DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok değerli basın mensupları, bugün
Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Dimitrov’u, sevgili dostum Nikola’yı
ülkemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.
Kendisini göreve geldikten sonra ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı
olmuştum, bundan da ayrıca mutluluk duydum. Ve bugün ilk resmi ziyaretini,
Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştiriyor. Amacımız, Türkiye ve
Makedonya arasındaki ilişkileri her alanda daha da güçlendirmek.
Makedonya ile asırlar öncesine dayanan dostluğumuz var, bağlarımız var,
güçlü bağlarımız var. Siyasi ilişkilerden bağımsız olarak güçlü bağlarımız
var. Ama siyasi ilişkilerimizin de mükemmel olduğunu özellikle vurgulamak
isterim.
Makedonya’yı Anayasa’daki ismiyle başından bu yana tanıyan bir ülkeyiz. Ve
NATO belgelerinde bir dipnot vardır, orada der ki; Türkiye, Makedonya’yı
anayasal ismiyle tanımaktadır. Şimdi isim değişikliğiyle ilgili
Yunanistan’la anlaşmaları takip ediyoruz, çabaları takip ediyoruz. Ve biz
Makedonya halkının ve Makedonya Meclisi’nin aldığı ve alacağı kararlara
saygılıyız. Ve bundan sonraki süreçte de Makedonya’yı anayasal ismiyle
tanımaya devam edeceğiz ve bu konuda karar tabii ki Makedonya yönetiminin
ve meclisinindir. Ve bu kararla birlikte, bu anlaşmayla birlikte
Makedonya’nın özellikle Avrupa Atlantik Kurumlarına entegrasyonun önündeki
engellerin de kalkacağını düşünüyoruz.
Biz Türkiye olarak başından beri Makedonya’nın ve diğer Balkan ülkelerinin
özellikle NATO’ya üyeliği için en güçlü desteği veren müttefiklerden bir
tanesi olduk. Bundan sonra da bu desteğimiz devam edecek. Özellikle bu
süreçte Makedonya’nın istikrarı çok önemlidir. Makedonya’nın istikrarı tüm
Batı Balkanlar için önemlidir. Bugün Türkiye olarak Makedonya’yla mükemmel
ilişkilerimizin yanında Arnavutluk, Sırbistan, Bosna Hersek, Kosova ve
Karadağ dahil tüm bölgesel ülkelerle çok iyi ilişkilerimiz var. Çünkü
Türkiye bu bölgenin istikrarına önem veriyor, ekonomik kalkınması için
destek veriyor ve bu bölgeyi bir rekabet alanı olarak görmüyor. Dün
Hırvatistan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımızın misafiriydi ve özellikle
ikili ilişkilerin yanında Balkanlar’da iş birliğimizi de değerlendirme
fırsatı bulduk.
Makedonya ile ekonomik ilişkilerimiz de giderek güçleniyor. Bu sene
yaklaşık 500 milyon Dolar civarında bir ticaret hacmine ulaştık, ama 1
milyar Dolar hedefimiz var. Buna da ulaşabileceğimize inanıyoruz ve
potansiyelimiz var, yeter ki bunu iyi değerlendirelim.
Bugün Makedonya’da Türk firmalarının yatırım miktarına baktığımız zaman
yaklaşık 1.2 milyar Dolar civarında ve bu miktarı artırmak için
firmalarımızı teşvik ediyoruz ve Makedonya Hükümetine de firmalarımıza olan
güven için ve verdikleri destek için de ayrıca çok teşekkür ediyoruz.
Önümüzdeki süreçte karma ekonomik komisyon toplantısı dahil, iş forumları
dahil tüm elimizdeki var olan, mevcut olan mekanizmaları daha etkili
kullanarak hem ticaretimizi artıracağız, hem de yatırımları arttıracağız.
Eğitim alanında, kültür alanında ilişkilerimizi geliştirmek için ne
yapabileceğimizi bugünkü toplantıda da değerlendirdik.
Bugün imzaladığımız mutabakat zaptıyla beraber iki dışişleri bakanlığı
arasında iş birliğimizi de güçlendiriyoruz. Özellikle arşiv konusunda ve
bilişim teknolojileri altyapısı konusunda tecrübelerimizi birbirimizle
paylaşacağız. Nisan’da düzenleyeceğimiz akademik programda, Diplomasi
Akademimizin Genç Diplomatlar Programında da yine Makedonya’dan da genç bir
diplomat arkadaşımızı misafir etmekten mutluluk duyacağız.
Diğer taraftan, savunma sanayi dahil diğer alanlarda da neler yapabiliriz,
ilişkilerimizi nasıl geliştiririz; bunları değerlendirme fırsatı bulduk.
Bölgesel konulara biraz değindik. Hem bizim bölgemizdeki gelişmeler, hem de
özellikle Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki gelişmeleri birlikte
değerlendirdik. Ama biraz sonra çalışma yemeğimizde bazı değerlendirmemiz
gereken ikili konular da var, bölgesel konular var, dostum Nikola’yla
bunları değerlendirmekten büyük bir mutluluk duyacağız.
Güvenlik alanındaki iş birliğimiz çok önemlidir. Makedonya’nın darbe
girişiminden sonra Türkiye’ye verdiği desteği hiçbir zaman unutmayız. Ama
bugün FETÖ her yerde olduğu gibi, Makedonya’da da ilişkilerimizi zehirlemek
için çaba sarf ediyor. Ve Makedonya’dan iadesi için, Türkiye’ye teslim
edilmesi için istediğimiz kişiler var. Bu kişilerin listesini bir kere daha
dostum Nikola’ya bugün verdim ve ilgili birimlerimizin arasındaki iş
birliğinin devam etmesi konusunda mutabıkız. Biz de dışişleri bakanları
olarak bu süreçte ilgili bakanlıklarımıza ve birimlerimize de destek
vermeye devam edeceğiz. Çünkü Türkiye’nin güvenliği Makedonya ve Balkanlar
için önemlidir. Makedonya’nın güvenliği ve istikrarı Balkanlar için de,
Türkiye için de çok önemlidir. Bu konudaki dayanışmalar için de ayrıca
Makedonya’ya çok teşekkür ediyorum.
Gördüğünüz gibi iki dost ülke arasında konuşulması gereken tüm konuları
dostane bir ortamda konuştuk, değerlendirdik ve değerlendirmeye devam
edeceğiz. Ben dostum Nikola Dimitrov’a tekrar hoş geldin diyerek sözü
kendisine bırakmak istiyorum.
MAKEDONYA DIŞİŞLERİ BAKANI NİKOLA DİMİTROV- Sayın Bakan Mevlüt Bey, her
zaman buraya gelmekten dolayı, sizlerle görüşmekten dolayı büyük memnuniyet
duyuyorum. Bu benim Ankara’ya gerçekleştirdiğim ilk resmi ziyaretim. Ve
belki de ilk mesajım olarak ve en önemli mesajım olarak bir dostluk,
yakınlık mesajı olarak şunu ifade etmek istiyorum: Burada bereket kelimesi
Makedonya dilinde de kullanılan bir kelime ve bence bu çok iyi bir işaret
diye düşünüyorum. Çünkü ben buraya Dışişleri Konutuna gelirken kar
yağıyordu ve bu hem Türk halkı için, hem de Makedonya halkı için bereket
anlamına geliyor, her iki dilde de kullanılan bir kelime, o yüzden bunun
çok olumlu bir işaret olduğuna inanıyorum.
Tabii ki dostluk derken yakın ve derin dostluğun sadece sözlerle ifade
edilmesi yeterli değildir, aynı zamanda bu yakın ve derin dostluğun
davranışlarla da gösterilmesi gerekir. Biraz önce sayın dostum Mevlüt
Çavuşoğlu’na da ifade ettiğim gibi, Makedonya her zaman Türkiye’nin terörle
mücadelesinde Türkiye’nin yanında olmaya devam edecektir. Ve bu anlamda
bizim ulusal hem de uluslararası hukuk yükümlüklerimiz çerçevesinde her
zaman Türkiye’ye elimizden geldiğince yardımcı olmak için bu konuda hem
isteğimiz hem de siyasi irademiz mevcuttur.
Şimdi ben üç noktaya değineceğim birisi bana böyle bir tavsiyede
bulunmuştu, çünkü bazen unutulabiliyor. Bir noktaya değindim, iki noktaya
daha değineceğim. Bunlardan bir tanesi ekonomik iş birliği, ekonomik iş
birliğinin daha da arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Ve belirlemiş
olduğumuz iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar Dolara arttırılması
hedefinin çok da iddialı bir hedef olmadığını, gerçekleştirilebilecek bir
hedef olduğunu düşünüyorum. Şu andaki ticaret dengesine bakıldığında
Türkiye’nin daha çok lehine bir denge varmış gibi görünüyor, ama biz bu
hedefe ulaşırken Türkiye’nin ihracatını azaltmayacağız, Makedonya’nın
ihracatını arttırarak bu hedefe ulaşmaya çalışacağız.
Son olarak da şuna değinmek istiyorum: Makedonya adına ben Türkiye’ye her
zaman bize göstermiş olduğu sürekli ve ilkeli destekten dolayı
teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum, özellikle de NATO üyeliğimizle
ilgili olarak. Ve sizler aracılığınızla saygıdeğer basın mensupları
aracılığınızla Türk halkına şöyle bir mesaj vermek istiyorum: Biz Makedonya
Devleti olarak bundan sonra geleceğimizin sorumluluğunu üstlenmeye karar
verdik, sorunlarımızla yüzleşmeye ve bu sorunların çözümü için adımlar
atmaya karar verdik. Çünkü bizim ülkemizde eğer ülkemiz başarılı olursa,
eğer ülkemiz refah içerisinde olursa o zaman Balkanlar bölgesi de başarılı
olacaktır. Biz tarihimizle gurur duyuyoruz, ama bunu değiştiremeyiz. Bundan
sonra geleceğimizi daha iyi yönde değiştirmek için adımlar atıyor olacağız.
Ve Makedonya bu anlamda Balkanlarda istikrarlı, refah içerisinde yaşayan ve
dostane bir ülke isteyen hem Türkiye hem de diğer ülkelerin her zaman
ortağı olarak birlikte çalışmaya devam edecektir. Bu bağlamda önce kendi
ülkemize, daha sonra da bu anlamda atım atacak diğer ülkelere yardımcı
olmaya hazırız.
SORU- Efendim, dün Münbiç’te bir patlama oldu hayatını kaybedenlerin
arasında Suudi bir diplomat olduğu da iddia ediliyor. Siz bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz? Sizce bu son gelişme Amerika’nın Suriye’den çekme
kararını etkiler mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.
Her şeyden önce bu terör saldırısını dün Dışişleri Bakanlığı olarak da
yaptığımız bir açıklamayla şiddetli bir şeklide kınadık. Terörden çok
çekmiş bir ülke olarak teröre ve terörün her türlüsüne karşıyız ve terör
örgütleriyle de mücadele etme konusunda kararlıyız.
Burada ABD’nin güvenlikle ilgili asker ya da sözleşmeli güvenlik
personelinin öldüğünü biliyoruz, ama diğer şahıslar hakkında doğrusu teyit
edilmiş bilgiler yok. Bu konuda tabii ABD gerekli bilgileri topladıktan
sonra bizimle paylaşacaktır, arkasında kim var bu da ortaya çıkacaktır. Ama
Türkiye’den böyle bir yardım talebi olursa, biz de elimizden gelen yardımı
yaparız.
Terör Suriye’de başından beri var; DEAŞ var, YPG var, PKK var, İdlib
bölgesinde diğer radikal unsurlar var. Dolayısıyla terör örgütleri bizim
kararlılığımızı da etkilememeli, aldığımız kararları da etkilememeli diye
düşünüyorum.
SORU- Sayın Bakan, dün Brüksel’de Genelkurmay Başkanı Güler ve Amerikan
mevkidaşı Dunford arasında bir görüşme gerçekleşti Suriye konusunda. Ama
güvenli bölgenin içeriğine dair de Amerikan tarafı teklifini netleştirmiş
midir, size gelen bir bilgi var mı?
Bir de, öte yandan geçtiğimiz iki gün patriot üzerine bir heyet gelmişti
Türkiye’ye, görüşmeler yapılmıştı, daha çok teknik görüşme dendi, ama
içeriği nedir? S-400 konusunda Amerika’ya Türkiye mesajını iletmiş midir?
Teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Her şeyden önce iki genelkurmay başkanı Suriye’de ABD’nin çekilme kararını
birlikte nasıl koordine ederiz bunu görüşmüşlerdir. Diğer taraftan, iki
ülke arasındaki savunma ve savunma sanayiyle ilgili konuları da
değerlendirmişlerdir ve Trump’ın telefonda, daha sonra Twitter’da
bahsettiği bu güvenli bölge konusu zaten Cumhurbaşkanımız Erdoğan
tarafından Suriye krizinin başlangıcından bu yana gündeme getirdiği bir
konu. Burada güvenli bölge konusunda Türkiye’nin düşündükleri ile ABD’nin
düşündükleri örtüşüyor mu örtüşmüyor mu bu görüşmelerde belli olacak. Bunun
ilk görüşmesi de dün yine Genelkurmay Başkanımız Yaşar Paşa ile Dunford
arasında Brüksel’de yapılmıştır. Askerlerimiz arasında, diğer kurumlarımız
arasında biz de tabii dışişleri bakanları olarak bu konuda görüşmelerimizi
ABD tarafıyla sürdüreceğiz. Ve başından beri Sayın Cumhurbaşkanımızın
savunduğu bu güvenli bölge Suriye’nin kuzey bölgesindeki istikrar için de
önemli. Bugüne kadar Suriye’ye dönemeyen başta Kürt kardeşlerimiz olmak
üzere Suriyelilerin dönmesi bakımından da önemli. Terörle mücadele dahil
birçok bakımdan önemlidir ve biz bu konuyu ABD ile görüşmeye devam
edeceğiz.
Diğer sorunuza gelecek olursak, 1,5 yıl önce yaklaşık ABD’den patriot alma
talebimiz olmuştu ve yaklaşık 1 ay önce Dışişleri Bakanlığı önce buna olur
yazısını verdi, gönderdi ilgili kurumlarına, diğer taraftan Amerika’dan
gelen heyetlerin tekliflerini aldık. Burada bizim için önemli olan bazı
kriterler var.
Ne zaman teslim edilecek? Biz bugün S-400’leri aldık ihtiyacımız var, ama
daha fazla ihtiyacımız var, bu bir gerçek, çünkü sınırımızda sadece İtalyan
SAMP-T’yle İspanyolların patriot bataryaları kaldı. Onlara da çok teşekkür
ediyoruz, gerçek müttefik nasıl olur onu da gösterdiler, dayanışma örneği
gösteriyorlar, hem İtalya’ya, hem İspanya’ya bir kere daha teşekkür
ediyoruz. Dolayısıyla teslim süresi çok önemli.
Ayrıca, fiyat önemli ve yine fiyatla beraber kredilendirme dahil birçok
konular var, bunlar teknik olarak görüşülmesi gerekiyor.
Ama orta vadede ve uzun vadede bizim için çok önemli bir kriter daha var,
ortak üretim ve teknoloji transferi. Biz Türkiye olarak özellikle savunma
sanayinde yerli üretime, ortak üretime ve de teknoloji transferine önem
veriyoruz. Örneğin geçen gün CHP Genel Başkanı bir açıklamasında Dışişleri
Bakanından da cevap istiyoruz demiş ve Katar’la ortak bir üretimi
eleştirmiş. Burada tank üretiminde küresel sermayenin Türkiye’ye gelmesi ve
özellikle de Türk firmalarının uluslararası ortaklarla iş yapacak düzeye
gelmesi herkes tarafından memnuniyetle karşılanması gerekir. Yani bu
zihniyet esasen geçmişte tamamen dışa bağlı Türkiye’nin zihniyetidir. Ve
Türkiye’ye bu anlamda küresel sermayenin gelmesinden rahatsız olan kafa
ise, kusura bakmasın kimse, ucuz milliyetçilik söylemenin bir yansımasıdır;
özellikle seçim öncesi bunlara da dikkat etmemiz gerekiyor. Türkiye’de her
alanda olduğu gibi savunma sanayinde de teknoloji transferi ve ortak üretim
yapılması bizim çıkarımızadır, dışa bağımlılığımızı da azaltmaktadır. Çok
teşekkür ediyorum.
SORU- Sorum Sayın konuk Bakana olacak.
Sayın Çavuşoğlu konuşmasında tarihten gelen dostluğa vurgu yaptı. Siz de
konuşmanızda bereket kelimesiyle diller arası yakınlığa dikkat çektiniz.
İki ülke arasında şu andaki mevcut ilişkiyi nasıl değerlendirirsiniz?
Birçok alanda hedefler kondu, bu hedeflere ulaşmak için hangi adımlar
atılacak?
Teşekkürler.
MAKEDONYA DIŞİŞLERİ BAKANI NİKOLA DİMİTROV- Aslında bu soruyu İskandinav
ülkelerinden birine yapmış olduğum bir ziyaret sırasında oradaki bir
gazeteci bana sormuştu, Makedonya-Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl
değerlendirirsiniz demişti. Ve ben o zaman da dedim ki, çok diplomatik
olmayan bir kelimeyle ifade edebilirim, bir sıfatla ifade edebilirim ki,
genellikle iki ülke arasındaki ilişkileri tasvir ederken böyle kelimeler
çok fazla kullanılmaz, romantik olarak değerlendirebilirim dedim. Aslıda
şunu kastediyorum: İki ülke arasındaki ilişkiler o kadar yakın, o kadar iyi
ilişkiler ki, mevcut siyasi ideolojiler veya mevcut siyasilerin
yaptıklarından çok fazla etkilenmiyor, halklar arasında, iki ülke arasında,
şirketler arasında, vatandaşlar arasında o kadar derin ve o kadar yakın bir
dostluk var ki, bunun daha da iyileştirilmesi çok zor. Ama tabii ki biz
bunu biraz daha odaklanarak, belli konulara öncelik vererek daha da iyi
hale getirebiliriz. Örneğin bir şirketin yaşadığı bir sorun varsa bunu
konuşarak çözmeye çalışabiliriz, belirli bir fırsat önümüze çıkarsa bu
fırsattan faydalanmaya çalışabiliriz.
Ama özellikle şunu söylemek istiyorum ki; Makedonya’nın bağımsızlığını
aldığı ilk günden itibaren bugüne kadar Türkiye her zaman Makedonya’nın
yanında olmuştur, destek olmuştur, arkasında olmuştur ve biz Makedonya
olarak Türkiye’nin özellikle de en önemli stratejik hedeflerimize ilişkin
vermiş olduğu desteği hiçbir zaman unutmayacağız.
Bu anlamda Makedonya-Türkiye arasındaki birçok çıkar-menfaat konusunda da
örtüşmeler var, örneğin Balkanlar’da istikrar konusu her iki ülkenin önem
verdiği konulardan bir tanesi. Tabii ki siyasiler olarak biz ekonomik iş
birliğimizi, ekonomik ilişkilerimizi daha da artırma konusunda zorluklarla
bazen karşılaşıyoruz, bunu da önceliklendirmeyle ve belirli konuları daha
iyi odaklanarak gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum. Özellikle eğitim
alanında iş birliğimizi artırma yönünde hedeflerimiz var, bununla ilgili de
somut planlarımızı yaptık.
Çok teşekkür ediyorum.