SUNUCU- Ankara’dan iyi günler. Çok önemli bir konuğumuz var Ankara
stüdyolarımızda ağırlayacağız, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
Efendim, CNN Türk’e hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.
SUNUCU- Böylesine önemli bir gündemin olduğu bir süreçte CNN Türk’ü tercih
ettiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum ve hemen en sıcak başlıktan
başlamak istiyorum. Hafta başında Amerika’daydınız orada önemli
temaslarınız oldu. Şimdi Suriye en sıcak başlık Amerika’yla ilişkilerde ve
Fırat’ın Doğusunda Amerika yeni bir adım attı Türkiye sınırına yakın gözlem
noktaları kurma kararı aldılar. Bunun Türkiye’yi tehditten koruma amaçlı
olduğu söylense de tam da Türkiye’den o bölgeye dönük birtakım
operasyonların gerçekleşebileceğine dönük söylemler geldiği için YPG’ye
müdahaleyi engellemek olarak da yorumlandı bir taraftan. Şimdi önce şunu
soracağım: Bu gözlem noktaları konusunda Amerika’yla öncesinde Türkiye
arasında bir görüşme oldu mu, bundan haberimiz var mıydı ve nasıl okumak
lazım Amerika’nın bu adımını?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Amerika’da ziyaretlerimizde,
görüşmelerimizde Suriye’nin tüm boyutlarını, sahadaki durumu, İdlib’i,
Münbiç yol haritamızın uygulanması ve Münbiç’ten sonra Fırat’ın doğusunda
neler yapmamız gerektiğini yine Münbiç yol haritasının devamı olarak neler
yapmamız gerektiğini konuştuk. Tabii ki geçtiğimiz haftalarda özellikle
Fırat’ın doğusundan bize gelen taciz ateşlerinden sonra verdiğimiz cevaplar
hem sahada neler yapabileceğimizi gösterdi, diğer taraftan baktık ki ABD’yi
de biraz rahatsız etmiş. Telefonda da kendilerine söyledik bize sınırımızın
ötesinden tehdit geldiği sürece biz gereğini yaparız mesajını verdik. New
York’taki görüşmelerimizde bir taraftan yol haritasında biraz gecikme var
bunu bir an önce tamamlamamız lazım. Diğer taraftan yine bu yol haritasının
sonunda en sonunda Münbiç bittikten sonra diğer bölgelerin istikrara
kavuşturulması için bu yol haritası uygulanır mutabakatımız var.
SUNUCU- Ki siz hep Fırat’ın doğusu için de bunun geçerli olacağını
söylemiştiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, Fırat’ın doğusu için, bunu da
zaten Pompeo’yla beraber onaylamıştık. Öncesinde Tillerson’la beraber
çalışmıştık üzerinde Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatlarıyla. Tabii bu
yol haritasını iki Dışişleri Bakanı olarak bizler onayladık, ama her iki
ülkenin başkanı da hem Cumhurbaşkanımız Erdoğan hem de Trump da gördü ve
siyasi irade de var, şimdi ortak tatbikat başladı. Fırat’ın doğusuna
gelecek olursak YPG son zamanlarda tabiri caizse iyice bir azgınlık içine
girdi. Sadece bize yönelik bazı taciz ateşleri değil, o bölgedeki Araplar,
Süryaniler ve kendilerinden olmayan, yani kendi ideolojilerinden terör
eylemlerine destek vermeyen Kürtler dahil herkese çok ciddi bir baskı
uygulamaya başladı. Bunun sebebi nedir? Amerika’nın verdiği destektir ve
bundan dolayı bir şımarıklıktır. Ve gerek Bolton’la yaptığımız görüşmede,
gerekse Pompeo’yla yaptığımız görüşmede ne olursa olsun, kim olursa olsun
arkasında kim olursa olsun YPG’yi bizim sınırımızın öbür tarafında bizim
için bir tehdittir ve bu terör örgütü için ne gerekiyorsa onu yapacağımızı
söyledik. Ve kendilerine de dedik ki madem siz kontrol altında tutuyorsunuz
neden yani bu taciz atışlarını da engellemiyorsunuz? Bizim orada
askerlerimiz var bak siz karşılık verdiğiniz zaman zarar görebilir gibi
söylemleri bir kenara bırakın. Sürekli bizim kontrolümüzde dediğiniz,
esasen YPG Amerika’yı kullanıyor o da başka bir gerçek, dediğiniz bir örgüt
bize müttefikinize taciz ateşinde bulunuyor ve tehdit oluşturuyor. Ve
kendisi özellikle Pompeo, Mattis’le bunu görüşeceklerini söylediler. Şimdi
böylesine bir karar almışlar eğer bu karar YPG’yi korumak amaçlı alındıysa
bunun YPG’ye de ABD’ye de bir faydası olmaz. Yani biz sınırımızın öbür
tarafında var olan bir tehdidi bertaraf etmek için ne gerekiyorsa yaparız.
Bu kararlılığımızı Afrin’de de gösterdik, Fırat Kalkanı’nda da gösterdik
yani terör örgütünün adı veya ideolojisi önemli değil bizim için.
SUNUCU- Şimdi onu soracaktım yani Türkiye zaten bir süredir bu söylemi
kullanıyor, ama orada da Amerika diyor ki, benim de askerlerim var, benim
de üslerim var. Dolayısıyla Türkiye’yle Amerika’nın karşı karşıya gelme
riskinden hep söz ediliyor. Buna rağmen hala Fırat’ın doğusuna dönük bir
operasyon kararlılığı var mıdır ve Amerika’da yaptığınız görüşmelerde bu
son durum da kapsamında hangi aşamaya gelindi bu meselede?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizde elbette bu kararlılık her zaman
var kararlılığımızı sadece sözle değil, uygulamada da gösterdik. Fakat
burada en sağlıklı yöntem nedir? Münbiç yol haritasının bir an önce
Fırat’ın doğusunda da uygulanmaya başlanmasıdır. Zaten Pompeo’yla
yaptığımız görüşmede bir taraftan Münbiç’te ortak devriye başladı ve hemen
YPG’nin buradan çekilmesi lazım. Aynı yol haritasını zaten Fırat’ın
doğusuna da uygulamaya başladığımız zaman tüm şehirlerden Kobani dahil YPG,
PKK atılacak ve o şehirlerde yaşayan insanlara teslim edilecek. Kürt
ağırlıklıysa yönetim ağırlıklı Kürtlerden olacak. Bizim Kürt kardeşlerimize
karşı bir karşıtlığımız yok. Arap ağırlıklıysa Arap ağırlıklı, yani oradaki
demografi oranına göre yönetim ve güvenlik güçleri belirlenecek. Aslında
son derece objektif ve sağlıklı bir kriter de ortaya koyduk. Ama buradan
YPG’nin, PKK’nın kesinlikle atılması lazım Münbiç’ten olacağı gibi en
sağlıklı yöntem budur. Biz Amerika’yla askerlerimiz arasında tabii bir
diyalog var ve karşılıklı bilgilendirmeler var. Biz bir taciz ateşine
karşılık verdiğimiz zaman misliyle karşılık verdiğimiz zaman öncesinden
ABD’ye o sahadaki askerler bilgi veriyor ve şu bölgeye bir operasyon
yapacağız diye bilgi veriyoruz. Tabii ki askerlerimizin karşı karşıya
gelmesini istemeyiz. Ama ABD gibi bir müttefikimizin sırf bir terör örgütü
sebebiyle bizimle karşı karşıya gelme riskini de almaması gerekiyor. Çünkü
sahada onlara destek veren, onlara kanat geren, kollayan biz değiliz ve bu
bir terör örgütüdür kendileri de kabul ediyorlar, ama buna rağmen destek
veriyorlar. İşte bir terör örgütüyle iş birliği yapmanın esasen bedeli
büyük oluyor ve riskleri çok fazla oluyor. Rusya hemen bu terör örgütünden
geri çekildi ve desteğini ve iş birliğini ya da diyaloğunu kesti. Ama ABD
maalesef lüzumsuz gerekçelerle halen bu terör örgütüyle angaje olmaya devam
ediyor. Bunu buradan tamamen buralar istikrara kavuşturmadan bu problem
çözülmez. Çözülmediği takdirde de biz gereğini yapmaya devam ederiz.
SUNUCU- Münbiç’i de konuştuk dediniz yol haritasında aslında çok ciddi bir
sarkma var Temmuz ayında YPG’nin çekilmesi bekleniyordu, çıkması
bekleniyordu merkezden. Hala o noktada bir sonuç alınmış değil anladığımız
kadarıyla.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tam Temmuz ayında değil, çünkü 4
Haziran’da biz bu yol haritasını onayladık. 1 ay sonra bunun hazırlık ve
uygulama safhasına geçilmesi gerekiyordu. Yani nedir? Ortak eğitimler,
kimler yönetecek, kimler güvenlik birimlerinde yer alacak birlikte
belirlenecek. Devriyelerin gezilmesi, ortak devriyelerin gezilmesi diye
yani o 1 aylık bir yol haritası değildi. Ama söylediğinizde haklısınız bir
sarkma var ve artık bu sarkmanın olmaması gerekiyor.
SUNUCU- Yeni bir takvim var mı efendim?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yıl sonuna kadar da bu işin artık
tamamlanması gerekiyor en geç yıl sonuna kadar tamamlanması gerekiyor.
Çünkü 1 aylık olmasa bile yani 90 günü de geçtiği için bu yol haritasının
artık Münbiç için tamamlanması gerekiyor.
SUNUCU- Şimdi bir başka önemli nokta da orada İdlib meselesi, Soçi’de
yapılan, varılan anlaşma gereği orada çok başarılı bir şekilde süreç devam
ediyor, öyle görünüyor. Ama geçen hafta Savunma Bakanı Hulusi Akar’la MİT
Başkanı Hakan Fidan Rusya’ya gittiler ve oradaki Savunma Bakanıyla
görüştüler. Rusya’nın söylediği bu gösterilen performansın desteklenmesi
gerektiği. Dolayısıyla, bu çekilmelerin tamamlanması konusunda acaba yeni
bir takvim mi belirlendi, o görüşmelerin gündeminde ne vardı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bu İdlib muhtırasına baktığımız
zaman birçok unsur var. Bir taraftan radikal grupların çekilmesi, sonra bu
radikal gruplara ne olacak o da başka bir konu, bunu da ABD’de ve diğer
ortamlarda da konuşuyoruz çünkü bu herkesin sorunu. Özellikle yabancı
terörist savaşçıların geldiği ülkeler bakımından da önemli. Bu ülkelerle
önümüzdeki süreçte bu konuda neler yapmamız gerektiğini de sağlıklı bir
şekilde görüşmemiz lazım. Ama ağır silahların çekilmesi, bu konularda
problem yok. Ruslarla ortak devriyelerimiz de var bu muhtıranın içinde.
Sınırın ne kadar içerisinde olacak, ne kadar sınırın etrafında olacak
bunları zaten askerlerimiz teknik düzeyde görüşüyorlar, istihbaratlarımız
katkı sağlıyorlar. Tabii M4 ve M5 otoyollarının da trafiğe açılması ve
Münbiç bölgesinden her iki yol geçiyor bu güzergahta gerekli güvenlik
tedbirlerinin alınması gibi unsurlar var. Ama şu ana kadar bizim bu konuda
kat ettiğimiz mesafeden Rusya da çok memnun herkes memnun, çünkü biz
sözümüzü tutuyoruz, gereğini yapıyoruz. Bazen ufak tefek rejimden ve de
içeriden taciz ya da ihlal gibi teşebbüsler oluyor ama gerekli tedbirler
alınıyor. Şu ana kadar İdlib muhtırası çok başarılı bir şekilde uyguluyor.
İdlib muhtırasının en önemli faydası ise şu an da bir anayasa komisyonu
kurulması için önemli bir fırsat penceresi sunmuştur bunu da
değerlendirmeye çalışıyoruz. Yıl sonuna kadar anayasa komisyonunun ilk
toplantısını yapabilmesi için gerekli teşebbüsleri yapıyoruz,
çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz ki nihayetinde siyasi bir
çözüm olmadan tüm bu attığınız adımlar sürdürülebilir olamaz, kalıcı
olamaz. En iyi çözüm siyasi çözümdür, bunun için de en çok katkı sağlayan
ülke Türkiye’dir, en önemli aktör Türkiye’dir, bunu da tüm dünya görüyor.
SUNUCU- Şimdi efendim yine hem bölgeyi hem de aslında artık dünyayı
yakından ilgilendiren bir başka başlık Cemal Kaşıkçı cinayeti. Amerika’daki
temaslarınız sırasında da gündeme geldiğini biliyoruz, zaten Türkiye
elindeki delil, bilgi, bulguları 5 ülkeyle paylaştı, bunlardan biri de
Amerika. Ancak oradan gelen farklı açıklamalar var, son olarak ABD Başkanı
Trump dün akşam saatlerinde Türk basınına yansıdı. Kaşıkçı cinayetine dair
bir sorumlu herhangi birini sorumlu tutmak için yeterince delil olmadığını
savundu. Belki de bütün dünya sorumlu tutulmalıdır, çünkü dünya kirli bir
yer ifadesini kullandı ve Muhammed Bin Selman biliyordu belki, belki
bilmiyordu bu olaydan nefret ediyorum ifadesini kullandı. Bir taraftan da
Suudi Arabistan’ın Amerika için çok güçlü bir müttefik olduğunun da altını
bir kez daha çizdi. Şimdi Amerika’nın bu tutumunu nasıl okumak lazım?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Suudi Arabistan bizim için de
önemli bir ülke. Ve Suudi Arabistan’la ilişkilerimiz de gayet iyi.
Cumhurbaşkanımızla Kral Selman arasında da samimi bir kardeşlik var. Fakat
burada ortada bir cinayet var hem de çok acımasızca, çok vahşice işlenmiş
bir cinayet var, önceden planlanmış bir cinayet var, bizim derdimiz bunun
aydınlığa kavuşturulması. Burada topu tüm dünyaya atmanın bir anlamı yok.
Zaten uluslararası toplum bu konuya çok ciddi ilgi gösteriyor ve bu
soruşturmaların neticesini bekliyor. Bizim tarafımızda soruşturma gayet
şeffaf, ciddi bir şekilde yürütülüyor. Suudi Arabistan tarafından da
yürütülen bir soruşturma var. Biz Suudi Arabistan’la da iş birliğimizi
bugüne kadar sürdürmek istedik, sürdürüyoruz. Fakat en son Başsavcının
ziyaretinde Suudi Arabistan tarafından bir bilgi verilmediği de bir
gerçektir. Biz elimizdeki bilgileri İstanbul Başsavcımız soruşturma
kapsamında elde edilen bilgi ve delilleri de muhatabıyla paylaşmıştır.
Çünkü bizim derdimiz bunun aydınlığa çıkarılmasıdır.
SUNUCU- Buna ses kayıtları da dahil mi efendim?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu ses kayıtları konusunda emin değilim,
zaten onu kendileri dinlediler, onların istihbaratı ve ilgili birimleri
bunu dinlediler. Cumhurbaşkanımız da dinledikten sonra gösterdikleri
tepkiyi de zaten daha önce vurgulamıştı. Dolayısıyla şu an da cevaplanmamış
sorular var, tüm dünya bu soruların cevaplanmasını istiyor. Yani Trump’ın
bu yaptığı açıklama ne olursa olsun ben işte gözümü yumarım anlamına da
geliyor bu doğru bir yaklaşım değildir, her şey para değildir. Bazen
paranın gözü kör olsun diyoruz ya, yani insani değerlerden de
uzaklaşmamamız gerekiyor, her şeyden önce bir can. Diğer taraftan şu an da
dünya bu sürecin uzamasından dolayı uluslararası bir soruşturma yapılması
için taleplerde bulunmaya başladı. Bunu Genel Sekreter Guterres’le de…
SUNUCU- Ki bunu siz de dile getirmiştiniz Plan Bütçe Komisyonunda bu
noktada bir girişim olacak mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hatırlarsanız yine bir konuğum olduğu
zaman basın toplantısında bir soru sorulmuştu, o aşamada henüz uluslararası
bir soruşturmaya gerek yok demiştim, çünkü daha olayın başındaydık, daha
henüz başkonsolosluğa gidilmemişti ve maalesef o süreçte oyalama oldu bu da
bir gerçektir delillerin yok edilmesi çalışmaları da yapıldı. Her şey
planlı yapılmıştır, hiçbir şey tesadüf değildir, bunu biz görüyoruz, dünya
da görüyor. Ama geldiğimiz noktada özellikle bu iki ülke arasındaki iş
birliği konusunda yani Suudi Arabistan’ın bize şu ana kadar bilgi vermemesi
sebebiyle belki bu uluslararası soruşturma daha da faydalı olabilir. Ama
biz hep şunu söylemiştik: Uluslararası bir soruşturma başlatılırsa biz
Türkiye olarak iş birliği yaparız. Bilgileri, belgeleri, delilleri
paylaşırız, yaptığımız soruşturmaların neticesini de paylaşırız demiştik.
Şimdi zaten BM içinde bir inisiyatif başlatıldı İnsan Hakları Komiserliği
de var biliyorsunuz ve raportörler var üç tane raportör Genel Sekretere bir
mektup yazarak BM kontrolünde bir soruşturmanın başlatılması çağrısında
bulundular; İfade ve Düşünce Özgürlüğünü Koruma Özel Raportörü, Yargısız ve
Keyfi İnfazlar Özel Raportörü, Zorla Kaybolmalar Çalışma Grubu Başkanı, bir
tanesi de başkan, bunlar ortak bir mektup göndererek bir soruşturma
başlatılması çağrısında bulundular. Zaten Genel Sekreter de herhangi bir
resmi talep geldiği zaman bunu eğer bir BM soruşturması olacaksa tabii
Güvenlik Konseyinden bir kararın çıkması lazım. Ama özel bir, gerçeklerin
aydınlatılmasıyla ilgili bir komisyon kurulursa da, o da zaten Genel
Sekreterin ya da İnsan Hakları Komiserinin inisiyatifindedir. Tüm bunları,
alternatifleri kendisiyle de değerlendirme fırsatımız oldu.
SUNUCU- Şimdi cevapsız sorular var demiştiniz, onlardan biri de emri kim
verdi sorusu. Diğer yandan, ceset nerede sorusu. Hala bu iki kritik soruya
bir yanıt gelmedi anladığımız kadarıyla. Ama CIA’in elinde cinayet öncesine
ait bir ses kaydı olduğu iddiası ortaya çıktı. Hatta Veliaht Prensin Suudi
Arabistan’ın Washington Büyükelçisine bu adamı susturun dediği o ses
kaydında da yabancı basında yer aldı. Şimdi siz Pompeo’yla görüştünüz, bu
konu gündeme geldi mi? Veliaht Prens üzerinden önümüzdeki süreçte,
ilerleyen süreçte herhangi bir adım atılır mı, bir gelişme görür müyüz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dikkat ederseniz biz açıklamalarımızda
hiçbir isim kullanmadık. Sadece Sayın Cumhurbaşkanımız, bunu da inanarak
söyledi, Kral Selman’ın bu işte bir dahlinin olmadığını düşünüyorum dedi,
onun talimatıyla da olmadığını biliyorum dedi, bunu da bilerek söyledi.
Fakat ABD’nin, özellikle Başkanın yaptığı açıklamada Veliaht Prensle ilgili
olabilir, olmayabilir açıklamaları var, bunları neye göre söyledi
bilmiyoruz. Biz kesin deliller olmadan…
SUNUCU- CIA’in elindeki ses kaydına dayandırılıyor…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kesin deliller olmadan biz herhangi bir
kişi itham edemeyiz, bu doğru değil. Suudi Arabistan’la ilişkilerimiz de
bir kişiye bağlı olamaz. Fakat burada olabilir de-olmayabilir de açıklaması
ilginç geldi bize de, dikkat çekiciydi. Ellerinde bilgi, bu şekilde bir ses
kaydı var mı-yok mu, bu konuda ABD tarafının bize bir paylaşımı olmadı.
SUNUCU- Peki, tabii Suudi Arabistan’da bundan sonraki süreç nasıl
şekillenecek, bu bölgeyi de ilgilendirecek bir konu. Ve tabii Avrupa
tarafından da dikkatle takip ediliyor, dün de siz AB yetkilileriyle
biraraya gelmiştiniz, bu konuyu da öğleden sonra konuşacağınızı
söylemiştiniz. Dolayısıyla Kaşıkçı meselesinde Avrupa’nın yaklaşımını nasıl
görüyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kaşıkçı meselesinde Avrupa’nın bir
duruşu var, bunu kabul ediyoruz. Fakat suni tedbirlerle de bir yere
varılmayacağını da görmek gerekiyor. Bazı ülkeler, özellikle AB üyesi
ülkeler, Amerika’da da bu görüyoruz; ne olursa olsun önemli değil, Suudi
Arabistan’la ilişkimiz bozulmasın. Biz de Suudi Arabistan’la
ilişkilerimizin bozulmasını istemeyiz. Ama biz sonuna kadar gideceğiz bu
cinayetin aydınlatılması için. Çünkü henüz bu yerel işbirlikçi kim? Bu
arada Başsavcının açıklamalarında da ciddi çelişkiler var. İşte robot
resmini göndereceğiz diyor, bu kişi rastgele sokaktan seçilmiş bir kişi
değil ki ya da kaçarken görünmüş bir kişi değil. Önceden anlaşılmış bir
kişi olduğuna göre ismi cismi bellidir. Neticede Avrupa Birliği’nde bazı
ülkeler zaten şu anda tutuklu kişilere yaptırım uyguluyor, yani 18 kişi
bizim ülkemize giremiyor diyor. Bunları biraz kozmetik bulunuyorum ben
doğrusu. Bu konulara biraz daha ciddi yaklaşırsak, belki uluslararası
kamuoyuyla beraber cinayeti daha iyi bir şekilde aydınlatabiliriz. Zaten şu
anda idamla yargılanan, tutuklu olan kişilere bizim ülkemize giremezsin
demek bana göre çok anlamlı bir tedbir değil. Yani Suudi Arabistan’a
yönelik ağır yaptırım uygulansın anlamında söylemiyorum, olaya biraz daha
ciddi yaklaşmaları gerekir.
SUNUCU- Şimdi G-20 Zirvesi var Arjantin’de, orada en çok merak edilen
başlıklardan biri Prens Muhammed Bin Selman’ın Türkiye’yle bir temas kurma
talebi var mı, yok mu bu zirvede?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sayın Cumhurbaşkanımız bu süreçte iki
defa Kral Selman’la telefonda görüştü, bir defa da yine Kral Selman’da
olduğu gibi Veliaht Prensin talebi üzerine kendisiyle telefonda görüştü. O
telefon görüşmesinde de Veliaht Prens, Arjantin’de Buenos Aires’te Sayın
Cumhurbaşkanımıza görüşmek arzusunda olduğunu söyledi. Elbette görüşmemek
için bir sebep yok, görüşülebilir. Ve telefon görüşmelerinde olduğu gibi
Sayın Cumhurbaşkanımız düşüncelerimizi, tespitlerimizi ve bu süreç
konusunda tüm elde ettiğimiz bilgiler, belgeler dahil hepsini
söyleyecektir. Burada Veliaht Prensle görüşmek için bir engel biz
görmüyoruz, talebi üzerine bu görüşme olabilir, tabii ki takdir Sayın
Cumhurbaşkanımızın.
SUNUCU- Efendim, bir de yine döneceğim Amerika’daki temaslarınıza.
Türkiye’de çok dikkatle takip edilen FETÖ ve Halkbank başlıkları var çünkü.
84 kişilik bir liste verdiniz bu son seyahatinizde. Bolton ve Pompeo FETÖ
konusunda yakın dönemde hızlanacak bir sürece işaret ettiler mi bu
görüşmelerinizde, ne beklemeliyiz bu saatten sonra?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Telefon görüşmesinde Sayın
Cumhurbaşkanımız Erdoğan yine FETÖ konusunu açtığı zaman Trump, iadesi
istenen kişilerin listesini bana gönderebilir misiniz dedi. Sayın
Cumhurbaşkanımız da, Dışişleri Bakanımız zaten Amerika’da olacak ve
muhataplarına bu listeyi iletecektir dedi. Ben bu listeyi hem Pompeo’ya,
hem de Büyükelçi Bolton’a ilettim ve Başkana ileteceklerini söylediler.
İade taleplerimizi tabii ki yeniledik ve tekrar orada FETÖ’nün ne kadar
önemli olduğunu, FETÖ’nün iadesi ve yine listede olan kişilerin Türkiye’ye
iade edilmesi gerektiğini söyledik. Ayrıca, FBI’ın Amerika içinde
başlattığı 15 civarında soruşturma var bunları da gündeme getirdik ki FBI
daha önce de söylediğim gibi bu terör örgütünün karanlık yüzünü görmeye
başladı. Bankaları nasıl dolandırmış? Ve vergi kaçakçılığı, vize
kaçakçılığı gibi Amerikan kanunlarını nasıl ihlal etmiş ve bu konularda da
ne kadar profesyonel ve karanlık bir örgüt bunların hepsini FBI görmeye
başladı. Hatta New Jersey’de bir FETÖ imamını da, oradaki vatandaşlarımız
da söyledi tutuklamışlar. Yani FBI’ın soruşturması şu anda ciddi görünüyor,
umarım bu devam eder ve engellenmez. Ama tabi elebaşının ve diğer
mensupların da Türkiye’ye iade edilmesi gerekiyor, bunu muhataplarımızla
hem Bolton’la hem Pompeo’yla görüştük.
SUNUCU- Halk Bank konusunda son durum nedir Sayın Bakan? Çünkü Sayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Paris’te Başkan Trump döner dönmez talimat
vereceğim, ben bu işin bittiğini zannediyorum niye bu kadar uzadı dedi.
Oradaki problem ne?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Buradaki problem esasen Halk Bankası’na
açılan davaya baktığınız zaman Atilla davası dahil bu FETÖ motifli diye bir
davadır. Ve daha önceki savcı New York’taki savcı, FETÖ’ye çok yakın,
tweetleriyle de FETÖ’ye destek veren bir savcıydı. Kendisi gitti, ama öyle
görünüyor ki orada ekibinden insanlar da var.
Diğer taraftan Amerikan Hazinesi, Hazine Bakanlığı ve OFAC denilen bir
kuruluşları var bizim MASAK gibi. Bunlar da bir tabii soruşturma
başlatmışlardı. Bugüne kadar Halk Bankası istenilen tüm bilgi ve belgeleri
vermiştir. Diğer taraftan, yapılan incelemelerde de Halk Bankası’nın İran
yaptırımlarını engellemediği açıkça ortaya çıkmıştır. Hatta Amerika’daki
bağımsız kuruluşlar Exiger bunlardan bir tanesidir ki en prestijli
olanlardan bir tanesidir. Ve tüm incelemeler sonucunda yaptığı
değerlendirmede Halk Bankası’nın İran yaptırımlarını ihlal etmediği
sonucuna varmıştır. Tüm bu raporun özeti dahil zaten şey OFAC’ta, Hazine’de
var. Ve Amerikan kanunlarında ne yapılması gerekiyor ve bu konuda bu
konunun artık kapatılması konusunda atılması gereken adımları Atilla’nın da
aramızda daha önce imzaladığımız iş birliği anlaşması gereği bundan sonraki
cezasını Türkiye’de çekilmesi için çekebilmesi için gönderilmesi dahil
hepsini açık açık hem Bolton’la hem de Pompeo’yla görüştük elbette.
SUNUCU- Peki ne zaman somut bir açıklama duyabileceğiz mesela Hakan Atilla
Türkiye’ye ne zaman gelebilir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bu süreç devam ediyor. Zaten Hakan
Atilla daha öncede Türkiye’ye dönmek istediğini, cezasını Türkiye’de çekmek
istediğini bildirmişti, şu an da bir temyiz süreci var. Tabii temyizden
başsavcının ve de Hakan’ın da vazgeçmesi gerekiyor, ama bu en son nihai
aşamada olacak, bu tabii hukuki bir süreç olabilir. Bu konuda biz daha önce
Amerikan vatandaşlarını kendi talepleri o vatandaşların talepleri
Amerika’nın talebi üzerine verdik, Amerika’dan da bize gelenler oldu. Bu
birçok ülke arasında bu anlaşmaların imzalandığı ülkeler arasında bu tür
uygulamalar da oluyor. Bunlar uluslararası hukuka ve anlaşmalara uygun bir
şekilde yapılıyor.
SUNUCU- Son yaptığınız görüşmelerden sonra Amerika’dan işte Türkiye’deki
bazı tutuklu ABD vatandaşlarının serbest bırakılması yönünde görüşmelerimiz
oldu açıklaması geldi, orada son durum nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Net mesajımız şudur ABD şu anlayıştan
vazgeçmesi lazım bunu da yüzlerine de söyledik: Nerede olursa olsun, hangi
suçu işlerse işlesin, ABD vatandaşları yüzde 100 masumdur. Ne demek yüzde
100 masum. Yani ABD vatandaşı olmak, yani dokunulmazlık hüviyeti kazanmak
anlamına mı geliyor bu son derece yanlış ve hukuku hiçe sayan bir yaklaşım.
Hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun bir ülkede ya da kendi ülkesinde suç
işlediği zaman hukuki sürece tabi olmalıdır istisnasız. Bizim vatandaşı
bırakın ABD vatandaşını, ABD misyonlarında çalışan insanlara da kimse
dokunamazmış. Yani dokunulmazlık hakları olan, yani diplomatik
dokunulmazlık haklarına sahip olan kişiler konusunda zaten Viyana
Sözleşmesi, uluslararası hukuk net. Ama bunlar bizim vatandaşlarımız ve
kendilerine şunu söyledik: FETÖ sadece bizim kurumlarımıza nüfuz etmemiş,
sizin misyonlarınıza da nüfuz etmiş bilerek ya da bilmeyerek. Eğer
bilmeyerekse bu sizin için de ciddi bir güvenlik sorunudur, önce siz buna
bakın. Bu kişiler hakkında bizim nereden bilgimiz olsun. Amerikan
misyonlarına yönelik bir soruşturmamız yok bizim. Diğer soruşturmalar
kapsamında bu kişilere doğru gitmiştir ve yargı da gereğini yapıyor burada
yargı süreci devam ediyor. Yok efendim bizim vatandaşlarımız ya da bizle
çalışanların hepsi masum her an hemen bırakılmalıdır. Bu yaklaşım
uluslararası hukuku hiçe sayan bir yaklaşımdır, doğru değildir, gerekli
cevabı da tabii kendilerine verdik.
SUNUCU- Efendim, şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de bir kararı var
son günlerde çok konuşuluyor, Demirtaş’la ilgili serbest bırakılması ve
tutuksuz yargılanması gerektiğine hükmedildi. Şimdi bu konuda tabi
Anayasanın 90. maddesini öne sürerek Türkiye’nin bu karara uyması gerektiği
de söyleniyor, aksi bir tutum Avrupa Konseyi üyeliğini sıkıntıya sokar
deniyor. Ama Cumhurbaşkanı tepki gösterdi bizi bağlamaz, atacağımız karşı
adımlar olacaktır dedi. Türkiye bu karar karşısında ne yapacak efendim, bu
karşı adımlar nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi önce şunu söyleyeyim: 12 yıl
yaklaşık Avrupa Konseyi’nde zaman geçirdim. 2010-2012 yılları arasında da
Meclis Başkanlığını yaptım. Ve o dönemde de Avrupa Konseyi’nin tamamının
reforma tabi tutulması Genel Sekreterle beraber önceliğimizdi. Ve İnsan
Hakları Mahkemesi dahil tüm kurumların reforma tabi tutulması süreci, yani
reformu konusunda önemli katkılarım da oldu ve en çok bu sürece de Türkiye
katkı sağladı. İnsan Hakları Mahkemesi’nden ilk etapta 5 bin civarında
dosyayı Türkiye’ye getirerek vatandaşlarımızla kendi arasında devlet bu
işleri çözdü, vatandaşla kucaklaşmış oldu bu güzel bir şey.
Şimdi Avrupa Konseyi’nin siyasi kurumları var mesela meclis burada siyaset
yapılabilir. Fakat Venedik Komisyonu ve İnsan Hakları Komiserliği yine
İşkenceyi Önleme Komitesi, Yolsuzlukla Mücadele Komitesi ve özellikle de
İnsan Hakları Mahkemesi siyaset yapılacak platformlar değildir. Maalesef
Venedik Komisyonu bir insan bir kurumun başında bu kadar uzun kalırsa benim
de dostumdur, Buquicchio onu da söyleyeyim siyasallaştı. Venedik Komisyonu
hukuki konularda mütalaalar yapar, tavsiyelerde bulunur, görüş belirtir.
İnsan Hakları Mahkemesi de bu verdiği kararla siyasi bir karar verdiğini
işin doğrusu kanıtlamıştır bu bir siyasi karardır. Hem daha önceki
kararlarınızda makul şüpheyle bu kişinin tutuklandığını söylüyorsunuz makul
şüphe varsa, yani teröre destek verme konusunda makul şüphe varsa
tutukluğunun uzatılması veya devam edilmesi, serbest bırakılması yine bizim
kanunlarımız çerçevesinde olur. Tekrar söylüyorum, maalesef İnsan Hakları
Mahkemesi’nin verdiği bu karar kendi kararlarıyla da çelişiyor hukuki
değildir, siyasi değildir. Buna itiraz hakkımız var bir. Büyük şeye
götürüyoruz 47 yargıcın katıldığı önce 7 kişilik küçük şeyler var kurullar
var. Büyük kurulda da 47 ülkenin, 47 yargıcının katıldığı bir ortamda
kararlar veriliyor itiraz şeyi var. Ama diğer taraftan, yani bu karar
uygulanmadı, üyelik tehlikeye düşüyor. Kim söylüyor bunu bilmiyorum, ama
Yunanistan kaç yıl oldu Batı Trakya’yla ilgili, azınlıklarla ilgili,
kardeşlerimizle ilgili kararları uygulamıyor? Kaç defa kararlar alındı,
Türk isminin kullanılmasına izin verilmediği için İnsan Hakları Mahkemesine
taşındı ve 10 sene önce biz bunu Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde,
Hukuk Komisyonu’nda İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayan ülkeler
ya da uygulanmayan kararlar diye gözden geçiriyorduk. İngiltere var, Avrupa
ülkeleri var, Fransa var, Almanya var, uygulamayan İskandinav ülkeleri var.
Onların üyelikleriyle ilgili bir sıkıntı mı oldu da şimdi Türkiye’nin
üyeliği sıkıntıya girer? Yani elbette bu konuda bizim Adalet Bakanlığımız
ve yargımız kendi kanunlarımız çerçevesinde bu kararın yorumlarını
yapacaklardır o kısmına çok fazla girmek istemiyorum. Ama ben bu kararları
uygulamayan başka ülkelerin olduğunu da vurgulamaya çalışıyorum hem de
yıllardır. Ve İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararların uygulanması konusunda
en titiz davranan bugüne kadar ülkelerden bir tanesi de Türkiye’dir. Ama
İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği bu kararı eleştirmek de bizim
hakkımızdır. Özellikle kendi daha önce bu konuyla aldığı kararlarla
çelişiyorsa ve hukuki değil de siyasiyse bunu da söylemek bizim de
görevimizdir, bunu da kabul edecekler.
SUNUCU- Efendim dün Avrupa Birliği’yle de Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog
Toplantısı gerçekleştirdiniz. Orada da bu konu Dışişleri ve Güvenlik
Politikaları Yüksek Temsilcisi Mogherini tarafından gündeme getirildi,
hatta bu durumdaki diğer siyasileri de kapsaması gerektiği yönünde bir
ifadesi vardı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biraz haddini aştı, zaten toplantıda da
biraz önce söylediğim Yunanistan’a sesiniz niye çıkmıyor sizin üyeniz
dediğimiz zaman da yani yüz ifadelerini görmenizi isterdim, çünkü
gerçekleri söylemek lazım. Yani Avrupa Birliği maalesef bugün dayanışma
yani kisvesi adı altında kendi üyesi ülkeler ne yaparsa yapsın iyidir,
normaldir, makuldür, kabul edilebilir.
Şunu da sordum: Siz Gezi olaylarında Türkiye’ye ders vermeye
çalışıyordunuz, o günkü Fransa yönetimi de ders vermeye çalışıyordu. Bugün
Fransa’da bazı gösteriler oldu, Fransız İçişleri Bakanı’nın nasıl tehdit
ettiğini ve uygulamalarını görüyor musunuz, niye sesiniz çıkmıyor,
Türkiye’de olsa neler söylersiniz? Ama sizin üyeniz olan bir ülke yaptıysa
hele hele büyük bir ülkeyse sesiniz çıkmıyor. İşte biz üyelerimize de
gerekeni de söylüyoruz da falan filan.
SUNUCU- Şimdi dünkü toplantıda aranızda bir diyalog da geçti kameraların
önünde. Sizin işte bu çifte standart, ikiyüzlü politika göndermelerinize
biz de sadece Avrupa Birliği standartları var beğenseniz de beğenmesiniz de
ifadesini kullandı ve Avrupa Birliği’nin Türkiye için en güvenilir ortak
olduğunu söyledi. Peki, madem Avrupa Birliği en güvenilir ortak, dünkü
görüşmelerde somut birtakım adımlar bu güvenilir ortaklığı pekiştirecek
birtakım adımlar konusunda uzlaşı çıktı mı? Mesela fasıllar açılacak mı?
Gümrük Birliği konusunda yeni adımlar atılacak mı? Vize serbestisi için
çalışmalar başlayacak mı yeniden?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O çok iddialı bir söz oldu, bugün
bırakın Türkiye’yi, aday ülkeleri, Avrupa üyesi ülkeler için de Avrupa
karşıtlığı had safhaya çıktı, bunun da sorumlusu biz miyiz? Şu anda bakın
partilere hepsi birçok parti Avrupa Birliği karşıtı. Hatta şu an da birçok
ülke kurucu ülkeler İtalya dâhil birçok ülkenin Avrupa Birliği’nden
atılmasını tartışıyor, bunun da sorumlusu biz değiliz herhalde. Yani Avrupa
Birliği’nin ne kadar güvenilir olduğu, politikaların ne kadar başarılı
olduğuyla orantılıdır. Bugün hangi politikası başarılı, entegrasyon
politikası başarılı mı? Hayır. Göç politikası? Hayır. Entegrasyon derken
göçmenlerin entegrasyonu demiyorum, kendi içindeki birliğin sağlanması.
Doğu politikası başarılı mı? Komşuluk politikası başarılı mı? Güvenlik
politikası başarılı mı? Ekonomi politikaları ne kadar başarılı?
SUNUCU- İngiltere’yle Brexit süreci?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ya Brexit şimdi ayrılıyor. Dolayısıyla,
esas Türkiye’den daha güvenilir bir ortak bulamaz Avrupa Birliği bunu
tersinden söylersek daha sağlıklı olur. Biz tüm bu sorunlara rağmen
Avrupa’dan çıkalım ya da Avrupa’yı dışlayalım demiyoruz ki. Sorunları,
gerçekleri konuşarak biz ilişkilerimizi götürmek istiyoruz. Ve dünkü
toplantıda mesela beş tane faslın açılması var göç mutabakatının içinde. Üç
gün sonra fasıllar açılmasın kararı alıyorsunuz aramızda bir anlaşma
imzalıyoruz. Ondan sonra da diyorsunuz ki en güvenilir, neresi güvenilir?
Kıbrıs konusunda 2004’te bir karar aldılar Kıbrıs üzerindeki izolasyonlar
kalkacak dediler, uygulandı mı? Hayır. Eğer aldığınız kararları
uygularsanız ve sözünüzde durursanız o zaman güvenilir bir ortak olursunuz.
Bu güven zorla tesis edilmez ki. Ben zorla birisine güvenemem ya da ben ne
kadar istersem isteyeyim, bana herkes güvenmek zorunda değil, güvenemez.
Sözünüzde durursanız o zaman güvenilir olursunuz.
Şimdi biz tam üyelik için mutabakat imzaladık mı? İmzaladık. Müzakerelere
başladık mı? Başladık. Peki, teknik konuların dışında niye siyasi engeller
çıkarıyorsunuz? İşte fasılların açılması da bu bakımdan önemli. Biz teknik
konular üzerinden bu işi süreci yürütmek istiyoruz, siyasi engeller değil.
Avusturya’nın iç politikası sebebiyle bu süreç tıkanmamalı bunu söylüyoruz.
Bu dünkü görüşmelerde tabii Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, yine vize
serbestisi, yine diğer alanlarda göç mutabakatı dahil iş birliği...
SUNUCU- Terör konusunda iş birliği.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Terör konusunda daha somut
beklentilerimiz var, halkımızın beklentisi bunları da zaten kendilerine
söyledik, yani iş birliği yapabileceğimiz alanlar var. Fakat bir şeyin
altını çizdik bilmiyorum dikkat çekti mi? Tüm bu çalışmalarımız tam üyelik
müzakerelerine alternatif değildir, tam tersi o müzakereleri tamamlayıcı ve
aramızda güven artıcı adımlardır bunlar öyle görmek lazım. Diğerini
alternatif olarak görmeye çalışınca o zaman yine bir yere geliriz tıkanır
kalırız.
SUNUCU- Çok teşekkür ediyoruz efendim. Uzun bir süre bol bol her konuda
konuştuk, önemli mesajlarınız vardı. Yayınımıza katıldınız teşekkürler.
Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla konuştuk. Şimdilik yayınımızı
Ankara’dan noktalıyor ve iyi günler diliyoruz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.