Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Makedonya Dışişleri Bakanı Sayın Nikola Dimitrov ile Ortak Basın Toplantısı, 17 Ocak 2019, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok değerli basın mensupları, bugün Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Dimitrov’u, sevgili dostum Nikola’yı ülkemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Kendisini göreve geldikten sonra ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı olmuştum, bundan da ayrıca mutluluk duydum. Ve bugün ilk resmi ziyaretini, Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştiriyor. Amacımız, Türkiye ve Makedonya arasındaki ilişkileri her alanda daha da güçlendirmek.

Makedonya ile asırlar öncesine dayanan dostluğumuz var, bağlarımız var, güçlü bağlarımız var. Siyasi ilişkilerden bağımsız olarak güçlü bağlarımız var. Ama siyasi ilişkilerimizin de mükemmel olduğunu özellikle vurgulamak isterim.

Makedonya’yı Anayasa’daki ismiyle başından bu yana tanıyan bir ülkeyiz. Ve NATO belgelerinde bir dipnot vardır, orada der ki; Türkiye, Makedonya’yı anayasal ismiyle tanımaktadır. Şimdi isim değişikliğiyle ilgili Yunanistan’la anlaşmaları takip ediyoruz, çabaları takip ediyoruz. Ve biz Makedonya halkının ve Makedonya Meclisi’nin aldığı ve alacağı kararlara saygılıyız. Ve bundan sonraki süreçte de Makedonya’yı anayasal ismiyle tanımaya devam edeceğiz ve bu konuda karar tabii ki Makedonya yönetiminin ve meclisinindir. Ve bu kararla birlikte, bu anlaşmayla birlikte Makedonya’nın özellikle Avrupa Atlantik Kurumlarına entegrasyonun önündeki engellerin de kalkacağını düşünüyoruz.

Biz Türkiye olarak başından beri Makedonya’nın ve diğer Balkan ülkelerinin özellikle NATO’ya üyeliği için en güçlü desteği veren müttefiklerden bir tanesi olduk. Bundan sonra da bu desteğimiz devam edecek. Özellikle bu süreçte Makedonya’nın istikrarı çok önemlidir. Makedonya’nın istikrarı tüm Batı Balkanlar için önemlidir. Bugün Türkiye olarak Makedonya’yla mükemmel ilişkilerimizin yanında Arnavutluk, Sırbistan, Bosna Hersek, Kosova ve Karadağ dahil tüm bölgesel ülkelerle çok iyi ilişkilerimiz var. Çünkü Türkiye bu bölgenin istikrarına önem veriyor, ekonomik kalkınması için destek veriyor ve bu bölgeyi bir rekabet alanı olarak görmüyor. Dün Hırvatistan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımızın misafiriydi ve özellikle ikili ilişkilerin yanında Balkanlar’da iş birliğimizi de değerlendirme fırsatı bulduk.

Makedonya ile ekonomik ilişkilerimiz de giderek güçleniyor. Bu sene yaklaşık 500 milyon Dolar civarında bir ticaret hacmine ulaştık, ama 1 milyar Dolar hedefimiz var. Buna da ulaşabileceğimize inanıyoruz ve potansiyelimiz var, yeter ki bunu iyi değerlendirelim.

Bugün Makedonya’da Türk firmalarının yatırım miktarına baktığımız zaman yaklaşık 1.2 milyar Dolar civarında ve bu miktarı artırmak için firmalarımızı teşvik ediyoruz ve Makedonya Hükümetine de firmalarımıza olan güven için ve verdikleri destek için de ayrıca çok teşekkür ediyoruz.

Önümüzdeki süreçte karma ekonomik komisyon toplantısı dahil, iş forumları dahil tüm elimizdeki var olan, mevcut olan mekanizmaları daha etkili kullanarak hem ticaretimizi artıracağız, hem de yatırımları arttıracağız. Eğitim alanında, kültür alanında ilişkilerimizi geliştirmek için ne yapabileceğimizi bugünkü toplantıda da değerlendirdik.

Bugün imzaladığımız mutabakat zaptıyla beraber iki dışişleri bakanlığı arasında iş birliğimizi de güçlendiriyoruz. Özellikle arşiv konusunda ve bilişim teknolojileri altyapısı konusunda tecrübelerimizi birbirimizle paylaşacağız. Nisan’da düzenleyeceğimiz akademik programda, Diplomasi Akademimizin Genç Diplomatlar Programında da yine Makedonya’dan da genç bir diplomat arkadaşımızı misafir etmekten mutluluk duyacağız.

Diğer taraftan, savunma sanayi dahil diğer alanlarda da neler yapabiliriz, ilişkilerimizi nasıl geliştiririz; bunları değerlendirme fırsatı bulduk. Bölgesel konulara biraz değindik. Hem bizim bölgemizdeki gelişmeler, hem de özellikle Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki gelişmeleri birlikte değerlendirdik. Ama biraz sonra çalışma yemeğimizde bazı değerlendirmemiz gereken ikili konular da var, bölgesel konular var, dostum Nikola’yla bunları değerlendirmekten büyük bir mutluluk duyacağız.

Güvenlik alanındaki iş birliğimiz çok önemlidir. Makedonya’nın darbe girişiminden sonra Türkiye’ye verdiği desteği hiçbir zaman unutmayız. Ama bugün FETÖ her yerde olduğu gibi, Makedonya’da da ilişkilerimizi zehirlemek için çaba sarf ediyor. Ve Makedonya’dan iadesi için, Türkiye’ye teslim edilmesi için istediğimiz kişiler var. Bu kişilerin listesini bir kere daha dostum Nikola’ya bugün verdim ve ilgili birimlerimizin arasındaki iş birliğinin devam etmesi konusunda mutabıkız. Biz de dışişleri bakanları olarak bu süreçte ilgili bakanlıklarımıza ve birimlerimize de destek vermeye devam edeceğiz. Çünkü Türkiye’nin güvenliği Makedonya ve Balkanlar için önemlidir. Makedonya’nın güvenliği ve istikrarı Balkanlar için de, Türkiye için de çok önemlidir. Bu konudaki dayanışmalar için de ayrıca Makedonya’ya çok teşekkür ediyorum.

Gördüğünüz gibi iki dost ülke arasında konuşulması gereken tüm konuları dostane bir ortamda konuştuk, değerlendirdik ve değerlendirmeye devam edeceğiz. Ben dostum Nikola Dimitrov’a tekrar hoş geldin diyerek sözü kendisine bırakmak istiyorum.

MAKEDONYA DIŞİŞLERİ BAKANI NİKOLA DİMİTROV- Sayın Bakan Mevlüt Bey, her zaman buraya gelmekten dolayı, sizlerle görüşmekten dolayı büyük memnuniyet duyuyorum. Bu benim Ankara’ya gerçekleştirdiğim ilk resmi ziyaretim. Ve belki de ilk mesajım olarak ve en önemli mesajım olarak bir dostluk, yakınlık mesajı olarak şunu ifade etmek istiyorum: Burada bereket kelimesi Makedonya dilinde de kullanılan bir kelime ve bence bu çok iyi bir işaret diye düşünüyorum. Çünkü ben buraya Dışişleri Konutuna gelirken kar yağıyordu ve bu hem Türk halkı için, hem de Makedonya halkı için bereket anlamına geliyor, her iki dilde de kullanılan bir kelime, o yüzden bunun çok olumlu bir işaret olduğuna inanıyorum.

Tabii ki dostluk derken yakın ve derin dostluğun sadece sözlerle ifade edilmesi yeterli değildir, aynı zamanda bu yakın ve derin dostluğun davranışlarla da gösterilmesi gerekir. Biraz önce sayın dostum Mevlüt Çavuşoğlu’na da ifade ettiğim gibi, Makedonya her zaman Türkiye’nin terörle mücadelesinde Türkiye’nin yanında olmaya devam edecektir. Ve bu anlamda bizim ulusal hem de uluslararası hukuk yükümlüklerimiz çerçevesinde her zaman Türkiye’ye elimizden geldiğince yardımcı olmak için bu konuda hem isteğimiz hem de siyasi irademiz mevcuttur.

Şimdi ben üç noktaya değineceğim birisi bana böyle bir tavsiyede bulunmuştu, çünkü bazen unutulabiliyor. Bir noktaya değindim, iki noktaya daha değineceğim. Bunlardan bir tanesi ekonomik iş birliği, ekonomik iş birliğinin daha da arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Ve belirlemiş olduğumuz iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar Dolara arttırılması hedefinin çok da iddialı bir hedef olmadığını, gerçekleştirilebilecek bir hedef olduğunu düşünüyorum. Şu andaki ticaret dengesine bakıldığında Türkiye’nin daha çok lehine bir denge varmış gibi görünüyor, ama biz bu hedefe ulaşırken Türkiye’nin ihracatını azaltmayacağız, Makedonya’nın ihracatını arttırarak bu hedefe ulaşmaya çalışacağız.

Son olarak da şuna değinmek istiyorum: Makedonya adına ben Türkiye’ye her zaman bize göstermiş olduğu sürekli ve ilkeli destekten dolayı teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum, özellikle de NATO üyeliğimizle ilgili olarak. Ve sizler aracılığınızla saygıdeğer basın mensupları aracılığınızla Türk halkına şöyle bir mesaj vermek istiyorum: Biz Makedonya Devleti olarak bundan sonra geleceğimizin sorumluluğunu üstlenmeye karar verdik, sorunlarımızla yüzleşmeye ve bu sorunların çözümü için adımlar atmaya karar verdik. Çünkü bizim ülkemizde eğer ülkemiz başarılı olursa, eğer ülkemiz refah içerisinde olursa o zaman Balkanlar bölgesi de başarılı olacaktır. Biz tarihimizle gurur duyuyoruz, ama bunu değiştiremeyiz. Bundan sonra geleceğimizi daha iyi yönde değiştirmek için adımlar atıyor olacağız. Ve Makedonya bu anlamda Balkanlarda istikrarlı, refah içerisinde yaşayan ve dostane bir ülke isteyen hem Türkiye hem de diğer ülkelerin her zaman ortağı olarak birlikte çalışmaya devam edecektir. Bu bağlamda önce kendi ülkemize, daha sonra da bu anlamda atım atacak diğer ülkelere yardımcı olmaya hazırız.

SORU- Efendim, dün Münbiç’te bir patlama oldu hayatını kaybedenlerin arasında Suudi bir diplomat olduğu da iddia ediliyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu son gelişme Amerika’nın Suriye’den çekme kararını etkiler mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.

Her şeyden önce bu terör saldırısını dün Dışişleri Bakanlığı olarak da yaptığımız bir açıklamayla şiddetli bir şeklide kınadık. Terörden çok çekmiş bir ülke olarak teröre ve terörün her türlüsüne karşıyız ve terör örgütleriyle de mücadele etme konusunda kararlıyız.

Burada ABD’nin güvenlikle ilgili asker ya da sözleşmeli güvenlik personelinin öldüğünü biliyoruz, ama diğer şahıslar hakkında doğrusu teyit edilmiş bilgiler yok. Bu konuda tabii ABD gerekli bilgileri topladıktan sonra bizimle paylaşacaktır, arkasında kim var bu da ortaya çıkacaktır. Ama Türkiye’den böyle bir yardım talebi olursa, biz de elimizden gelen yardımı yaparız.

Terör Suriye’de başından beri var; DEAŞ var, YPG var, PKK var, İdlib bölgesinde diğer radikal unsurlar var. Dolayısıyla terör örgütleri bizim kararlılığımızı da etkilememeli, aldığımız kararları da etkilememeli diye düşünüyorum.

SORU- Sayın Bakan, dün Brüksel’de Genelkurmay Başkanı Güler ve Amerikan mevkidaşı Dunford arasında bir görüşme gerçekleşti Suriye konusunda. Ama güvenli bölgenin içeriğine dair de Amerikan tarafı teklifini netleştirmiş midir, size gelen bir bilgi var mı?

Bir de, öte yandan geçtiğimiz iki gün patriot üzerine bir heyet gelmişti Türkiye’ye, görüşmeler yapılmıştı, daha çok teknik görüşme dendi, ama içeriği nedir? S-400 konusunda Amerika’ya Türkiye mesajını iletmiş midir?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.

Her şeyden önce iki genelkurmay başkanı Suriye’de ABD’nin çekilme kararını birlikte nasıl koordine ederiz bunu görüşmüşlerdir. Diğer taraftan, iki ülke arasındaki savunma ve savunma sanayiyle ilgili konuları da değerlendirmişlerdir ve Trump’ın telefonda, daha sonra Twitter’da bahsettiği bu güvenli bölge konusu zaten Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından Suriye krizinin başlangıcından bu yana gündeme getirdiği bir konu. Burada güvenli bölge konusunda Türkiye’nin düşündükleri ile ABD’nin düşündükleri örtüşüyor mu örtüşmüyor mu bu görüşmelerde belli olacak. Bunun ilk görüşmesi de dün yine Genelkurmay Başkanımız Yaşar Paşa ile Dunford arasında Brüksel’de yapılmıştır. Askerlerimiz arasında, diğer kurumlarımız arasında biz de tabii dışişleri bakanları olarak bu konuda görüşmelerimizi ABD tarafıyla sürdüreceğiz. Ve başından beri Sayın Cumhurbaşkanımızın savunduğu bu güvenli bölge Suriye’nin kuzey bölgesindeki istikrar için de önemli. Bugüne kadar Suriye’ye dönemeyen başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere Suriyelilerin dönmesi bakımından da önemli. Terörle mücadele dahil birçok bakımdan önemlidir ve biz bu konuyu ABD ile görüşmeye devam edeceğiz.

Diğer sorunuza gelecek olursak, 1,5 yıl önce yaklaşık ABD’den patriot alma talebimiz olmuştu ve yaklaşık 1 ay önce Dışişleri Bakanlığı önce buna olur yazısını verdi, gönderdi ilgili kurumlarına, diğer taraftan Amerika’dan gelen heyetlerin tekliflerini aldık. Burada bizim için önemli olan bazı kriterler var.

Ne zaman teslim edilecek? Biz bugün S-400’leri aldık ihtiyacımız var, ama daha fazla ihtiyacımız var, bu bir gerçek, çünkü sınırımızda sadece İtalyan SAMP-T’yle İspanyolların patriot bataryaları kaldı. Onlara da çok teşekkür ediyoruz, gerçek müttefik nasıl olur onu da gösterdiler, dayanışma örneği gösteriyorlar, hem İtalya’ya, hem İspanya’ya bir kere daha teşekkür ediyoruz. Dolayısıyla teslim süresi çok önemli.

Ayrıca, fiyat önemli ve yine fiyatla beraber kredilendirme dahil birçok konular var, bunlar teknik olarak görüşülmesi gerekiyor.

Ama orta vadede ve uzun vadede bizim için çok önemli bir kriter daha var, ortak üretim ve teknoloji transferi. Biz Türkiye olarak özellikle savunma sanayinde yerli üretime, ortak üretime ve de teknoloji transferine önem veriyoruz. Örneğin geçen gün CHP Genel Başkanı bir açıklamasında Dışişleri Bakanından da cevap istiyoruz demiş ve Katar’la ortak bir üretimi eleştirmiş. Burada tank üretiminde küresel sermayenin Türkiye’ye gelmesi ve özellikle de Türk firmalarının uluslararası ortaklarla iş yapacak düzeye gelmesi herkes tarafından memnuniyetle karşılanması gerekir. Yani bu zihniyet esasen geçmişte tamamen dışa bağlı Türkiye’nin zihniyetidir. Ve Türkiye’ye bu anlamda küresel sermayenin gelmesinden rahatsız olan kafa ise, kusura bakmasın kimse, ucuz milliyetçilik söylemenin bir yansımasıdır; özellikle seçim öncesi bunlara da dikkat etmemiz gerekiyor. Türkiye’de her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de teknoloji transferi ve ortak üretim yapılması bizim çıkarımızadır, dışa bağımlılığımızı da azaltmaktadır. Çok teşekkür ediyorum.

SORU- Sorum Sayın konuk Bakana olacak.

Sayın Çavuşoğlu konuşmasında tarihten gelen dostluğa vurgu yaptı. Siz de konuşmanızda bereket kelimesiyle diller arası yakınlığa dikkat çektiniz. İki ülke arasında şu andaki mevcut ilişkiyi nasıl değerlendirirsiniz?

Birçok alanda hedefler kondu, bu hedeflere ulaşmak için hangi adımlar atılacak?

Teşekkürler.

MAKEDONYA DIŞİŞLERİ BAKANI NİKOLA DİMİTROV- Aslında bu soruyu İskandinav ülkelerinden birine yapmış olduğum bir ziyaret sırasında oradaki bir gazeteci bana sormuştu, Makedonya-Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl değerlendirirsiniz demişti. Ve ben o zaman da dedim ki, çok diplomatik olmayan bir kelimeyle ifade edebilirim, bir sıfatla ifade edebilirim ki, genellikle iki ülke arasındaki ilişkileri tasvir ederken böyle kelimeler çok fazla kullanılmaz, romantik olarak değerlendirebilirim dedim. Aslıda şunu kastediyorum: İki ülke arasındaki ilişkiler o kadar yakın, o kadar iyi ilişkiler ki, mevcut siyasi ideolojiler veya mevcut siyasilerin yaptıklarından çok fazla etkilenmiyor, halklar arasında, iki ülke arasında, şirketler arasında, vatandaşlar arasında o kadar derin ve o kadar yakın bir dostluk var ki, bunun daha da iyileştirilmesi çok zor. Ama tabii ki biz bunu biraz daha odaklanarak, belli konulara öncelik vererek daha da iyi hale getirebiliriz. Örneğin bir şirketin yaşadığı bir sorun varsa bunu konuşarak çözmeye çalışabiliriz, belirli bir fırsat önümüze çıkarsa bu fırsattan faydalanmaya çalışabiliriz.

Ama özellikle şunu söylemek istiyorum ki; Makedonya’nın bağımsızlığını aldığı ilk günden itibaren bugüne kadar Türkiye her zaman Makedonya’nın yanında olmuştur, destek olmuştur, arkasında olmuştur ve biz Makedonya olarak Türkiye’nin özellikle de en önemli stratejik hedeflerimize ilişkin vermiş olduğu desteği hiçbir zaman unutmayacağız.

Bu anlamda Makedonya-Türkiye arasındaki birçok çıkar-menfaat konusunda da örtüşmeler var, örneğin Balkanlar’da istikrar konusu her iki ülkenin önem verdiği konulardan bir tanesi. Tabii ki siyasiler olarak biz ekonomik iş birliğimizi, ekonomik ilişkilerimizi daha da artırma konusunda zorluklarla bazen karşılaşıyoruz, bunu da önceliklendirmeyle ve belirli konuları daha iyi odaklanarak gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum. Özellikle eğitim alanında iş birliğimizi artırma yönünde hedeflerimiz var, bununla ilgili de somut planlarımızı yaptık.

Çok teşekkür ediyorum.