SUNUCU- Evet, Zeytin Dalı Operasyonu başlamasıyla birlikte diplomatik
alanda çok hızlı bir trafik yaşanıyor ve bu hızlı trafiğinde en önemli
aktörü kuşkusuz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, hiç durmuyor sürekli
temas halinde, sürekli havada sağ olsun bizi kırmadı konuğumuz çok detaylı
sorularımız var önemli konular var.
Sayın Bakanım, hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.
SUNUCU- Bizi kırmadığınız için de çok teşekkür ediyorum, çünkü yoğun
olduğunuzu da biliyorum. Efendim, şimdi dünden bu yana çok tartışılan bir
konu var izninizle onu bir açıklığa kavuşturalım. Afrin’deki durumla ilgili
Esad güçlerinin Afrin’e girişiyle ilgili bir bilgi var mı elimizde, girdi
mi Esad güçleri?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok şu anda Afrin’e rejim güçleri henüz
girmedi, girip girmeyeceği de belli değil, çelişkili açıklamalar var. Dün
değişik kaynaklardan hatta çok ciddi basın organlarından da buna benzer
haberler geldi, fakat daha sonra rejim bunu yalanladı doğru değil diye,
diğer taraftan girilmediği de zaten açık ortada. Ama görülüyor ki daha
fazla terörist özellikle doğudan geliyor, bunu ABD’liler de inkar etmediler
en son yaptığımız görüşmede. Girer mi, girebilir mi o başka bir konu. Şu
anda rejim ikilemler içinde, yani YPG mi daha iyi, ehvenişer Türkiye’nin
orada olması mı daha iyi, YPG Suriye’yi bölmek istiyor bunun farkında.
YPG’nin bir terörist örgüt olduğunu da söylüyor bunu bazen rejimin
açıklamalarında da görüyoruz İran ve Rusların da söylediği bu. Diğer
konularda farklı düşünüyorsunuz, ama YPG konusunda rejim sizinle aynı
düşünüyor diye hem Ruslar hem İranlılar söylüyor dolayısıyla, burada bir
büyük bir soru işareti var. Esasen Suriye’nin bütünlüğünü düşünen sınır
bütünlüğünü, birliğini, beraberliğini düşünen herkes rejim de dahil burada
Türkiye’nin olmasını tercih eder YPG yerine. Çünkü YPG’nin amacı Suriye’yi
bölmektir, bir terör koridoru, kantonu ya da devleti oluşturmaya çalışıyor
burada YPG’yle Kürt kardeşlerimizi ayırt etmemiz lazım. Zaten askerimiz,
Mehmetçiğimiz Afrin’e girdikten sonra oradaki Kürt kardeşlerimizin de
açıklamalarını sizler de yansıtıyorsunuz onlar da son derece memnunlar ve
YPG’nin kendilerine yönelik zulmünü de anlatıyorlar. Dolayısıyla, bir terör
koridoru ya da neyse amacına ulaşmak için buralarda ama Türkiye’nin amacı
ise buradan teröristleri temizlemek, buraları bu şehirleri orada yaşayan
insanlara teslim etmek ve dönebilecek, dönmek isteyen mültecilerin
Türkiye’den özellikle ve de Suriye içinde başka yerlere göç etmek zorunda
kalan kişilerin de dönmesi sağlanıyor Fırat Kalkanı Bölgesinde olduğu gibi.
Yarın buraları yönetenler, buraların güvenliğini şu an da tesis edenler
bizim de desteğimizle yarın bu siyasi hedefe ulaştığımız zaman, çözüme
ulaştığımız zaman kurulacak yeni Suriye rejimi, devleti, yönetimi neyse
seçimler olacak bunların hepsi entegre edilecek bunun zaten başka bir
çaresi de yoktur. Yani bizim yaptığımız esasen şunu söylemeye çalışıyorum:
Gelecekte Suriye’nin birliği ve beraberliği için çok önemlidir, ama YPG’nin
yapmaya çalıştığı ortada.
SUNUCU- Peki, rejim Afrin’e girerse ne olur Sayın Bakanım? Çünkü Sayın
Cumhurbaşkanı dün Putin ve Ruhani’yle de görüştü.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Görüştü.
SUNUCU- Sonuçları iyi olmaz dedi. Yani rejim girerse ne olacak, tam
mottomuz nedir burada?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dün çok açık net söyledim onu açmamızı
mı istiyorsunuz?
SUNUCU- Evet yani.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tam açıkladım dün, eğer rejim biz şunu
söyleyelim: YPG’yle kim mücadele ederse Özgür Suriye Ordusu olsun, ABD
olsun, İran olsun, Rusya olsun, rejim olsun fark etmez. Bir terör örgütüne
yönelik nasıl DEAŞ’la kim mücadele ediyorsa biz de katılıyorsak biz de
koalisyonun içindeyiz biz de mücadele ediyoruz. YPG’de aynı şekilde DEAŞ
gibi bir terör örgütüdür, şimdi DEAŞ’la da iş birliği yapıyor. Kim bu terör
örgütünü yok ederse bizim için bir problem yok, çünkü bu terör örgütünün
DEAŞ gibi Suriye’den temizlenmesi lazım Kürtler değil terör örgütünden
bahsediyoruz, nasıl Türkiye’de Kürtler değil PKK’dan bahsediyorsak. O
nedenle eğer bu terör örgütüyle mücadele edip bunları yok ederse,
temizlerse o zaman başka. Ama rejim bu terör örgütüne, YPG’ye şu anda
DEAŞ’la da beraber bunlara destek için, onları korumak için, koruma
sağlamak için oraya gelirse işte o zaman dün de söylediğim gibi Türk
ordusunu kimse durduramaz. Kim çıkarsa çıksın karşımıza bizi kimse
durduramaz, o zaman biz YPG ve onu destekleyen kim varsa onlara karşı
müdahale ederiz, etmek durumundayız, çünkü artık bu tehdit bizim için
hayati bir tehdittir. Bugün müdahale etmezsem, bugün bu tehdidi ortadan
kaldırmazsam yarın karşıma büyüyerek bu tehdit tekrar çıkacaktır orta
vadede uzun vadede, bizim söylemek istediğimiz bu kadar nettir. YPG’ye
karşı kim mücadele ederse tamam, ama YPG’yi kim korumaya kalkarsa bizim
için eşittir YPG.
SUNUCU- Burada rejimle YPG arasında bir iş birliği ya da bir pazarlık var
mı size gelen?...
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Görüşmeler var YPG sürekli rejime
davette bulunuyor tabi.
SUNUCU- Gel buraya diye.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gel diyor, işte herhalde rejim de onlara
anladığımız kadarıyla sen burayı terk et ben öyle geleyim diyor. Henüz daha
böyle bir anlaşma sağlayamadılar, ama açık açık da biliyorsunuz YPG rejime
gel. Düşünebiliyor musunuz bir terör örgütünün düştüğü durum hani Kürtlerin
haklarını savunmak için yola çıktınız, hep böyle diyorlar ya. Burada
Kürtleri yok sayan kimdi? Şu andaki rejim. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımız
Erdoğan, ilişkilerimizin iyi olduğu dönemde Esed’e sürekli ya bunlar da
insan bu Kürt kardeşlerimizin kimliğini tanı artık, onların haklarını ver
bak Türkiye’de biz neler yapıyoruz, bu sana bir şey kaybettirmez ülkenin
birliği, beraberliği için de önemlidir derdi. Şimdi ise suya düşen yılana
sarılır misali, tabii Mehmetçik korkusuyla, YPG sürekli rejimi davet
ediyor, esasen gel bizi koru demek istiyor. Gel buraları sen al değil de
bizi koru işte vesaire vesaire. Tüm o pazarlıkların detaylarını biz tabii
tam olarak bilmiyoruz, ama edindiğimiz bilgiler bu doğrultuda.
SUNUCU- Rusya ve İran ne düşünüyor? Dün Sayın Cumhurbaşkanı Putin ve
Ruhani’yle görüştü ne düşünüyor bu denklemde?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Rusya şu anda bizim yaptığımız
operasyonunun önemini biliyor ve bu operasyona sebep olarak da ABD’yi
görüyor. Yani ABD’nin YPG’ye verdiği destek ve son zamanlarda onları yani
teşvik edici adımlar atmasıdır. Rusya böyle görüyor. Dün Sayın
Cumhurbaşkanımız Putin’le de görüştü. İran başından beri buralar işte
rejimin toprakları dolayısıyla, buralarda rejim olsa daha iyi olur, ama
YPG’yi temizlemek kaydıyla diyor, yani sizin de güvenlik endişeniz olmasın,
yani İran bu tezi savunuyor, Tahran’a gittiğim zaman da bu tezi savunmaya
kalktılar, biz de bunun yanlışlıklarını söyledik. Biz şunu söylüyoruz:
Nasıl şimdi Fırat Kalkanı bölgesinde Suriye’nin toprak bütünlüğüyle ilgili
bir endişe yoksa, kimse bunu söylemiyor, Afrin için de bu geçerlidir.
Sonuçta biz burayı teröristlerden temizlediğimiz zaman bizim de güvenlik
endişemiz olmayacak, Suriye’nin de. Şu andaki rejim meselesi değil sadece,
yarın siyasi çözüme ulaştığımız zaman ülkeyi kim yönetecek, kimler iş
başında olacak, tabii kapsayıcı olması lazım, herkesi kucaklayıcı Irak’tan
da ders almamız lazım. Suriye’nin o zaman da Suriye’nin geleceği bakımından
da o kadar önemlidir yani bizim burada olmamız. Ne Suriye’nin toprak
bütünlüğü endişesi olması lazım, ne de bizim güvenlik ve terör endişemiz
olması lazım. Bunu temizledikten sonra da herkes böyle olacağını görecek,
biz de İranlılara bunu söylüyoruz.
SUNUCU- Sayın Bakanım, Şii milis ya da Şebbihaların Afrin’e kaydırıldı yani
Esad rejiminin kendi resmi ordusuyla girmeye cesaret edemediği ama Şii
milisler ve Şebbihaların kaydırıldığına dönük haberler var bugün
manşetlerde de var, böyle bir bilgi var mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani tam olarak öyle bir bilgi yok
istihbaratımıza sormak lazım tabii, ama şu ana kadar.
SUNUCU- Bunu da denerse dediğiniz şey bunun içinde geçerli değil mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani kim olursa olsun buraya YPG’yi
korumak için ABD nde gelse onun için bu da geçerli, İran da gelse geçerli,
Şii milis veya o milis bu mili fark etmez biz bize saldıran terör örgütünü
korumak için kim gelirse gelsin bu söylediklerimiz geçerlidir, biz birine
husumet olsun diye bunu söylemiyoruz, bizim hedefimiz terör örgütüdür
diyoruz. Bu terör örgütünü yok etmek için buradayız, bu terör örgütünü yok
etmek için kim varsa kim hareket ederse tamam hatta destek de veririz. Ama
bu terör örgütünü kim korumaya kalkarsa da bizim gözümüzde Afrin’de veya
başka yerde YPG eşittir o grup, o ülke neyse o güç kim olursa olsun. Bu bir
prensiptir, bu ilkeli bir duruştur. Bu duruş bu ilkeli duruş, bu prensip
bir ülkeye ya da bir gruba yönelik değildir, biz Türkiye olarak ilkeli
hareket ediyoruz. Burada hedefimiz terör örgütüdür, o yüzden o ülkeye bu
ülkeye yönelik pozisyonumuz değişik olmaz eğer hedefimiz terör örgütüyse.
SUNUCU- Şimdi Afrin’de sizin çizdiğiniz fotoğrafta kırmızı çizgimizin net
olduğunu anlıyorum yani burada YPG, PKK çıkana kadar Zeytin Dalı Operasyonu
da devam edecek doğru mu anlıyorum?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette çünkü buradan bize saldırılar
geliyor, onlar orada olduğu sürece bu tehdit devam edecek ve roket menzili
de zaten Afrin şehir merkezine kadar da gidiyor. Dolayısıyla, her bakımdan
buradan YPG’lilerin temizleninceye kadar operasyonun devam etmesi gerekiyor
ve tamamen buradan teröristler temizlensin ve biz de rahat edelim, Afrin
bölgesindeki Kürt, Arap, Türkmen, Yezidi kim varsa hepsi onlar da ve
Süryaniler var onlar da isyan ediyorlar, çocuklarını biliyorsunuz
açıkladılar da kendileri, alıp ellerine silah verip zorla Mehmetçiğin ve
Özgür Suriye Ordusunun karşısına sürüyorlar. Dolayısıyla, tüm halklar rahat
edecek biz de güvenlik bakımından tabi ki rahat olacağız.
SUNUCU- Kalıcı bir çözüm buluncaya kadar da Afrin Merkez operasyonun bir
parçası olmayı sürdürüyor mu Zeytin Dalı Operasyonu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hiçbir şey anlamadım sorunuzdan.
SUNUCU- Yani şöyle: Şimdi bu aşamada eğer YPG kalmaya devam ederse,
çekilmezse bir formül bulunmazsa Afrin Merkez operasyonunun bir parçası mı,
Afrin merkeze girilecek mi Zeytin Dalı Operasyonu kapsamında?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunu başından beri söyledik ilk defa mı
duyuyorsunuz siz?
SUNUCU- Yok hayır.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda teröristlerin zaten en çok
yaşadığı yer neresi? Afrin’in merkezi. Biraz önce de söyledim Afrin’in
merkezi yani bizim sınırlarımızdan ölçtüğümüz zaman 30 kilometre civarında
yani en uzak bölgeden de dolayısıyla, bize atılan roketlerin menzilinin
içinde dolayısıyla, Afrin temizlenmeden diğer bölgelerin şu anda
temizlenmesi sınırımızın öbür tarafının temizlenmesi, sınır kontrolünün ele
geçmesi, o stratejik tepelerin ve dağların ele geçirilmesi operasyonun yani
güvenli bir şekilde devam etmesi bakımından önemli. Ama Afrin Merkez
temizlenmediği zaman bu teröristlerden bu operasyonun bir faydası yok ki.
Esas teröristlerin yuvalandığı yer orası, oluşan tehdit de orası, zaten en
başından beri Mehmetçiğimiz, bizler hepimiz şey yapıyoruz açıklıyoruz,
söylüyoruz zaten operasyon her yerden oraya doğru ilerleme var. Yani kuzey
doğudan var, hatta batıdan var, aşağıdan güney batıdan var, kuzeyden var,
yine doğu tarafından var, yani her taraftan kuzey doğudan da var dört
koldan tabiri var ya ama bu 7-8 koldan şu anda ilerleme var hedef Afrin
merkez zaten.
SUNUCU- Peki, bu Tillerson’la görüşme ve Amerika’yla ilişkilerin
normalleşmesine bu tartışmaların denk gelmesi, manidar buluyor musunuz,
yani bu ilişkilerin normalleşmesini akamete uğratacak bir pozisyon bu…
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi ABD’nin rejimle bir şeyi yok, yani çok da
fazla komplo teorisi kurmaya gerek yok. Şu bir gerçek: O bölgeden şu anda
YPG’yle ABD’nin kontrol ettiği bölgeden YPG’liler bu tarafa doğru Afrin’e
doğru kaydılar. Başka bir gerçek daha var, nereden geçtiler? Rejimin
kontrol ettiği yerlerden. Bunun illa bir plan dâhilinde olmasına da gerek
yok, zaten sahada parayı veren herkes her şeyi yapıyor. Bakıyorsunuz
rejimle YPG arasında silah alışverişi oluyor, bakıyorsunuz DEAŞ’la, YPG
arasında silah alışverişi oluyor. Bırakın petrolü ya da gıdayı ya da diğer
ürünleri her türlü şey var, ahlak dışı pazarlıklar da var yani bir taraftan
savaşıyorsunuz bir grupla, sonra bir bakıyorsunuz o grupla silah
alışverişinde bulunuyorsunuz. Sahada böyle hani çatışmanın savaşın da bir
kuralları olur, etik kuralları olur yok, bunlarda böyle bir şey yok.
SUNUCU- Çok kayıt dışı…
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dolayısıyla var, ama yani şimdi rejimin oraya
girmesini ABD sağladı dersek bana göre gerçekçi bir yaklaşım içinde
olmayız. Hatta ABD’nin şöyle şikâyetleri var: Yani burada operasyon devam
ettiği zaman Fırat’ın doğusundaki YPG’liler bu tarafa geliyor, daha orada
DEAŞ’lılar tamamen temizlenmedi DEAŞ terör örgütü değişik bölgelerde küçük
cepler halinde var dolayısıyla orada o tarafa gitmelerini biz de istemeyiz,
yani sizin de böyle bir talebiniz var, ama biz de istemeyiz dediler. Biz de
onlara şunu söylüyoruz: Yani siz bu DEAŞ cepleri dediğiniz yani gurupları
buralarda zaten YPG ile olan iş birliğinizi devam ettirmek için yani devam
ettirmek için bir gerekçe olarak bunu bıraktınız. Yoksa Rakka’da orada,
burada pazarlığı yapıyorsunuz, otobüslere bindirip gönderiyorsunuz, sonra
çöl ortasında tehdit diyorsunuz. Şehir içinde mücadele ediyorsun da güya,
çöl ortasında nerede olduğu belli sivil de yok, orada niye vurmuyorsun
onları?
SUNUCU- Niye duruyor orada?
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Niye duruyor orada? Bundan Irak da rahatsız.
Biz herkesin yüzüne yani tüm resmi büyük resmi ve detayları gördüğümüzü
söylüyoruz, yani bizi kandıramayacaklarını da söylüyoruz. Ama komplo
teorileri üzerinde de hareket etmenin bir anlamı yok bana göre.
SUNUCU- Peki siz Tillerson’la şimdi görüştünüz hem Sayın Cumhurbaşkanı’yla
yapılan görüşmede vardınız hem baş başa görüşmede. Türkiye ikna edebildi mi
bu YPG, PKK meselesinde Amerika’yı?
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz ne zaman ikna oluruz? Somut adımları
ve bu anlayışın uygulanmasını gördüğümüzden sonra ikna olabiliriz, henüz,
daha bu aşamaya geçmedik, ilk toplantılarımızı en geç Mart’ın ilk yarısında
yapacağız. Fakat bugüne kadar her zaman söylediğimiz gibi bir güven
bunalımı oldu, bunun da sebebi ABD, bize verilen sözleri tutmadı. Çok söz
verdiler, iki yönetim de, askeri de söz verdi, Başkanı da söz verdi,
Dışişleri Bakanı da söz verdi, aynı şekilde Savunma Bakanları da söz verdi,
daha önceki yönetimden de bahsediyorum, şimdiki yönetimden de bahsediyorum
ve bizim düşmanımız bir terör örgütüne destek verdi silah verdi, aynı
şekilde diğer taleplerimiz konusunda da verilen sözler tutulmadı. Şimdi bu
sözlerin tutulmasını nasıl tutulacağını beraber takip edeceğiz, yani
uzaktan şey yok verdik ne oldu bekle diye bir şey yok. O nedenle bu
oluşturacağımız mekanizmalarla beraber ABD verdiği sözleri tutarsa, bizim
endişelerimizi karşılarsa ve bundan emin olursak o zaman sizin söylediğiniz
olur.
SUNUCU- Bu Tillerson’a somut beklenti olarak tam neyi söylediniz, yani
Münbiç var mı bu işin içinde, sadece YPG, PKK mı var, ne var somut talep
olarak?
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Var. Birinci grupta FETÖ var ve diğer
rahatsızlık duyduğumuz yargı, konsolosluk gibi konular var birinci grupta
daha çok iki ülkeyi ilgilendiren. Diğer taraftan, ikinci çalışma grubunda
ise tamamen Suriye var, ama Suriye içinde de bir YPG var, öncelik Münbiç,
YPG’nin Münbiç’ten çekilmesi. Ve burada yani Münbiç’te nasıl bir oluşum
olacak, burayı kim yönetecek ve güvenliğini kim tesis edecek, bu konuda
birlikte çalışma. Diğer taraftan, sadece Münbiç’le ilgili değil bu,
Fırat’ın doğusunda da tüm şehirlerde aynı şekilde YPG yönetimine son
verilecek, çünkü buralar yüzde 90-95-99 Arap şehri. Ve her yerde bu savaş
öncesi iç savaş öncesi veya Münbiç operasyonu öncesi nüfus sayımı ve
dağılımı önüne konulacak ve o dağılım oranında oradaki insanlar kalacak,
çünkü YPG buralardaki insanları sürgüne gönderdi Kürtler dâhil.
SUNUCU- Demografik yapıyla mı oynadı?
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, etnik temizlik yaptı resmen sadece
demografik yapıyla oynamadı, etnik temizlik, mallarını, mülklerini de
ellerinden aldı. Neden 350 bin Kürt kardeşimiz var, Suriyeli Kürt
kardeşimiz Türkiye’de, gidemiyorlar. Herkes Kürt Kürt diyor oradan sürgüne
gönderilen 350 bin Kürtün hakkını kim savunuyor? Bir kısmı da Avrupa’da
yaşıyor şu anda bazen gelip bizim de görüşüyorlar anlatıyorlar. YPG’nin
kapattığı siyasi partilerin, siyasi, Kürt siyasi partilerden bahsediyorum,
bunların haklarını niye savunmuyorlar? Suriye Ulusal Kürt Koalisyonu var
aynı şekilde onlarla niye temasa geçip sizin talebiniz nedir, isteğiniz
nedir demiyorlar? Varsa yoksa bir YPG. Neden? Kimisi ideolojik sebepten,
kimisi işte Türkiye’nin düşmanı bizim dostumuzdur anlayışından, kimisi de
başka kendi, kendisi kullandığından, sadece varsa yoksa YPG var onlar için
ve bunu da tüm Kürtler diye şey yapıyorlar. O gün panelde de Münih’te
moderatör işte Türkiye Kürtlere karşı ibaresini kullandı düzelttik. Biz
Türkiye’de Kürtlere karşı değiliz, PKK’ya karşıyız, İran’da Kürtlere karşı
değiliz PJAK’a karşıyız, aynı şekilde Suriye’de YPG’ye karşıyız Kürtlere
değil. DEAŞ’a da karşıyız, El-Nusra’ya da karşıyız, El-Kaide’ye karşıyız,
terör örgütlerinin hepsine karşıyız, YPG, PKK da terör örgütüdür ona
karşıyız dedik.
SUNUCU- Bu Tillerson sözlerini niye tutmadığını söyledi içeride biz çok
anlamadık? Şimdi basın toplantısında dedi ki, Münbiç konusunda
taahhütlerimiz oldu, ama yerine getiremedik dedi, ne diyor?
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani şimdi getiremediğini söylüyor, yani bugüne
kadar söz verdik tutmadık sözümüzü diyor, esasen bu bir itiraf. Yani bir
insan hani bizimkiler diyor ya bunlarla niye konuşuyorsunuz, neden hani
böyle bir şey yaptınız, neden kovmadınız vesaire böyle aşırı şeyler de
geliyor da. Bir insan geliyorsa evet biz sözümüzü tutmadık hatasını kabul
ediyorsa bize de bir şans daha verin diyorsa bence o yol denenmelidir, yani
diplomasi sonuna kadar işler, diplomasinin işlemediği yerde zaten
olacakları kendilerine de açıkça da söyledik. Dolayısıyla, verilen söz
basit, Münbiç operasyonundan hemen sonra YPG buradan uzaklaştırılacaktı,
çünkü burası her şeyden önce yüzde 90 üzerinde 95 oranında bir Arap
şehridir. Kim yönetiyor şimdi burayı? Yüzde 2 bile olmayan YPG. Yani YPG de
o yüzde 2’nin temsilcisi değil, resmen dışarıdan gelmiş bir terör örgütü
yönetiyor, bunun gitmesi lazım. Diğer sözlerin de tutulmadığını da
kendileri de açıkça söylüyor, yani kendisine sormak lazım niye tutmadınız,
tutamadınız. Ama herkesin bir bahanesi var, yani Amerika’da Trump’ın
verdiği sözlerden sonra bile değişik kurumlardan değişik açıklamalar
geldiğini görüyorsunuz orada da bir karmaşa var.
SUNUCU- Sayın Cumhurbaşkanıyla görüşme uzun sürdü Sayın Bakanım, siz de
vardınız. Çok merak edilen bir görüşme orada bizimle paylaşabileceğiniz bir
şey var mı? Bir kere uzun sürdü.
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi orada tüm bir kere baştan sona bize
verilmeyen sözler nedir niye tutulmadı, duyduğumuz hayal kırıklıkları ve
bunun Türkiye’de yarattığı güven bunalımı ve hasarı açıkça söyledik.
Kendisi de tabi basın toplantısında söylediği gibi bunların farkında
olduklarını söylediler. Ve bunları nasıl aşabiliriz, hangi somut adımları
atabiliriz bunları konuştuk. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımız bir 10 dakikalık
bir video da gösterdi.
SUNUCU- Ne var onda efendim?
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Orada YPG’ye verilen destekler, YPG’nin nasıl
bir terör örgütü olduğu, o silahların sınırda nasıl yakalandığı ve o
silahların PKK’nın elinde nasıl yakalandığı vesaire, dolayısıyla, bir
müttefikin başka bir müttefike yapmaması gereken ne varsa bunları
bildiğimizi o videoda gösterdik. Ve o silahlarla bize yapılan saldırılar
dâhil onları da Sayın Cumhurbaşkanımız gösterdi. Şimdi burada baş başa oldu
görüşme hatta tercümeyi ben yaptım, bakıyorum burada da gereksiz şeyler
var. Her lider bir kişiyle veya her siyasetçi biz de Dışişleri Bakanları
olarak bazen baş başa görüşme yaparız bunun saati uzun olabilir kısa
olabilir. Millet seçmiş yetki vermiş güvenmiş Cumhurbaşkanımıza,
Cumhurbaşkanımız yine milletten aldığı yetkiyle Başbakanımızla beraber bizi
Dışişleri Bakanı olarak görevlendirmiş. Elhamdülillah bugüne kadar
milletimizin güvenini sarsacak bir hareket içinde de olmadık
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, eksiğimiz, hatamız olabilir, bunu niye
sorguluyorsunuz ki. Yani özel bir görüşme, ertesi gün ne görüştüğümüzün
çerçevesini, hatta bazı detaylarıyla beraber basın toplantısında kamuoyuyla
paylaştık mı? Paylaştık. Ortak bir açıklamayla yine yazılı bir şekilde
paylaştık mı? Paylaştık. Şu anda paylaşıyor muyuz? Paylaşıyoruz. Sizin
derdiniz ne? Onların derdi şu: yani bu görüşmelerle, yani onların istediği
gibi bir kaos çıkmadı bir şans daha verildi. Ama biz burada kendimizden
emin bir şekilde haklı olarak, haklı bir duruş sergileyerek yanlışları da
söyledik, beklentilerimizi de söyledik, eziklik içinde de değiliz Allah’a
şükür, çünkü haklıyız biz. Şimdi bunu siz yani hangi anlayışla bunu problem
yaratıyorsunuz? Esas dertleri her şey bitseydi, kaos olsaydı, ekonomi
çökseydi, oydu buydu falan hayır bunlar olmadığı için, hayal kırıklığına
uğradıkları için oradan buradan bahane buluyorlar. Biz bu 3 saat 15
dakikalık yaklaşık görüşmede tüm konuları baştan sona açık net bir şekilde
konuştuk ve hangi adımlar atılabileceğini de konuştuk PKK’yla mücadele de
var bunun içinde. Hangi strateji nasıl, bilgi paylaşımı nasıl olacak, nasıl
hedefler belirlenecek her şeyi konuştuk. Önemli meseleler bu kadar
ilişkilerin, yani çok kritik bir aşamaya geldiği noktada böylesine bir
görüşme ve görüşmenin de bu kadar uzun sürmesi gayet doğaldır. Yok, efendim
bir Cumhurbaşkanı bir Dışişleri Bakanıyla niye bu kadar uzun görüşürmüş,
size mi soracak Cumhurbaşkanımız kiminle ne kadar görüşeceğini? Ne kadar
ihtiyaç varsa kimle görüşmek için zaman olarak da detay olarak da o kadar
görüşür. Biz kim için görüşüyoruz? Kendimizi tatmin etmek için görüşmüyoruz
ki. Birisiyle veya başka bir kişiyle, liderle veya bir siyasetçiyle çok
uzun görüşmek bize paye mi kazandıracak, öyle şeye ihtiyacımız yok bizim.
SUNUCU- Bu tür görüşmelerin kayıt altına alınma şartı var mı Sayın Bakanım?
Oradan eleştiri var mesela işte kayıtlı mı, değil mi?
DIŞİŞLERİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Alınmadığını nereden biliyorlar, alınmadığını
nereden biliyorsunuz? Bir kere Sayın Cumhurbaşkanımız telefon görüşmesi de
olsun kayıtta olmasına rağmen ikili görüşmelerde de olsun şu konuşma
notunun tersini çevirir ve burada notlarını da alır. O gün tabi ben sadece
ana unsurlarıyla notları aldım konuştuğumuz konular nedir zaten detaylarına
hakimiz. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız da orada güzel güzel kritik noktaları
yani kayıtlarımıza da geçsin diye ne konuşulduğu, yarın da herhangi bir
çelişkili şeyler de olmasın, gayet güzel bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız
da not aldı. Sonra çıktıktan sonra ben arkadaşlarımı çağırdım, Bakanlıktan
arkadaşlarımı, orada ne konuşulduğunu ve ona göre de gece hazırlık
yapılması gerektiğini söyledik ve bunun özetini biz alıyoruz kayıtlarımıza
da koyuyoruz ne konuştuğumuzu. Zaten ertesi gün de bunları –dediğimiz gibi-
açıkladık da. O yüzden kayıtlara heyetlerarası toplantıda da dün akşam
bunları konuştuk böyle yapacağız, dün akşam bunu konuştuk böyle yapacağız,
dün akşam şöyle konuştuk böyle yapacağız diye heyetlerarası görüşmede de
yine bunları tekrar gözden geçirdik ve orada da tabii not tutucu
arkadaşlarımız da var. Biz bunları, devletin kurallarını da biliriz,
kurumlarını da biliriz, bir işi nasıl yapacağımızı da biliriz,
bilmeyenlerin de burada ahkam kesmesini de doğru bulmuyoruz.
SUNUCU- Tillerson’un bir talebi oldu mu Türkiye’den?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tillerson’un klasik talepleri var; işte
Türkiye’de bazı çifte vatandaşlar var, bunlar tutuklandı, bunlarla ilgili
işte yargı sürecinin hızlanması. İzmir’de biliyorsunuz meşhur Rahip Brunson
var, onu gündeme getirdi. Onun dışında da, konsolosluk işlerinin dışında da
bir konu gündeme getirmedi, çünkü Türkiye’nin ABD’ye yaptığı bir yanlışlık
yok. Yani biz herkes için güvenilir bir müttefikiz, güvenilir bir ülkeyiz.
Avrupalılar için de geçerli, dünyadaki diğer ülkeler için de geçerli, ABD
için de geçerli, bizim bir yanlışımız olmadı. Dolayısıyla siz şurada bize
yanlış yaptınız diyemez. Türkiye’de ABD’ye yönelik eleştiri var diyebilir,
ama bunun da sorumlusu ben değilim. Ben esasen halkın hislerini
yansıtıyorum konuşmalarımda. O gün basın toplantısında da bir Amerikalı
gazeteci sanki tüm sorunların sebebi Cumhurbaşkanımızın ve benim bazı
konuşmalarım. Bizim yaptığımız konuşmalar ABD’nin yaptığı yanlışlara
yönelik tepkidir. ABD karşıtlığını kışkırtmak için ya da ABD düşmanlığı
içeren bir konuşma değil ki bunlar. Ama Amerika’da her gün bakın, her
yerde, basınından tutun think tank’lerine kadar Türkiye düşmanlığı içeren,
Türk düşmanlığı ve İslam düşmanlığı içeren konuşmalar, makaleler ya da işte
tartışmalar vesaire vesaire. Kimisi de biz biliyoruz ki sadece ABD içinden
kaynaklanmıyor, dışarıdan da bazı Müslüman kardeşlerimiz de dahil, yani
ülkeler diyorum, ciddi para harcayarak Türkiye aleyhine yazılar da
yazdırıyorlar. Ama ben şunu söylemek istiyorum: bunun dışında Tillerson’un
veya bir ABD yetkilisinin Türkiye’ye yönelik söyleyeceği bir şey olamaz.
SUNUCU- Kriz aşıldı mı Amerika-Türkiye arasında, nasıl tarif edeceğiz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Krizin açılması için bir şans verdik ve
nasıl aşılacağının çerçevesini de biraz önce anlatmaya çalıştım. Eğer bu
süreçte ABD bizim beklentilerimizi karşılarsa, sözünü tutarsa,
endişelerimiz ortadan kalkarsa, güven tekrar tesis edilebilirse o zaman
kriz tam olarak aşıldı diyebiliriz.
SUNUCU- O zaman kriz şimdilik kontrol altına mı alındı diyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, kontrol altına alındı ya da krizin
aşılması için bir yol haritası belirlendi. Bu yol haritasında da birlikte
çalışacağız. Uzaktan belge verdim, hadi bak ne oldu; yok. FETÖ, niye iade
etmedin kardeşim? Bak efendim daha önceki verdiğiniz belgeleri bir önceki
yönetim inceledi de, bir şey yapılamaz dedi de, tekrar açmak zor da; tamam,
işte belgeler tekrar çalışma grubunda, işlediği suçlar bunlar, deliller
bunlar ve itiraflar bunlar, aramızdaki anlaşma bu. Şu maddesi-şu maddesi bu
kişiyi bize iade etmenize izin veriyor. Hukuk var, her şey var. Niye itiraz
ediyorsun şimdi söyle. Efendim, bana bazı daha detaylı deliller lazım ABD
içinde de soruşturma açmak için. Ama şunu söyleyelim: son zamanlarda FBI
değişik eyaletlerde, 15 civarında sanırım eyalette FETÖ okullarıyla ilgili
soruşturma başlattı. Bizim uzun zamandan beri istediğimiz şey bu. Ama bizim
elimizde de bu paraları nereden gönderdiler, hangi illegal yollarla, vize
kaçakçılığı vesaire, zaten Washington’da bir MASAK uzmanımız da var, iyi
bir arkadaşımız. Bunları da yine bu çalışma grubunda ortaya koyacağız ki
ABD’nin bir bahanesi, bir mazereti olmasın. Çünkü veriyoruz bakıyoruz
bakıyoruz bakıyoruz, orada beraber bakacağız. Varsa itirazın şimdi burada
söyle, benden başka bir şey istiyor musun söyle ve neden istiyorsun? Bu
çalışma grubu, basın toplantısında da söyledim; topu taca atmak değil somut
olarak adımların nasıl atıldığını beraber görmektir. Biz de buna bir katkı
sağlayabileceksek, biz de, delil, belge vesaire; bu birinci grup için.
İkinci grupta da, Afrin’de YPG’nin gittiğinden emin olacağız. Daha önce
bizi davet ettiler, bak YPG yok dediler, oysa YPG’liler saklandılar. Sonra
bizimkiler geldi, tekrar YPG’liler Afrin sokaklarında normal hayatına
döndüler. Bu gibi kandırmacalar da olmayacak artık.
SUNUCU- Menbiç’i biz komisyonla mı halledeceğiz? Çünkü eğer YPG çıkmazsa…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Komisyonla halledeceğiz.
SUNUCU- Komisyona kadar o zaman bir operasyon söz konusu olmayacak.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii, şimdi bu komisyonun amacı;
Menbiç’ten YPG’lileri çıkarmak, çıkarıldığından da emin olmak. Sürecin
şeffaf olduğunu görmek. Dolayısıyla bu komisyonun amacı budur. Bu komisyon
işlemezse veya bu komisyona rağmen burada kalmaya devam ederlerse, o zaman
Afrin’deki gibi gerekli müdahaleyi de Allah’ın izniyle yaparız.
SUNUCU- Yani bir oldu-bitti’ye Türkiye izin vermeyecek burada da.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, yani bu somut adımların, bu
çalışma anlayışının ya da mekanizmaların amacı bu. Bundan sonra bahane yok,
bundan sonra topu taca atma yok, oyalama yok, gereksiz bilgi kirliliği yok,
her şey şeffaf olacak. Orada Tillerson bir şey söyledi, bundan sonra
Suriye’de ABD yalnız tek başına hareket etmeyecektir, Türkiye’yle birlikte
hareket edeceğiz, Türkiye’ye soracağız dedi. Bu önemli, umarım bu sözünü
tutarlar, tutmalarını istiyoruz, bekliyoruz.
SUNUCU- Artık sonuna doğru geldik, son bir soru izninizle.
Bu sahadaki Amerikalı komutanlarla siyasiler arasındaki o makas giderilirse
mi bir çözüm bulunabilecek? Çünkü mesela sizin o görüşme yaptığınız
saatlerde işte Mattis, öncesinde işte biz gerekirse PKK-YPG’yi savaştırırız
gibi bir cümle söyledi, sahadan başka açıklamalar geliyor. Onu söyledi mi
Tillerson?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tillerson öyle bir şey söylemedi, ama
YPG ile bağların koparılması, tamamen işte silahların bırakılması, terörün
sona ermesi gibi bazı şeyler söyledi. Ama ayrıca bizim tabii PKK’ya yönelik
de ortak hareket etme konusunda yine bir çalışma grubumuz var, bu özellikle
Irak’a yöneliktir. Bu çalışma grubunun içinde başka aktörler de olacak,
yani kendi iki ülke arasındaki kurumların dışında. Bunun da planlamasını
şimdi yapıyoruz, çalışma grubunun içinde bunlar da ele alınacak, üçüncü
çalışma grubu. Hep bir, iki dedik ya, üçüncü çalışma grubu buna ait. Şimdi
burada sizin söylediğiniz çok önemli, yani Vaşington’da söylenenle Suriye
toprakları içinde söylenenler tamamen farklı. O zaman ABD yönetiminin bir
şey daha yapması gerekiyor; yani kendi iradesinin üzerinde farklı irade
koyan kişiler varsa, bunun tedbirini onların alması gerekiyor. Düşünün
şimdi Türkiye’de Cumhurbaşkanımız bir şey söyleyecek Başkomutan olarak,
devletin başı olarak ya da Başbakanımız, sonra herhangi birimiz veya
herhangi bir kurumumuz, herhangi bir kişi buna ben de dahil, çıkacağız
diyeceğiz ki hayır öyle değil biz böyle; olur mu öyle şey? Bu olmaz. O
nedenle bunun tedbirini ABD alacak, ama ileriki zamanlarda önümüzdeki
süreçte de göreceğiz, bununla ilgili de bazı tedbirler olacak.
SUNUCU- Sayın Bakanım, çok çok teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkürler.
SUNUCU- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla çok detaylı ve önemli
konuları konuştuk, özellikle son dönemde Vaşington-Ankara hattında ne
oluyor onu kendisinden dinledik, çünkü sürecin en önemli aktörlerinden biri
Mevlüt Çavuşoğlu, söyledikleri de oldukça önemli.