Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 24 TV’ye Vermiş Olduğu Mülakat, 21 Nisan 2016, Antalya

SUNUCU- 24 ekranlarından, bu kez Antalya’dan merhaba diyoruz değerli izleyiciler sizlere.

Türkiye uluslararası çok büyük bir organizasyona, ilk kez EXPO’ya ev sahipliği yapıyor ve bu vesileyle Antalya’dayız. Antalya milletvekili, aynı zamanda Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’yla EXPO’yla başlayacağız ama aslında konuşacağımız EXPO’nun ötesinde çok önemli meseleler var, onları soracağız.

Sayın Çavuşoğlu, hoş geldiniz efendim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ederim.
Siz de hoş geldiniz.

SUNUCU- Çok teşekkür ederiz.

Aslında biz de hoş geldik sizin memleketinize.

Şimdi efendim, diğer konulardan bahsedeceğiz, uluslararası konuları konuşacağız ama EXPO meselesinden önce G-20 Zirvesi, Antalya’nın yüz aklarından birisiydi. Büyük bir organizasyondu ve yüz akıyla çıkmayı başardık.

G-20’yle ilgili ise yayınlar yaptık, buradan canlı yayınları ve gelişmeleri aktardık. EXPO’ya ilk kez ev sahipliği yapıyoruz. Uluslararası arenada Türkiye’nin imajına nasıl bir katkıda bulunacak EXPO?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sizin söylediğiniz gibi EXPO’ya ilk defa ev sahipliği yapıyoruz ve Antalya’mız bunu üstleniyor. Antalya gerçekten dünya markası bir şehir oldu, G-20 Zirvesiyle de Antalya’nın görünürlüğü en üst düzeye çıktı. Turizm bakımından, bu sene bazı sıkıntılar var ama Antalya, genel anlamda dünya markası olan bir şehir ve ilimize dünyanın her yerinden turist gelmeye başladı. Antalya, Birleşmiş Milletler’in dünyanın en güçlü şehirler ağına da girdi. Geçen sene New York’ta Genel Kurul’a Belediye Başkanı Menderes Bey gitti, katıldı. Ayrıca Obama’nın da destek verdiği bir inisiyatif; Antalya, OECD’nin dayanaklı şehirler ağına girdi. Dün Ankara’da, Antalya marka şehirler ödülünü aldı, şimdi EXPO’ya ev sahipliği yapıyor, Mayıs ayının sonunda da İstanbul’daki zirveden sonra En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesini Antalya’da yapacağız.

Bu etkinliklerin Antalya gibi Türkiye’nin gözbebeği bir şehirde olması önemlidir. Antalya’ya tanıtım bakımından çok katkısı olacak, EXPO’ya milyonlarca insan gelecek. EXPO sadece 6 aylık bir süre için kurulmadı. Buradaki EXPO alanı ve içindeki tüm milli parklar ve standların hepsi, ülkelerin buradaki milli bahçeleri kalıcı olacak ve yıllarca turizme ve Antalya’ya hizmet edecek. Raylı sistem geldi, vatandaşlarımız günlük, hafta sonu dinlenme ya da akşam etkinliklerini burada gerçekleştirebilecekler. Büyük bir kongre merkezi var, çok büyük uluslararası etkinlikler bu merkezde sürekli olarak yapılacak. EXPO’nun sadece 6 ay için değil, sürekli olarak Antalya’mıza faydası olacak. Ama Türkiye bir EXPO’ya ilk defa ev sahipliği yapıyor, bu önemli bir şey.

Hani diyorlar ya Türkiye yalnızlaştı, Türkiye dışlandı. Bu nasıl dışlanma? Ben bazen kendi kendime soruyorum Dışişleri Bakanı olarak: Bir önemli örgütün - G-20’nin- başkanlığını bırakıyoruz, sonra başka bir önemli örgütün başkanlığını alıyoruz. Geçen hafta İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın başkanlığını aldık. Şimdi EXPO’yu açıyoruz, bir ay sonra yine İstanbul’da Dünya İnsani Zirvesine ev sahipliği yapacağız. Bu da ilk defa düzenlenecek bir zirve. Hemen arkasından En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesini burada yapacağımızı söyledik. Şimdiden harıl harıl Ekim ayındaki Dünya Enerji Forumuna hazırlanıyoruz ve çok ciddi bir katılım olacak. Enerji kaynaklarımız olmamasına rağmen gelecek sene düzenleyeceğimiz Dünya Petrol Zirvesine hazırlanıyoruz şimdiden.

Türkiye uluslararası alanda son derece etkili, güçlü, dinamik, en önemli görevleri üstlenen bir ülke ve böyle bir ülkenin Dışişleri Bakanı olmak benim için gerçekten gurur. Bu etkinliklerin bir kısmının Antalya’da olması ve Antalya’nın ön plana çıkması -sizin de söylediğiniz gibi- Antalya milletvekili olarak, yani yerel milliyetçilik yapmıyoruz ama, neticede bu şehri temsil etmek de bizim için onurdur. Bizi hem mutlu ediyor, hem gururlandırıyor.

SUNUCU- Sayın Cumhurbaşkanı yarın gelecek ve açılışını yapacak. Saat 19:00 idi bildiğim kadarıyla. Yabancı ülkelerden temsilci katılım düzeyi nasıl olacak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bize katılım bildiren bakanlar var, değişik ülkelerin temsilcileri var. Tabii her ülke sadece açılışta olmuyor. 6 aylık dönemde o ülkelerin günleri oluyor, o günlerde de burada milli bahçesi, standı olan ülkenin üst düzey yetkilileri, bakan, başbakan, hangi düzeyde uygun görürlerse gelip o milli günlerine katılıyorlar. Dolayısıyla 6 ay boyunca çok sayıda üst düzey ziyaretçi Antalya’mıza gelecek.

Yarın Cumhurbaşkanımızla beraber Sayın Başbakanımız da Antalya’da olacak. Önce Antalya’ya gerçekleştirdiğimiz 41 eserin, Büyükşehir Belediyemizin, devletimizin, hükümetimizin gerçekleştirdiği yatırımların açılışını birlikte yapacağız, daha sonra da gelip EXPO’nun açılışını burada inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz.

SUNUCU- Peki, biraz uluslararası ilişkileri konuşalım, EXPO’ya tekrar döneceğiz vaktimiz el verdiği müddetçe.

Uluslararası arenada Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren birçok mesele var, Suriye meselesini elbette konuşacağız. Az önce bahsettiniz, değerli yalnızlık diye, Türkiye’nin aslında çevresindeki bütün ülkelerle kavgalı olduğunu iddia eden, ama bu iddiayı ispatlayacak durumda olmayan konular var. Bunların hepsini soracağım ama, sondan başlayalım isterseniz.

Mülteci meselesiyle ilgili olarak dediniz ki, tam sözünüzü okuyarak söyleyeyim, Avrupa Birliği sözünde durmazsa biz de Geri Kabul Anlaşması dâhil diğer anlaşmaları iptal ederiz. Bu sözünüzle imzalanan anlaşmalarda bir sorun olmadığını, ama sanki pratikte bazı sorunların ortaya çıktığını anlıyoruz. İhtimal üzerine mi konuşuyorsunuz, yoksa hakikaten pratikte böyle sorunlar mı var?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Geçenlerde hakkımda bir gensoru önergesi vardı ve HDP tarafından verilmişti. Bu benim için mutluluktur, demek ki doğru şeyler yapıyoruz. Esasen o gün süre yetmedi. PKK ve PYD’yle ilgili verdiğimiz mücadeleden dolayı bunu verdiler, çünkü onlar talimatlarını zaten Kandil’den, Suriye’nin kuzeyinden alıyorlar. Dolayısıyla, o başka bir konu. Orada bazı partilerin temsilcileri, “işte Türkiye bu kadar şey yapıyor, yarın vize serbestisi konusunda Avrupa Birliği sözünü tutmazsa” diye sordular. Esasen vatandaşlarımızın ya da siyasetçilerimizin bu konuda şüpheci olması için elinde yeterince veri var. Geçmişte Avrupa Birliği’nin en önemli değerlerinden olan ahde vefa dediğimiz konuda, maalesef eksiklikleri oldu. Kıbrıs konusunda aldığı kararları uygulamadı.

SUNUCU- Alt alta dizsek bir sürü meseleleri var Avrupa Birliği’nin…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bir sürü sayabiliriz, bundan dolayı vatandaşımız şüpheci yaklaşıyor. Şimdi biz de diyoruz ki onlara: Şu anda herkes bizim sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz konusunda hemfikir. Avrupa Birliği’nde de bir sorun yok. Dolayısıyla, Avrupa’dan da böyle ilerledikçe bahane bulma girişimi başladı. Neticede biz her şeyi yaptık, Avrupa Birliği yapmazsa ne olacak sorusunu çok soruyorlar. Biz de bu soruya cevaben bunu söyledik, esasen her şey kötü gitmiyor. Şu anda en son 18 Mart’ta vardığımız anlaşma konusunda özellikle Türkiye üzerine düşeni yapıyor ve bu rakamlara da yansıdı. Kaçak göçün engellenmesi, geri kabul, yeniden yerleştirme gibi konulardaki rakamlar ortada.

SUNUCU- Bizim buradan karşılık olarak göndereceklerimizle ilgili rakamların tutmadığı yönünde bilgiler var, yani aldığımız sayının aynısını onlar kabul edeceklerdi, ama o rakamların tutmadığı yönünde bazı iddialar var.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Burada Suriyelilerle, Suriyeli olmayanlar arasında bir görüş ayrılığı var, ondan dolayı. Bir de üç ülkenin dışındaki diğer ülkeler daha ne kadar Suriyeli alacağı konusunda kararlarını vermediler. Her ülke zaten almayacak, almak istemeyen ülkeler de var. Ama burada bazı aksaklıklar da var, bugün basın toplantısında söyledim. Avrupa Birliği, Türkiye’de yaşayan Suriyeli göçmenlere vermesi gereken 3 milyar Avro konusunda halen yavaş davranıyor. Efendim projeler, efendim şunlar… Diyoruz ki, bu insanların günlük harcamaları var, bu insanlar yaşıyor ve ihtiyaçları var. Biz bunu karşılıyoruz, 10 milyar dolardan fazla harcadık ve bu konuda daha pragmatik olun, bürokrasiyi bir kenara bırakarak cesur adımlar atın. Neticede insani bir konu… Parayı bize vermiyorsunuz. Avrupa standartlarında bir proje hazırlanması gerekirse Türkiye aday ülke olduğu için Türkiye’deki bazı projelere de fon ayırıyorlar, üye ülkelere de ayırıyorlar. Bu 2 yıl sürüyor, 2 yıl proje hazırlayacaksın, ondan sonra 3 yılda gerçekleşecek. Oysa 3+3 milyar Avro verecek. Burada Kızılay’ın, AFAD’ın harcamaları var, okul yapıyoruz, bunlara gelin başka projeler yapalım. Dolayısıyla, bu paranın harcanması konusunda daha pragmatik olun gibi kendilerine bazı fikirler de verdik. Burada biraz yavaşlama var ve bu, işin doğrusu bizim vatandaşlarımızı ve Suriyelileri biraz karamsarlığa itiyor.

SUNUCU- Aynı şekilde şunu da ekleyeyim müsaade edin… Vatandaşlarımızı karamsarlığa itmesinin gerekçelerinden bir tanesi şu olsa gerek: Bu kadar -sizin tabirinizle- pragmatik davranmayan, daha seri hareket etmesi gereken Avrupa Birliği bu işi de yapmıyor, ama Yunanistan meselesinde 400 milyar Avroyu jet hızıyla Parlamentolarından onaylayıp geçirebildiler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O zirvelerde biz bunu söyledik. Yunanistan olunca hiç bürokrasi, şu-bu demiyorsunuz, hemen veriyorsunuz. Dolayısıyla, insani bir konu bu, siyasete de karıştırmamak lazım, siyasi bir konu değil. O nedenle biraz daha sorumlu davranmanız gerekiyor, sadece geri kabul anlaşması çerçevesinde değil. Bizim bu söylediğimiz bir tehdit değil. 2013 yılında Geri Kabul Anlaşması ve Vize Serbestisi Anlaşmasını imzaladığımız zaman zaten bu ortaya konuldu, Geri Kabul Anlaşmasında da var. Eğer Avrupa Birliği vize serbestisini uygulamazsa, biz de Geri Kabul Anlaşmasını iptal edeceğiz. Bu bir tehdit değil, sadece olası bir durumda sorulan soruya karşı verdiğimiz bir cevap. Ama biz temenni ediyoruz ki, şu andaki süreç aksamadan, geri adım atılmadan, herkes sözünü tutarak ilerlesin ki bu hedeflerimize ulaşalım, vatandaşlarımız da Avrupa’ya vizesiz seyahat etsin. Bizim esas amacımız bu. Bizim amacımız Avrupa Birliği’ne cevap vermek ya da onları cezalandırmak ya da karşı adım atmak değil, olumlu yönden bakmak.

SUNUCU- Peki, bir kere daha ağzınızdan duymak açısından şu soruyu da sormuş olayım: Bizim hep sahada kazanıp, masada kaybeden ülkelerden olduğumuz iddia edildi. Geçmiş dönemde sizin seleflerinizle Sayın Başbakanın Bakan olduğu dönemdeki gibi diplomatik anlamda birçok başarıyı sağladık. Bahsetmiş olduğunuz meselede biz kendimizi bağlayan ve kendimizi tabiri caizse okkanın altına sokan bir anlaşmaya imza atmadık, Türkiye’nin çıkarlarını koruyabilecek ve istediğimiz anda rest çekebileceğimiz bir anlaşmaya imza attık, diyoruz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kesinlikle öyle. Artık o eski Türkiye geride kaldı, masada kaybeden Türkiye artık eskide kaldı. Kendimize güvenimiz var, doğru adımlar atıyoruz, dürüst oluyoruz, açık oluyoruz, doğruları söylüyoruz. Bundan dolayı alınanlar oluyor, kızanlar oluyor, Sayın Cumhurbaşkanımıza da en çok eleştiri bu yönde geliyor. “Tamam, söylediği doğru ama biraz daha başka tonda söylese” gibi... Şimdi içi yanan bir insan olarak nasıl söylemesi gerekiyorsa Cumhurbaşkanımız o üslupla söylüyor. Dolayısıyla, artık masa başında kaybeden bir ülke değiliz. Avrupa Birliği’yle vardığımız anlaşmanın teklifini yapan biziz, biz bir metin hazırladık, teklif ettik, onun üzerine Avrupa Birliği kendi arasında çalıştı ve sonra bir anlaşmaya vardı. Yani inisiyatif alan bir ülkeyiz, gündem belirleyen bir ülkeyiz biz, gündemi belirlenen bir ülke değiliz. Hoşumuza gelmeyen bir şey olduğu zaman, işimize gelmeyen, hoşumuza gelmeyen bir şey varsa biz buna hayır deriz. Hoşumuza gelmeyen lafı söyleriz. Azerbaycanlılar böyle kullanıyor, gitmez demiyor, gelir diyor. Hoşuma geldi, olur diyor. Azerbaycan dilinde bugün biraz konuştuk, orijinal Türkçe bu arada onu da söyleyeyim… Bizim çocukluğumuzda ninelerimizin, dedelerimizin kullandığı Türkçe. Netice itibariyle Türkiye bir ülke kırılmasın diye, yanlış olan bir şeye evet diyen bir ülke değil. Amerika da anladı artık, biz model ortağız, stratejik ortağız, ama her konuda hemfikir olmak zorunda değiliz. Türkiye yanlış olan konularda yanlış olduğunu rahatlıkla söyleyen ve ona katılmayan bir ülke.

SUNUCU- Peki, Avrupa’dan başladık, Avrupa’dan devam edelim. Bu ara izleyicilerimiz belki merak ediyorlardır. Antalya’da şu anda sıcaklık 33 dereceyi buluyor, ama biz salonun içerisindeyiz, kapalı bir mekandayız. Bunun gerekçesini de ben size söylemiş olayım. Biliyorsunuz, dışarıda inanılmaz bir rüzgar var, rüzgarda yayın yapabilmek çok mümkün değil, ama dışarıda kameramız var, EXPO alanını çok rahatlıkla görüyoruz, hakikaten cıvıl cıvıl bayağı yeşil bir alan, ondan dolayı bir kere daha hatırlatmış olalım.

Avrupa’dan başladık, Avrupa’dan devam edelim. Ertuğrul Kürkçü meselesini hiç sormayacağım, Sayın Başbakan ona zaten gerekli cevabı verdi, Türk halkı da neyin ne olduğunu gördü. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı birisinin orada İngilizce sorularla kendi ülkesinin başbakanına bir şeyler söylemeye çalışması bambaşka bir mesele… Ama burada dilerseniz bununla ilgili bir-iki cümle alayım sizden. Avrupa Parlamentosu’nun belki yapısının değişmesinden, aşırı sağın ve daha radikallerin orada yer almasından dolayı son birkaç rapor çok ilginç şekilde çıkmaya başladı, Türkiye’nin de canını sıkıyor. Türkiye’nin canını sıkan bu meselede Türkiye gerekli cevabı veriyor. Ben sizin vermiş olduğunuz raporu tanımıyorum, iade ediyorum kardeşim diyorsunuz. Diplomatik anlamda ne ifade ediyor bu? Doğru bir hareket mi ya da böyle yapmak karşı tarafa ne hissettiriyor?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Sayın Başbakanımızın hitap ettiği, benim de Başkanlığını yaptığım Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Avrupa Parlamentosu’na göre daha dengelidir, daha adildir onu söylemek lazım. Ama yine de Avrupa’nın çifte standartlarını biz çok iyi biliriz. Avrupa Parlamentosu’nda bir karma parlamento komisyonu var, bir de yıllık ilerleme raporu hazırlanıyor ve raportör var. Ne beklersiniz bu komisyondan? Türkiye-Avrupa Birliği sürecini kolaylaştırmasını. Kolaylaştırmak demek Türkiye ne istiyorsa bunu kabul etmek demek değildir. Türkiye’ye eleştiri de yapabilirsiniz, yanlış yapılan şeylere yanlış da diyebilirsiniz, bu şekilde katkı da sağlarsınız. Karma parlamento komisyonu bu anlamda hiçbir görevi yerine getirmiyor. Aynı şekilde Avrupa Birliği Raporu da öyle… İlerleme raporu nedir? Bir önceki rapordan bugüne kadar Türkiye-Avrupa Birliği sürecinde hangi gelişmeler oldu, hangi gelişmeler olamadı, neden olmadı, eksiklikler ne, yapılanlar ne, doğru olanlar ne, yanlış olanlar ne bunu öne çıkarmaktır, yani raporda bunlar yer almalı. Bakıyorsunuz, Türkiye’nin geçmiş tarihini yargılamaya kalkıyor, Türklerin 1915’te olan, yani bizim de ortak acı dediğimiz, bir daha yaşanmasın dediğimiz Ermeni olayları, Türkiye’de yaşanan ortak acılar konusunda sözde soykırımı oraya koyuyor. Şimdi ilerleme raporunun görevi bu mu, siyasetçilerin görevi bu mu?

SUNUCU- Efendim çok özür dilerim, sizin söylemediğiniz meseleyi ben söylemiş olayım size, elbette çok iyi biliyorsunuz. O raporun içerisinde terör örgütünün yayın organı gazetelerde çıkan haberleri, iddiaları bile aldılar. Öyle bir rapor mu olur?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Avrupa Birliği’nin listesinde olan PKK terör örgütüne destek vermek, Avrupa’daki milletvekillerinin ana görevi mi, böyle bir rapor olabilir mi? Dolayısıyla, böyle bir raporu bizim kabul etmememiz, reddetmemiz son derece doğaldır. Adam gibi rapor hazırlarlarsa biz bundan faydalanırız, eleştirileri dikkate alırız, ama böyle hiçbir ciddiyeti olmayan raporları da reddederiz. Esasen bu tür raporlar ve bu tür yanlışlıklar bu kurumların itibarını zedeliyor, şimdi Avrupa Parlamentosu güvenilirliğini kaybetmiştir. Sadece bu konuda değil, daha benim bildiğim çok konular var, yani Ukrayna konusu, dış politika konusu. Diğer konularda o siyasi partilerin böyle bir kaygısı da yok. Onlar tamamen başka kaygılarla bu raporları hazırlıyorlar, birilerini tatmin etmek için bunları yapıyorlar, ama Türkiye gibi bir ülkeye bu şekilde muamele etmek kabul edilemez, biz de kabul etmiyoruz zaten.

SUNUCU- En güzelini yapıyoruz bence. Terörden madem bahis açtınız, Suriye meselesine de devam edelim oraya da geçmek istiyordum. Cenevre, Suriye sorununun çözümü için umutlardan bir tanesiydi. Her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanının da, sizin de açıklamalarınız var, buradan bir şey çıkmayacağını bilsek de Cenevre’deki toplantılar, bir şey çıkarsa dünya açısından memnun olabileceğimiz toplantılardı. Umut devam ediyor mu Cenevre’den, Suriye meselesiyle ilgili?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi kolay bir süreç değil, üçüncü tura başlandı. Bir müzakerenin başlayabilmesi için her şeyden önce zeminin uygun olması lazım, yani çatışmaların durması lazım. Çatışmalar devam ederken neyi müzakere edeceksiniz? İnsani konularda dramlar devam ederken sağlıklı bir müzakere sürdüremezsiniz. Çatışmaların durdurulmasından bu yana rejimin, Rusya’nın, Hizbullah’ın -yani ateşkes demeyelim ona çünkü ateşkes hukuki bir terim- çok defa ihlal ettiğini ve muhalefete saldırdığını da görüyoruz. Buna rağmen biz muhalefete diyoruz ki, haklarınızı masada arayın, gidin müzakere edin. Şimdi niçin müzakere edersiniz siz, müzakereler niye başladı? Çatışma olmasın, sivil savaş olmasın diye… Siyasi bir çözüm için, siyasi bir dönüşüm için. De Mistura ikinci turdan sonra ortaya bir belge koydu ve bunu bizlerle de paylaştı, biz de düşüncelerimizi söyledik, yani bu metne göre üçüncü turda siyasi dönüşüme odaklanılacak. Fakat rejimin müzakere heyeti bunu konuşmak bile istemiyor. İki yıl önceki Cenevre turlarında da rejimin müzakere heyeti üst perdeden agresif bir tutumla çözüm istemediğini ortaya koydu. Şu anda da rejimin müzakere heyeti bu süreci sulandırmaya başladı. Oysa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı var, bir yol haritası var, siyasi bir dönüşüm olacak. 6 ay müzakereler devam edecek, 18 aylık bir geçiş hükümeti olacak ve o 18 aylık geçiş hükümeti Suriye’yi seçime hazırlayacak. Bu 18 ay içinde de yaralar sarılacak, dönmek isteyen insanlar dönecek, dönemeyenlerin oy kullanması için çalışmalar yapılacak, zemin hazırlanacak vesaire vesaire… Yol haritası bu. Daha bunu bile konuşmak istemiyorsanız o zaman neyi müzakere edeceksiniz? Şu anda maalesef müzakerede biraz yavaşlama var, ama bu muhalefetten kaynaklanmıyor, tamamen şımartılmış rejimden kaynaklanıyor.

SUNUCU- Cenevre bir tiyatrodur denilebilir mi o zaman?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tiyatro diyemeyiz. Ciddi çabalar da var, ama şu anda rejimin bu sürece, siyasi çözüme yanaşmadığını ve siyasi çözümü istemediğini net bir şekilde söyleyebiliriz.

SUNUCU- Neyine güvenerek istemiyor? Rusya olabilir mi mesela, İran olabilir mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Rusya ve İran var. Esad rejimini destekleyen Rusya var, ama Rusya Amerikalılara, biz orada müzakerelerin devam etmesini istiyoruz, demiş. İlk turun başlamasında da olumlu etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Tamamen Rusya’ya da haksızlık yapmayalım. Ama esas itibariyle Rusya’nın oradaki menfaati, rejim üzerindeki rolü ortada ve İran’ın da aynı şekilde etkisi ortada... Rusya ve İran rejime bu konuda ciddi telkinde bulunsa rejim buna hayır diyemez ve müzakerelerde siyasi dönüşüm konularına girilebilir. Yani bugün Rusya istedikten sonra İran’la beraber rejimin hayır demesi mümkün değil. Rusya ile Amerika istedikten sonra -Minsk Üçlüsü çerçevesinde Fransa’da var- Yukarı-Karabağ ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprakları meselesi hemen bir hafta içinde çözülür.

SUNUCU- Anladım, dolayısıyla, Rusya’nın bunu istememesinin kendi ülke çıkarları açısından bir anlamı var, demek ki şu anda böyle bir şey istemiyor, buradan bunu anlıyoruz çok rahatlıkla.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Rusya üslerini kurdu, uçakları var. Geri çekildik diyor ama bu gerçekçi değil. Gemileri halen Doğu Akdeniz’de… Dolayısıyla, Rusya kendi menfaatinin peşinde. Ama burada Amerika var, diğer ülkeler var, koalisyonun içinde 65 ülke var, Suriye destek grubunun içinde Rusya dahil 22 ülke var, NATO var, birçok unsur da var. Herkes böyle tereddütlü yaklaşınca Rusya daha kararlı bir şekilde -ama seversiniz, ama sevmezsiniz- bize göre son derece negatif bir rol oynuyor. Böyle bir rejimi destekliyor. DEAŞ’a karşı yaptığı saldırıların oranı yüzde 10 civarında. Muhalefete saldırıyor, dolayısıyla Rusya’nın şu ana kadar Suriye’de maalesef pozitif bir rolü yok, onu da kabul etmek lazım.

SUNUCU- DEAŞ meselesine geleceğim, ama bütün bunların olduğu bu coğrafyada Amerika’nın pozisyonu nedir? Çünkü biz önce Amerika’ya sert çıktık, yani PYD meselesinde dedik ki, dostunu seç, PYD mi, biz mi? Bu konuda eleştiri alındı. ‘Niye aynı seviyeye getiriliyor Türkiye ve PYD’ denildi, ama söylenilmek istenilen amaç farklıydı, elbette bunu biliyorum. Son Amerika ziyaretinizde, ‘bu meseleden dolayı Amerika’yla stratejik müttefikliğe halel getirecek bir adım elbette atmayız, ama onların da düşüncelerine saygı duyuyoruz’ diye ortamı yumuşatacak bir açıklama yaptınız gibi hatırlıyorum ben.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tam öyle olmadı. Önce biz, ‘bir kere tarafını seç’ dedik, yine söylüyoruz, onda bir şey yok. Fakat bize orada, ‘PYD’yle farklı düşünüyorsunuz diye Amerika’yla küstünüz mü, ilişkileriniz bozuldu mu’ diye bir soru soruldu. Ben de şu cevabı verdim: Hayır, PYD konusunda farklı düşünüyoruz diye ilişkileri tamamen kesmenin bir faydası yok, küsmenin de bir anlamı yok. Yapmamız gereken şey ne? Amerika’ya açık, net bir şekilde, ‘PYD, YPG bir terör örgütüdür, PKK’nın bir koludur, PJAK nasıl İran koluysa, Suriye kolu da YPG, PYD’dir. Terörle mücadelede başka bir terör örgütüne bel bağlamak sağlıklı değildir, doğru değildir, akılcı değildir, suya düşenin yılana sarılması gibi bir şeydir, bunlar yanlıştır’ demek. Moskova’da ofis açtı, kimin kontrolünde olduğu da belli. Bizim desteklediğimiz ılımlı muhalefete PYD saldırıyor, demek ki size de saygısı yok. Amerika’yla birlikte eğitiyoruz, donatıyoruz ılımlı muhalefeti. Nasıl oluyor da Amerika’nın işbirliği yaptığı PYD saldırıyor o zaman? Demek ki senin kontrolünde değil, seni dinlemiyor. Biz bunları söylemeye devam edeceğiz dedik ve Amerika’da bu çabamız fayda gördü. Ben daha önce de söyledim, Kerry YPG’nin güvenilir olmadığını söyledi. Ama arazide DEAŞ’la mücadele etme konusunda, asker gönderme, ondan sonra eğit-donat konularında maalesef kararsızlık ya da yetersizlik olduğu için, ‘bir an evvel hemen diğer terör örgütleriyle hareket edelim, önce DEAŞ’ı temizleyelim, ondan sonra gerisine bakarız’ anlayışı var, bu yanlış. Çünkü YPG, PYD gittiği yerlerde kendisine inanmayan ya da onun ideolojisini paylaşmayan, yani Marksist, Leninist, ateist ideolojisini paylaşmayan diğer Kürtleri de sürgüne gönderiyor. Kuzey Irak’ta var, Avrupa’da var, Türkiye’de var. Arap, Türkmen ve diğerlerinin hepsini zorla göç ettiriyor ve etnik temizlik yapıyor.

SUNUCU- Kobani’de yaptı, bu uluslararası raporlara yazıldı.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gittiği yerlerde, şu anda kontrol ettiği her yerde bunu yaptı. Uluslararası Af Örgütü ve Birleşmiş Milletler dâhil tüm raporlarda bu yer alıyor. Bunu anlatıyoruz Amerikalılara. Şimdi küsüp de, ben sana küstüm deyip arkanı döneceğine, ‘tarafını seç, yanlış yapıyorsun’ diyoruz. Cumhurbaşkanımız demedi mi Obama’ya, ‘Bak silah verirsen terör örgütüne gider’ diye? Söyledi.

SUNUCU- Ki öyle oldu.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öyle oldu. Biz doğruları söylemeye devam edeceğiz. Yani benim o gün soruya cevap çerçevesinde söylediğim buydu. Küsüp oynamıyorum diyeceğimiz yerde, Amerika’nın yanlış yaptığını ve kendi bildiğimiz doğruları söylemeye devam edeceğiz.

SUNUCU- Öyle anlaşılıyor ki efendim, uzun süredir Dışişleri Bakanlığı yapıyorsunuz, diplomasi alanında tecrübe sahibisiniz…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha çok uzun olmadı, ama öğreniyoruz.

SUNUCU- Avrupa Birliği Bakanlığı da yaptığınız için söylüyorum, birbirine yakın, en azından uluslararası ilişkiler bakımından ve diplomasi bakımından.

Son 8 ay kaldı bildiğim kadarıyla, Kasım ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde seçim var. Amerika’nın bu dönemde ikinci kez seçilen başkanları topal ördek dönemi yaşarlar. Şu anda uluslararası kamuoyunda konuşulan, fikir birliğine varılan mesele, Kasım ayına kadar, Ocak ayında yeni başkan göreve başlayana kadar Amerikan dış politikasında kayda değer hiçbir şey olmayacağı yönünde. Dolayısıyla bu Suriye meselesinde de 2017’nin Ocak’ına kadar Amerika’nın herhangi bir varlık göstermeyeceği yönünde fikir birliği var neredeyse. Katılır mısınız buna?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben olsam böyle düşünmem. Yani görevim bitmeden var olan sorunların çözümüne ne kadar katkı sağlayabilirsem görevden ayrılırken vicdanen o kadar rahat olurum. Hele hele barış ödülü de aldıysam, Sayın Obama için söylüyorum, bunu hak etmek için daha da çaba sarf ederim. Yani ben Amerika’nın politikasına ya da içişlerine karışmak için söylemiyorum, ben kendi açımdan söylüyorum bunu.

Dolayısıyla, nasıl olsa dönemimiz bitiyor, o yüzden hiçbir şey yapmayalım, anlayışı doğru değil. Ben böyle bir şey de sezmiyorum, yani Amerika’nın, şu anda John Kerry’nin ne kadar aktif çalıştığını görüyorum. Obama’nın Sayın Cumhurbaşkanımızla konuşmalarında da, telefon görüşmelerinde de, en son Vaşington’da yaptığı ikili görüşmede de oradaydım, ‘ne olursa olsun’ gibi bir anlayışı yok, ben de olsam öyle yapmam zaten.

Dolayısıyla bu tür şeyler son döneme giderken olur, iki dönem kuralı olduğu için. Bizim de üç dönem kuralımız vardı. Üç dönem bitiyor diye gidip yatmadık ki, yarış bittikten sonra da koşan atlar gibi çalışmaya devam ettik.

SUNUCU- Şimdi Suriye’yi konuşurken, uluslararası politikayı, diplomasiyi konuşurken oradaki terör varlığından da bahsetmemek olmaz. Az önce siz PYD’den, YPG’den bahsettiniz. Bütün dünyanın mücadele ettiği terör örgütü DEAŞ meselesi var ve DEAŞ son dönemde Türkiye’yi yönelik tehditlerini ve saldırılarını artırdı. En son Kilis’e düşen bombalar, Katyuşa füzeleri -bildiğim kadarıyla Rus yapımı olsa gerek- Türkiye’nin canını yakmaya başladı ya da bu can yakma meselesini arttırdı. Ne yapacağız, nasıl önlem alacağız efendim bununla ilgili olarak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- DEAŞ’ın en büyük hedeflerinden bir tanesi Türkiye. Niye? Çünkü DEAŞ’la mücadeleye en aktif katılan ülke biziz. Sınırları kapatma konusunda, özellikle yabancı terörist savaşçıların geçişini engellemek için çok çaba sarf ediyoruz ve birçok teröristi yakaladık, ülkeye girişini engelliyoruz, havaalanında tespit ettiklerimizi geri gönderiyoruz. Şu anda binden fazla tutuklu, 250’den fazlası yabancı terörist savaşçı, hapiste. 2 binden fazla tutuklanmıştı, daha doğrusu gözaltına alınmıştı. Dolayısıyla DEAŞ’la biz mücadele ediyoruz.

Fakat şimdi esas mesele, Suriye’den DEAŞ’ı nasıl temizleyeceğiz. Bizim planımız, Afrin-Cerablus hattında, Menbic cebi dediğimiz bölgeden DEAŞ’ı kuzeyden aşağıya doğru temizlemek. Esasen çatışmaların durdurulmasından sonra, ateşkes de hukuki bir tabir ama, ateşkesten sonra ılımlı muhalefet güçlerinden epeyce bu bölgeye kayma oldu. Çünkü daha önce ılımlı muhalefet aynı anda rejimle, El Nusra’yla, Hizbullah’la, DEAŞ’la ve PYD’yle, bir de Rus hava saldırıları vardı, onlarla mücadele ediyordu. Şimdi nispeten bir rahatlama oldu ve yavaş yavaş bu bölgeye daha fazla ılımlı muhalefet gücü kaydırılıyor ve bunlara da biz Türkiye’den destek veriyoruz. Şimdi Amerika’nın 90 kilometre menzili olan (…) dediğimiz -kimisi top diyor, kimisi kısa menzilli füze diyor- ama topları gelecek ve bizim sınırdan ılımlı muhalefete destek vereceğiz.

Yani amacımız, DEAŞ’ı bizim sınırlarımızdan tamamen temizleyip aşağıya doğru gitmek. O zaman zaten bu havan mermilerinin menzili de olmayacak. Maalesef tüm bu çalışmalarımızdan dolayı DEAŞ’ın bize yönelik hem canlı bomba, hem de havan mermisi göndererek bazı saldırıları oldu. Başika’daki kampımıza da biliyorsunuz saldırıları oldu, çok sayıda zayiat verdirdik ve Irak’ta da çok sayıda DEAŞ terör örgütü mensubunu etkisiz hale getirdik.

SUNUCU- Şu anda konuşurken Türkiye’nin gurur tablolarından bir tanesini de ekrana getiriyoruz. Siz konuşurken Körfez geçişiyle ilgili son tabliye törenini var, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakanı oradalar, o töreni gerçekleştiriyorlar.
Birazdan oraya bağlanacağız ama, birer cümle birer cümle çok hızlı bir şekilde efendim… İslam İşbirliği Teşkilatı yeni dönem başkanı olduk, değerli yalnızlığımızı bütün paydaşlarımızla paylaşıyoruz. Nasıl bir fark sağlayacak? Birer cümleyle.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Her şeyden önce İslam dünyasındaki sorunları çözmek için çaba sarf edeceğiz ve var olan sorunları çözeceğiz. İslam İşbirliği Teşkilatı 56 üyesi olan bir kuruluş, gözlemci ülkeler de var, böyle bir kuruluş çok daha etkili olmalı, çok daha görünür olmalı, sorunları çözecek kapasitesi olmalı, Müslüman dünyasına hizmet edecek bir hüviyete kavuşmalı, kadınları temsil etmeli, herkesi temsil etmeli. Biz dönem başkanlığımızda İslam İşbirliği Teşkilatı’nın reformu konusunda önemli adımlar atacağız, sorunları çözmek ve İslam dünyası adına da fırsatları değerlendirmek için gayret sarf edeceğiz, inşallah başarılı bir dönem başkanlığı olacak.

SUNUCU- Azerbaycan-Ermenistan’da olumlu bir sonuca ulaşılacak mı? Rusya mı kaşıyor meseleyi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O sorunun cevabını biraz önce verdim. Rusya kaşıyor demek elimizde bir belge olmadan doğru olmaz. Ama Ermenistan da kendi başına cesaret edip birden ateşkesi bozmaz, çünkü Azerbaycan’ın şu andaki askeri kapasitesini çok iyi biliyor. Azerbaycan bu konuda çok güçlü, son on yılda çok yatırım yaptı. Dolayısıyla durup dururken Ermenistan böyle bir provokasyona girmez.

SUNUCU- Son soru İsrail’le ilgili. Normalleşme görüşmelerinin sürdüğünü biliyoruz, öngörülen bir takvim var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunu şu gün olacak diye bir takvime bağlamak doğru olmaz, çünkü geri kalan iki şartımızın yerine getirilmesi, uygulaması önemli. Bunun detayları görüşülüyor, en son müsteşarların görüşmesinden sonra açıklama yaptık. Önümüzdeki günlerde tekrar görüşmeler olacak ve artık sona doğru yaklaşıyoruz diyebiliriz. Bazı mesafeler kat edildi, ama son noktayı koymadan -çünkü son noktayı koymazsan bu kadar çaba sarf edersin hiçbir adım atılmaz- hiçbir şey gerçekleşmez. O nedenle şu anda görüşmeler devam ediyor, biz sade bir şekilde şartlarımızı ortaya koyduk, bunların gerçekleşmesini bekliyoruz, nasıl gerçekleşeceği konusunda da görüşmelerimiz devam ediyor.

SUNUCU- Sayın Çavuşoğlu, çok teşekkür ediyoruz yayınımıza katıldınız.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bugün Körfez’den tabliyeler konuluyor. Boğaz’da 3’üncü köprünün tabliyelerini de koyduk. Şimdi İzmir-İstanbul otobanı çalışmaları hızlı bir şekilde devam ediyor. 3’üncü havaalanı dünyanın en büyük havaalanı… Aynı şekilde inşaatı devam ediyor, Kanal İstanbul’a da başlayacağız; şükürler olsun.

SUNUCU- Çok teşekkür ediyoruz Sayın Çavuşoğlu yayınımıza katıldınız, kıymetli görüşlerinizi paylaştığınız için.

AK Parti Antalya milletvekili ve Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu yayın konuğumuzdu, uluslararası gelişmeleri aktardı bizlere. Yarın Antalya’da açılacak EXPO’yla ilgili Türkiye’nin ve Antalya’nın imajına yönelik katkıları detaylandırdık, özel röportajda konuğumuzdu.

Antalya’dan iyi akşamlar diliyoruz.