böyle ikilem içinde olmaz. Bir karar verecekler bizlerle mi yola devam edecekler, yoksa terör örgütüyle mi devam edecekler; buna karar verecekler. Terör örgütüyle yola devam edeceklerse hayırlı mübarek olsun, onların bileceği iş, biz yokuz öyle şeyde, karşıyız buna.

SUNUCU- Kuzey Irak, Kerkük’te bayraklar çekildi, özellikle tabii Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi bayrağı diyelim, bu bayrak çekildi. Ama tabi oradaki Türkmenler, Araplar çok rahatsız bu durumdan. Bu bayraklar inmezse ne olacak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi esasen bu aslında Barzani yönetimine de, Erbil’e de bir tuzak. Bunlar da bu tuzağa kolay düştüler.

SUNUCU- Barzani’nin haberi olmadan mı yapıldı mı bu girişim?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayır canım, bir tuzak dedim, tuzağa düştüler dedim, haberi olmadan demedim. Yani net konuşurum. Ben hep net net konuşurum. Tuzağa düştüler diyorum, insan haberi olmadığı şeye düşer mi? Haberi yok dersin. Tuzağa düştüler. Esasen bu Erbil yönetiminin, yani Barzani yönetiminin herkesle arasını bozma girişimidir. Bu işin mimarı Talabani’nin partisidir. Oradaki Vali de zaten Talabani’nin partisinden ve tabii etnik şeyi kullanaraktan böyle bir harekette bulundular. Bunlar normal şartlarda birbirlerini yiyorlar. Ve Barzani’ye karşı Talabani’yi destekleyen, kışkırtan ülkeler de var, güçler de var. Goran’ı da Barzani’ye karşı kullanıyorlar. Amaçları ne? Orada kendi alanlarında kavga etsinler, güçlenmesinler; dert bu. Şimdi Bağdat’la arasını bozmak, Türkiye’yle arasını bozmak, her yerle arasını bozmak, daha da zayıflatmak; dert bu. Bu tuzağa Barzani’nin düşmemesi lazımdı. Biz kendilerini uyardık, yanlış yapıyorsunuz, yapmayın dedik. Şimdi yine uyarmaya devam ediyoruz. Tabii Bağdat’la görüştük, Başbakanımız Ebadi’yle görüştü, arkadaşlarımız üst düzey diplomatlarımız muhataplarıyla görüşüyor, Neçirvan’la görüştük, Müsteşarımız Ümit Bey görüştü ve temaslarımız devam ediyor. Büyükelçimizi bölgeye gönderdik ve Kerkük’te Vali dahil herkesle görüşmelerini yaptı-yapıyor. Ve mesajlarımızı net bir şekilde veriyoruz. Yaptıkları işin yanlış olduğunu söylüyoruz ve geri adım atmaları için bu konuda biz de bu işi takip etmeye devam edeceğiz.

SUNUCU- Tabi bayraklar inmezse ne olacak sorusunun yanıtı da herhalde o dönemde, yani bir süreç içerisinde.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette elbette.

SUNUCU- Çünkü siz bir şans da veriyorsunuz, diyorsunuz ki; o bayrakların inmesi konusunda gereken yapılsın.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani yapılan hata varsa, bu hatanın düzeltilmesi için gerekli telkinlerde bulunmakta fayda var.

SUNUCU- Peki, Türkmenlerin güvenliği risk taşıyacak bir duruma gelirse Türkiye burada mesela herhalde sözünü söyleyecektir?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi ki sözümüzü söyleriz. Biz yurt dışındaki soydaşlarımızın da güvenliğinden sorumluyuz, vatandaşlarımızın da, akraba topluluklarımızın da. Bizim sorumluluğumuz sadece Türkiye’nin sınırları içinde yaşayan vatandaşlarımızla ilgili değildir. Elbette bugüne kadar Suriye Türkmenlerini, Irak Türkmenlerini yalnız bırakmadık. O yüzden Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Bey de Ankara’daydı, Başbakanımız da kendisini kabul etti, arkadaşlarımız görüştüler. Her türlü desteği kendilerine vereceğiz.

Bu referandum olayı ise, esasen oradaki yönetimin ya da Meclisin alacağı bir karar değil, referandumla ilgili karar alamaz. Ne yapıyor? Bağdat Yönetiminden referandum yap diye talepte bulunuyor. Yine Araplar ve Türkmenler katılmıyor zaten bu toplantıya. Talepte bulunuyor. Yani talepte bulunması burada referandum yapılacağı anlamına gelmez. Bağdat yönetimi de zaten bunun saçma olduğunu da söyledi, kabul edilemez olduğunu söyledi, biz kendileriyle de görüşüyoruz. O nedenle böyle bir referandum olacağından değil. Ama gerçekten bunu samimi söylüyorum, bir; Barzani yönetimini bu etnik hassasiyeti kullanarak tuzağa düşürüyorlar.

İki; burada Irak şu anda Musul’da ve ötesinde DEAŞ’a karşı ciddi bir mücadele veriyor, biz de bu mücadeleyi destekliyoruz. Ve buradan DEAŞ’la mücadele yapılırken, ülke bu zor süreçten giderken burada oldu-bitti yapılmak isteniyor. Esasen böylesine zor bir süreçte bu adımın atılması son derece yanlıştır. Yani ülke nelerle mücadele ediyor, sen bundan fırsatçılık yapacaksın, başka şey çıkaracaksın. Bu da gerçekten dürüstlüğe de sığmaz. Yani ülkenin başındaki belayı def edeceksin, ülkeden teröristleri temizleyeceksin, ondan sonra oturacaksın herkesle beraber bundan sonra bu ülke için beraber neler yapabiliriz, bunu konuşacaksın. Biz de, nasıl destek verebiliriz, bunu konuşacağız.

SUNUCU- Efendim, çok kısa, tabii nihayetinde Mesut Barzani sık sık uluslararası platformlarda açıklıyor, bağımsız bir Kürt devletinin peşinde olduğunu, nihai hedefinin o olduğunu söylüyor. Çok kısaca böyle bir siyasi yapılanmayı, Kuzey Irak’taki siyasi yapılanmayı bugünden yarına nasıl değerlendirmek lazım? Türkiye nasıl yaklaşıyor?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bir karşıyız. Biz Irak’ın da, Suriye’nin de toprak bütünlüğünü ve milli birlik beraberliğini, bütünlüğünü, ulusal bütünlüğünü destekliyoruz. Böyle ayrı devlet kurmalara da karşıyız; bunu da açık, net bir şekilde söylüyoruz. Bizim Kuzey Irak yönetimiyle bir problemimiz yok, her türlü desteği de veriyoruz. PKK’ya karşı da ortak mücadele de yapıyoruz. Böylesine stratejik adımlar da atıyoruz, ama bunu yapmamız demek, onların yani Irak’ın toprak bütünlüğünü bozacak şekilde adım atmalarını destekleyeceğimiz anlamına gelmez. Bu konuda da çok açık - net söylüyoruz. Bir dost gibi de söylüyoruz. Biz prensipli dış politika izliyoruz. Yani ilkelerimizden vazgeçmeyiz. Bugün Rusya’yla iyiyiz, ateşkesi sağladık gidiyoruz ve Rusya’yla iyiyiz diye Rusya’nın her söylediğine de evet demek durumunda değiliz. Amerika müttefikimiz diye Amerika’nın her kararını da doğru bulacak değiliz. Yanlışsa yanlış olduğunu söyleriz. Irak’ta bu tutumumuzu net bir şekilde, Bağdat’ta da, Erbil’de de açıkça söylüyoruz.

SUNUCU- Efendim, bu faslı şöyle kapamak istiyorum: İran meselesiyle. Sayın Cumhurbaşkanı zaman zaman Irak ve Suriye’deki faaliyetlerine ilişkin veya işte orada oluşturulan bir Şii koridorundan da söz ederek İran’ın bir mezhep politikası uyguladığını ve burada hegemonyasını oluşturmaya başladığını ya da onu kuvvetlendirme gayreti içerisinde olduğunu söylüyor. İran’la ilişkilerimizdeki samimiyet ölçümüz nedir?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Böyle soruları soruyorsunuz soruyorsunuz, sonra cevap verince de ilişkileri bozdu diyorsunuz.

SUNUCU- Peki, o zaman…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sorun sorun, problem yok.

SUNUCU- Ama bir cevabınız olacaktır diplomatik çerçevede.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konudaki bizim tutumumuz, zaten bizim söylemlerimiz gizli-saklı değil, çok açık konuşuyoruz. Ayrıca, bu kanaat sadece Türkiye’de de oluşan bir kanaat değil, herkes bunu görüyor. Yani İran’ın bölgesel politikalarının ne olduğunu herkes biliyor. Biz de İran’a da söylüyoruz, bu politikalarınız yanlıştır. Gelin burada barışı tesis edelim, huzuru tesis edelim, bu ülkelere istikrar getirelim, bu ülkeler bizim komşu ülkelerimiz, kardeş ülkelerimiz burada gizli, farklı ajandalarımız olmasın, buralarda rekabet yapmaya gerek yok, destekleyelim, buraların huzuru, istikrarı bizim için de hayati derecede önemlidir. Böylesine hevesler içine girmeyelim diye söylüyoruz. Ama biz İran’la bu konularda farklı düşünüyoruz doğru, gizli de değil, ama İran’la da ikili ilişkilerimizi geliştirmek için de samimi gayretler sarf ediyoruz. Ve geçen sene İran’la ikili ticaretimizde de önemli gelişmeler oldu. Bazı sorunlar vardı ulaşım dahil birçoğunu çözüyoruz, bazen anlaşmalar imzalıyoruz, ama anlaşmaların uygulanması bayağı bir zaman alıyor bizden kaynaklanmıyor. Yani İran bizim komşumuz yanlış yaptığı zaman yanlış diyoruz, ama İran’a karşı haksızlık olduğu zaman daha önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde olduğu gibi tüm dünyaya karşı da İran’ı destekleyebiliyoruz biz bu kadar açık net tutum sergiliyoruz. Ama yanlış yaptığı zaman da bunu da söylemek bizim görevimiz.

SUNUCU- Bence son derece iyi bir cevap oldu yani zor bir soru değil gibi geldi şimdi bana.

Avrupa’yla ilişkilerimize geleceğim çok fazla zamanımız kalmadı, ama şimdi 16 Nisan’dan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız Avrupa’yla ilişkilerin farklı bir yöne doğru gideceği yönünde mesajlar veriyor, yani yeni bir tür ilişkiye mi gideceğiz Avrupa Birliği’yle?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi esasen Sayın Cumhurbaşkanımız Türk milletinin hissiyatını ve Avrupa Birliği’ne bakışını yansıtıyor, bu kendisinin sadece şahsi görüşü değil. Çünkü Türk milletinin özellikle 15 Temmuz darbe girişimden sonra Avrupa Birliğine bakışı çok değişti. Zaten yıllardır müzakere sürecindeki siyasi engeller ve Kıbrıs’ın arkasına sığınmalar, fasılların askıya alınması, samimi olmayan yaklaşımlar, işte üyelik için sözleşme imzalamamıza rağmen üyelik dışındaki fikirlerin ortaya atılması tüm bunlar gerçekten, ama özellikle ve özellikle 15 Temmuz darbesi sonrası Avrupa Birliğinin tutumu halkımızı Avrupa Birliğinden soğuttu. Biz iktidara geldiğimiz zaman yüzde 80 civarındaydı Türk milletinin Avrupa Birliğine desteği, üyelik sürecine desteği, ama şimdi çok düştü. Bir ara yüzde 20’lere kadar düştü şu anda ne kadar bilmiyorum. Ama görüyoruz ki vatandaştan ciddi bir baskı var durdurun bu süreci diyor. İkide bir Avrupa’dan da böyle tehditvari sözler geliyor ya yok şu olursa durdururuz, bu olursa durdururuz o zaman da millet diyor ki, bunları beklemeyin siz durdurun diyor. Artık Avrupa Birliğinin de bir karar vermesi lazım ne istiyorsun kardeşim oyalama bizi? 60 yıl oyalamışsın bir 60 yıl daha mı oyalayacaksın? Ne içeri gir diyor, ne de kapının önünden uzaklaş diyor. Türkiye böyle muamele yapılacak bir ülke değil ki. Türkiye böyle bir tutumu hazmedecek bir ülkede değil artık. Türkiye artık bunu samimi söylüyorum uyandı. Türkiye artık kendisine güveniyor. Türkiye artık eşit muamele görmek istiyor. Herkesi eşit ortak görüyor, eşit ortak gibi muamele görmek istiyor aksisini kabul edemiyorum.

SUNUCU- Şimdi Avrupa Birliği bir karar verse Türkiye’yle ilgili imtiyazlı ortaklık gibi mesela kartlarını açsa ya da işte tamam bundan sonra farklı bir ilişki biçimi modeli deneyelim dese Türkiye bu konuyu görüşebilir mi sizce?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani şimdi biz Gümrük Birliğini mesela, daha önemli bizim için, güncellemek için çalışıyoruz.

SUNUCU- Çünkü aleyhimize olan çok konu var Gümrük Birliğinin içerisinde.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Avrupa Birliği gelse bize dese ki, ben kardeşim seni kesin almayacağım, 28 ülke var otursunlar karar versinler sizinle ilgili şöyle bir düşünce var, biz önce bakarız bu teklifleri bize uygun mu, değil mi? Önce buna bakarız, ondan sonra buna tavır sergileriz yani varsayımlar üzerinden konuşmak doğru olmaz ama bize yönelik her öneri için, her teklif için geçerlidir benim söylediğim. Önce bize faydası var mı, yok mu? Kayda değer bir şey değilse ben ne oturup bunları müzakere edeceğim. Kayda değer ciddi bir şeyse ben otururum artısını, eksisini konuşurum. Şu bir gerçek ki Avrupa Birliği’ne güven azalmıştır. Sadece bize yönelik tavrından değil, işte Brexit’le İngiltere ayrılıyor, birçok sorunlar var, şu anda Avrupa’yı tehdit eden akımlara karşı güçlü duramıyor. Popülizmin içinde Avrupa Birliği ve değerleri de yavaş yavaş aşınmaya başladı. Şu anda Avrupa Birliği’ne güven de azalıyor zaten nereye gideceği de belli değil, ama bize gelen teklif kimden gelirse gelsin bakarız, kayda değer bir şey mi, ciddi bir şey mi, önemli bir şey mi, ondan sonra evet mi deriz, hayır mı deriz ya da müzakere eder miyiz, etmez miyiz ondan sonra karar veririz.

SUNUCU- Kamuoyunda bir kafa karışıklığı var şöyle: 18 Mart anlaşması bir de mülteci yani geri iade anlaşması, bu anlaşma devam ediyor mu efendim?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU-18 Mart anlaşması devam ediyor, geri kabul anlaşması uygulanmıyor, çünkü vize serbestisi uygulanmadı. Ama mülteci anlaşmasını imzalarken o iki anlaşmayla beraber üçünün birden uygulanması gerektiğini biz mutabakata bağladık Avrupa Birliği’yle.

SUNUCU- Türkiye yükümlülüklerini yerine getirdi ama.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Türkiye mülteci anlaşmasıyla ilgili yükümlülüklerini yerine getiriyor, Avrupa Birliği tamamen getirmiyor. Bizim adalardan geri gönderilen herkesi aldığımız ortada. Bunun karşılığında birebir formül karşılığında yeniden yerleşim tamam bu konuda sıkıntı yok. Yani tüm yükümlülüklerini yerine getirmiyor hepsini yerine getirmiyor demiyoruz, biz ama hepsini yerine getiriyoruz. 3 milyar euro taahhüt etmiştin ne zamana kadar? 2016 sonuna kadar. Şu ana kadar yüzde 25’ni gönderebildi 2017’nin ortasına doğru gidiyoruz. Ayrıca 2017 ve 2018 için ikinci bir 3 milyar euro sözü verdi Avrupa Birliği, sözünde durmadı burada henüz, yükümlülüğünü yerine getirmedi. Ayrıca rakamlar düştüğü zaman gönüllü yerleşime de geçecekti yeniden yerleşime ona da geçmedi.

Yine başka bir konu yeni fasıllar açılacaktı burada da şimdi olumsuz, bak biz yükümlülüklerimizi tamamen yerine getirdik getiriyoruz Avrupa Birliği sadece birebir formülünü işletiyor diğerlerini yerine getirmedi.

SUNUCU- Diğerleri için Türkiye terörün tanımı bir türlü hani halledemedi.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayır o vize serbestisi.

SUNUCU- Vize serbestisi af edersiniz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye, 72 kriter var bize göre 71’ni yerine getirirsin. Avrupa Birliği dedi ki hayır 67, 5 tanesi duruyor. Oturduk konuştuk 4 tanesiyle ilgili bir sıkıntı yok. Terörle ilgili mevzuatlarımızı biz yine Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi tavsiyeleri neticelerinde son 15 yılda çok revize ettik, ama diyoruz ki şimdi biz terörle mücadele ediyoruz hem de her türlüsüyle hepsiyle aynı anda mücadele ediyoruz. Dolayısıyla, biz terörle mücadelede zafiyete düşecek bir değişikliğe gitmeyiz. Bunu Avrupa Konseyine bırakın orada çalışma grubumuz var bunu ileride terör bittikten sonra değerlendiririz görüşmeye devam edelim. Ama 71 kriterin diğer 4 kriteri gerçekleştirebiliriz gelin bunun üzerinden oturalım konuşalım ve sonuca bağlayalım diyoruz. Şimdi bu 4 kriterle ilgili hatta 5 kriterle ilgili son düşüncelerimizi kâğıda döktük 16 Nisan’dan sonra Avrupa Birliğine vereceğiz, ondan sonra bize kararınızı verin. Geri kabulle birlikte bu anlaşmanın yürürlüğe aynı anda girmesi lazım, yani vize serbestisi anlaşmasının. Aksi takdirde 3’ü göç anlaşmasını yaparken onlarla beraber 3’ünü birden uygulamamız gerektiğine yönelik kararımız da var, anlaşmanın doğasında var. Ya üçünü uygulayacağız ya da hiçbiri uygulanmayacak. Bunu söylediğimiz zaman bizi tehdit etme diyorlar, tehdit falan değil, anlaşmanın kendisini söylüyoruz biz. Anlaşma imzalanıyorsa her iki taraf da bunun yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda.

SUNUCU- Efendim NATO ilişkilerine bakacağım, ama birkaç dakikamız kaldı. NATO devriyesi Ege’de devam ediyor. Bu görevin sona ermesi gerektiği yönünde Türkiye karşı tarafa bir telkinde bulundu, bir an önce toparlayın artık diye. Ama NATO devriye gezmeye devam edecek Ege’de herhalde.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Onlar, NATO da ilelebet böyle gitmeyeceğini düşünüyor. Bunun şimdi takvime bağlanması gerekiyor, ne zaman ayrılacak? Esasen burada NATO’nun rolü psikolojik ve biz Ege’de Ege sorunlarına yönelik risk oluşabileceği halde kaçak göç konusunda bir işbirliğimiz olsun diye NATO’nun buradaki faaliyetlerine izin verdik. Şimdi de artık NATO’ya gerek yok, NATO’nun burada faaliyet göstermesine gerek yok zaten rakamlar da düştü, zaten NATO’nun somut olarak deniz üstünde yakalayıp da Yunanistan’a ya da bizi verdiği rakama baktığında kişi sayısı çok düşük yok denecek kadar az. O sebeple NATO’nun burada artık daha fazla kalmasına gerek yok. Bu konuda mutabakat da var, ama tarihini belirleme konusunda görüşmeler devam ediyor.

SUNUCU- Efendim, bitirdik aslında ama kısaca bir soru çünkü kamuoyunda yine bu konuda da bir kafa karışıklığı var. Ege’de 18 adanın ya da Türkiye’ye ait 18 adanın Yunanistan tarafından işgal edildiği ya da asker çıkarıldığı ve işte yerleşime tabi tutulduğu yönünde sürekli bir tezvirat, haberler çıkıyor hakikaten ne oluyor 18 ada?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Net bir şey söyleyeyim, bu adalarda tabi adalar konusunda aidiyeti belli olan adalar var yani bizim olan, Yunanistan’a ait olan adalar da var. Bir de Türkiye’nin bizim dediği, Yunanistan’ın da hayır bizim dediği adalar var, yani aidiyeti belli olmayan, kime ait olduğu belli olmayan adalar bunlar. Ve bu konuda biz iktidara gelmeden önce istikşafi görüşmeler başlatıldı. Bu sorunları nasıl çözeceğiz? FIR Hattı var, bir de karasuları problemi var, anlaşmazlığı var daha doğrusu. Şimdi net bir şey söyleyeceğim, bu adaların fiziki, hukuki statüsünde AK Parti iktidara geldiği günden bu yana hiçbir değişiklik olmamıştır. Tekrar ediyorum hatta sadece AK Parti iktidara geldiği günden bu yana değil, Kardak krizinden sonra 96’dan sonra bu adaların hukuki ve fiziki statüsünde bir değişiklik olmamıştır. Eğer bir şey olduysa da AK Parti iktidara gelmeden önce olmuştur, bu kadar net söylüyorum.

SUNUCU- Efendim çok teşekkür ederim, çok çarpıcı oldu açıklamalar bence, güzel birkaç tane de manşet çıkardık sağ olun.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çıkmıştır zorladınız bayağı daha fazla manşet için ama bugün Dışişleri Bakanı olarak biraz temkinli konuştuk.

SUNUCU- Çok teşekkür ederim yayınımıza katkınız için.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ederim.

SUNUCU- Evet, Türkiye’nin dış politikasına ilişkin son derece önemli hem mesajlarını hem de tabi değerlendirmeleri aldık Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’ndan, Sayın Dışişleri Bakanından. ​

Görüşmek üzere hoşça kalın.