Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hollanda Dışişleri Bakanı Sayın Stef Blok ile Ortak Basın Toplantısı, 3 Ekim 2018, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok değerli basın mensupları, değerli konuklar. Bugün Ankara’da mevkidaşım Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok’u ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Kendisine ülkemize hoş geldin diyorum, ve ilişkilerimizin normalleşmesi sürecinde kendisiyle yakın işbirliği içinde çalıştık. Ve 23 Temmuz’da yaptığımız ortak açıklama sonrasında yine gerek Viyana’da gerek Brüksel’de ve diğer ortamlarda görüşme imkanımız oldu. Büyükelçilerimizi karşılıklı olarak atadık ve geçtiğimiz hafta Büyükelçilerimiz Ankara’da ve Den Haag’da, Lahey’de göreve başladılar. Ve bugün Stef Blok’un ülkemize yaptığı ziyaretten mutluluk duyuyoruz. Kendisiyle biraz önce baş başa, benim odamda ve daha sonra heyetlerimizle birlikte samimi ve verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte o iki yıllık açığı nasıl kapatırız ve değişik alanlarda hangi adımları birlikte atabiliriz, bunları görüştük.

Ekonomik ilişkilerimiz bizim için önemli ve şu anda küresel doğrudan yatırım açısından Hollandalı firmalar Türkiye’de birinci sırada. Aynı şekilde Türk firmalarının da Hollanda’daki yatırımının giderek arttığını görüyoruz, iki sene önce bu rakam 7 milyar Dolar civarındaydı, şu anda 10 milyar Doları geçti, ama Hollandalı firmaların Türkiye’deki doğrudan yatırım miktarı 23 milyar Doları geçti ve bu trendin devam edeceğinden şüphemiz yok. Ama diğer taraftan ikili ticaret hacmimiz de 7 milyar Dolar değil de 10 milyar, 15 milyar Dolara çıkarmak için var olan mekanizmaları bundan sonra daha etkin kullanacağız.

Karma Ekonomik Komisyonu eş başkanını Türkiye tarafı olarak atadıktan sonra, en kısa süre içinde bu toplantıyı gerçekleştireceğiz. Ama DEİK’in şimdiden Hollanda’daki muhatabıyla bir toplantı düzenlemek için anlaştığını ve üzerinde çalıştıklarını da görüyoruz, ticaretimizin artması bakımından önemlidir.

Bugün terörle mücadele dahil birçok konuyu da ele aldık. Geçtiğimiz yıllarda Terörle Mücadele Forumunun eş başkanlığını Hollanda’yla beraber yapmıştık ve toplantılara eş başkanlık yapmıştık. Özellikle yabancı terörist savaşçılar ve terörle mücadele konusunda iki ülke arasında istihbarat paylaşımı ve yine bilgi paylaşımı konusunda daha yakın işbirliği içinde çalışmamız gerektiğini ikimiz de vurguladık.

Hollanda’yla 2012 yılında ilişkilerimizin 400. yılını kutlamıştık ve 400 yılı aşkın bir ilişki ve dostluk var. Ve geçtiğimiz iki yıl önce yaşanan o üzüntücü verici ve tekrarlanmaması gereken hadiseyle bazı olumsuz ayları ve yılları hatta yaşadık diyebiliriz. Fakat o günlerden ders alarak bir daha bunların tekrarlanmaması gerektiğine inanıyoruz ve bundan sonra pozitif gündeme odaklanarak ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Kültürel alanda keza atabileceğimiz adımlar var.

Bugün Hollanda’da yaşayan Türk toplumunun konularını da gündeme getirdik. Aynı şekilde Hollanda veya Türk-Hollanda vatandaşı olan, çifte vatandaş olan kişilerin de durumunu yine birlikte ele aldık.

Ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini de ele aldık. Göç mutabakatını Avrupa Birliği’yle Hollanda’nın Dönem Başkanlığında imzalamıştık ve o günlerde Hollanda Başbakanı Rutte ve Şansölye Merkel’in çok büyük katkıları olmuştu ve bugün bu anlaşmayı iki taraf olarak da devam ettiriyoruz, bu konudaki işbirliğimizi güçlendireceğiz.

Yine Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi, vize serbestisi, geri kabul anlaşması gibi Avrupa Birliği’yle ortak çalışma alanlarımız var ve bu pozitif ortamı yaratmak için Hollanda’nın da elbette desteği önemli. Türkiye’deki reform süreci konusunda da Reform Eylem Grubu Toplantısı ve attığımız adımlar konusunda da Stef Blok’a bilgi de verdim.

Bugün biz Avrupa’yla ve de Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi tekrar canlandırmak istiyoruz, Türkiye’de bu kararlılık var, ama Avrupa ülkelerinden ve Avrupa Birliği’nden de aynı yaklaşımı görüyoruz, bunun devam etmesi gerekiyor. Şu günlerde özellikle tek taraflı şekilde alınan adımlar, ticaret savaşlarının olduğu bir dönemde çok taraflılık tekrar konuşulmaya başladı. Biz de Türkiye olarak çok taraflılığa inanıyoruz, ama çok taraflılığın etkin olması gerekiyor. Etkin çok taraflılık için herkesin katkısı önemli ve bölgesel örgütlerin ve uluslararası örgütlerin de daha etkin, daha görünür olması gerekiyor ve daha kritik rol oynaması gerekiyor. Dolayısıyla bu çok taraflılık anlayışı içinde Avrupa’yla olan ilişkilerimizi daha da güçlendireceğimize inanıyoruz, Cumhurbaşkanımızın son Almanya ziyareti de bunun bir göstergesi oldu.

Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde ben de bu ziyarete karşılık olarak Hollanda’yı ziyaret etmek istiyorum, bunu da konuştuk ve orada da yine bu görüşmelerimizi sürdüreceğiz, ama bu süre içinde tabii diğer kurumlarımız ve bakanlıklarımız da birlikte çalışmaya devam edecek.

Ben bu duygularla Stef Blok’a hoş geldin diyerek sözü kendisine bırakmak istiyorum.

HOLLANDA DIŞİŞLERİ BAKANI STEF BLOK- Çok teşekkür ederim.

Bugün pozitif bir gün ikili ilişkilerimiz açısından, Türkiye ve Hollanda ilişkileri de son derece önemli bir aşamaya geliyor. Sayın meslektaşım Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’yla bugün bazı toplantılar gerçekleştirdik, daha önce de tabii ki NATO ve Avrupa Birliği çerçevesinde toplantılar gerçekleştirmiştik.

Bu çerçevede sizin de belirttiğiniz gibi 400 yıldır devam eden iyi ilişkiler var, tabii ki kültürel bir iletişim söz konusu ve çok geniş kapsamlı bir iletişim, etkileşim var. Örneğin, kültürel işbirliğimize baktığımızda; belli bir süre Türk öğrencilerin Hollanda’da okuması, yine aynı zamanda Hollanda’dan Türkiye’ye turistlerin gelmesi ve bu sayının artması, bütün bunlar son derece önemli konular ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguluyor. Bir kez daha Temmuz ayında Büyükelçilerin tekrar atanmasıyla ilgili süreci başlattığımız için ne kadar mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu iki yeni Büyükelçimizin ikisi de bizimle bugün burada.

Türkiye çok önemli bir NATO müttefikimiz ve gerçekten bizi etkileyen son derece önemli faktörler var. Ancak tabii ki Türkiye şu anda 3,5 milyondan fazla mülteciye de ev sahipliği yapıyor, bunun mutlaka tanınması ve takdir edilmesi lazım.

Türkiye, İdlib’le ilgili olarak son derece pozitif bir rol oynadı ve burada çok önemli bir kilit noktasındaydı. Bu çerçevede tabii ki güvenlikle ilgili bir krizi de önlemiş olduk. Bu çerçevede Türk meslektaşımı bu başarısından dolayı bir kez daha tebrik etmek isterim.

Türkiye zor zamanlar geçirdi son birkaç yılda. Tabii ki Türkiye’deki demokrasinin Temmuz 2016’da almış olduğu darbe çok önemliydi. Bugün de gerçekten bu çerçevede bunun etkilerini hala hissetmeye devam ediyoruz. Ancak çok net olan bir şey var, demokrasi ve demokrasinin korunması her zaman çaba gösterilmesi gereken bir konudur. Hükümetler olarak vatandaşlara karşı bu bizim bir görevimizdir. Aynı zamanda Avrupa Konseyi’nin üyeleri olarak bizler buna imza atmış ülkeleriz. Dost ülkeler arasında mutlaka birbirimizi sürekli bu anlamda uyarmaya devam etmeliyiz, bu bize bu fırsatı da tanıyacaktır. Bu çerçevede karşılıklı endişelerimizi de dile getirdik bugünkü toplantılarımızda. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü konularını da ele aldık.

Karşılıklı bizi ilgilendiren bir başka konu, terörizmle ilgili tehdit, tabii ki bu da çok önemli. Hollanda ve Türkiye gerçekten çok önemli ortaklar ve bu çerçevede çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta terörizmle mücadele konusundaki atılan adımları Sayın Bakan Çavuşoğlu’yla görüşme fırsatım oldu, diğer meslektaşlarımızla da bu konuları ele aldık. Gelecekte bu işbirliğinin özellikle de güvenlik alanında çok daha verimli bir şekilde devam edeceğine inanıyorum.

Evet, son yıl Türkiye’yi ziyaret eden 8 binden fazla Hollanda vatandaşı oldu ve bu çerçevede ticari ilişkilerimiz turizmin yanında devam etti. Bu çerçevede Türkiye ve Hollanda arasındaki ilişkileri işte bu kişiler tanımlıyorlar.

Sözlerime son verirken bir kez daha ev sahibime, Sayın Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na teşekkür etmek istiyorum ve bu çerçevede Hollanda-Türkiye arasındaki işbirliğinin devam etmesini ve bu şekilde ilerlemesini ümit ediyorum. Aynı zamanda her iki ülkeyi ilgilendiren konularda da ortak çabalarımıza devam edeceğiz.

SORU- Bildiğiniz gibi Makedonya’da bir referandum gerçekleştirildi isim değişikliğiyle ilgili, öncelikle bu konuya ilişkin değerlendirmeleriniz ve vatandaşın katılımı yönündeki düşünceleriniz nedir efendim?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.

Biz de yakından takip ettik, önemli, kritik bir referandumdu. Sonuçta referandumların ve de seçimlerin demokratik, şeffaf olup olmaması her zaman önemlidir. Ben de geçmişte Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi adına Makedonya’daki seçimleri gözlemlemek için gitmiştim ve bu anlamda Makedonya’daki olumlu gelişmeleri de yakından takip etmiştim.

Sonuçta bu referandum sonucu Makedonya halkının kararıdır. Biz buna saygı duymak durumundayız. Diğer taraftan, NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin bu referandumdan dolayı, referandumun sonuçlarından dolayı Makedonya’yla işbirliğinden geri adım atmaması gerekiyor. Makedonya biliyorsunuz en son zirvede tüm müttefiklerin konsensüsüyle üyelik için davet edildi. Ve NATO üyeliği için müzakerelerin devam etmesi gerekiyor. Aynı şekilde Avrupa Birliği’nin de sadece Makedonya değil Batı Balkanlar’a daha fazla önem vermesi gerekiyor ki bu konuda Türkiye-Avrupa Birliği, Türkiye-NATO üyesi ülkeler hep birlikte Batı Balkanların istikrarı, barışı, huzuru ve geleceği için ve Avrupa Atlantik entegrasyonu için birlikte çalışmamız gerekiyor.

SORU- Benim Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu’na bir sorum olacak. Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan ve siz Hollanda halkının ve Hollanda Hükümetinin Nazilerden ve faşistlerden kalan bir halk olduğunu ifade ettiniz. Bugün de yine Hollanda Hükümeti ve Hollanda halkıyla ilgili olarak böyle bir düşünceniz var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben bu konuda sizinle aynı fikirde değilim. Maalesef medya sizin gibi durumlarda çok farklı bir rol oynuyor ve negatif bir rol oynuyor. Biz, ne ben, ne Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan hiçbir şekilde böyle bir şekilde bir yorumda bulunmadık. Bize Nazi zamanında olan bazı şeyleri hatırlatıyorlar dedik, ama hiçbir zaman Hollanda halkını Nazi olmakla ya da Hollanda Hükümetini Nazi olmakla suçlamadık, böyle söylemedik.

Almanya’da da yine aynı şekilde şunu ifade ettik: Olan şeyler aslında kabul edilebilir şeyler değil ve hiçbir şekilde bu tür davranışları bizim ülkemizde ya da herhangi bir başka ülkede kabul edemeyiz. Size bir tek şeyi söylemek durumundayım; Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiğiniz zaman kendisine diktatör diyorsunuz, her ne kadar bütün seçimleri kazansa da. Bu tamamıyla normal, biz buna cevap verdiğimiz zaman bu sizin hoşunuza gitmiyor. Daha önce de size birkaç kez ifade ettiğim gibi, sizler belli derslere alışmışsınız, ama başkalarından herhangi bir şekilde cevap almak hoşunuza gitmiyor; bence Batıda problemlerden bir tanesi bu, yani Türkiye’yi ya da başka ülkeleri nasıl gördüğünüz. Bu sebeple hiçbir zaman Hollanda halkını bu şekilde suçlamadık, sadece eleştirdik, o dönemki Hollanda Hükümetini olan bitenden dolayı, bu kadar. Ve anlaştığımız gibi biz o günleri geride bıraktık ve şimdi geleceğe bakıyoruz.

SORU- Benim sorum Sayın konuk Bakana olacak. Türkiye son zamanlarda Avrupa Birliği’yle ilişkilerinde büyük bir ivme kaydetti, ancak henüz tam olarak üyelik süreci tamamlanmadı bildiğiniz gibi. Siz Hollanda olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz, Türkiye’nin üyeliği konusunda ve son zamanlardaki bu konuda kaydedilen ivme konusundaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

HOLLANDA DIŞİŞLERİ BAKANI STEF BLOK- Öncelikle müzakereler belli bir noktada durdu. Bildiğiniz gibi birçok kriter var yerine getirilmesi gereken, özellikle hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi konularda ve bu kriterler orada ve bunların bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Yani burada bazı adımların atılması lazım, bu konuda ilerleme sağlayabilmek için adımların atılması gerekiyor.

SORU- Benim aslında her iki bakana da bir sorum var.

Sayın Blok için şunu sormak istiyorum: Hollanda bu zor ekonomik koşullar altında Türkiye’yi ve Türk ekonomisini desteklemek için neler yapabilir?

Sayın Çavuşoğlu’na ise sorum şu: Sizin Hollanda Hükümetinden bu anlamda beklentileriniz nelerdir?

HOLLANDA DIŞİŞLERİ BAKANI STEF BLOK- Evet, Türkiye’nin ekonomik anlamda bazı engellerle karşılaştığını biliyorum, ama aynı zamanda Türkiye’nin de çok önemli ekonomik fırsatları olduğunu, imkanlarını olduğunu biliyorum, çok büyük bir büyüme potansiyeli var, bu son 10 yılda bize birkaç kere tekrar tekrar gösterildi. Hollanda şu aşamada Türkiye’yle ortaklık gerçekleştiriyor birçok alanda, ama aynı zamanda Hollanda halkında yatırım yapmak isteyen kişilerin olduğunu da biliyorum. Bu sebeple Karma Ekonomik Komisyon toplantısını her iki ülkenin de iş çevrelerini bir araya getirmek için kullanmak istiyoruz ve bu çerçevede ticari ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Biz bu şekilde Türkiye’ye, aynı zamanda kendimize de yardımcı olabiliriz, çünkü ticaret iki taraflıdır.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.

Esasen Türkiye’ye yönelik özellikle bu kurla ilgili bir saldırı olduğu açık, bunun nedenlerini de çok iyi biliyoruz, geçici bir dalgalanma da yaşadık. Fakat bizim bankacılık sistemimiz ve finans sistemimiz son derece güçlüdür ve hiçbir zaman disiplini de elden bırakmadık. Ama her alanda olduğu gibi de ekonomi alanında da reform devam eden bir süreçtir ve bu konuda da önemli reformlarla ilgili adımlar da atıldı, gerek Hazine ve Maliye Bakanımız, gerek ekonomiyle ilgili arkadaşlarımız gerekli çalışmaları yapıyor, tedbirlerimizi de aldık ve özellikle kur dalgalanmasını bir istikrara kavuşturmak için aldığımız tedbirlerin de neticesini görmeye başladık.

Zaten Stef Blok son derece güzel bir şekilde açıkladı, bu tür geçici krizler olabilir. Türkiye’nin geçmişinde de çok ciddi ekonomik krizler de oldu 2000 yılında hatırlıyorum, yine 94-95 yıllarında da olmuştu. Son 17 yıl da dünya için, Avrupa için kolay olmadı, etrafımızda büyük zorluklar var, tüm bunlara rağmen Türkiye ekonomisi istikrarlı bir şekilde büyüdü ve sadece Türk yatırımcılar için değil küresel yatırımcılar için, küresel sermaye için de çok önemli fırsatlar sundu ve bundan da en çok Hollandalı firmalar yararlandılar ve ara ara kendileriyle görüşüyoruz, Türkiye’de olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorlar. Tabii ki para kazanacaklar, Türkiye de kazanacak. Ve şu anda Türkiye’de yatırım için gerçekten en doğru zamandır ve Hollanda’dan gelecek doğrudan yatırımların artmasını tabii ki temenni ederiz. Zaten Hollanda’daki Türk yatırımcıların yatırım miktarı da artıyor, ama iki ülke arasındaki ticaretin artması da, ki ticarette de bir denge var, her iki taraf da kazanıyor, artması da her iki ülkenin yararınadır, zaten bu konuda da kararlıyız.

Çok teşekkür ediyorum.