Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 18 Ocak 2018

SUNUCU- Ankara’dan iyi günler.

Tabi hemen başlayacağız, çünkü biliyorsunuz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ayağının tozuyla geldi Ankara’ya, çok önemli görüşleri vardı. SDG’ye yönelik, daha doğrusu YPG-PYD terör ordusu kurulacağı iddiaları, Tillerson ve Mattis’le yaptığı, yani Amerikan Dışişleri Bakanı ve Amerikan Savunma Bakanıyla yaptığıyla yaptığı görüşmeler çok çok önemli, Türkiye’den çok yakından takip edildi.

Sayın Bakan, hoş geldiniz CNN Türk yayınına.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.

SUNUCU- O görüşmelerle başlayalım. Şimdi yaptıkları açıklamalar, sizden öğrendik açıklamaları, bugün basına da yansıdı, böyle bir ordu olmadığını ifade ettiler ama, sizi, Türkiye’yi bu açıklamalar tatmin etti mi? Madem böyle bir ordu yok, neden Amerika Birleşik Devletleri yetkililerine dayanarak o açıklamalar yapılmış, o haberler sızdırılmış? Bu konuda ne söylediler?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öncelikle teşekkür ediyorum.

Amerika’dan gelen açıklamalardan sonra, hem Savunma Bakanıyla, hem de Dışişleri Bakanıyla yaptığımız görüşmelerde duyduğumuz rahatsızlığı çok açık, net bir şekilde dile getirdik. Kendileri gazetelerde çıkan bu haberlere inanmamız gerektiğini söylediler. Ben de gazete haberleri değil, bazı askerlerden gelen açıklamalar olduğunu söyledim.

Esasen bugüne kadar rahatsız olduğumuz konular var, FETÖ’nün elebaşının Amerika’da olması, bugüne kadar taleplerimizin karşılanmaması ve bugüne kadar YPG’yle yapılan işbirliği ve YPG’ye verilen silah. Bunlardan dolayı zaten ilişkilerimizde bir gerginlik var, fakat öyle bir durum, yani sözde bir terör ordusunun kurulması ilişkilerimizde geri dönülmez bir hasar açar ve çok başka bir boyuta gider. Bu çok ciddi bir durum ve halkımız zaten şimdiden tepki göstermeye başladı, bizden bazı taleplerde bulunmaya başladı size yönelik adımlar atmamız için. Dolayısıyla böyle bir şeyin gerçek olmamasını biz de arzu ederiz, fakat eğer böyle bir adım varsa bizim ilişkilerimiz çok farklı bir boyuta gider, bu Cumhurbaşkanımızın da sözü, Başbakanımızın da sözü, en önemlisi de milletimizin sözü. Dolayısıyla bu mesajları net bir şekilde kendilerine verdik.

Savunma Bakanı Mattis, kendisini daha önceden de tanırım, Vaşington’da doğruları söyleyen ilkeli insanlardan bir tanesidir, ona da inanırım, şimdi herkesin hakkını vermek lazım ve kendisine de bunu da söyledim. Ve bizzat bu konuyla yakından ilgileniyorum dedi, yani Türkiye bizim müttefikimiz ve dolayısıyla Türkiye’yi rahatsız bir adım içinde olmak istemeyiz. Aynı şeyi Rex Tillerson da söyledi ve daha sonra Rex Tillerson’dan da biliyorsunuz bazı açıklamalar geldi, işte Türkiye’ye bir açıklama borcumuz var. Aynı şekilde Mattis ve Pentagon da Türkiye’nin endişeleri haklı meşru endişelerdir, dolayısıyla bizim bu endişeleri karşılamamız gerekiyor.

Tüm bu söylemlere rağmen, biraz önce sorduğunuz soruya geleceğim, yani biz halen endişe duyuyor muyuz veya tam olarak bunlar bizi tatmin etti mi? Hayır, tatmin etmedi.

SUNUCU- Orada şunu hatırlatarak belki şey yapayım: Şimdi Pentagon sözcüsü dedi ki, yerel güvenlik güçlerini Amerika eğitiyor, ama amaç DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmaması. Ve sınır gücü değil, geleneksel bir ordu ya da sınır gücü değil, ama bir yandan da, evet, eğitim vermeyi sürdürüyorlar, o zaman niye eğitiyorlar sorusu akla geliyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hani Rakka bittikten sonra ortaklık bitecekti ve silah vermeyeceklerdi? Sadece DEAŞ’a karşıydı? DEAŞ’ı bitirmenin, bugün tekrar ortaya çıkmamanın en kesin garanti çözümü, siyasi çözüme ulaşmaktır. Yani Suriye’de bir siyasi çözüm getirmektir, Suriye’nin sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü korumaktır. Ve şu anda YPG’ye yapılan yatırımlar diyelim, bu yardımlar esasen Suriye’nin sınır bütünlüğünü tehdit etmektedir, böyle bir durumda çatışmalar devam eder, böyle bir durumda yeni terör örgütleri de ortaya çıkar. İşte bakıyoruz El Kaide’ye bağlı terör örgütleri isimlerini değiştirmeye başladı, El Nusra işte Heyeti Tahrir el-Şam diye diğer bazı grupları da yanına alarak isim değiştiriyor. İsminin ne olduğu önemli değil, yarın DEAŞ da ismini değiştirebilir, ama neticede terör devam eder, çatışmalar devam eder, Irak’ta olduğu gibi. Irak’ın bugün yaşadığı durum, esasen karşı karşıya kaldığı durum, Amerika’nın Irak’ta attığı yanlış adımlardır ve Amerika’nın Irak’tan ayrılırken yaptığı daha da büyük yanlışlıklardır bunun sebebi.

DAEŞ nereden çıktı? Önce Irak’ta başladı, oradan Suriye’ye geçti, orada büyüdü, tekrar Irak’a geldi. Dolayısıyla bu adımları eğer devam ettirirlerse Suriye’nin geleceği de riske girer. Doğrudan Amerika’ya yönelik bizim güvensizliğimiz devam ediyor mu? Evet, devam ediyor, çünkü Rakka’dan sonra bize ve Fransa gibi Batı Avrupa ülkelerine, yani koalisyonunun içinde olan, NATO’da müttefik olduğumuz ülkelere verdiği sözü tutmadı, bize Münbiç’te verdiği sözü tutmadı. Ve hemen “immediately” İngilizce, Obama’nın telefonda Sayın Cumhurbaşkanımıza veya toplantılarda bunu söylediği zaman ben de oradaydım, hemen, acil; o zamanki Dışişleri Bakanının verdiği söz de böyleydi, John Kerry. Şimdi Pentagon, Dunford, hepsinin verdiği söz buydu ilgili bizim arkadaşlarımıza, Genelkurmay Başkanımıza, hepimize verdikleri söz buydu. Peki, YPG Münbiç’ten çekildi mi? Çekilmedi. Dolayısıyla biz sonuçta bu son açıklamadan sonra da somut olarak artık Amerika’dan adım görmemiz gerekiyor. Yani öyle söylemeleri veya böyle söylemeleri durumu düzeltmez.

SUNUCU- Tatmin etmedi dediniz, önce oradan devam edelim, o somut adımın ne olduğunu soracağım, çünkü MGK bildirisine de yansıyan bir ifade var.

Şimdi Türkiye’nin bu olası Afrin, Münbiç operasyonu bu açıklamalar sonrasında ertelenir mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayır.

SUNUCU- Bunun bununla bir ilgisi yok. Yani biz açıklama yaptık, ordu kurmuyoruz, o zaman siz de yapmayın derler mi, dediler mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öyle bir şey söylemediler. Biz kendilerine Afrin’e de müdahale edeceğiz ve Fırat’ın doğusunda da, Münbiç’te de, nerede olur olsun bize yönelik tehditlere karşı biz adımlar atacağız ve bu durumda da Amerika gibi bir müttefikimizin bizim kaşımızda olmasını arzu etmeyiz. Zaten Cumhurbaşkanımız çok net mesajlar verdi, aynı şekilde Başbakanımız net mesajlar verdi. Ama doğrudan biz bu mesajlarımızı hem Savunma Bakanı Mattis’e, hem de Dışişleri Bakanı Tillerson’a da, Vancouver’da verdik çünkü Afrin’den bize her gün saldırı geliyor, Türkiye’ye saldırı geliyor. Fırat Kalkanı Bölgesindeki askerlerimize ve oradaki ılımlı muhalefete, Özgür Suriye Ordusu, ki buranın güvenliğini sağlıyor, bizden 70 bin sivil insan döndü, daha fazla, 100 bine yaklaşmıştır. Ayrıca Suriye içinden 150 bin yerinden edilmiş insan bu bölgeye döndü, orada bir yaşam var, buraya saldırıyor. Aşağıda İdlib bölgesinde, çatışmasızlık bölgesidir her ne kadar şimdi bazı ihlaller olsa da, biz buraya gözlemci gönderiyoruz ve buraya yönelik de tacizlerine devam ediyor. Dolayısıyla, üç taraftan bize tacizde bulunan bir terör örgütüne karşı bizim tedbir almamız meşru müdafaa hakkımızdır, uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkımızdır ve biz bu müdahaleyi yapmak durumundayız.

SUNUCU- Belli ki bunu Amerika’ya da söylediniz yani Tillerson ve Mattis’e.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi açık söyledik. Daha önce de zaten DAEŞ biliyorsunuz sınırımızın diğer tarafındayken Kilis’e tacizde bulunuyordu, komşu kasabalara, şehirlere tacizde bulunuyordu. Sadece Kilis’te yanlış hatırlamıyorsam bazıları Suriyeli olmak üzere 24 kişi hayatını kaybetti DAEŞ’in gönderdiği roketlerden dolayı. Dolayısıyla sınırın karşı tarafından gelmesi bu tehdidin bizim oraya müdahale etmememiz, edemeyeceğimiz anlamına gelmez, dolayısıyla biz bunu yapacağız.

SUNUCU- Niye sordum bir şey dediler mi diye, çünkü dünya basınında da Erdoğan ateşle oynuyor gibi yorumlar yapıldığı için acaba hani bir itirazları ya da işte yaparsanız neticesi şu olur gibi bir ifadeleri oldu mu?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dünya ülkelerinin ne dediği bizi ilgilendirmez, çünkü bu tehditle biz karşı karşıyayız. Onların ne kadar umurunda olup, olmadığı da ortada ve onların böyle durumda bize müttefiklerimiz dahil destek verip vermediği de ortada. Dolayısıyla, dünyada ülkeler şu anda biz zaten bu tehditlerle karşı karşıyayız, yaşıyoruz her gün ve o ülkelerin bize hiçbir faydası yok, yarın da hiç olmaz. O yüzden ben kendi tedbirimi kendim almak durumundayım bu tehditleri bertaraf etmek için.

SUNUCU- Sayın Bakan, sonuçta terör örgütüne silah yardımı yapıyorlar hep konuşuldu bu, hep konuştuk. Trump’la, Erdoğan da konuştu göndermeyeceğiz dediler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Söz verdiler.

SUNUCU- Bir o tarihten sonra bugüne kadar geldi mi? 2018 savunma bütçelerinde zaten verecekleri gene ifade edildi. Artı tabi MGK bildirisinde çok net bir ifade var PYD, YPG’ye verilen silahların geri toplanması istendi. Bu talep iletildi mi Amerikalılara, somut adımdan kastınız bu mudur?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Zaten Amerikalıların kendileri bunun sözünü verdiler. Hamburg’da olsun, diğer görüşmelerde olsun, yine geçen sene Mayıs ayında Washington’da Beyaz Saray’daki yaptığımız görüşme olsun ve diğer telefon görüşmelerinde Genelkurmay Başkanlarımızın yani askerler arasındaki görüşmelerde bunlar zaten konuşuldu, kendileri söylediler. Biz verdiğimiz silahların seri numaralarını alıyoruz ve Rakka operasyonundan sonra bu silahları toplayacağız. Bunun pratikte mümkün olmayacağını, Irak’taki örneklerini de vererek Sayın Cumhurbaşkanımız hem Trump’a hem de ilgili kişilere bizzat kendisi de anlattı. Karşılıklı ziyaretlerde ve görüşmelerde biz de anlatıyoruz ve bugün bunun da pratikte uygulanmadığını görüyoruz.

Yani bir kere Amerika gibi bir ülke bir söz veriyorsa bu sözünü tutmalı, aksi takdirde o ülkeye güvenilmez. Yani bu A ülkesi olur B ülkesi olur, hele hele Amerika gibi yani dünyanın önemli güçlerinden birisi olan bir ülke sözünü vermezse, güvenilir bir ülke olmazsa o zaman kim bu ülkelerle yola çıkar? Biz her yerde müttefikiz, NATO’da, diğer uluslararası alanda iş birliğimiz var, tüm dünyada birlikte attığımız adımlar var. Dolayısıyla, ağızdan çıkan söz tutulmalıdır, biz buna inanırız.

Şimdi dünyada mesela herkes seven de sevmeyen de bir şeyi kabul eder, Erdoğan bir söz verdiği zaman tutar. Erdoğan’ı seven de bunu söylüyor, sevmeyen de bunu söylüyor. Bu esasen yani liderlerde ve önemli ülkelerde olması gereken bir özellik. Öyle veya böyle Amerika’nın bize bugüne kadar verdiği sözler var, ama bu sözleri tutmadığını görüyoruz. Şimdi bu konuda bu sözde işte terör örgütünden oluşan kuzey ordu veya sınır ordusu gibi bu konularda biz somut adımları görmek istiyoruz.

SUNUCU- Nedir bu somut adımlar?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Her şeyden önce artık bu terör örgütüyle iş birliği yapmayı ABD’nin bırakması lazım. Şimdi ABD yönetimi bir açıklama yapıyor işte Pakistan diyor teröre destek veriyor diyor Pakistan şöyledir böyledir. Peki, senin yaptığın ne? Sen de bir terör örgütüne destek veriyorsun hem da silah veriyorsun, açık veriyorsun. Yani ben güçlüyüm süper gücüm ben istediğimi yaparım, ama Pakistan daha zayıf ülke o yapamaz böyle bir anlayış olur mu? Önce sen terör örgütüyle bağını bir kes. Efendim falan ülke nükleer silah elde ediyor, etmesin. Sende de var, önce sen bir de ki ben öncülük yapacağım, nükleer silahlardan vazgeçelim. Tüm dünyadaki nükleer silahları yok edelim. Ben süper gücüm adaletli de davranmadığın ortada, terör örgütüyle iş birliği yapan bir ülke yani küçük olsun büyük olsun güvenilir bir ülke olur mu?

SUNUCU- Şöyle net sayabiliyor muyuz yani bir silahları alacaklar, iki iş birliğini tamamen kesecekler, bu madde madde bu mudur, ikisi midir öncelikle?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet. Ve bundan sonra bizim Suriye’de siyasi çözüme odaklanmamız lazım. Yani Amerika bana göre Suriye’nin gerçeklerini ya tam bilmiyor ya da bildiği halde inkar ediyor, Irak’tan bir kere derslerin alınması gerekiyor.

SUNUCU- Burada perde arkasında kafalarında federasyon modeli olabilir mi söylemeseler de önünde. Çünkü gene baktım Tillerson yaptığı açıklamada işte birlikte Suriye, birleşik Suriye, ama Esad da olmamalı gibi mesajlar vermiş, ama belli ki perde arkasında başka bir şey var kafalarında.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Birlikte Suriye ve Esad olmamalı konusunda hemfikiriz, ama biz samimiyiz. Amerika’nın da samimi olduğunu göstermesi gerekiyor, adımlarla göstermesi gerekiyor sözlerle değil.

SUNUCU- Hiç silah geldi mi Trump-Erdoğan görüşmesinden sonra?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha sonra değişik vereceğiz, vermeyeceğiz diye çelişkili açıklamalar geldi. Ama somut silahın geldiğine yönelik henüz bir bilgi bize ulaşmadı, tabi istihbaratımız ve askerlerimizden sahadaki bu gelişmeler konusunda bilgi almamız lazım, güncel bilgi almamız lazım, ama farklı açıklamalar geldi. Vereceğiz vermeyeceğiz, verebiliriz, vermeyebiliriz gibi. Zaten her zaman söylüyorum Vaşington’da sadece bizim değil herkesin yaşadığı sıkıntılardan bir tanesi de bu. Farklı bakanlıklar var, kurumlar var, farklı açıklamalar, farklı söylemler geliyor, aynı yönetim içinde farklı pozisyonlar var, karmaşık bir durum var. Buna diyebilirsiniz ki o ülkenin kendi iç meselesi, fakat bu iç mesele Suriye’deki YPG sorununa kadar ya da başka sorunlara yansıdığı zaman o zaman iç mesele olmaktan çıkıyor hepimizi ilgilendiren bir durum oluyor.

SUNUCU- Şimdi diğer taraftan da tabi bu ordu hikayesinde koalisyon ifadesi kullanıldı ve geçtiğimiz günlerde de Amerika Dışişleri Bakanlığında Suriye toplantısı yapıldı küçük bir grup formatında. Mısır, işte Fransa, İngiltere, Ürdün’ün olduğu da ifade edildi. Yani bir yandan Amerika, ama diğer taraftan da bu ülkeler…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O ertelendi galiba, öyle bir toplantı yapılacak diye…

SUNUCU- Koalisyonun diğer üyelerine Türkiye rahatsızlığını açıkça ifade etti mi bu ordu meselesinde?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim burada muhatabımız ABD’dir. Ama bu konudaki rahatsızlığımızı da herkes biliyor, yani Fransa da biliyor, hatta Boris Johnson’la da, Vancouver’da ayaküstü bir görüşme yaptık. Kendisi de ne oluyor diye bana sordu, izah ettim. Biz bir şey yapabilir miyiz diye sordu. Ben de; yapılacak iş ortada, siz de Amerika’yla konuşun ve bu iş farklı bir boyuta gider, dolayısıyla bu bölgede siz de koalisyonun içindesiniz ve böyle bir durumun oluşmasını siz de arzu etmezsiniz; biz de üzerimize düşeni yapacağız dedi kendisi de.

SUNUCU- Peki, diğer tarafta Afrin konusunda en çok merak edilen Rusya. Şimdi bir son dakika haberi de var, Genelkurmay Başkanı Rus Genelkurmay Başkanıyla görüşmek üzere Rusya’ya gitti diye. Şimdi Rusya biraz daha sessiz duruyor sanki bu konuda. Ve Afrin’de asıl Rus askeri var, hala var mı, çekildiler mi, Rusya ne yapacak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gözlemciler var diyebiliriz az sayıda.

SUNUCU- 100 mü, 200 mü efendim, çeşitli haberler var da o yüzden soruyorum?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tam rakamları ben de bilmiyorum, şimdi yanıltıcı bir bilgi vermek istemem. Çünkü Rusya asker sayısını bazen azaltıyor, bazen çoğaltıyor, son zamanlarda da işte bazı askerleri geri çekti, onları da hatırlayacaksınız, o yüzden son rakamları da bilmiyorum doğrusu. Ama zaten başından beri fazla yok, 100 ile 200 arasında da bir fark yok, hani 1000 mi-2000 mi deseniz tamam da ciddi bir fark olur. Burada gözlemciler var. Fakat biz burada bir müdahale yaptığımız zaman tabii ki bunu koordineli yapmamız lazım. Burada bulunan Rus gözlemcilerin bundan etkilenmemesi lazım, herhangi bir yanlışlık, hata olmaması gerekiyor. Koordinatların iyi belirlenmesi gerekiyor. Biz bugüne kadar özellikle son 1,5 yıldır birçok adımımızı Rusya’yla koordine ettik, bilgi paylaşımı. Rusya çünkü sahada rejimin garantörü, biz muhalefetin garantörüyüz, İran da rejimin garantörü. Dolayısıyla birçok adımı da koordine etmek durumundayız, ediyoruz. Bazı konularda görüş ayrılığımız olsa da, Esad konusunda veya diğer konularda, var, başından beri var, ama bu birlikte çalışmamamızı gerektirmez, birlikte çalışıyoruz. Böyle bir durumda da tabii ki bu işin koordinasyonu beraber yapılır. Tabii şu anda İdlib bölgesinde rejimin sadece ihlali değil ilerlemesi de var, bunların da durdurulması gerekiyor. Soçi meselesi var, Soçi’ye muhalefetin gidebilmesi için bu bölgedeki ihlallerin, ilerlemenin durdurulması gerekiyor. Bir tarafta çatışma varken, diğer tarafta rejimle muhalefetin gerçek anlamda bir müzakere yapması ya da biraraya gelmesi çok mümkün olmaz, gerçekçi değil. Dolayısıyla bunların hepsini Rusya’yla konuşuyoruz, dün Lavrov’la Londra’ya inince telefonda görüştük. Cumhurbaşkanımız geçen hafta Putin’le görüştü. Askerlerimiz ve istihbaratlarımız bu anlamda görüşmelerini sürdürüyorlar. Bizim Bakanlığımız birçok çalışmayı koordine ediyor, o sebepten dolayı da Genelkurmay Başkanımız Moskova’ya gidiyor karşıtıyla görüşmek için.

SUNUCU- Yani hem İdlib var, hem galiba anladığım kadarıyla Afrin’in koordinasyonu var.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hem İdlib, hem Afrin ve Suriye’nin geleceğiyle ilgili atmamız gereken adımlar, hepsini değerlendiriyoruz. Müsteşar Yardımcımız Sedat Bey ön hazırlıklar için Soçi’ye gidiyor, bu Soçi toplantısının hazırlıklarının yapılması için; işte kimler katılacak-kimler katılmayacak veya neler olacak, ne konuşulacak.

SUNUCU- Bu Suriye Ulusal Kongresini mi söylüyorsunuz, bir de üçlü çünkü toplantı bekleniyor, hangisi için dediniz bunu?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Soçi toplantısı var ya rejimle muhalif gruplar arasında.

SUNUCU- Peki, hemen o gelmişken, YPG masada olmayacak değil mi, bu konu da kesin çözüldü.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- YPG masada olmayacak ve YPG’den diğer Kürtlerin de rahatsızlık duyduğunu görüyorsunuz. En son Suriye Ulusal Kürt Koalisyonu da bir açıklama yaptı ve YPG tüm Kürtleri de, diğer Kürtleri de biliyorsunuz sürgüne gönderdi, bizde 300 binden fazla Suriyeli Kürt var, onlar dönemiyorlar bile Suriye’ye. Dolayısıyla Kürtleri temsil edebilecek farklı Kürt gruplar var. Avrupa’da yaşayanlar var, Türkiye’de yaşayanlar var, diğer bölge ülkelerinde yaşayanlar var. Yüksek Müzakere Heyetinin içinde Kürtler var, Suriye Ulusal Kürt Koalisyonu var, var da var. Burada herkes YPG’yi biliyor. Şimdi PKK Türkiye’deki Kürtlerin temsilcisi mi ya da Irak’taki Kandil Dağında veya o bölgede var diye Irak’taki Kürtlerin temsilcisi olarak bir terör örgütünü, PKK’yı görebilir miyiz? Hayır. Veya Sincar’a da biraz terörist gönderdi diye? Bunlar terör örgütüdür. Dolayısıyla tüm Avrupalılara da, dünyaya da bunu anlatıyoruz. Yani siz sadece YPG var zannediyorsunuz, oysa YPG’nin ideolojisini hiç benimsemeyen çok sayıda Kürt gruplar var ve PKK-YPG bunların partilerini bile kapattı. Dolayısıyla Soçi’de Kürtleri, Kürtlerin büyük bir ekseriyetini temsil edecek değişik gruplar var. Zaten bu kişiler ve gruplar konusunda bilgi paylaşımını diğer iki ülkeyle de yapıyoruz, İran ve Rusya’yla yapıyoruz ki zaten Soçi’ye katılacak kişiler ve gruplar üç ülke tarafından istişare edilecek ve birlikte kararlaştırılacak. Daha önce Soçi Deklarasyonunda da biliyorsunuz bu yer aldı.

SUNUCU- Şimdi Rusya’yla görüşmeleri yapıyorsunuz, ama merak ettiğimiz konular şu: YPG konusunda bir yandan onlarla temasta da oldukları için Afrin konusuna karşılar mı, Afrin operasyonuna karşılar mı? Türkiye olası Afrin operasyonunda havayı kullanabilecek mi, yani havadan saldırı yapabilecek mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Afrin operasyonuna Rusların karşı olmaması gerekiyor. Ve burada koordine etmemiz gereken tek şey, biraz önce de söylediğim gibi onların oradaki gözlemcilerinin durumudur ve bir kazanın yaşanmamasıdır.

Tabii biz Suriye’nin, her ne kadar rejimle ilişkilerimiz şu anda iyi olmasa da, yani herhangi bir diplomatik temasımız olmasa da, bağlar kopsa da biz Suriye’nin her zaman sınır bütünlüğü ve toprak bütünlüğünü savunduk ve saygı duyduk. Dolayısıyla hava sahasının kullanılması konusunda Ruslarla da görüşüyoruz, İran’la görüşüyoruz. Hem başka bir ülkenin hava sahası olduğu için, hem de nasıl şimdi İdlib’e gözlemci yerleştirmemiz Astana’da varılan bir mutabakat çerçevesinde olduysa, burada havadan bir müdahale için bizim yine bu koordinasyonu yapmamız gerekiyor.

İkincisi, yine Suriye’de birçok aktör var. Şimdi bu bölgede Ruslar da var, Rusların hava üssü var, dolayısıyla farklı ülkeler, farklı pozisyonlar ve üsler var ve havadan bir müdahale için bu koordinasyonun da iyi yapılması lazım ki bir karşı karşıya gelme durumu olmasın, herhangi bir kaza yaşanmasın. Ve bunları da yine Moskova’da Genelkurmay Başkanımız ve arkadaşlarımız da görüşecekler.

SUNUCU- Şimdi bu operasyonlarla ilgili bu kadar net konuşuyorsunuz, ya da operasyonla ilgili diyeyim, muhalefetten de birtakım eleştiriler geliyor. Mesela CHP’den gelen bölgedeki yapılanmada cansuyunu siz verdiniz, sizden aldı. Salih Müslim’i ağırlayan kimdi diye soruyorlar. Meral Akşener de mesela, davulla zurnayla operasyon yapacağınızı ilan ediyorsunuz, tedbir alınmasını sağlıyorsunuz diyor.

Bir; ne dersiniz bu eleştirilere?

İki; Meclis’te muhalefeti bilgilendirecek misiniz? Ya da siz siyasi partilere gidecek misiniz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bu milli bir meseledir. Türkiye’ye yönelik bir tehdit var. Arzu ederiz ki diğer muhalefet partileri de Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Devlet Bahçeli’nin sergilediği milli duruşu sergilesinler. Bu tehdit sadece bir partiye değil veya Türkiye’de yaşayan farklı değişik etnik gruptan, farklı mezheplerden gelen insanlara değil Türkiye’ye yönelik bir tehdit, Türk milletine yönelik bir tehdit. Elbette bize karşı bir tehdit oluştuğu zaman sesimizi de çıkarırız, müdahale de ederiz, bu hanımefendi bundan niye rahatsız oluyor. Hangi tedbiri alırsa alsın bir terör örgütüyle zaten biz baş edemeyeceksek, o zaman bırakalım gidelim, o zaman biz niye güçlü ülkeyiz, güçlü milletiz diyoruz. Böyle hiç olgunluğa yakışmayacak açıklamaları gerçekten görünce biz şaşırıyoruz.

Diğer taraftan, Ana Muhalefet Partisinin de yapması gereken şey; Türkiye’yi suçlamak değil Türkiye’ye yönelik tehdidi nasıl bertaraf ederiz, hangi adımları atarız, bu konuda devletin yanında olmaktır. Ama o partinin içinde bugün bakıyoruz DHKP-C’li var, PKK sempatizanı var, FETÖ’yle bakıyoruz aynı şekilde ilişkiler iyi, yönlendirme var, dolayısıyla, böyle karmaşık bir partiden de milli bir duruş göremiyoruz maalesef, maalesef göremiyoruz çok üzüntü duyarak bunu söylüyorum. Şimdi burada YPG’ye biz ne desteği vermişiz de böyle saçma sapan bir açıklama yapılıyor. Bizim başından beri YPG’yle ilgili tutumumuz bellidir. Burada bizim dikkat etmemiz gereken bir şey vardır nasıl içeride operasyonlarımızda PKK’ya karşı operasyonlarımızda sivil vatandaşlarımız, Kürt vatandaşlarımız kim olursa olsun zarar görmesin diye dikkat ettiysek yine aynı şekilde Fırat Kalkanı Operasyonu bölgesinde DEAŞ’ı temizlerken oradaki sivil kardeşlerimiz zarar görmesin diye nasıl dikkatli adım attıysak, Afrin’de veya başka bir yerde burada Kürt olsun, Türkmen olsun, Arap olsun bu kardeşlerimizin, sivil insanların zarar görmemesi için dikkatli davranırız, dikkatli davranmak durumundayız bu hassasiyet zaten bizde var, biz bu hassasiyeti gösteriyoruz. Bizim buradaki operasyonumuz Kürtlere yönelik değildir. Bizim müdahalemiz terör örgütüne yöneliktir, bunun ayrımını da çok iyi yapmamız lazım ve sivil halkın zarar görmemesi için de insani yardım başta olmak üzere her türlü tedbiri de almamız lazım ve dikkatli adım atmamız gerekiyor. Bu konularda fikirleri varsa bizimle paylaşsınlar, ama her konuda iktidarın karşısında olalım ne yaparsa yapsın doğru da yapsa milli konu da olsa bu iktidarın yaptığına yanlış diyelim anlayışıyla davranırlarsa böyle saçmalarlar çok af edersiniz öyle, maalesef saçmalıyorlar.

SUNUCU- Operasyon için bir süre var mı Türkiye için, yani şu kadar zamanda planlıyoruz tamamlamayı diye?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunu tabi, yani zamanlaması konusunda söz söylemesi gereken ben değilim, ben Dışişleri Bakanıyım. Burada Milli Savunma Bakanımız var, burada İçişleri Bakanımız var, çünkü sadece asker değil yeri geldiği zaman polisimiz ve jandarmamız da görev alıyor.

SUNUCU- Aynı zamanda ÖSO olacak değil mi herhalde?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, ÖSO olacak, askerlerimiz var, şimdi Genelkurmay Başkanımız var. Dolayısıyla bu arkadaşlarımız hazır oldukları zaman, yani askerimiz her an hazırız biz diyor her zaman biliyorsunuz kahraman askerlerimiz, polisimiz her an hazırlar, ama tabi bunun stratejisi var ve koordinasyonu var, şimdi biraz önce söylediğim gibi havadan olursa, içeriden olursa orada farklı aktörler var, gözlemciler var, Rus askerleri var vesaire. Bunların hazırlıkları yapıldığı zaman gereğini arkadaşlarımız yapar, başlar.

SUNUCU- ÖSO’yla ilgili bir sayı var mı efendim operasyona katılacak rakam belli mi, yani gizli bilgi değilse tabi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani bunlar tabi teknik konular, teknik çalışmaları arkadaşlarımız yapıyor.

SUNUCU- Peki, şimdi Amerika’yla ilişkilerde kritik noktalardan birisi sizin Tillerson’la görüşmenizde gündeme geldi, FETÖ, FETÖ’yle mücadele, Fethullah Gülen’in bir türlü başlamayan iade işlemleri, bu konuda bir açıklama yaptılar mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz yaptığımız görüşmede, bırakın iade işlemlerini, herhangi bir soruşturma bile daha başlatılmadı. Bu terörist başı buradan Türkiye’yi tehdit ediyor, mesajlar göndermeye başlıyor, dolayısıyla, bir soruşturma dahi başlatmadınız biz burada iyi niyet görmüyoruz diye bunları hep söyledik, söylüyoruz.

SUNUCU- Ama herhangi bir adım gene atılmadı anladığım kadarıyla.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu ana kadar herhangi bir adım iadeyle ilgili görmedik. İşte belgeleri inceliyoruz ciddi bir şekilde inceliyoruz gibi açıklamalar geliyor.

SUNUCU- Gelecek heyet vardı gelecek mi 23’ü galiba yanılmıyorsam. Gündemde bu da olacak mı yani vize bitti geri kalan sorun alanları mı geçilecek şimdi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi farklı çalışma gruplarımız var, farklı istişare ettiğimiz konular var. Bunlardan bir tanesi işte yeni oluşturduğumuz çalışma grubu. Hukuki konuları ve konsolosluk konularını bu çalışma grubu değerlendirilecek. Karşılıklı bilgi paylaşımı yapılacak tek taraflı değil. Ve yine terörle mücadele, terörün finansmanıyla mücadele konusunda da istişarelerimiz olacak. Bu ay içinde ve önümüzdeki süreçte Müsteşarlar arasında istişare toplantısı başta olmak üzere Dışişleri Bakanlıkları Müsteşarlarını söylüyorum, iki Bakanlığın Müsteşarları. Birçok alanda istişarelerimiz var, bu konuları görüşeceğiz. Tabi FETÖ ve diğer konuda zaten Adalet Bakanlığımızın çalışmaları var, biz de bu çalışmalara destek veriyoruz. İletmesi gereken belgeleri hem Dışişleri Bakanlığına hem de Adalet Bakanlığına Washington’a da iletiyoruz. Diğer çalışmalarla birlikte koordine ediyoruz.

SUNUCU- Efendim, Rusya, onu da sormak lazım, çünkü çok da merak ediliyor İdlib konusu. Siz rejimin ihlalleri sürüyor dediniz, gözlem noktaları konusunda Rusya’dan hep yapılan açıklamalarda Türkiye’nin bu işi biraz hızlandırması gerektiği mesajı var. Zorlukları neler, şu an rakam hala kaç ne zaman diğerleri tamamlanacak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi üç tane bölgeye gözlemcilerimiz yerleştirildi. Tabi burası kolay bir alan değil çok sayıda sivil var, çünkü birçok kuşatılmış bölgeden İdlib’e doğru koridor açıldı siviller buraya geldi. Fakat başta Halep olmak üzere, hatta İdlib sınırı belli olduktan sonra bir demir yolu biliyorsunuz Halep’ten Şam’a giden demir yolu sınır olarak belirlendi. Bu demiryolunun doğusunda ve diğer yerlerden Guta’dan veya Humus’tan nereden olursa olsun koridorlar açıldı, sadece sivil halkın değil veya ılımlı muhalefetin değil Nusra gibi grupların da bu bölgeye geçilmesine izin verildi. Zaten uzun zamandır ben hep söylüyorum bunun bir amacı da hepsi burada toplansın yarın buralara müdahale etmek için bir bahanemiz olsun, Halep’e de böyle müdahale edildi biliyorsunuz. O nedenle biz zaten Rusya’yı garantör yaptık, İran’ı garantör yaptık, biz de muhalefetin garantörü olduk. Şimdi bu bölgede İdlib’de sadece ılımlı muhalefet ya da sadece siviller yok, burada terör örgütleri de var değişik gruplar var, işte isimlerini değiştiriyorlar ve saha mayınlı bir saha. Yani hem terör örgütlerinin mevcudiyeti bakımından söylüyorum özellikle. Dolayısıyla, burada bazı güvenlik tedbirlerinin alınması gerekiyor ve bu güvenlik tedbirleri alınarak mesafe kat ediliyor, durum budur. Ve daha başka noktalara da tabi gözlemcilerimiz yerleşecek, bunu dün Lavrov’la da görüştük.

Biz hep şunu da söylüyoruz: bu bölgede terör grupları var, ama terör gruplarının nerede yaşadığı belli. Şimdi bunlara yönelik hep birlikte tedbir alalım ve bilgi paylaşımı yapalım, doğrudan bu terör grupları hedef alınsın. Bunlar bahane edilerek hastaneler, okullar ve siviller ya da ılımlı muhalefet vurulmasın. Bazı yerlerde karışık olabilir, daha önce de örneğini verdim, bir aile içinde bir bakıyorsunuz çocuklardan bir tanesi hiçbir şeye karışmamış, bir tanesi ılımlı muhalefetin içinde, bir tanesi de bir terör örgütü mensubu. Şimdi o aileyi gidip hepsini yok mu etmemiz lazım, o terör örgütüne üye olan bir kişi bundan vazgeçmiyorsa onu mu etkisiz hale getirmek lazım? Yani burada dikkatli adım atmak lazım. Bugüne kadar Suriye halkı çok çekti, 1 milyona yakın insan öldü ve 5 milyondan fazla insan ülkenin dışına çıkmak durumunda kaldı ve 11 milyon civarında insan da yerinden edildi, tekrar döndü, tekrar edildi, yani çok ciddi bir durum var. Artık İdlib’de de bu vahşet olursa, bu sefer sadece göç dalgası değil başka dramlar da olur, bunun önüne geçmek için garantör ülkelerle bu işleri konuşuyoruz.

SUNUCU- Geçtiğimiz günlerde Rusya’ya, iki üssüne, İHA’larla saldırı oldu. Putin’le Erdoğan konuştu, Putin’in açıklaması çok netti, Türkiye’nin ilgisi olmadığını ifade etti zaten ama, saldırıyı kimlerin provoke ettiğini, arkasındakileri biliyoruz dedi. Kasıt Amerika Birleşik Devletleri mi, Türkiye’nin elinde böyle bir bilgi var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi elde bir delil, bilgi olmadan herhangi bir ülkeyi suçlamak doğru değil. Ama Putin’in de söylemek istediği şu: şimdi Soçi’den ve Astana’dan rahatsız olan ülkeler var. Biz ise Soçi ve Astana’nın, özellikle Astana’nın Cenevre’yle entegre edilmesini istiyoruz ve Astana’nın tek başına çözüm için bir platform olmadığını başından beri söylüyoruz. Çatışmaların durdurulması, çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması, güven arttırıcı adımların atılması, hastaların ve tutukluların değişimi gibi, muhalefet ve rejim arasında güven artırıcı adımların atılması konusunda önemli bir platform oldu. Ve sahada her ne kadar son günlerde bu ihlaller olsa da 2016’ya göre çatışmaların büyük oranda durduğunu görüyoruz, bunun sebebi Astana’da atılan adımlar. Ama siyasi çözüm olmadan bu adımlar da nereye kadar Suriye’yi götürebilir? Dolayısıyla bu süreçten de rahatsız olanlar var burada olmayan ülkeler. Rusya’nın da sanırım kastettiği bu ve buralarda bu sürecin, Astana ve Soçi’nin bundan sonra devam etmemesi için çatışmaları artırmak, karşılıklı işte provokasyonun olması, dolayısıyla, biraz önce de söyledim, çatışma devam ederken neyi müzakere edeceksin? Dolayısıyla bu süreçlerin öldürülmesi; ama bunlar çok tehlikeli adımlardır. Yani bir yerde biz rejimle muhalif grupları belli noktada anlaştıramazsak siyasi çözüm için, ülke tamamen kaosa gider.

SUNUCU- Son soru, Bağdat, Bağdat ziyaretiniz var bu hafta sonu, pek çok başlık var biliyorum ama, PKK’ya karşı ortak bir operasyon söz konusu olur mu?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İbadi’nin en son ziyaretinde PKK’ya karşı da ortak operasyon konusunda mutabık kalmıştık. Nasıl DEAŞ bir terör örgütüyse PKK da bir terör örgütü ve Irak’ın terör örgütlerinden tamamen temizlenmesi lazım. Irak şimdi bir toparlanma sürecine girdi, bu iyidir, biz de kendilerini destekliyoruz, bundan sonraki süreçte desteğimiz de artarak devam edecek. Irak’ın yeniden inşası için ve kalkınması için de her türlü desteğimizi vereceğiz. Suriye’nin istikrarı ne kadar önemliyse, Irak’ın da istikrarı, güvenliği bizim için o kadar önemli ve kardeş bir ülke; tüm bunları tabi konuşacağız. Önemli olan, bu mutabakatın somut adımlara dönüşmesi ve ben inanıyorum ki Irak’la işbirliği yaparak PKK’yı Irak’tan da temizleyeceğiz.

Şimdi kahraman asker ve polislerimiz nasıl Türkiye içinde önce şehirlerde, şimdi dağlarda inlerde bu teröristleri temizliyorsa, Irak’ta da nerede olursa olsun, ister Kandil’de olsun, ister Süleymaniye bölgesinde bazı şehirlerin içine inmiş olsun, ister Sincar’da olsun temizleyeceğiz, bu konuda da Irak’la mutabakatımız var.

SUNUCU- Çok teşekkür ediyoruz.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çok önemli açıklamalar yaptı CNN Türk ekranlarında.

Yeniden görüşmek üzere, iyi günler.