Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile Ortak Basın Toplantısı, 31 Ağustos 2016, Lefkoşa

KKTC CUMHURBAŞKANI MUSTAFA AKINCI- Değerli basın mensupları, Sayın Çavuşoğlu’nu aramızda görmekten duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Son günlerde sıkça buluşma fırsatı bulduk. Önce 17 Ağustos’ta Ankara’da, daha sonra İstanbul’da köprünün açılışında buluştuk. Şimdi de burada, Lefkoşa’da kendisiyle biraraya gelmekten duyduğum memnuniyeti, mutluluğu ifade etmek isterim.

Bugün gerçi başka bir nedenle, bir açılış için geldiler ama bir araya geldiğimizde, ana gündem maddemiz tabii ki Kıbrıs müzakere süreci. Dolayısıyla hangi aşamada olduğumuzu kendileriyle bir kez daha değerlendirme fırsatı bulduk. Kendileri de, Yunan Dışişleri Bakanıyla yaptıkları görüşme hakkında bizleri bilgilendirdiler.

Hedefimiz, 14 Eylül’e kadar sürdüreceğimiz bu yoğun müzakere sürecini başarıyla tamamlayıp, New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteriyle birlikte Sayın Anastasiadis’in de katılacağı 3’lü bir zirveyi gerçekleştirmek. Ve tabii ki ondan sonra garantörlerin de katılacağı Bürgenstock tipi bir 5’li biraya gelişi sağlayabilmek. Bunun için elbette yapılması gerekenler var. Bugüne kadar süreçte epey ilerleme sağlandı. İyi gelişmeler var, zorluklarımız da var. Her zaman gerçekçi tabloyu söylemekte bir sakınca görmem. Sonuca ulaşmak için daha almamız gereken mesafe var. İyi niyetle, politik kararlılıkla ve tarihsel bir sürecin içinde olduğumuzun bilinciyle bu yolda ilerliyoruz.

2016’yı çözüm için bir hedef olarak belirledik. 2016 sonuna kadar bu çözümü sağlamak istiyoruz. Bu hepimizin hedefi ve Türkiye de bu hedefi sonuna kadar destekliyor. Dolayısıyla girdiğimiz bu yolda, bu hedefe ulaşmamızı zorlaştıracak davranışlardan da sakınmak gerekiyor. Örneğin doğalgaz araştırmalarında aceleci davranmanın, hepimizin ortak zenginliği olan bu zenginliği makul bir zamanlamayla hep birlikte planlamak ve hepimizin bu zenginliği paylaşmasını sağlamak yerine sürece zarar verecek şekilde adımlar atmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bu süreci düşünmek ve bunu sonuçlandırmak yerine, gelecek seçimleri hesaplamak anlayışının yanlış olduğunu değerlendiriyorum. Bu yöndeki bütün çabaları, daima 2016 sonunu hedefleyerek, ona odaklanarak tamamlamamız gerektiğini düşünüyorum.

Bu anlamda, sonuçta halkımızın gönül huzuru içerisinde onaylayabileceği, özgürlük, eşitlik ve güvenlik içinde yaşanabilecek yeni federal birleşik bir Kıbrıs’ı, iki kesimli, iki toplumlu bir Kıbrıs’ı, siyasal eşitlik içinde iki kurucu devlete dayalı bir Kıbrıs’ı sağlayabileceğimizi umut ediyorum. Tabii bu halkın kararıyla ve her iki taraftaki toplumların referandumlarından evet oyu almasıyla sağlanacak. O nedenle de her zaman söylüyorum: Biz, iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm için uğraşıyoruz. Güvenlik dediğimizde, yalnız kendimizi düşünmüyoruz, Ada’da yaşayanların tümünün, her iki toplumun da güvenlik içinde yaşamasını istiyoruz. Eşitlik dediğimizde her iki tarafın da eşitliğini anlıyoruz. Özgürlük dediğimizde, herkesin özgürce bu Ada’da yaşamasını anlıyoruz. Ancak bu şartları sağladığımızda barış, huzur ve adalet gerçekleşecektir. Türkiye Cumhuriyeti, bu büyük uğraşıya, büyük destek veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı, Hükümeti ve Hükümetin Dışişleri Bakanı olarak Sayın Çavuşoğlu büyük bir destek veriyor. Bugün bir kez daha, bu desteğini içtenlikle sürdürdüğüne tanıklık ettik. Sayın Bakana bu desteği için teşekkür ediyorum.

Elbirliğiyle bu süreci, sadece bizler için değil, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar için değil, Türkiye ve Yunanistan’ın ilişkilerinin de daha iyiye, daha güzele gidebilmesi için ve sadece onunla da sınırlı değil bölgemizde çok ihtiyaç duyduğumuz güzel bir örneği yaratmak için sonuna kadar sürdüreceğiz. Temenni ederim ki bu karşılıksız kalmayacak, Güney’den de benzer karşılığı görerek, bu olumlu gelişmeyi elbirliğiyle sağlayacağız.

Bir kez daha Sayın Bakan, hoşgeldiniz, sizlere yeniden teşekkür ediyorum.

Sağ olun.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum Sayın Cumhurbaşkanım.

Çok değerli basın mensupları, bugün Bakanlığım ile KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın birlikte gerçekleştirdiği bilişim ve dijital arşivleme projesinin açılışı için Ada’ya geldim. Esasen bu amaçla iki kere planlama yapmıştık, ama değişik gelişmelerden dolayı maalesef gerçekleştirmemiştik. Bugün bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmekten büyük bir mutluluk duydum.

Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmemizden önce Başbakan Hüseyin Özgürgün, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile de görüşmelerde bulundum. Son derece verimli görüşmeler oldu.
Bugünkü açılışını yaptığımız proje, esasen bilgiye kolay ulaşılabilmesi, bilginin doğru şekilde elde edilebilmesi, KKTC belgelerinin modern bir ortamda arşivlenmesi, dijital bir ortamda saklanabilmesi ve ulaşmak isteyenlerin bu belgelere kolayca ulaşabilmesi bakımından önemli. Bu tür desteğimizi devam ettireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti ve özellikle Dışişleri Bakanlığı olarak, KKTC’nin altyapısını güçlendirmek için bundan sonraki süreçte de desteğimiz devam edecek.

Kıbrıs müzakere sürecinde hassas bir döneme ve müzakerelerin yoğunlaştığı bir ortama girdik. Sayın Cumhurbaşkanının Ankara ziyareti, yine İstanbul’da Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmesi ve bugün yaptığımız görüşmeler bu bakımdan önemlidir. Türkiye olarak, bugüne kadar müzakere sürecine tam destek verdik. Sayın Cumhurbaşkanı, Başmüzakereci ve müzakere heyeti tarafından yürütülen sürece destek verdik. Esasen 11 Şubat 2014’te çerçevesi belirlenen ve kalıcı ve adil bir çözüm için yola çıkılan süreçte, Türkiye herkesten her zaman bir adım önde oldu. Türkiye Cumhuriyeti olarak, içinde bulunduğumuz bu hassas dönemde de aynı desteğimizi vermeye devam edeceğiz.

Zorlu konular var: Mülkiyet, toprak, güvenlik, garanti konuları var. Bunların bazılarını 5’li formatta görüşeceğiz. Fakat artık bu konularda gayri resmi formatta da fikir alışverişinde bulunmanın faydası var diyoruz. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikolas Kotzias ile Girit Adası’nda bir araya geldik. Daha önce kendisi İstanbul’a gelmişti. Girit Adası’nda Kıbrıs ve ikili ilişkilerimizle ilgili konular dahil birçok konuda gayriresmi bir şekilde görüş alışverişinde bulunduk ve bunların çok faydalı olduğunu düşünüyoruz. Esasen 5’li formatta alacağımız kararlar konusunda karşılıklı pozisyonların gayriresmi bir ortamda, en azından beyin jimnastiği şeklinde değerlendirilmesi bence faydalıdır.

Hepimizin amacı; kalıcı bir barış, kalıcı bir çözüm ve Sayın Cumhurbaşkanının da biraz önce teyit ettiği çerçevede ve şartlarda, iki tarafın da huzur ve barış içerisinde yaşamasını sağlamaktır. Bunun için güven arttırıcı adımlar ve tedbirler dahil, her türlü katkıyı vermeye hazırız. Bir an evvel bu çabaların sonuç getirmesini istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak, zaman kaybedilmeden 3’lü ve 5’li formatta toplantıların gerçekleştirilmesini ve bu fırsatın artık kaçırılmamasını arzu ediyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Cumhurbaşkanımızla Ankara’da ve İstanbul’da yaptığı görüşmelerde de müzakerenin seyriyle ilgili detaylı bilgiler verdiler. Keza Başmüzakereci Özdil Nami arkadaşımız da, bugün ve daha önceki görüşmelerimizde bizleri bilgilendirdiler. Artık bu fırsatın kaçmaması gerektiğini Birleşmiş Milletler de söylüyor, biz de söylüyoruz. 2004’te önemli bir fırsatı kaçırdık. Sadece bir çözüm değil, bu bölgenin potansiyeliyle ilgili birçok fırsatı kaçırdık. Ama önümüze çıkan bu fırsatı değerlendirirsek, en azından gelecek nesillere bir sorun bırakmamış oluruz. Her zaman söylediğimiz gibi, bu son fırsat penceresini hep birlikte iyi değerlendirelim. Türkiye Cumhuriyeti olarak, her iki tarafın kabul edeceği bir çözüm konusunda desteğimizi vermeye devam edeceğiz. Zorlu bir süreç, kolay değil. Bu sebeple, Sayın Cumhurbaşkanına ve müzakereyi yürüten arkadaşlara da kolaylıklar ve başarılar diliyoruz.

SORU- Herhangi bir endişe duyuyor musunuz ve şu an vardığımız noktayı genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Müzakerenin seyriyle ilgili Ankara ve Lefkoşa arasında iyi bir diyalog var. Bilgilendirme konusunda da herhangi bir eksiklik yok. Hem yazılı bir şekilde, hem de toplantılarda bilgilendirme yapıyoruz. Diğer taraftan, garantörlükle ilgili yapılan bazı negatif açıklamaların, Kıbrıs Türk halkı üzerinde olumsuz etkilerini de görüyorsunuz. Esasen biz, özellikle Yunanlı dostlarımızdan sonuna kadar, yani beşli formata kadar bu konularda açıklama yapmamalarını da rica etmiştik. Bunun negatif etkileri de var. Ve tabii ki bu süreçte, Türk halkının endişelerini de iyi anlamak ve gidermek lazım. Ama bunu söylerken, güvenlikle ilgili olarak da Sayın Cumhurbaşkanının da söylediği gibi; her iki taraf, her iki halk da madem barış ve huzur içinde yaşayacak, o zaman kimsenin güvenlikle ilgili bir endişesinin de olmaması gerekir diyoruz. Burada bencil de davranmıyoruz. Ama garantiyle ilgili konularda, gereksiz açıklamaların da son derece yersiz olduğunu ve bu anlamda bizim için Kıbrıs Türk halkının talebinin önemli kriter olacağını bunu söylüyoruz.

Teşekkür ederim.

SORU- Sayın Cumhurbaşkanım, sorum size olacak; Rum Lider Anastasiadis bugün yaptığı açıklamada, görüşmelerin tutanaklarının bugün itibariyle Rum siyasi partilere açıldığını açıkladı. KKTC’de bugüne kadar tutanakların siyasi partilere açık olmadığı dönemler oldu mu? Siz neler söyleyeceksiniz?

KKTC CUMHURBAŞKANI MUSTAFA AKINCI- Benim göreve geldiğim andan itibaren hiç kapanmadı, sürekli Meclis dahil ilgili makamlara tutanaklar gidiyor. Milletvekilleri ve parti başkanları onları görme, okuma şansına sahip. Diğer makamlara da gidiyor. Dolayısıyla en azından kendi dönemimle ilgili olarak, böyle kapalı bir gün dahi olmadı, saat dahi olmadı. Ancak benden önceki dönemlerde de kapalı olduğunu tahmin etmiyorum. Tutanaklar bizde her zaman şu kayıtla açık olmuştur, o kayıt nedir? Bunlar tabii ki müzakere süreçleriyle ilgili hassas belgelerdir. Bunların da basında çarşaf-çarşaf yayınlanmaması gerekir. Zaman zaman bu konularda, bazı sızmalar oluyor. Hatta o sızmaların biraz da eksik ya da abartılı biçimde yansıdığını da görüyoruz. Şu gazete, bu gazete demiyorum, ama zaman zaman bunlar da oluyor. Güney’de de oluyor, bizde de oluyor. Olmaması gerekir. Yani bu dönemde, bu hassas dönemde mutlaka görüşme sürecini korumamız lazım. Bittiği zaman halka yeterli zaman dilimi tanınacağını, herkesin neyi oylayacağını bilerek sandığa gideceğini akıldan çıkarmamamız lazım. Alelacele bir referandum düşünmüyoruz. Hele bugün gazetelerimizden bir tanesinde referandum da olmayacak diye bir haber de vardı galiba; kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. Biraz önce Sayın Bakanın atıfta bulunduğu 11 Şubat 2014 belgesinin çok açık ve net bir maddesi vardır; her iki tarafta da anlaşma metni mutlaka halkın onayına sunulacaktır. Dolayısıyla orada da herhangi bir yanlış anlama olmasın diye bunu söyledim. Bilmiyorum bu konuda söylenebilecek başka daha ne var? Ancak dediğim gibi bizim dönemimizde böyle bir kapalı durum hiç yaşanmadı.

SORU- Sayın Bakanım, benim size bir sorum olacaktı. Az önce konuşmanızda da çok hassas bir süreçten geçildiğinden bahsettiniz. KKTC Hükümetiyle Sayın Cumhurbaşkanımız arasında son dönemde bazı karşılıklı açıklamalar oldu. Hükümet, Sayın Cumhurbaşkanının bilgi vermediğini, tutanaklarla ilgili sıkıntılar yaşandığından bahsetti. Bu medyada kriz noktasında oldu. Rum medyasında da çok geniş yer aldı. Siz nasıl bakıyorsunuz? Bu tartışmaların böyle hassas bir dönemde yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani tartışmaların içine beni de çekmek istiyorsunuz öyle mi?

Her şeyden önce hassas bir süreçteyiz doğru. Bu süreçte, her iki tarafın da sorumlu davranması gerekiyor. Rum Tarafı, özellikle doğalgaz rezervleriyle ilgili Ada’nın tek sahibi gibi davranmamalı. Ama Türk tarafında da farklı görüşler olabilir. Yarın referanduma gittiğimiz zaman, vatandaşlarımızın görüşleri de farklı olabilir. 2004’te referanduma giderken, siyasi partiler ya da siyasi partilerin liderleri arasında da farklı görüşler vardı; Ada’da da vardı, Türkiye’de de vardı. Tabii ki farklı görüşleri oturup görüşmek, konuşmak, iyi anlatmak, anlamak lazım ve gereksiz gerginliğe de dönüştürmemek lazım. Demokrasilerde farklı görüş olur. Hele hele böylesine önemli bir hassas konuda olabilir. Ama bizim temennimiz, hem Türkiye’de, hem de Türk Tarafı’nda birlik beraberlik içerisinde bu sürecin götürülmesidir ve Türkiye’de bu birlik beraberlik var. Esasen daha önceki gelişlerimizde de gördük. Hem ben, hem Başbakanımız, o günkü Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız, siyasi partilerle de burada bir araya geldik. Ve Ada’da da birlik beraberliği her zaman gördük, bundan sonraki süreçte de bu birlik beraberliği görmek isteriz. Tartışmaların içine de girmeyiz.

KKTC CUMHURBAŞKANI MUSTAFA AKINCI- Pekâlâ arkadaşlar, başka soru var mı? Yok.

Teşekkür ediyoruz, sağ olun.