SUNUCU- Evet, Kuzey Irak’ta referandum süreci tamamlandı ve evet çıktı ama,
Türkiye’nin buna dair tepkisi devam ediyor yanlış yoldan dönün diye, bugün
Sayın Cumhurbaşkanı da çok net bir şekilde konuştu. Türkiye ne yapacak, şu
ana kadar ne yaptı, tabi bunu en iyi bilen isimlerden biri kuşkusuz
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu önemli bir isim, o konuğumuz.
Efendim, hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.
SUNUCU- Sayın Bakanım, şimdi yapmayın, etmeyin dedik, ama yaptılar,
referandum bitti, sonuç evet çıktı. Şimdi bugün Sayın Cumhurbaşkanı
söyledi, sınırı kapatmak, işte vanayı kapatmak, hava sahasını kapatmak,
bütün bunları yapmamız an meselesi. Nereden başlayacağız, ne yapacağız?
Referandum bitti çünkü.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz sadece yapmayın, etmeyin deyip
kestirip atmadık, neden yapmamaları gerektiğini ve referandumu iptal
ederlerse kendilerine nasıl yardımcı olabileceğimizi de söyledik,
referandumu yaparlarsa da neyle karşı karşıya kalabileceklerini de net bir
şekilde izah ettik. Onların bize bir sözü vardı, özellikle Barzani bana
söylemişti, diğer ülkelerin ne dediği önemli değil, burada Türkiye’nin ne
dediği önemli, Türkiye’nin tavsiyelerini dinleriz demişti; ama gördük ki
dinlemediler. Dolayısıyla...
SUNUCU- 23 Ağustos’taki görüşmenizde net bir şekilde bunu Barzani’ye
söylediniz mi Sayın Bakan?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Net bir şekilde, önce tüm heyetler
varken herkesin huzurunda net bir şekilde söyledik. Hatta sonunda da şöyle
özetledik, başında söyledik aynı şekilde, sonunda bir daha vurgulayarak
söyledik: Referanduma karşıyız, haklarınızın yanındayız, aynen böyle
söyledik. Sonra baş başa kaldığımızda da, yine heyetler varken de, neden
referandum yapmamaları gerektiğini tek tek izah ettik. Ve baş başa
kaldığımız zaman yine söyledik, referandum yaparlarsa karşı karşıya
kalacakları tehditleri de kendilerine izah ettik, kim nereden saldıracak,
nasıl olacak, hangi yaptırımlar olur, şu anda anayasayla elde ettikleri
hakları da kaybedeceklerini ve kaos oluşacağını, aynı şekilde Kürt Bölgesel
Yönetiminin içinde de kargaşaların olacağını, siyasi kargaşaların
olacağını, hepsini söyledik, esasen tüm dünya bunu söyledi.
Peki, şu anda da masada zayıf, ben referandumu yapayım, ondan sonra
Bağdat’la görüşürüm iddiasındaydı. Ve referandumu iptal etseydi Bağdat’a
karşı eli çok güçlü olacaktı. Bir kere tüm ülkeler, P5 ülkeleri dahil,
daimi üyeler ve bizler, Avrupa Birliği, herkes varsa bunların elde
edemediği haklar, o konuda yardımcı olacaktık, ama şimdi hiç kimseyi
dinlemediler. Peki, neden tüm dünya karşıyken Barzani buna gitti? Esasen
Barzani’nin derdi, kendi Başkanlığını sürdürmek, çünkü Bölgesel Yönetimde
Barzani gücünü kaybetti ve diğer partiler kendisine karşı ve diğer partiler
anayasaya meclisin toplanması için seçim kanununu getirme şartını da
koydular ve bu seçim kanunu tabi geldiği zaman Başkanın süresi de belli
olacak. Şu anda belli olmayan bir süreç, uzun zamandır Bölgesel Yönetimin
Başkanlığını yürütüyor ve seçim olsa kaybedeceğini biliyor ve kendi
koltuğunu korumak için esasen Irak’taki Kürtlerin geleceğini tehlikeye
attı.
SUNUCU- Ve kendisi için bölgeyi feda etti.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, aynen böyle.
SUNUCU- Şimdi bizim tepkimiz…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Eğer Kürtlerin haklarını savunmak için
bunu yapsaydı, tüm dünyanın tavsiyelerini ve dostane tavsiyelerini dikkate
alırdı.
SUNUCU- Sınırı kapatmamız ya da vanayı kapatmamız, hava sahasını
kapatmamız, bunlar seçenek olarak masada. Ne zaman olur, her an mı
olabilir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani biz aşama aşama adımlarımızı
atacağız. Aşama aşama adımlarımızı atarken, bir; bundan sonra bizim
muhatabımız Bağdat’tır, Bağdat’tan gelen talepleri dikkate alacağız. Bizim
tavsiyelerimizi…
SUNUCU- Yani Kürt Yönetimini artık biz kaale almıyor muyuz, muhatabımız
değiller.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette almıyoruz. Ve şu anda zaten
KDP’nin temsilcisi burada olsaydı buyur ülkeyi terk et diyecektik, şu anda
zaten Erbil’de olduğu için gelme kardeşim denildi, KDP’nin temsilcisi.
SUNUCU- Bu söylediğiniz önemli, KDP temsilcisine Türkiye’ye gelmeyin dedik.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet. Burada olsaydı ülkeden ayrıl
diyecektik, daha önce KYB’nin özellikle PKK’ya alan açtığı için
temsilcisini biliyorsunuz gönderdik. Bundan sonra böyledir, bize karşı
yanlış yapan herkese karşı biz de gerekli tedbirlerimizi alırız. Ve KDP’nin
temsilcisi burada olsaydı gönderecektik, ama orada olduğu için telefonla
arkadaş aradılar, Türkiye’ye gelme kardeşim. O da ben anladım mesajınızı
dedi.
Ve buna benzer adımlarımızı atacağız. Yani Barzani Yönetimini muhatap
almayan, Bağdat’ı muhatap alan, ama bizim tavsiyelerimizi dinlemediği için
tüm bölgeyi riske atan bu yönetime karşı da Cumhurbaşkanımızın da,
Başbakanımızın da sinyallerini verdiği adımları aşama aşama atacağız.
SUNUCU- Erbil Başkonsolosunu çekme masada mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Erbil Başkonsolosluğu Irak Dışişleri
Bakanlığının izniyle açılmıştır, yani dış politikada zaten Bağdat
sorumludur, dolayısıyla biz Erbil Başkonsolosluğunu açarken Bölgesel
Yönetimden izin almadık, Bağdat’tan izin alındı. Dolayısıyla burada bizim
muhatabımız Bağdat Yönetimidir, Irak Dışişleri Bakanlığıdır.
SUNUCU- Televizyonları uydudan çıkarttık.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bununla ilgili kararları RTÜK zaten
alıyor, bazı konularda da uyarılar da yapıldı. Ve biliyorsunuz bazı…
SUNUCU- Yani büroları kapatma ve terk etme…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunlar tabi RTÜK’ün alacağı kararlar,
bunları değerlendiriyorlar.
Bir grup Irak askeri ve yine polis dahil güvenlik gücü Türkiye’ye geldi,
ortak tatbikatlar yapılıyor.
SUNUCU- O ortak tatbikatı biraz açalım mı Sayın Bakanım? Bu ortak tatbikat
ne anlama geliyor? Yani her an girebiliriz, bir sınır ötesi operasyon
olabilir mi anlamına mı geliyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kısa şu anlama geliyor: Biz ne diyoruz?
Irak’ın ulusal birliği ve sınır bütünlüğünü destekliyoruz. Irak’ın sınır
bütünlüğünü destekliyoruz demek, sadece kuru kuruya bir söz değildir,
Irak’ın bu konuda bizden bir talebi olursa Irak’a sınır bütünlüğünü
koruması için destek vereceğiz demektir.
SUNUCU- Mesela Bağdat Yönetimi dese ki, Türkiye, gelin, birlikte Kuzey
Irak’a bir operasyon yapalım derse var mıyız?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunun tabi şartlarını değerlendiririz,
otururuz konuşuruz, böyle gelişi güzel herhangi bir yere girmek değil, ama
Irak’tan gelecek talepleri onlarla beraber değerlendiririz ve her türlü
desteği de veririz.
SUNUCU- O zaman ortak bir operasyon pekala mümkün, doğru mu anladım?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hepsi masada.
SUNUCU- İran bu işin neresinde Sayın Bakanım?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bölgede iki tane sınır komşusu
var, yani Suriye’yi saymıyoruz, Suriye zaten kendi derdiyle meşgul, bir
sürü problemleri var, sadece DEAŞ meselesi değil. Dolayısıyla Irak’ın diğer
iki komşusu kuzeyde kim? İran ve Türkiye. Dolayısıyla bu bölgenin
geleceğini de riske atan veya bölge için tehdit oluşturan adımlar atıldığı
zaman pekala bizim bölge ülkeleriyle iş yapmamız doğaldır, yani yapmamız
gerekiyor, bu da doğaldır. Hiç kimse, efendim, İran’la niye işbirliği
yapıyorsunuz? Bak Suriye de şunu yapıyor, Irak da bunu yapıyor. Biz Irak’ın
yanlış politikalarına katılmadığımızı her zaman söylüyoruz, arkalarından
konuşmuyoruz, ikili görüşmelerimizde de söylüyoruz. İşte 4’ünde Sayın
Cumhurbaşkanımızla beraber yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi
toplantısını yapmak için Tahran’a gidiyoruz, bu ikili bir mekanizma, ama
elbette bu konular konuşulacak. Ama hepimizi ilgilendiren ortaya bir tehdit
çıktığı zaman bu konuda da işbirliği yapabiliriz, bu doğaldır, buna da
kimse karışamaz, çünkü bu İran’ın da güvenliğini etkiliyor, bizim de
güvenliğimizi riske atıyor.
SUNUCU- O zaman şöyle, eğer doğru anladıysam: Irak’ın, Merkezi Hükümetin
daveti olursa Irak’a bir ortak operasyon pekala olabilir, İran da buna
dahil edilebilir.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öyle söylemedim, İran’la ortak bir
işbirliği yapmak, koordine etmek, tehditlere karşı nasıl adımlar atabiliriz
demek, İran’la beraber ortak operasyon yapacağız anlamına gelmez. Ama
alacağımız başka tedbirler de var, şartlar gelişir o da olabilir, ona bir
şey söylemiyorum, ama bu anlama gelmez. Benim söylediğim, otomatikman
birlikte operasyon yapacağımız anlamına gelmez. Ama hepimizi etkileyen bir
gelişme olduğu zaman bu konuda ortak adımlar atmak için biraraya
gelebiliriz ya da atacağımız adımları koordine edebiliriz. Diğer konularda,
ekonomik konularda, siyasi konular, askeri konular var, gümrük konuları
var, sınır konuları var, bir sürü konular var, yani bizim artık bundan
sonra Bağdat’ı muhatap alacağımız birçok konular var.
SUNUCU- Ama şu anda Habur’da sınırda, Silopi’de Irak’la ortak tatbikat
yapmamız, bu pekala Bağdat’ın bir daveti olursa ortak bir operasyon
anlamına da gelir, davet olursa.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani yüzde 100 ortak operasyon anlamına
gelmez, ama bu da muhtemeldir diyoruz. Yani yapılan bir şey otomatikman bir
operasyon anlamına gelmez. Ama ihtiyaç duyulduğu zaman burada atacağımız
adımları koordine etmek için bu tür ortak tatbikatlar da önemlidir, onu
söylemeye çalışıyorum.
SUNUCU- Şimdi biz şey diyoruz, hani referandum yapıldı, eğer sınır
değişirse Lozan ve Ankara anlaşmalarına atıfta bulunuyoruz. Fakat bu
referandum değil de bağımsız Kürdistan ilan edilirse sınır değişikliği
fiilen olmuş olacak. Dolayısıyla bir müdahale hakkımız uluslararası hukuk,
bu MGK bildirisine de yansıdı, bağımsız Kürdistan ilan edilirse Lozan ve
Ankara anlaşmasına atıfta bulunarak o zaman tek başımıza da oraya bir
harekat, operasyon yapma hakkımız var?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani biz ihtiyaç duyduğumuz zaman sadece
-tabi burada Irak’ın egemenliği önemli, Irak Devletinin, Hükümetinin bizi
davet etmesi de önemli- angajman kurallarımızı uyguladığımız durumlar var.
Bize Irak’tan bir tehdit geldiği zaman, bir saldırı geldiği zaman PKK’dan
örneğin, PKK’nın bulunduğu yerlere biz bugüne kadar çok operasyon yaptık,
yani dağlarda, inlerinde, her yerde operasyonlar yapıyoruz. Bu,
uluslararası hukuktan doğan hakkımız, kaynaklanan hakkımız, angajman
kuralları. Ama bir ülkenin içine askeri olarak gidebilmek için tabi o
ülkeden de davetin gelmesi lazım, bu da bir uluslararası hukuktur.
Dolayısıyla burada da bizim yine muhatabımız Bağdat’tır, yani bunu açıkça
söylememiz gerekiyor.
Ama diğer taraftan siyaseten de attığımız adımlar var, atacağımız adımlar
var. Örneğin tüm ülkeleri şimdiden uyarıyoruz, bakınız referandumdan önce
referanduma karşı olduğunuzu söylediniz, bunda samimi olduğunuzu
göstermeniz lazım, sakın ha referandumu destekleyici eğilimler içine
girmeyin. Bakanlığımıza P5 ülkelerinin Büyükelçilerini çağırdık, ayrıca
Almanya, yine Suudi Arabistan Büyükelçilerini de davet ederek yine onlara
bu telkinlerimizi ilettik, yani burada herkes referandum öncesi çizgide
durması gerekiyor. Bugün Avrupa Birliği’nden önemli bir açıklama geldi,
yani bizim tavsiyelerimizi dikkate almadınız diye net bir şekilde
referandumun yanlışlığını…
SUNUCU- İsrail’le temasınız oldu mu ne yapıyorsunuz diye?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İsrail’le bir temasımız olmadı bizim,
yani benim herhangi bir temasımız olmadı. Esasen İsrail’in bu resmi görüşü
mü, şahısların görüşü mü, -daha önce de söyledim- o da net değil. Çünkü
bazı açıklamalar oldu ama, bir devlet tutumu olduğuna dair bir emare yok.
Ama öyle görünüyor ki zaten İsrail’den gelen bireysel de olsa desteğin
dışında dünyanın hiçbir yerinden bu referanduma destek gelmemiştir.
SUNUCU- Sayın Bakanım, şimdi Sincar’da hızla PKK üsleniyor, Sincar Şengal
denilen bölüm. Şimdi orada bizim muhabir arkadaşımız da var. PKK’lılar
zaman zaman Kerkük’e de iniyor. Şimdi bu durum bize oraya bir operasyon
hakkı verir mi, çünkü Türkmenler var orada?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette verir. Dolayısıyla burada
Türkmen kardeşlerimize yönelik bir tehdit oluşursa, geçenlerde zaten Erşat
Salihi de geldi, kendisiyle de görüştük, uzun uzun sohbet ettik. Bağdat’a
gittiğim zaman da tüm Türkmenlerin temsilcileriyle ve Milletvekilleriyle
yine bir masa etrafında bir araya geldik, gerçekten o birlik, beraberliği
görünce de mutlu olduk. Öyle Sünni’ymiş, Şii’ymiş ayrımı olmaz, yani
Türkmen kardeşlerimizin de Irak’ta bir ve beraber olması gerekiyor. Bizden
taleplerini de kendileri sıraladılar, gelince Sayın Cumhurbaşkanımıza ve
Başbakanımıza da arz ettik ve Başbakan Yardımcımız Hakan Çavuşoğlu’yla da
yine bu işleri koordine ediyoruz ve Türkmen kardeşlerimizin her türlü
isteğini bundan sonra daha böyle somut projelerle de karşılamak için yoğun
çalışıyoruz. Ama Türkmen kardeşlerimize yönelik bir saldırı, bir tehdit
oluşursa, biz burada gereğini yaparız, bu konuda da hiçbir zaman
tereddüdümüz olmaz.
SUNUCU- Bizim Irak’ta şimdi başta Şengal olmak üzere birkaç noktada askeri
varlığımız var, buradaki askeri varlığımız operasyonel mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Burada veya başka yerde, yani bizim
bulunan, tabi bazı ülkelerde barış gücümüz var, örneğin Lübnan’daki barış
gücümüz bizim konvansiyonel değil, dolayısıyla gayri muharip barış gücü.
Ama diğer yerlerde arazide bulundurduğumuz askerlerimizin hepsi her an her
türlü mücadeleye hazırdır, bu yeteneğe ve kapasiteye de sahiptir, her türlü
donanıma da sahiptir, yeter ki bir sinyal gelsin. Yani bu konuda zaten
koordinasyon yapılıyor, istihbaratımız, Genelkurmayımız, yani askerimiz,
aynı şekilde Dışişleri Bakanlığı olarak biz bunların hepsini koordine
ediyoruz, bu konuda bir sıkıntımız yok, ama gerekirse her türlü takviye de
yapılır tabi acil durumlarda.
SUNUCU- Şimdi Sayın Başbakan açıkladı, dedi ki, diplomasi, siyasi, ekonomik
ve askeri yaptırım diye 4 başlık belirledik. Şimdi an itibarıyla bu dört
başlıktan üçü devrede mi, yoksa henüz diplomasi, siyasi başlıkları
tüketmedik mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha dün bir, bugün iki, yani kimse şu
hisse kapılmasın: Türkiye gelişi güzel paldır küldür de hareket etmez, ama
iki günde hiçbir şey yapılmadı diye de düşünülmesin, aşama aşama bu
adımlarımızı atacağız ve koordineli atacağız, Bağdat’la aynı şekilde
koordine edeceğiz. Ve biraz önce attığımız adımların birkaçını söyledim,
onun dışında atacağımız adımları da planlıyoruz, stratejilerimizi
belirliyoruz ve olasılıkları değerlendirerek de ne yapacağımızı aynı
şekilde istişare ediyoruz. Başbakanlıkta bir Koordinasyon Kurulu kuruldu,
değişik Bakanlıklardan arkadaşlarımız var, bizim de Müsteşar Yardımcımız
orada bölgeyle ilgili arkadaşımız. Dolayısıyla tüm bunları koordineli bir
şekilde kurumlarımızla beraber götürüyoruz.
Ayrıca, siyasi konuları da yine tüm dünyayla koordine ediyoruz, bölge
ülkeleriyle de yine yakın bir koordinasyon içindeyiz. Bu ciddi bir
gelişmedir, bu ciddi gelişme karşısında bizim adımlarımızı planlı bir
şekilde, dikkatli bir şekilde, ama kararlı bir şekilde atmamız lazım, biz
de bunları yapıyoruz zaten.
SUNUCU- Habur’u kapatmak bize bir zarar getirir mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Habur’u kapatmak değil, bundan sonra
Habur’da da bizim muhatabımız Bağdat olacaktır. Habur’u niye kapatalım?
Yani bu Irak sınırıdır, Irak’la Türkiye arasında bir sınır kapısıdır,
dolayısıyla burada muhatabımız Bölgesel Yönetim değil zaten anayasaya göre
de öyle, bugüne kadar Irak kendi içinde yaşadığı sorunlar, özellikle Maliki
dönemindeki sorunlar, diğerlerinin dışlanması, sonra DEAŞ’ın gelmesi
vesaire, bu sorunlardan dolayı bu konulara Bağdat Yönetimi, Irak Hükümeti
ağırlık verememişti. Ama şimdi zaten DEAŞ’e karşı da önemli başarılar elde
ettiler, bir kere daha kendilerini kutluyoruz ve her zaman yanlarındayız
teröre karşı mücadelede. Dolayısıyla esasen bu sorunlardan dolayı bu
sınırda gümrük kapılarının kontrolünü fazla önemsememişlerdi, esasen bizim
tüm ikili anlaşmalarımız, hükümetler arası anlaşmalarımız Bağdat’la.
Erbil’le değil. Dolayısıyla kapatma yerine artık Bağdat’ı muhatap alan
tedbirleri almamız gerekiyor.
SUNUCU- Ha o zaman Kürt Yönetimine dair birtakım adımlar orada kontrol edip
elenebilir…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ama şu anda zaten yine
Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın talimatlarıyla gümrükte gerekli
kontroller yapılıyor, hassasiyet gösteriliyor.
SUNUCU- Bu vana kapatma meselesi.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi burada tartışmalı bölgeler var,
yani esasen yine anayasaya göre Bağdat’ın, yani Irak’ın Kürt Bölgesel
Yönetimi’nin sınırları içerisinde değil de diğer dışarıda kalan alanlar var
ve burada da hükümranlık hakkı Bağdat’ındır. Dolayısıyla daha önce olduğu
gibi artık Kürt Bölgesel Yönetimi buradan Bağdat’ın petrolünü alıp başka
yerlere satamaz. Yani burada tabi ki bir de yine anayasayla Kürt Bölgesel
Yönetimine verilen haklar var, dolayısıyla bunlar da bu petrolü bir yere
satacak. Nereden satacaklar? Bizim üzerimizden gitmek durumundalar. O zaman
biz de tabi ki bizim tavsiyelerimizi, hassasiyetlerimizi dikkate
almayanlara karşı bizim de bu muamelemiz, uygulamalarımız farklı olacak.
SUNUCU- Mesela hani Barzani, tamam, referandumdan evet çıktı ama, bu
Kürdistan’ın ilanı çok hani zaman alacak, belki ileride vazgeçebilirim
derse biz yumuşar mıyız?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz artık bunların sözlerine
güvenemeyiz, uygulamayı göreceğiz. Irak’ın toprak bütünlüğü içinde kalıp
Irak’ı bölmeye çalışmazlarsa, bölge için tehdit oluşturmazlarsa, niye bizim
onlarla problemimiz olsun, bizim Kürt kardeşlerimizle niye problemimiz
olsun? Suriye’deki Kürtlerle bizim ne problemimiz var? Bizim YPG’yle
problemimiz var, PKK’yla problemimiz var.
Esasen PKK’nın hedeflerinden bir tanesi de yine Barzani Yönetimidir ve bu
referandumdan sonra bu, gelişmelerden sonra bunlar zayıflarsa ilk saldıran
PKK olacak. Çünkü PKK Kuzey Irak’ta alan genişletmeye çalışıyor, kendine
alan yaratmaya çalışıyor dağın dışında arazide. Ve özelikle Süleymaniye
bölgesinde şehirlere, belli bölgelere inmiş durumdalar, yani bizim Talabani
Yönetimine tepkimiz bundandır. Ve PKK, diğer güçler, yine Haşdi Şabi orada,
hepsi yarın, yani bizde bir halk tabiri var çullanmak diye, kendisine bu
risklerin hepsini izah ettim, yarın hepsi saldıracaklar, yani yine olan
Kürt kardeşlerimize olacak. Biz bugüne kadar Kürt kardeşlerimize hep sahip
çıktık. Yani Türkiye’de de Kürt kardeşlerimiz var, bugüne kadar Doğu’da,
Güneydoğu’da Kürt kardeşlerimize kim sahip çıktı? Recep Tayyip Erdoğan’dan
başka bu kadar sahip çıkan bir lider mi çıktı her türlü siyasi riski
alarak? Bizim Kürt kardeşlerimizle bir problemimiz yok. Bizim şu andaki
problem Barzani Yönetimidir, yani oradaki Kürt kardeşlerimizi biz
suçlamıyoruz bunun için. Barzani Yönetimi, hatta diğer partiler…
SUNUCU- Bu Barzani neye güveniyor Sayın Bakanım? Siz şimdi 23 Ağustos’ta
yüz yüze konuştunuz değil mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Konuştuk.
SUNUCU- Anlattınız, bütün riskleri söylediniz…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Heyetlerle de görüştük, baş başa da
görüştük.
SUNUCU- Baş başa da görüştünüz. O baş başa görüşmede de bu iş işte senin
için yıkım olacak, yapma, işte riskleri budur diye tek tek saydık. Neye
güveniyor de o zaman yapıyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Herhalde yapmazsam, gitmezsem de benim
için yıkım olacak dedi, bir risk aldı, yani koltuğu kaybetmek korkusu da
vardı, öyle gördüm bu süreçte. Biraz önce izah ettim…
SUNUCU- İsrail’in desteği tek başına yeter mi ona?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yetmez, yani tek başına hiç kimsenin
desteği yetmez, kimse yarın sahip çıkmaz. Saddam kimyasal silah kullandığı
zaman kim sahip çıktı? Kimse sahip çıkmadı. Gene Peşmergeler geldi, biz
misafir ettik, insanlığımızı yaptık biz. Yanlış mı yaptık? Hayır, yanlış
yapmadık. Bazen şimdi yorumlar geliyor, böyle ırkçı yorumlar geliyor, ben
onlara karşıyım, yani öyle Kürt düşmanlığı yapılmasına da karşıyım. Biz
hiçbir zaman, ne diyor Cumhurbaşkanımız, biz yaradılanı Yaradandan dolayı
seviyoruz. Niye Kürt kardeşlerimize düşmanlık yapalım, niye dışlayalım?
Onlar da Allah’ın bir kulu. Dolayısıyla biz tek millet derken herkesi
sayıyoruz içinde, Arap’ı da var, Kürt’ü de var, aynı şekilde Çerkez’i var,
aynı şekilde Boşnak’ı var, Hırvat’ı var, herkes var, soydaşlarımız var, var
da var, akraba topluluklarımız var, Tatar’ı var. Bu ülke zengin bir ülke
her yönüyle, insanıyla da, kültürüyle de zengin. Biz böyle bir duygu içinde
hiç olmadık.
Dolayısıyla şu anda Kuzey Irak’taki durumda da bizim derdimiz gerçekten
oradaki Kürt kardeşlerimiz. Onlar zor durumda kaldıkları zaman biz hep
yardım ettik. Ciddi ekonomik kriz içine girdiği zaman Barzani Yönetimi, ona
yardım ettiysek oradaki Kürt kardeşlerimiz bu ekonomik sıkıntıdan
etkilenmesinler ve yokluk içinde ıstırap çekmesinler diye yardım ettik,
yani bir iktidarı güçlendirmek için yapmadık biz. Biz her şeyi yapalım
bugüne kadar, bunun için hatta ülke içinde eleştiriler de alalım, ondan
sonra siz bizim tavsiyelerimizi dinlemeyin, ben kendi bildiğimi yaparım
deyin, ben ondan sonra eskisi gibi yine aynı devam edeceğim; öyle olmaz.
SUNUCU- Sayın Bakanım, Irak’ın toprak bütünlüğünden bize ne diyenlere, yani
Türkiye niye bu kadar sert tepki gösteriyor, Irak’ın toprak bütünlüğünden
bize ne diyenler için ne söyleyeceksiniz?
DIŞ İŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bizim bir kere Irak’ın toprak
bütünlüğünü desteklemek uluslararası bir yükümlülüğümüz, Birleşmiş
Milletler’in tanıdığı sınırlar bunlar.
İkincisi; bizim sınır komşumuz ve bu ülkeyle sınır anlaşmamız var, bu
anlaşmanın bozulması demektir.
Üçüncüsü; bize yönelik oluşturduğu riskler var, tehditler var, güvenlik
tehdidi var. Dolayısıyla hem komşu bir ülkenin sınır bütünlüğünü
desteklemek önemli, hem de bize yönelik oluşacak tehditler ve riskler var
ve ben buna duyarsız kalamam. Yani bugün buna duyarsız kal, yarın ona
duyarsız kal, ondan sonra geleceğimizi riske atalım, olmaz.
SUNUCU- Sayın Cumhurbaşkanı Putin’le telefonda görüştü, bu Perşembe de
Putin Ankara’ya geliyor, burada bir görüşme olacak. Putin-Erdoğan
görüşmesinde bu Kuzey Irak meselesi temel bir başlık mı? Moskova nasıl
bakıyor meseleye?
DIŞ İŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi burada Suriye her zaman temel bir
başlık ikili konuların dışında, çünkü geçen sene Halep’ten bu yana Astana
süreciyle beraber Rusya’yla Suriye konusunda önemli aşamalar kat ettik.
Şimdi yer yer işte İdlib bölgesinde saldırılar var, sivil insanlar da
ölüyor, bunların engellenmesi gerekiyor. Ve Rusya burada garantör ülke
İran’la beraber. Teröristlerle mücadele, tamam, biz de katkı sağlayalım,
ama teröristle mücadele ediyorum diye sivillerin yaşadığı yeri ya da ılımlı
muhalefetin olduğu yerleri vurmak dürüstçe bir yaklaşım olmaz. Bunun da
garantörü Rusya’dır ve Rusya’yla bugüne kadar çok önemli burada başarılar
elde etik, mesafeler kat ettik Suriye’de ateşkesin tesis edilmesinde
konusunda. Dolayısıyla Suriye tabi ki masada birinci sırada olacak. Ama
tabi bu referandum zamanlaması bakımından iki lider arasında telefonda
olduğu gibi Putin’in ziyaretinde de konuşulacak konuların başında yer
alıyor.
SUNUCU- Moskova da sıcak bakmıyor değil mi bu meseleye?
DIŞ İŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hiç kimse sıcak bakmıyor. Yani
Moskova’nın da yaklaşımı şu: Kürtlerin Irak’ın sınır bütünlüğü çerçevesinde
haklarının verilmesi, zaten anayasada da bu zaten verilmişti. Esasen bu
referandumla anayasada verilen hakları da yok sayıyorsunuz, inkar
ediyorsunuz, ben daha fazlasını istiyorum, bunları istemiyorum diyorsunuz,
ben başka şeyler istiyorum. Esasen kazanılmış hakların da elden gitmesi söz
konusu. Yani burada gerçekten kişisel hırsla ve koltuğu koruma sevdasıyla
Barzani Kürtlerin geleceğini de riske atmıştır.
SUNUCU- Sayın Trump’la Sayın Erdoğan Amerika’da görüştü, o görüşmede siz de
vardınız. Bu görüşmede bu Kuzey Irak meselesini gündeme getirdiğimizde ne
diyor Trump?
DIŞ İŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kesinlikle karşı çıkıyorlar, hatta
ortak açıklamaya baktığınız zaman o teklif, taslak, Amerikalılardan geldi,
Türkiye ve ABD Kuzey Irak’ta yapılacak referandumu reddediyor diyor ve
bunun ciddi tehlikeler oluşturacağını da, mahsurların olduğunu da, ciddi
sonuçların olacağını ortak açıklamaya koyduk. Dolayısıyla burada
Amerika’nın da tutumu son derece net. Mesela McGurk, biliyorsunuz biz onu
Suriye’de çok eleştirdik, bu referandumun engellenmesi için en çok çaba
sarf eden kişilerden bir tanesi de oydu. Ve ortak açıklamaya koyduk.
Dolayısıyla burada Trump’ın tutumunda hiçbir şey görmedim ben…
SUNUCU- Bir soru işareti yok.
DIŞ İŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok, hiçbir soru işareti görmedim.
Zaten Trump, yani sevsen de, sevmesen de net bir insan, düşüncelerini net
söylüyor ve ona yaranayım, buna yaranayım diye bir derdi yok. Gerçekten bu
konuda, yani seven de, sevmeyen de bunu kabul ediyor, açık sözlü bir insan
ve açıkça burada tutumunu da o toplantıda görüşmede de sergilemiştir. Ben
samimi olduğuna inanıyorum Trump’ın.
Amerika’da sistem var, o var, bu var, başka departmanlar var vesaire
vesaire, bugüne kadar bir kargaşa var da Obama döneminden devam eden,
kimsenin kimseye söz geçiremediği veya herkesin birbirine karşı olduğu bir
karmaşa var. Onların kendi işleri ama, bizi de, Suriye’yi de etkilediği
için, bizimle olan ilişkileri de etkilediği için bunları söylüyoruz, yoksa
ABD’nin içişlerine karışmak için söylemiyoruz. Ama Trump’ın ben
düşüncelerini, Türkiye’ye yönelik de hissiyatlarını da biliyorum, son
derece net.
SUNUCU- Bu şeyde, özellikle Suriye’de bizim İdlib meselesinde Rusya’yla
birlikte çalışmamızdan dolayı Amerika’nın bir rahatsızlığı var mı? O
görüşmede dile getirildi mi?
DIŞ İŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok, hayır, bir rahatsızlığı yok. Hatta
Amerika’nın şöyle uyarısı var, şöyle bir teklifi var daha doğrusu: Değişik
bölgelerde beraber de çalışalım, yani Türkiye-Rusya-ABD olarak da 3’lü
çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması için çalışalım, Türkiye’ye
herhangi bir tehdidin gelmesini engelleyelim gibi önerileri oldu. Biz tabi
arkadaşlarımıza bunu alt düzeyde bir çalışın, nedir, niyet nedir, ne
istiyorlar diye çalışan dedik. Yani burada ABD’nin İdlib konusunda bir
rahatsızlığı yok. Ama Batının özellikle Astana sürecinin bir alternatif
olma riskini gördüğü için Astana sürecinden bir rahatsızlığı var. Ama biz
de onlara diyoruz ki, Astana süreci ateşkesin tesis edilmesi ve ülke
geneline yayılması bakımından önemli bir platform oldu. Siyasi çözümün
platformu Cenevre’dir, Cenevre sürecini tekrar hayata geçirmezseniz biz
bugüne kadar Astana sürecinin bir platform ya da alternatif olmaması için
elimizden geleni yaptık, ama Cenevre’yi harekete geçirip siyasi çözüm
konusunda adımlar atmazsak o risk var diyoruz.
Ayrıca, İdlib bölgesinde terörle mücadele konusunda da yine Rusya’yla
ABD’nin bir mutabakatı var. Bizim de onlara tavsiyemiz şudur: kardeşim, bak
buraları gelişigüzel bombalamayın, varsa teröristler bu unsurları beraber
tespit edelim ve sadece teröristlere yönelik operasyonlar olsun. Burada
sivil halkı etkileyecek, göç dalgasına sebep olacak, masum insanların
ölmesine sebep olacak böyle gelişigüzel bombalamalar yapmayın, bir Halep
daha olmasın diye hem ABD’ye, hem de Rusya’ya gerekli telkinlerde bulunduk.
SUNUCU- Bu İdlib meselesinde artık netleşti mi, yoksa Sayın Putin ve Sayın
Erdoğan’ın görüşmesinde mi netleşecek? En son asker sevk edilmesi
noktasında mutabık kaldık, o aşamada mıyız?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii zaten Astana’da mutabakat
sağlandı, nerede kimin gözlemcileri olacak, içeride Türkler, dışarıda yine
İdlib’in şu anda belirlenen sınırlarının doğusunda Ruslar olacak, İranlılar
olacak. Dolayısıyla üç ülke burada çatışmasızlık bölgesinin, İdlib
bölgesinin garantörü olmuş oluyor. Ve bunun hayata geçmesi gerekiyor. Tabii
burada teknik konuları, nereye ne kadar gözlemci gidecek, asker gidecek,
bunu askerler kendi aralarında görüşüyorlar ve gerekli adımları atıyorlar.
SUNUCU- Bu siyaseten tamamlandı, yani iş teknik…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii Astana’da zaten mutabakat
sağlandı, açıklandı. Zaten Astana’ya gitmeden önce ikili düzeyde, üçlü
düzeyde görüşmelerimiz oldu, yani Türkiye, Rusya, İran üçlü düzeyde sık sık
görüşmeler oldu. Esasen Astana’ya varıncaya kadar epeyce, bu arada tabii
muhalefetle de görüşmeler oldu. Muhalefetin garantörü biz olduğumuz için
muhatabı da biziz. Rusya ve İran’ın da rejimle kendi aralarında görüşmeler
oldu, Astana’ya kadar bir hazırlık yapılmıştı, Astana’da da son karar
açıklandı.
SUNUCU- Efendim, şimdi Almanya seçimlerine geçeceğim, ama izin verirseniz
son bir soru buna dair. Şimdi bütün bu konuştuklarımızın dışında birkaç gün
içinde Kuzey Irak’a dair somut konuşulan bir şey var mı şu anda?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dün işte Cumhurbaşkanımızın,
Başbakanımızın açıkladığı gibi tüm hazırlıklar, görüşmeler, temaslarımız
devam ediyor. Atacağımız adımları yeri geldiği, zamanı geldiği zaman
kamuoyuyla da paylaşırız sizler aracılığıyla.
SUNUCU- Almanya’daki seçimler şaşırttı mı sizi Sayın Bakanım?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok, şaşırtmadı.
SUNUCU- Merkel çok kan kaybetti, Sosyal Demokratlar kan kaybetti.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Merkel 1-2 puan daha düşük aldı
beklenenden daha önceki anketlere göre. Fakat zaten gündüzden böyle sandık
çıkışı anketler yapılıyor ya exit poll dediğimiz, o sonuçlar gelmeye
başlayınca genelde Almanya’da tutuyor bu, aşağı yukarı partilerin oy oranı
belli olmuştu. Şimdi Merkel kaybetti, Sosyal Demokratlar, yani Schulz ve
Sigmar çok kaybetti, bir hezimet, aşırı sağ parti kazanan oldu, yine diğer
aşırı sol parti 0,5 kazandı, liberaller kazandı ve yine Yeşiller aynı
yerinde saydı.
SUNUCU- Ama aşırı sağ başarılı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Aşırı sağ kimden aldı oyları? Sadece
Merkel’in kaybı belli, yüzde 13 değil. Demek ki Sosyal Demokratlardan da
aldı, diğerlerinden de aldı aşırı sağ.
SUNUCU- Burada ırkçılığı yarıştırmaları mı etkili oldu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet. Demek ki bu konuda artık aşırı
partiyle, merkez sağ partisi Merkel’in partisi ve Schulz ve Sigmar’ın
partisi arasında bir fark kalmadı. Seçim öncesi söylemler böyleydi, atılan
adımlar böyleydi. Ama burada atılan adımlar böyleydi, ama burada kazanan bu
işin orijinali olan gerçek aşırı sağ ırkçı parti var ona millet verdi.
Esasen daha önce de söyledim bu partinin söylemlerini ve eylemlerini
Merkel’in partisi ve Schulz’un partisi, Sigmar’ın partisi meşrulaştırdı,
çünkü onlar da aynı söylem ve eylem içine girdiler.
SUNUCU- Ve ben orijinaliyim diyor ırkçı arıyorsanız benim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi orijinaliyim. Demek ki diyor ki
vatandaş, bunlar da bunları söylediğine göre bu adamlar haklı gidiyor ona
oy veriyor. Şimdi böyle dönemde sağlam durmazsanız, zemin kaybederseniz bir
daha toparlayamazsınız.
SUNUCU- Bu Türkiye’yle kavga etmek mi işi bu hale getirdi Merkel’in?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye’yle kavga etmek işin bir
parçası. Buradaki esas şey popülizm. Esas Avrupa’daki hastalığa kapılma.
Artan bu negatif akımlar var ya sadece Türkiye karşıtlığı değil. Ama İslam
karşıtlığı, artık Türkiye karşıtlığı ve Erdoğan karşıtlığıyla bütünleşmiş
durumda. Niye? Erdoğan güçlü, Erdoğan’a diş geçiremiyorlar, Erdoğan’a bir
laf söylüyorlarsa Erdoğan üç tane oturaklı laf söylüyor. Ondan sonra
bağırmaya başlıyorlar Erdoğan bize niye böyle söyledi? Basını aynı çizgiye
çektiler. Yani burada gerçekten Avrupa’nın ve Almanya’nın bu hastalığı
yenmesi lazım, nasıl yeneceğini de merak ediyorum güçlü liderlik yok. Canlı
yayında tartışmada biliyorsunuz Schulz’la, Merkel arasında Schulz
sıkıştırınca Merkel de çizgiye gitti. Sonra Merkel diğer açıklamalarda
biraz toparlayamaya çalıştı. Demek ki sıkışınca hemen zemin kayması oluyor.
Oysa Merkel gibi bir liderin çok daha güçlü durması lazım. Çünkü Avrupa’da
ondan daha güçlü bir lider de şu anda fazla yok.
SUNUCU- Peki, bu seçimden sonra tırnak içinde bu kadar dayağı yedikten
sonra Türkiye’ye dair eski yazılımına döner mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İnşallah dönerler, yani dönmeleri de
gerekiyor, bunun bir faydası yok. Biz şimdi daha önce referandumlar yaptık,
seçimler yaptık. Referandumlarda bizim toplantılarımızı iptal etmeselerdi
Hollanda ve Almanya’da, bizim referandum gündemimizde Almanya olur muydu?
Belki Avrupa Birliğini ara ara eleştiriyoruz olmazdı. Ama onların
seçimlerinde hep gündem Türkiye oldu veya Müslümanlar oldu veya göçmenler
oldu hepsi zaten birbiriyle bağlantılı. Şimdi kendi ülkenizin sorunlarına
ve Avrupa Birliğinin sorunlarına odaklanmanız lazım. Alman vatandaşları da
bunu duymak istiyor, bunu duymayınca da cezalandırdı. Şimdi seçim geçti ne
yapmak lazım? Aklıselimin hakim olması lazım Almanya’da. Almanya’da
aklıselim hakim olursa biz ilişkilerimizi kolayca düzeltiriz.
Eleştirilerimizi yine yaparız, ama önyargılı değiliz, Alman karşıtı
değiliz, ırkçı da değiliz biz, Hıristiyan düşmanlığı da yapmıyoruz. Bizde
antisemitizm yani Yahudi düşmanlığı da yoktur. İsrail’i eleştiririz sonuna
kadar eleştiririz yaptığı yanlıştan dolayı eleştiririz. Ama bizim ülkemizde
yaşayan Musevi vatandaşlarımız ve dünyadaki Musevilere karşı bizim bir
düşmanlığımız yok, hiç kimseye düşmanlığımız yok bizim. Şimdi Myanmar’da
Budist rahiplerin de işin içine girdiği bir katliam da oldu. Şimdi biz
Budizm düşmanlığı yapıyor muyuz? Esasen New York’taki terörle mücadele
toplantısında da altını çizdim vurguladım. Siz işin kolayına kaçıyorsunuz,
dine saldırıyorsunuz, İslam karşıtlığını ön plana çıkarıyorsunuz ve İslami
terörizm diyorsunuz, İslami radikalizm. Biz şimdi Budist radikalizmi veya
terörizmi diyor muyuz? Demiyoruz. Veya başka yerde Hıristiyan bir terörist
olduğu zaman Hıristiyan terörist mi diyor? Gelin teröristlerin
ideolojilerini öldürelim, bizim dinimiz İslam’ı da kullanmalarına müsaade
etmeyelim. Bizim dinimiz İslam’ın manası barış demektir. Esasen tüm bu
meselelerde yani Avrupa’daki sorunlara bakışta, teröre bakışta gerçekten
bir körlük var, bu körlüğü aşmamız lazım. Türkiye geniş bir pencereden
bakıyor, çünkü biz çok yönlü bir dış politika izliyoruz. Afrika’ya da
bakıyoruz, en az gelişmiş ülkelerin sorunlarına yine BM’de en çok biz sahip
çıktık. Ve şimdi Gebze’de bir teknoloji bankası kuruyoruz en az gelişmiş
ülkeler için anlaşmayı da imzaladık. Geniş bakıyoruz, ama Avrupa’da bir
körlük var ve liderlik eksikliği var, bir vizyon eksikliği var. Belki yani
böyle bir bunları uyandırmak lazım gerçekten. Ne olması lazım ki uyanmaları
gerekiyor? Bu tehlikeli gidiş nereye gidiyor? İkinci Dünya Savaşı öncesine
dönmemiz mi lazım illa bunları görebilmemiz için.
SUNUCU- Ülke olarak yeterince ben özellikle sizin şahsınızın da dürttüğünü
düşünüyorum, ama inşallah kendilerine gelirler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Her panelde, her toplantıda ön yargısız
bir şekilde söylüyoruz bu yanlışı. Esasen bu tehlikeleri biz yani 7 sene, 8
sene önceden de gördüğümüz için hep gündeme getiriyorduk. Biz İspanya’yla
Medeniyetler İttifakının eş başkanlığını niye yaptık? Bu tehlikeyi o zaman
gördük ki BM çatısı altında bu inisiyatifi başlatalım ki belki hoş görüyü,
ondan sonra başkalarına saygıyı yine ön plana çıkarabiliriz nefreti geri
plana atabiliriz. Ama maalesef bu konuda biz de yalnız kaldık onu da
söyleyebilirim.
SUNUCU- Peki, Sayın Bakanım çok çok teşekkür ediyorum sağ olun, var olun
iyi ki geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ederim.
SUNUCU- Evet, hem özellikle Kuzey Irak meselesinde Türkiye bugüne kadar ne
yaptı, bundan sonra ne yapacak? Kararlı ve büyük bir ülke olarak masada
neleri tutuyor? Bütün bunları çok önemli bir isimle Dışişleri Bakanı Sayın
Mevlüt Çavuşoğlu’yla konuştuk.