SUNUCU- Ankara’dan iyi günler. Gündemin sıcak başlığı Suriye, Amerika’nın
çekilme kararının ardından süreç nasıl işleyecek? Türkiye’nin Fırat’ın
doğusuna ya da Münbiç’e yapacağı olası bir operasyon öncesi hazırlıklar
neler? Dış politikadaki tüm bu başlıkları Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt
Çavuşoğlu’yla konuşacağız.
Hoş geldiniz efendim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.
SUNUCU- Gerçekten gündemde önemli gelişmelerin olduğu bir dönemde geldiniz
şimdiden teşekkür ediyoruz burada olduğunuz için, hızlıca başlayalım
isterseniz Amerika’nın çekilme kararının ardından gelişmelerle. Şimdi önce
Türkiye bu kararı memnuniyetle karşılamıştı, ama aradan geçen zamanda sanki
farklı sesler de çıkmaya başladı. Son olarak Bolton’un Ankara ziyaretinden
sonra ortaya çıkan tablo sizce nasıl? Amerika kısa vadede bu sözün altını
doldurabilecek mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum. Öncelikle bugün 10
Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, sizi ve tüm çalışan gazetecileri canı
gönülden tebrik ediyorum.
SUNUCU- Teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Esasen bu olayı yani Amerika’nın çekilme
kararına bağlarsak tam olarak izah etmiş olmayız. Bizim uzun süredir
ABD’den YPG, PKK terör örgütüyle angajmanına son vermesini istediğimiz
malumdur. Ve özellikle Münbiç’ten başlanması da ABD’yle aramızda yapılan
bir mutabakat yol haritasıydı 4 Haziran’da onayladık. Eğer bugün bu yol
haritası başarılı bir şekilde Münbiç’te uygulansaydı ki 90 günde
tamamlanması gerekiyordu ve Fırat’ın doğusuna da uygulamaya başlasaydık bu
gelişmeler zaten olmazdı. Bizim burada kaygımız belli, sınırımızın ötesinde
terör örgütü var bu bizim için ulusal güvenlik meselesidir ve Sayın
Cumhurbaşkanımız nihayetinde bu terör örgütü YPG, PYD, PKK neyse hepsi işte
aynı şey. Bu bölgeden çekilmeyi bırakın, ABD tarafından sürekli desteklendi
ve de bize yönelik tehdidini arttırdı. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız da
Suriye’ye yönelik, Fırat’ın doğusuna yönelik harekatı başlatacağımızı
söyledikten sonra ABD çekilme kararı aldı. Ve biz bir taraftan ABD ile bu
çekilmenin koordinasyonunu yapmak istedik onların da talebi arzusu bu
yöndeydi. Bolton’un gelmesi, Pompeo’yla görüşmelerimiz ve Dunford’un burada
olması James Jeffrey’in yine aynı şekilde heyette olması, temasların tüm
gayesi esasen budur.
Diğer taraftan bu süreçte bakıyoruz özellikle ABD’nin güvenlik birimleri
Başkanı bu kararından caydırmaya çalışıyor ve buna da bir kılıf uydurmaya
başladılar. Ne dediler? Türkler Kürtleri katletmesin. Ve son derece yanlış
bir üslup, bizim reddettiğimiz bir üslup. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu
sert bir şekilde biliyorsunuz hem kınadı hem de cevabını verdi. Ve bizler
de muhataplarımıza bu üsluptan rahatsız olduğumuzu söyledik, Bakanlığımız
açıklama yaptı. Şimdi biz Afrin operasyonunu başlattık, kime karşı? YPG’ye.
Neden o zaman ABD böyle bir söylem içine girmedi? Aynı terör örgütü şimdi
niye giriyor? İşte hem çekilme kararı vereceksiniz hem de çekilmemek için
bu sefer Türkiye’de suçlayıcı bahaneler bulmaya çalışacaksınız. Esasen
müttefikliğe sığmadığı gibi rahmetli Demirel derdi, süper güçlerin geri
vitesi olmaz diye onu hatırlıyorum. Yani burada ABD geri vites yapmayı da
öğrenmeye başladı sanırım. Yani bu kadar açık konuşmamız lazım, çünkü
burada özellikle sahadakiler Türkiye düşmanlığını pompalamaya çalışıyorlar
bu bizi rahatsız ediyor. Ama Trump Cumhurbaşkanımızın muhatabı Trump’tır.
Ve Trump iki defa Cumhurbaşkanımıza çekileceğini söyledi, daha sonra
açıklamalarını da yaptı. Dün Pompeo’nun da yine Trump’ın kararı kesindir
demesi de önemlidir.
SUNUCU- Pompeo’nun peki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da Suriyeli
Kürtlerle ilgili bir sorun olmadığını biz de bunun doğruluğundan emin olmak
istiyoruz ifadelerini nasıl karşılıyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu bile haddini aşan bir ifade. Neden?
Defalarca Cumhurbaşkanımız Trump’a söyledi, biz açıklamalarımızda söyledik.
Yine daha önce Pompeo’nun bir açıklamasından sonra Bakanlık açıklamamızda
da bunu vurguladık. Suriyeli Kürtler demek YPG, PKK demek değildir.
Türkiyeli Kürtler demek yine PKK demek değildir. Kuzey Irak’taki Kürtler
demek yine PKK ya da terör örgütleri demek değildir, İran’daki Kürtler PJAK
demek değildir, bunu esasen hepsi çok iyi biliyor. Pompeo da CIA
direktörlüğü yaptı, herkesten daha iyi onun bilmesi gerekiyor. Bunu bile
bile Türklerin biz Kürtlerle bir problemi olmaması lazım sözünü de doğru
bulmuyoruz. Bugüne kadar Kürtlere bizden daha fazla bölgede sahip çıkan
oldu mu? Gerek Irak’ta yaşanan problemler, gerekse Suriye’de. Sayın
Cumhurbaşkanımız bizzat Esat’tan bu krizler başlamadan önce Kürtlerin
haklarını ve kimlik kartlarını vermelerini istemişti ve vermeye de
başlamıştı. Yani Suriye’deki Kürtler bize ne demedik biz, oradaki Kürt
kardeşlerimizin de haklarını her zaman savunduk. YPG’nin sürgünü gönderdiği
yüzbinlerce Türkiye’de Suriyeli Kürt var, onlarla bizim bir problemimiz mi
var Kürtlerle, yok. Bizim problemimiz şu: Bir terör örgütü var ve bu terör
örgütü bize yönelik tehdit oluşturuyor, ABD buna destek veriyor. Bölgemiz
için bir problemse bu terör örgütü şu anda özellikle Arapların ve diğer
etnik grupların ağırlıkta yaşadığı yerleri zorla ABD’nin desteğiyle kontrol
ediyor. Bu da Suriye’nin geleceği için bir risk olduğu gibi bölgemizin
istikrarsızlığı bakımından da çok büyük bir tehlikedir, yani her bakımdan
bu terör örgütünün burada bulunması tehlikedir. Şu anda madem bu haklardan
ABD bu kadar haklar konusunda hassas kendi kontrol ettikleri,
destekledikleri YPG, PKK Süryanilere son günlerde çok baskı yapıyor,
okullarını kapatıyor, bunu ben söylemiyorum Süryaniler söylüyor, Dünya
Aramiler Kongresinin Başkanı söylüyor. Geçen gün bu Yezidi aktivist kadın
biliyorsunuz Doha’da yanıma geldi ve o da önce DEAŞ vardı, şimdi PKK diyor.
Yezidileri zorla bünyesine katıyor, hatta siz oraları bombaladığınız zaman
Yezidileri ön plana atıyorlar Yezidiler ölüyor diyor kendileri saklanıyor
diyor, şimdi bunları niye duymuyorsunuz? Madem bu kadar haklar konusunda
hassassınız bunları niye görmezden geliyorsunuz. Bir terör örgütüyle işte
angajmana girdiğiniz zaman maalesef onun etkisinden de kurtulamıyorsunuz,
yavaş yavaş kontrolüne de giriyorsunuz. Koskoca bir devletin bugün tüm NATO
müttefikliğimize rağmen, tüm bugüne kadar ki iş birliklerimize rağmen bir
terör örgütünün destekçisi gibi konuşması, hele hele çekilmemek için böyle
bahanelere sığınması doğru bir şey değildir. Ve bir devlet bir söz verdiği
zaman bu sözün arkasında durmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan da, Türkiye
Cumhuriyeti de bir söz verdiği zaman arkasında durur. ABD’nin de Münbiç yol
haritasını şimdi bu Münbiç yol haritasının uygulanması konusunda biraz daha
olumlu bakmaya başladılar ve bir an önce bunun uygulanması ve Fırat’ın
doğusundan da YPG’nin tamamen çekilmesi ve özellikle hak etmedikleri
yerleri de kontrol altına almaları yani kabul edilemez. Buraların istikrarı
bakımından da önemli, bizim güvenliğimiz bakımından da önemli, yani son
gelişmeler budur. Yani biz bu işin peşini hiçbir zaman bırakmadık. Bir de
şunu anlamaları gerekiyor: Yani bizim YPG’ye yönelik harekatımız,
operasyonumuz ABD’nin çekilmesine ya da çekilmemesine bağlı değil ki. Böyle
bir karar yokken Sayın Cumhurbaşkanımız Fırat’ın doğusuna da gireceğimizi
ve harekatı başlatacağımızı söyledi, o gün ABD’nin çekileceğini biz de
bilmiyorduk. Yani bunun çekilse de çekilmese de biz ulusal güvenliğimize
tehdit olan bir terör örgütüne karşı ne gerekiyorsa onu yaparız yapmamız da
lazım.
SUNUCU- Sizce çekilecek mi ABD?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi çekilecek diyor, ama sahada
çekilmemesi için çalışanlar var. O günkü telefon görüşmesinden sonra bile
hemen devreye girenlerin olduğunu biliyoruz, zaten söylemlerinde de
görüyoruz. Ama burada Trump’ın verdiği bir ABD Başkanının ve Dışişleri
Bakanının söylemleri ve verdikleri söz bizim için geçerlidir. Bolton orada
bu açıklamayı yapmış, Türkiye’ye gelmeden önce İsrail’de yaptığı
açıklamalar, başkalarının yaptığı açıklamaları görüyoruz ki bunlar pek
çekilme taraftarı değil. Ama burada Trump’ın verdiği söz Cumhurbaşkanımıza
verdiği söz önemli ve bu işin koordinasyonu için çalışmaları başlattık,
tabii ki diğer ülkelerle de bu işin koordinasyonunu yapmamız lazım.
SUNUCU- Geçeceğim onlara da Münbiç’e de geçeceğim ama koordinasyonun içinde
YPG’ye verilen silahların toplanması ve Amerikan üslerinin bölgedeki
üslerin devri de var mı, çünkü Türkiye yerel güçlere bırakılmasını istiyor,
ama buna yanaşacak mı Amerika?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- ABD böyle bir çekilme kararı almadan
önce de bu silahları niye veriyorsunuz diye Sayın Cumhurbaşkanımız gündeme
getirdiği zaman bu silahların seri numaralarını aldık ve bunları geri
toplayacağız dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız siz en iyisi vermeyin dedi.
Irak’ta da geçmişte ABD bu sözü verdi ama toplayamadı dedi. Bizim burada
tecrübelerimiz var, geçmişte ne olduğunu biliyoruz vermeyin
toplayamazsınız. Şimdi de yine o konuda da farklı görüşler var, işte
silahların zaten bir kısmı satıldı, piyasada sattılar. Bir kısmı Türkiye’de
yakalandı, bir kısmı kullanıldı.
SUNUCU- Kandil’e götürüldü.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kandil’e götürüldü, ama DEAŞ’a dahil
herkese de sattılar bu silahları. O yüzden tamamen toplamaları da gerçekçi
değil, ama bu konuda da ABD’nin sözü var.
Diğer taraftan, terörle mücadele konusunda ayrım yapmak da doğru değil.
Yani burada özellikle Trump’ın tweetinde diyor ki, İran diyor DEAŞ’tan
nefret ediyor diyor ve Rusya da nefret ediyor diyor, Türkiye de bizim kadar
olmasa Türkiye de ediyor diyor. O zaman ben de şu soruyu soruyorum: Bugüne
kadar Türkiye’den başka hangi ülke doğrudan DEAŞ’la mücadele etti? Hangi
ülke 4 bin civarında, 4 binden fazla DEAŞ’lı teröristti etkisiz hale
getirdi? Yabancı terörist savaşçıların Türkiye’de yakalanması, ülkelerine
gönderilmesi ve Türkiye’de hapse atılmasından bahsetmiyorum sahada etkisiz
hale getirilen. ABD DEAŞ’la göğüs göğse ne zaman çarpıştı?
SUNUCU- Koalisyonu söyleyebilirler belki.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani Rakka’da gördük, DEAŞ’lıları
otobüslere bindirip onlar gönderdi biz böyle bir şey yapmadık. Biz DEAŞ
teröristlerinin tamamen hepsini sahada temizledik ve etkisiz hale getirdik,
yani bu tür söylemlerin bir faydası yok. ABD çekilme kararı aldı bu işi
koordine etmek istiyoruz burada teröristler çekilme sürecinde boşluktan
faydalanmaması gerekiyor, bu Suriye için önemli, Irak için de çok önemli.
Geçenlerde Irak Cumhurbaşkanı geldi ve bu teröristlerin Irak’a geçmemesi
gerekiyor, Türkiye’ye gelmemesi lazım YPG içinde DEAŞ için de geçerli bu
sadece bir terör örgütü için geçerli değil. Dolayısıyla, bu işi herkesle
koordine edip usulünce ve düzgün bir şekilde ve Suriye’nin toprak
bütünlüğünü muhafaza edecek şekilde başarmamız lazım.
SUNUCU- Üsler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz gayet iyi niyetli bir şekilde ABD’ye
her türlü lojistik desteği de vereceğimizi söyledik, bu işleri beraber
koordine edelim dedik onların da arzusu üzerine. Biz hazırız bu
görüşmelerin amacı da zaten budur.
SUNUCU- Üslerle ilgili bir karar ya da bir yöntem de belli değil o zaman
şimdilik.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Neredeki üslerle ilgili?
SUNUCU- Amerika’nın ve bölgede kurduğu, Suriye içinde kurduğu üslerle
ilgili sayıları 20’ye yaklaşan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Orada üsler konusunda tabii farklı
sayılar var da yani hepsi bizim bildiğimiz bir üs gibi değil kullandıkları,
konuşlandıkları yerler var işte helikopterlerin indikleri, kalktıkları
yerler. Ama tamamen buradan çekiliyorsa zaten ABD buraları da boşaltacak
anlamındadır.
SUNUCU- Kime bırakacak ama mesele…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani kime bırakacak, esasen Münbiç yol
haritasını uygulasaydık yerel halka bırakacaktık yerel halka. Kriter ne?
Demografi. Ne zaman yani hangi tarihe göre demografi? DEAŞ YPG, PKK
gelmeden önce yani bu sorunlar başlamadan önce nüfus oranına bakılır o
oranda yöneticiler belirlenir. Sonra zaten siyasi çözüm olduğu zaman da tüm
bu yapılanmalar merkezi yönetime entegre edilir, tıpkı şimdi Irak’ın
yapmaya çalıştığı gibi.
SUNUCU- Şimdi bu koordine içinde yapılması gerekir bu çekilme sürecinin
diyorsunuz Amerika’yla Türkiye arasında da yani heyetler mi gelip gidecek
nasıl o, belli bir takvim var mı şu an önünüzde?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim şimdi bir de çalışma gruplarımız
var biliyorsunuz. Esasen 8’inde Bolton ve James Jeffrey gelmeseydi bu
çalışma grubu toplantıları Washington’da yapılacaktı diğer çalışma
gruplarıyla beraber konsolosluk işleri ve PKK’yla mücadeleyle ilgili
çalışma gruplarından bahsediyorum diğerleri derken. Bu toplantı sebebiyle
ertelendi, esas çalışma gruplarıyla bunları şekillendireceğiz. Ama diğer
taraftan zaten gerektiğinde Sayın Cumhurbaşkanımız nasıl Putin’le
görüşüyorsa, nasıl üçlü zirve oluyorsa Trump’la da iki defa görüştü,
görüşür. Bizler muhataplarımızla görüşürüz, İbrahim Bey muhatabı Bolton’la
görüşür, yine Pompeo’yla bugünlerde bir telefon görüşmesi yapmayı
düşünüyoruz, bu son gelişmeleri bir gözden geçireceğiz. Ve muhataplarımızla
bunu yürütürken teknik anlamda da işin içinde tabii Milli Savunma Bakanımız
var, askerlerimiz, Genelkurmayımız var, askerlerimiz var, istihbaratımız
var, zaten çalışma grubunun içinde de...
SUNUCU- Herkes muhatabıyla görüşüyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Zaten çalışma grubunun içinde de tüm bu
birimlerden arkadaşlarımız var Dışişleri Bakanlığı’ndan, karşı tarafta da
aynı şekilde muhataplarımız var. Bu çalışma gruplarıyla ve üst düzey
temaslarla bu işi birlikte sürdürmek istiyoruz, ama samimi bir şekilde
samimi bir şekilde ve sözümüzde durarak.
SUNUCU- Belki Amerika’yla ilişkilerin stres testi bu samimiyette geliyor
dayanıyor. Pompeo’nun bölge ziyareti sırasında acaba Türkiye’de kapsamlı
olur mu diye düşünmüştük olmadı. Şimdi bu telefon görüşmesiyle bir iletişim
kuracağımız da ortaya çıkmış oldu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hem Pompeo’nun hem Trump’ın biliyorsunuz
Türkiye’ye gelme sözü var daha önce ben Washington’a gittim. Sayın
Cumhurbaşkanımız da biliyorsunuz 2016 Mayıs’ta gitmişti. Dolayısıyla, şimdi
karşılıklı ziyaret 2017 Mayıs’ta özür dilerim. Karşılıklı ziyaretlerin
olmasında tabii fayda var. En son görüştüğümüzde telefon görüşmesinde de
Sayın Cumhurbaşkanımıza Trump Türkiye’ye gelmek istediğini söylemişti,
tabii bunların zamanlaması ayarlanır. Ama karşılıklı üst düzey ziyaretler
de her zaman sadece sorunların çözülmesi açısından değil de tüm ilişkilerin
içindeki tüm boyutları, gelişmeleri, diğer alanlardaki işbirliği, bölgesel
konular dahil tüm konuları görüşme, masaya yatırma bakımından da faydalı
olur.
SUNUCU- Münbiç’le ilgili daha olumlu gelişmeler var şu anda dediniz, nasıl
bir adım bekliyoruz bundan sonra, yani çekilme sürecinden önce Münbiç’te mi
adım atılıyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet son görüşmede de arkadaşlarımız,
Bakan Yardımcım yine Sedat Bey, İbrahim Bey bu Münbiç yol haritasının
uygulanmasının hızlı bir şekilde uygulanması esasen en sağlıklı yöntem diye
tekrar muhataplarına ilettiler. Münbiç’ten YPG’nin çekilmesi ve Fırat’ın
doğusundan da yine aynı şekilde YPG’nin çekilmesi, Kürtler dahil tüm
halkların orada kalması terör örgütlerinin dışında, DEAŞ’ın dışında en
sağlıklı yöntemdir ve sorunu zaten kökten çözer, bu konuda ABD’yle
mutabıkız. Ve Münbiç yol haritasının son cümlesi diyor ki, Münbiç bittikten
sonra bu yol haritası Fırat’ın doğusuna ve Kuzey Suriye’ye uygulanır diyor.
Dolayısıyla, aramızda var olan bir mutabakatın uygulanmasına, yol
haritasının uygulanmasını istiyoruz, yeniden herhangi bir fikir ortaya
atmış da değiliz esasen fikirler de ortaya çıkabilir, onları da
değerlendiririz, ama var olan bir mutabakattan bahsediyoruz.
SUNUCU- Onun hayata geçmesini şu aşamada beklediğimiz bu. Bu noktada bir
önemli haber, Rusya birliklerinin bu YPG’yle ya da YPG’siz Münbiç’te
devriye gezdiği haberleri yansıdı. Sizin bu konuda elinizdeki bilgiler
neler ve nasıl görüyorsunuz bunu? Oradan biraz Rusya’ya da geçmek
gerekecek.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Münbiç’te kim var? ABD var
Münbiç’in içinde kim var? ABD’nin kontrolünde desteklediği YPG var. Onun
dışında Münbiç’in içinde başka bir unsur yok. Devriyelerimiz var, ortak
devriyeler başladı ve zaten yeni değil. Daha geçen yıldan bu yana da
Münbiç’in etrafında rejim ve Rus unsurları da var ve buralarda bazen
devriye geziyorlar, bazen işte başka şeyler. Yine rejimin Münbiç’e gireceği
yalanını ortaya attılar ve bunun gerçek olmadığını rejim de söyledi, zaten
ABD de bu konuda açıklama yaptı. Buna benzer manipülasyonlar olacaktır, ama
şu bir gerçek: YPG herkesi kullanmaya çalıştı bugüne kadar, Rusya’yı da
kullanmaya çalıştı. Biz Ruslara diyorduk ki, bu YPG sizi kullanıyor. Her
iki tarafta diyordu ki, ben sahip çıkmazsam ABD girecek, ben sahip
çıkmazsam Rusya girecek böyle bir rekabet de vardı. Ama Rusya gerçekleri
gördü, yani YPG’nin gerçek amacının ne olduğunu, Suriye’yi bölmek
istediğini gördü. Ve şimdi YPG yeni müttefikler aramaya çalışacak ABD
çıkarken. Rejimle işbirliği içine girmeye çalışacak bunu da denedi zaten.
Yani Afrin operasyonu zamanında da denedi, İdlib’e girme konusunda bazı
temasları oldu, Cenevre’de yer yer bir araya geliyorlar, karşılıklı
şartları uyuşmuyor o başka bir şey. Rejim de biliyor YPG’nin amacının ne
olduğunu. Dolayısıyla, önümüzdeki süreçte buna benzer ilişkiler girift
ilişkiler olabilir biz bunların hepsine hazırlıklıyız. Bizim bir hedefimiz
var, yani Suriye’de siyasi çözüm istiyoruz, Suriye’de istikrar, barış
istiyoruz, sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü. Ama bir hedefimiz var,
oradaki terör örgütleri YPG, PKK, DEAŞ.
SUNUCU- Fırat’ın doğusuna operasyon için Cumhurbaşkanı Amerika’nın
kararından sonra bunu bir süre erteledik demişti. En son grup toplantısında
çok yakında harekete geçeceğiz ifadesi dikkat çekti. Bu Amerika’nın
inandırıcılığının tabii tartışılması anlamına da geliyor ama kısa bir süre
zarfında geçeceğiz mi biz Fırat’ın doğusu için harekete?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konuda Türkiye kararlıdır Fırat
Kalkanında kararlıydı gerçekleştirdi, Afrin Zeytin Dalı Harekatında
Türkiye’nin kararlılığını herkes gördü, sahada ve masada kararlıyız. Ve
Sayın Cumhurbaşkanımız da bu kararlılığımızın gereği olarak, bir yansıması
olarak zaten Fırat’ın doğusunda da harekatı başlatacağımızı daha önce
açıklamıştı. Şimdi bu kararlılık var, ama zamanlaması nasıl, ne
yapacağımızı tabii ki kararını yine biz veririz, bu konuda da kimseden izin
almayız. ABD çekilirken biz buradan çekiliyoruz, herhangi bir ortalıkta
kargaşa olmasın dediği zaman tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımız aynı zaman da
Başkomutan bir bekleme sürecine geçelim dedi. Ama bu iş uzatılırsa veya
zamana yayılmaya çalışılırsa biraz önce söylediğim gibi yanlış, hatta saçma
gerekçelerle işte Türkler Kürtleri katledecek gibi hiç gerçek olmayan
söylemlerle bu işi savsaklamaya çalışırlarsa o zaman biz de bu kararımızı
uygulamaya koyarız. Bunun da kararını askerlerimizle beraber Sayın
Cumhurbaşkanımız verecek.
SUNUCU- Fırat’ın doğusuna yönelik olası bir operasyon Süleyman Şah
Türbesi’nin bulunduğu bölgeden ve türbenin de aynı zamanda taşınması olarak
başlayabilir mi? Sayın Cumhurbaşkanı önümüzdeki günlerde bu türbenin de çok
farklı bir anlamı olacak demişti bölgeye giden Hulusi Akar’la ve oradaki
askerlerle konuşurken.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konuda gerekli yine açıklamaları
Sayın Cumhurbaşkanımız zamanı geldiği zaman yapar.
SUNUCU- Peki. O zaman bir de İdlib’e bakmak gerekiyor, çünkü o da
bugünlerde gözlerin çevrildiği noktalardan bir tanesi. HTŞ’yle, ÖSO
arasında çatışmaların arttığı, hatta bazı noktalarda ÖSO’nun elindeki
yerleri kaybettiği haberleri var. Bunlara Türkiye Münbiç operasyonu için
hazırlanırken dikkat ve güç dağıtma hamlesi olarak mı bakıyorsunuz? Yoksa
İdlib mutabakatını bozucu bir sürece gidebilir mi bu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani burada terör örgütlerinin olduğu
bir gerçek. Bu terör örgütlerini de İdlib bölgesine biz getirmedik. Bizzat
rejim kuşatılmış bölgeleri ele geçirirken Halep dahil koridorlar açarak
İdlib’e gitmesini özellikle sağladık. Hatta Güneyde Dara’da Ürdün sınırı
yakınlarından teröristleri otobüslerle İdlib’e getirdiler. Daha önce de
söyledim, amaçları neydi? Bu radikal grupların burada olmasını bahane
ederek İdlib’e saldırmak, bunu da yaptılar zaten, İdlib Mutabakatı
imzalanıncaya kadar bunu yapmışlardı. Şimdi bu radikal gruplar tabii bizim
arkadaşlarımızın, sahadaki istihbaratımızın, unsurlarımızın çalışmasıyla bu
silahtan arındırılmış bölgeden çekilmesi söz konusu, bunu da çok büyük
oranda başardık. Ama radikal gruplarla bu işleri yani götürmek her zaman
kolay değil ve burada tabii ki bir de ılımlı muhalefet var onlar radikal
değil ılımlı muhalefet. Ve El-Nusra’ya, DEAŞ’a ve diğerlerine karşı da her
zaman mücadele etmiş. Bizimle beraber de yine Fırat Kalkanında da Zeytin
Dalı Harekatında da mücadele etmişler. Ve bu radikal gruplar bu
gelişmelerden dolayı içeride güç toplamak için bu muhalefete ve diğer sivil
halka da saldırıyor. Ya bu zaten başından beri bir tehdittir, ciddi bir
risktir bunu söylüyoruz. Ve NATO toplantısı dahil tüm platformlarda da
bunları ne yapacağız? Bunların içinde yabancı terörist savaşçılar var.
Biliyorum siz ülkenize almak istemiyorsunuz, ama ne yapacağız, bunun
kararını beraber vermemiz lazım, sizin vatandaşlarınız var burada, yabancı
terörist savaşçılar. Tüm bunları konuşuyoruz, ama sahada işte bu sıkışmadan
dolayı radikal gruplar ılımlı muhalefete karşı bir saldırıya geçti, biz de
gerekli tedbirleri tabii alıyoruz.
SUNUCU- Ama mutabakatın genelini etkilememesi için hem görüşmeler anladığım
kadarıyla devam ediyor, hem de niyetimiz o yönde.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi mutabakatın içinde ne var? İdlib
içinden Rusların ya da rejimin bulunduğu bölgelere tacizin olmaması. Diğer
taraftan bakacak olursak da, rejimin de buraya saldırmaması. Ve bu silahtan
arındırılmış bölgeden de bu radikal grupların çekilmesi ve silahların da
çekilmesi; mutabakat budur. Yolların açılması, ticarete açılması, diğer
unsurlar da var da ortak devreye gezme gibi, ama mutabakatın temel unsuru
nedir onu anlatmaya çalışıyorum. Bu saldırı rejime ya da Ruslara yönelik
bir saldırı değil. Ama bu HTŞ’nin ve El Nusra’nın, diğer radikal grupların,
El Kaide unsurların diğer tarafa saldırması olursa o risk ortaya çıkar. Şu
anda İdlib içindeki bazı çatışmalar bunun durdurulması için de zaten
arkadaşlarımız gerekli adımları attılar, çalışıyorlar. Ve bu mutabakatın
uygulanmasında ufak-tefek zamanlama bakımından gecikme ya da aksaklıklar
olabilir, ama Ruslar da bazen açıklıyorlar, genel anlamda İdlib Mutabakatı,
muhtırası başarılı bir şekilde bugüne kadar uygulandı, uygulanıyor
diyebiliriz.
SUNUCU- HTŞ’nin bu saldırılarını durdurmak için Rusya’yla bir ortak
operasyon, bir hava operasyonu nokta atış şeklinde olabilir mi, Akar-Şoygu
görüşmesini de hatırlatarak sorayım?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz sadece Ruslarla değil bu terör
örgütlerine karşı ne yapabileceğimizi, özellikle İdlib bölgesinde neler
yapılacağını herkesle zaten görüşürüz. Gerek olursa bunlar yapılabilir.
Yani terör örgütüne karşı Rusya’yla bugüne kadar sahada işbirliğimiz iyi
diğer ülkelerle olduğu gibi, çünkü terör herkesin ortak düşmanı. Ama o
görüşmelerde teknik olarak ne görüşüldü, ne yapılacak, onları Sayın Milli
Savunma Bakanımıza sorarsak daha detaylı bilgi verebilir.
SUNUCU- Putin-Erdoğan görüşmesi ne zaman olacak, o da bu ay içinde
bekleniyordu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İki görüşme planlanıyor; bir ikili
görüşme, bir de biliyorsunuz Soçi’de başlayan üçlü zirve. Yani Soçi formatı
ya da Astana formatı da diyebiliriz buna, ama ilk defa Soçi’de başladığı
için Soçi formatı diyoruz. Önce Soçi’deydi, sonra biz evsahipliği yaptık,
Ankara’da Sayın Cumhurbaşkanımız evsahibiydi. Sonra Tahran’a gittik, şimdi
tekrar sıra Rusya’da ve önümüzdeki haftalarda bu üçlü zirveye evsahipliği
yapmak istediklerini Ruslar bize de, İran’a da bildirdiler. Tarihler
üzerinde arkadaşlarımız çalışıyorlar.
SUNUCU- Üçlü zirve, liderlerin katılacağı üçlü zirve.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii.
SUNUCU- O zaman Putin-Erdoğan görüşmesi, o özel görüşme ya planlanıyor, ya
bunun içinde…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Arkadaşlarımız bunların detaylarıyla
ilgili zamanlamasıyla ilgili çalışmaları yapıyorlar. Ruslardan tarih
teklifleri bekliyoruz, İran da bekliyor, biz de bekliyoruz. Bunları
arkadaşlarımız şu anda sürdürüyor. Rusya’dan gelecek tarih önerileri burada
kriter olacak.
SUNUCU- Amerika’nın çekilme kararından sonra siz Rusya’ya gittiniz, terörle
mücadele ve Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda mutabakata vardığınızı,
daha doğrusu mevcut mutabakatın altını çizdiniz bir kez daha. Amerika
çekilirse, Rusya o bölgede rejimin olmasını istiyor şeklinde haberler de bu
arada basına yansıdı. Bu Türkiye-Rusya ilişkilerini, Suriye’de iyi de
anlaşıyoruz, nasıl etkileyecek, ne olacak?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Rusya’nın ve İran’ın bu
konulardaki tutumu zaten başından beri açık; yani tüm Suriye toprakları
rejimindir. Biz de diyoruz ki, tüm Suriye toprakları Suriye’nindir, doğru.
Sınır bütünlüğü, toplam bütünlüğü bizim için de önemlidir. Ortak
açıklamaların hepsinde de bu zaten vurgulanmıştır. Ama şunu konuştuk ve
hemfikir olduk. Burada ABD çekilirken her şeyden önce ABD’nin eline koz
verecek, çekilmemek için bahane arayan, özellikle sahadaki biraz önceki
güvenlik birimlerinden bahsediyorum. Koz verecek adımlardan da herkesin
kaçınması gerekiyor. Ama bu bizim YPG ile mücadelemizi kapsamıyor, bizim
terörle mücadelemiz başka. Diğer taraftan, bizim de güvenlik endişemizin
olmaması lazım. Yani buralara rejim geldiği zaman YPG’yle nasıl bir
işbirliğine girecek ya da girmeyecek, bunları bilmiyoruz.
Diğer taraftan Suriye’nin de yine biraz önce vurguladığım gibi, sınır
bütünlüğü, toprak bütünlüğü kaygısının olmaması lazım. Zaten bu temel
kriterlerde anlaştıktan sonra, hemfikir olduktan sonra detayları konusunda
aramızda hiçbir zaman sorun olmaz, yani bu anlamda şey yapıyoruz. Zaten
Rusya’nın da özellikle YPG’nin silah bırakması gerektiğini açıklaması,
YPG’nin ne kadar bir tehdit olduğunu gördüğünün bir göstergesidir. Bu
bakımdan biz Rusya’yla da, İran’la da bu süreci yine birlikte koordine
etmek istiyoruz. Moskova ziyaretimiz oldu, İranlılarla görüştük,
görüşüyoruz, temaslarımız devam ediyor. Gerek istihbari düzeyde, gerekse
Zarif’le görüşmelerimizi zaten sürdürüyoruz. Yani Irak var şimdi, Irak’la
da bu işleri koordine etmemiz lazım. Neden? Çünkü o bölgedeki YPG ve
DEAŞ’ın Irak’a geçmemesi lazım biraz önce söylediğim gibi. Ve Irak artık
hükümetini kuruyor ve yeni bir hamleyle bir taraftan Irak’ın yeniden
inşası, diğer taraftan kapasite artırımı gibi, istikrarın güçlendirilmesi
dahil, o konularda da zaten işbirliği yapacağız, Berham Salih’in
ziyaretinde de bunlar konuşuldu.
Dolayısıyla bölgedeki söylemek istediğim ülke ve aktörlerle bu işleri
beraber koordine etmek istiyoruz biz, o zaman riskleri azaltırız, o zaman
siyasi çözüm konusunda daha sağlıklı adımlar atarız, o zaman bölgenin
istikrarına ve Suriye’deki barışa, huzura daha çok katkı sağlarız.
SUNUCU- DEAŞ’la mücadele nasıl olacak, hem lojistik olarak nasıl olacak,
hem de bununla ilgili ne zaman bir somut adım göreceğiz? Halihazırda tabii
devam…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konularda tabii görüşüyoruz, ama
Türkiye tek başına DEAŞ’le mücadele etme kapasitesine sahiptir, kararlılığı
da vardır. Irak’ta da 800’den fazla, bine yakın DEAŞ teröristini etkisiz
hale getirmiştir. Fırat Kalkanı’yla biz DEAŞ’ı nasıl yok ettiysek, Fırat’ın
doğusunda ve diğer bölgelerde kalan DEAŞ…
SUNUCU- Bir YPG bölgesi var ya arada, o yüzden sordum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Onlar lojistik konular, basit şeyler
bunlar, bunlar ayarlanır. Havadan, yerden, karadan… O teknik konulara ben
girmek istemiyorum, arkadaşlarımız daha iyi bilir, ama artık bugünün
imkanlarıyla Türkiye için bunlar zor şeyler değildir.
SUNUCU- Geçelim teknik konulardan birine daha, Patriotlarla ilgili Amerika
Birleşik Devletleri teklifini sundu, şimdi Türkiye’nin nasıl bir adım
atacağı merak ediliyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Patriot konusu sadece teknik bir mesele
değil, siyasi bir mesele haline geldi.
Şimdi ABD Patriotlar konusunda ilk teklifini sundu. Zamanlaması bakımından
da baktığımız zaman, bizim şu anda zaten bu hava savunma sistemlerine
acilen ihtiyacımız var. Yani Rusya’yla yaptığımız bir anlaşmayı savunmak
durumunda değiliz biz, yani onu meşrulaştırma çabasında da değiliz, ama bir
şeyi anlaması gerekiyor, bizim şu anda ihtiyacımız var. Ve ileride Patriot
da alabiliriz eğer şartları bize uyarsa, zamanlaması, yine ortak üretim,
teknoloji transferi, kredi imkanları, bunların hepsi uygun olursa. Bir
ticaret yapıyorsunuz, ama ticarette diğerini iptal et, benden al şartını
artık Türkiye kabul etmez, böyle dayatmaları reddeden bir Türkiye var. Bu
tür dayatmaları hiçbir zaman kabul etmeyen bir Cumhurbaşkanı var, Recep
Tayyip Erdoğan var Cumhurbaşkanımız. ABD’li muhataplarımızla ve
diğerleriyle de bu konuda her zaman şeffaf olduk. Bizim ihtiyacımız var,
sizden istedik, verdiniz mi? Hayır, vermediniz. O zaman ben her yerden
alabilirim. Bunu sadece ben söylemiyorum, NATO Genel Sekreteri de söyledi,
NATO’nun kendisi de söyledi. Zaten bunlar Türkiye’nin kullanabileceği, yani
NATO’ya entegre edilecek sistemler değil. Ve NATO Genel Sekreteri
açıklamasında, müttefikler, NATO üyeleri istediği hava savunma sistemini
veya diğer ihtiyacını istediği yerden alabilir, nokta. Bunun üzerine başka
bir ülkenin bize şart koşması kabul edilebilir bir şey değildir. Zaten
bitmiş bir anlaşma var, bitmese bile biz bu tür şartları kabul etmeyiz ve
biz verdiğimiz sözü hiçbir zaman unutmayız ve imzaladığımız anlaşmalara da
biz her zaman sadığız. Dolayısıyla Rusya’yla zaten bu S400 anlaşması olmuş,
bitmiş bir anlaşmadır, buna kimsenin bir şey söylemeye de hakkı yoktur.
SUNUCU- Patriotla ilgili de teklif elimizde, değerlendiriyoruz…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii şartlar uyarsa, zamanlaması aynı
şekilde. Biraz önce söylediğim gibi, Sayın Cumhurbaşkanımız zaten sürekli
bunları söylüyor, teknoloji transferi dahil, ortak üretim dahil, kredi
imkanları, vadesi, bize teslim süresi, bunların hepsi tabii konuşulacak
konular. Ama biz zaten 1,5 yıl öncesi gönderdiğimiz mektupla da Patriot
savunma sistemini almak istediğimizi resmen ABD’ye bildirdik, bu bizim bir
talebimizdir, arzumuzdur, ama şimdi oturup şartları enine-boyuna
konuşacağız. O konularda anlaşırız, ama S400 şartı koyarlarsa o konuda
anlaşmamız mümkün değil.
SUNUCU- Avrupa Birliği’yle ilişkilerde Romanya’nın Dönem Başkanlığında bir
ilerleme bekliyor musunuz Avusturya’dan sonra?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Avusturya’dan sonra mutlaka daha pozitif
olacaktır, Ocak sonunda bu Gymnich, Gayriresmi Dışişleri Bakanları
Toplantısı düzenlenecek 31 Ocak’ta, bizi de davet ettiler. Bulgaristan
Dönem Başkanlığında biliyorsunuz Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi
gerçekleştirilmişti Varna’da ve son derece faydalı bir görüşme olmuştu,
ilişkilerimize daha pozitif bir atmosferin oluşması için de iyiydi. Ve o
zaman ortaya koyduğumuz bir eylem planı vardı, yol haritası, 2018’de, 19’da
neler yapabileceğimiz, o konularda da epeyce adımlar attık. Yüksek düzeyli
siyasi diyalog toplantıları, ekonomiyle ilgili, enerjiyle ilgili
toplantılar, alt düzey toplantılar, vize serbestisiyle ilgili, göçle ilgili
toplantılarımız, işbirliğimiz, bunların hepsi karşılıklı attığımız adımlar.
Gerçekçi miyiz? Evet, naif değiliz, zorlukları da biliyoruz. Tek başına
Romanya’nın da her şeyi değiştiremeyeceğini biliyoruz, Avrupa Birliğinde
konsensüsle kararlar alır, fakat dönem başkanlığının rolü önemlidir
özellikle bu diyalog bakımından. Ve onlar da Varna’da olduğu gibi bir
Türkiye-AB zirvesi düzenlemek istediklerini geçtiğimiz aylarda bize
söylemişlerdi. Bu bakımdan Romanya Dönem Başkanlığının kesinlikle Avusturya
Dönem Başkanlığından daha iyi geçeceğini söyleyebilirim.
Ama Gymnich Toplantısına Avusturya’ya da gitmiştik, Avusturya Dışişleri
Bakanı da Türkiye’nin önemini bilen bir arkadaşımız ve Türkiye’yi her yerde
de savunan bir arkadaşımız, gerçekçi bir düzeyde, ama tek başına tabii tüm
kararları onun alması da mümkün değil. Ama Romanya Dönem Başkanlığında daha
yoğun bir işbirliğimizin olacağını düşünüyorum her ne kadar bizde seçimler
olsa da.
SUNUCU- Gerçi Avrupa Parlamentosunda da seçim var, ama seçimlerden önce de
açıklanan taslak raporun Türkiye’yle ilgili oylama süreci olacağı
belirtiliyor, burada da müzakerelerin kesilmesine kadar varan ifadeler
vardı, bu nasıl etkiler sizce süreci?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi PKK sempatizanı olan bir
raportörün hazırladığı bir rapordan başka şey beklemeyiz, Kati Piri’den
bahsediyorum. Esasen 81 milyonluk bir ülkenin raportörlüğünü tek kişiye
bırakmaları da doğru değil. Bu açıdan Avrupa Parlamentosu Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisini bana göre örnek alması lazım uygulamalarını. Orada
raportörler eş raportörler oluyor, denetim raportörleri olsun, diğer
raportörler. Neden eş raportör? Farklı ülkeden ve farklı siyasi görüşlerden
olması lazım. İktidar sağ partidense örneğin, sol partiden sol bir raportör
bakıyorsunuz, sadece Türkiye için söylemiyorum, bunu Macaristan için de
söylüyorum, diğer ülkeler için, ideolojilerine kurban gidiyor. O zaman
nasıl dengelersiniz? Farklı siyasi partilerden iki tane, iki raportör, eş
raportör, ko-raportör, o zaman daha dengeli oluyor raporlar. Tabi burada
sekretaryanın rolü de önemli ama, Kati Piri’yle daha önce birkaç defa
görüştüm, görüşmelerimizde söylediklerimizin bir cümlesini bırakın bir
virgülünü bile raporuna yansıtmadı, yani tarafsız değil, objektif değil,
dürüst değil maalesef, biraz ağır ifade oldu ama, bunu da söylemek
durumundayım. Kendisi de özür diledi, dürüst olmadığını da kabul etti,
Elmar Brok’un yanında kabul etti hem de. İkinci geldiği zaman görüşmek
istememiştim. Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Elmar Brok, Ankara
Palas’taydık ve daha girmeden içeride özür dileyerek girdi, dürüst
davranmadığını da söyledi, ama maalesef bu gerçek de değişmedi.
SUNUCU- Bu Terörle Mücadele Yasası kilitlenen noktalardan biri tabii, en
son Reform Çalışma Grubu toplantısı da yapıldı, 72 kriterden 6’sı kaldı
dediniz. Bu kalacak mı, bu konuda bir değişiklik? Türkiye’ye yönelik baskı
da devam ediyor. Türkiye’nin, hayır, ben terörle mücadele ediyorum, böyle
bir değişiklik yapamam tavrı da devam ediyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Reform Eylem Grubunda İçişleri
Bakanlığımız da var ve vize serbestisiyle ilgili toplantımızı da birlikte
koordine ediyoruz, gerek içerideki toplantılarda, gerekse Avrupa Birliğiyle
yine yaptığımız çalışmalarda birlikteyiz. Bu konuda terörle mücadelemizi
zafiyete uğratmayacak şekilde gerekli zaten atılacak adımlar konusunda
İçişleri Bakanlığımız görüşlerini bildiriyor.
Ve Fransa şimdi izinsiz göstericilere karşı bile kanunlarını ve
uygulamalarını katılaştırıyor. Terör saldırılarından sonra gerek Fransa,
Belçika, bazı AB ülkelerinde çıkarılan kanunlara bakın, onlarla
kıyasladığınız zaman bizimki mi daha katı, onlarınki mi daha katı,
kıyaslayın ona göre adım atalım diyoruz; ona da pek yanaşmıyorlar. Genel
bir şeyleri var tipik; biz üyeyiz, siz aday ülkesiniz ya da vize
serbestisini size vereceğiz, dolayısıyla siz bizim yaptığımızı değil bizim
istediğimizi yapmak durumundasınız gibi bir anlayışı biz reddediyoruz.
Sonuçta bu altı kriterde bir uzlaşıya varabilmek için ortak çalışma
gruplarımız var ve ortak çalışma gruplarımız ikişer defa biraraya geldi. Ve
son günlerde bu konuları da müzakere etmeye başladık. Bizim biliyorsunuz
teklifimiz oldu bu konuda şu adımları atarız diye. Avrupa Konseyi devreye
girdi, Terörle Mücadele Kanununu bize bırakın, Türkiye ile biz kendi
aramızda biz bu işi hallederiz, zamana yayarız, zamanı geldiği zaman da
hallederiz, çalışma grubumuz var dedi. O konuda Avrupa Birliği tam bir
karar veremedi, Avrupa Parlamentosu farklı şey söyledi, Komisyon farklı şey
söyledi. Ama Avrupa Birliği genelde Avrupa Konseyinin aldığı kararları
takip eder, Mahkemenin, Venedik Komisyonu veya Parlamenter Meclisin, ama bu
konuda henüz daha bir karar vermedi. Yani eğer isterlerse bu konuları biz
aşarız, samimiyetle aşarız, yeter ki istesinler.
SUNUCU- Bir başka gerilim başlığı da, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz
arama faaliyetleri. Siz dün yeni gelecek platformumuzla beraber Kıbrıs
etrafında kazılara-sondajlara biz de başlıyoruz dediniz. Devam eden de bir
gerilim var, nasıl etkilenecek oradaki tansiyon Türkiye’nin de adımından?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Fatih sondaj gemimiz Alanya-1
bölgesinde sondaj çalışmalarına başladı. İkincisinin, yeni gelecek
platformun bizim münhasır ekonomik bölgemiz, aynı zamanda Kıbrıs’ın da
batısına denk gelecek bölgede sondaja başlaması konusunda Milli Güvenlik
Kurulu toplantısında bu konu da gündeme geldi ve orada da Sayın
Cumhurbaşkanımızın da talimatıyla herkes üzerine düşeni şimdi yapıyor.
Bizim başından beri söylediğimiz nedir? Geçen gün Rum Komiser Stylianides
de Türkiye’ye geldi ve Avrupa Birliği’yle görüşmelerimizde Adanın etrafında
gaz ve petrol rezervleri olduğu söyleniyor, doğru. Her iki halkın da hakkı
var mı? Evet, var; Rum Tarafı da diyor. Bizim de arzumuz, Kıbrıs Türk
halkının buradaki hakların garanti altına alınması. Şimdi bunu yapamayız.
Neden yapamazsınız? Gazı satmaya başladığımız zaman yaparız. O zaman
yapacaksan şimdi niye yapmıyorsun? Şimdi kamuoyu baskısı var. Şimdi kamuoyu
baskısı varsa, o zaman da olacak. Efendim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni
tanıma anlamına gelebilir mi? Biz de diyoruz ki, başka formüller var.
Avrupa Birliği üzerinden olur, şirketler üzerinden olur, devletler arasında
olmayacaksa şirketler üzerinden. Bizim esasen talebimiz gayet meşrudur ve
hiç kimseyi de zora düşürmeyecek bir taleptir. Kıbrıs Türk halkının hakları
garanti altına alınsın ve buralarda hiç gerginlik olmadan bu gaz ya da
petrol ne varsa çıkartılsın, herkesin de ortak bir görüşü var, başka şeyler
konuşuyorlar ortalığı bulandırmak için; Türkiye üzerinden gitmediği sürece
bu fizibıl da değil, çıkarmanın da bir anlamı yok. Dolayısıyla gelin
bunları bu anlayış içinde hep beraber Kıbrıs Türk halkı, Rum tarafı,
Türkiye’nin münhasır ekonomi bölgelerinde bizim haklarımız, hepsi, ortak
yapalım ve Türkiye üzerinden gitsin, herkes kazansın. Kıbrıs Adası da bir
huzur ve barış adası olsun. Bir taraftan Kıbrıs’ta bir çözüm için, tabii
Mayıs’a kadar şu anda bir şey yapmak mümkün değil, ama gayri resmi
görüşmelerimiz devam ediyor. Bizim istediğimizde ne var, ne kötülük var şu
söylediklerimizde? Ama dert başka. Ama biz de buna müsaade etmeyiz diyoruz
ve biz de burada sondaja başlayacağız. Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye’nin
çıkarlarını sonuna kadar koruyacağız; bu da bizim hakkımız.
SUNUCU- Hep tartışılan bir konu, size de soruldu; yeni bir durum var mı,
Kıbrıs’ta bir Türk deniz üssü kurulması tartışılan başlıklardan bir tanesi.
Böyle bir adım atmayı düşünüyor mu Türkiye?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye’nin bir tutumu var; Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Türk halkının haklarını her zaman
koruyacaktır. Ve bu bakımdan da güvenlik ve garantilerle ilgili, yani sıfır
garanti, sıfır güvenlik, sıfır asker gibi düşüncelerden bir an önce
uzaklaşmalarını, hatta rüyaysa uyanmalarını, hayalse bu hayalden
vazgeçmelerini hatırlatıyoruz. Bu esasen onlarla dalga geçmek ya da
gerçekten onları aşağılamak anlamında değil, yani bunun değişmeyen bir
gerçek olduğunu görmeleri ve buna göre ne müzakere edeceksek edelim, bunun
için söylüyoruz.
Tabii Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde üslerle ilgili, askerlerle ilgili
görüşmeler, çalışmalar, bunları da yine Milli Savunma Bakanlığımız,
Genelkurmayımız, Deniz Kuvvetlerimiz, Hava Kuvvetlerimiz, hepsi birlikte
zaten çalışmaları onlar yapıyorlar.
SUNUCU- Peki, çok teşekkürler efendim verdiğiniz bilgiler ve
değerlendirmeler için, sağ olun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ediyorum.
SUNUCU- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Ankara’dan sorularımızı
yanıtladı, iyi günler.